Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/3186 E. 2019/2546 K. 15.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/3186 Esas
KARAR NO : 2019/2546
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/11/2016
NUMARASI : 2013/401 E. – 2016/549 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 15/11/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA:Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; davacı ile davalının, davacının yeğeni … ile davalıya ait olan … Ltd Şti arasında İran’a ihraç edilecek paket tavuk işinin yapılması aşamasında tanıştığını, davacının bu işle ilgili davalıya da aracılık eden kişilere yeğeni … için refarans olduğunu, … ve davalı arasında bu ticaret işleminin gerçekleştiğini, taraflar arasında bazı hukuki ihtilaflar da gerçekleştiğini ve bu hususta taraflar arasında Yalova 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/646 esas sayılı dosyası ile dava görüldüğünü, davalının davacının bu ihtilafları konuşmak için Bahçeşehir İstanbul’da olan iş adresine davet ettiğini, davacının bu adrese gittiğinde davalının adamlarının davacının kafasına silah dayadığını ve bu vaziyette davaya konu takibin dayanağı senedin imzalandığını, davalı ile davacı arasında herhangi bir ticareti olmadığını, ayrıca davalının bu parayı verebilecek herhangi bir ekonomi gücü de olmadığı, davalının uzun bir müddet uhdesindeki senedi icraya koymadığını, devamında davaya konu İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında icra takibi yaptığını, davacıya ödeme emri tebliğ edildiği gibi tehdit sonucunda bu senedi imzalamak zorunda kalan davacının Karacabey Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulunduğunu, Karacabey Savcılığı’nın yetkisizlik kararı vererek dosyayı Küçükçekmece C.Başsavcılığı’na gönderdiğini, davacının Cumhuriyet Başsavcılığına vermiş olduğu şikayet dilekçesinde olayı çok açık bir şekilde anlattığını, davacının işbu icra takibi ile tüm hesaplarına, gayrimenkullerine, aracına haciz konulduğunu ve davacının ticaret yapamaz hale geldiğini, bu vaziyetten sıyrılmak mecburiyetinde kalan davacının, davalı ile protokol yapmak zaruretinde kaldığını, bu nedenle davacının savcılık ve icra mahkemesinde görülen davalarından feragat etmek mecburiyetinde kaldığını, davalı ile davacının avukatlarında huzurunda kendi aralarında bir protokol hazırlandığını, bu protokol gereği davacının davalıya 120.000USD ve avukatlık ücreti, masrafları ödemeyi kabul ettiğini, protokol gereği ödemelerini yaptığını, bu ödemelerin yapıldığına dair davalı tarafın icra dairesine beyanı bulunduğunu, yapılan ödemelerin tahsil harçlarının davacı tarafından ödendiğini, davalının bu protokol gereği ödemenin bitiminden sonra davacıya ait senedi iade edip, icra dosyasından feragat etmesi gerektiğini, ancak davalının feragat etmediği gibi hacizleri de fek etmediğini, hali hazırda kalan kısım ile alakalı menfi tesbit talebinde bulunmak istemi ile mahkemeye müracaat etmek zorunda kaldığını beyanla, davacının İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından davalıya borçlu olmadığının tesbitine, davalının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, davacının gayrimenkullerinin icra dosyasından hacizli olduğu için teminatsız takibin durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; mahkeme huzurundaki derdest davanın süresinde açılmadığını, davacı tarafın aslında borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kaldığı iddiasında olduğunu, herhangi bir kabul anlamına gelmediğini belirterek, ödeme yaptığını iddia ettiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde davayı açmış olması gerektiğini, dosya münderecatı incelendiğinde ise, söz konusu sürenin geçirildiğini, davanın bu nedenle reddi gerektiğini, davacıdan alınan bilgi doğrultusunda belirttiği üzere davacı tarafından sunulan dilekçede ileri sürülen iddiaların gerçek durumu yansıtmayan soyut nitelikte iddialar olduğunu, dilekçelerine ekledikleri bu yazışmalar dahi taraflar arasında ticari ilişkinin mevcut olduğunu ispata tek başına dahi yeterli olduğunu, bu eklerin varlığının dahi taraflar arasında ticari münasebet olduğuna tek başına ve açık delil teşkil etmeye yeterli olduğunu, taraflar arasında tavuk/parça tavuk alım-satımı şeklinde cereyan eden ticari ilişki olduğu hususunun izahtan vareste olduğunu, senedin zorla imzalattırıldığı iddialarının da diğer iddialar gibi soyut ve afaki nitelikte olup ispata muhtaç olduğunu,davaya konu senedin zorunlu unsurlara haiz ve geçerli olup, davacıdan alınan bilgi doğrultusunda belirttikleri üzere, davacı ile davalı arasında mevcut tavuk alım satımı temelli ticari münasebet neticesi müvekkiline verildiğini, yani ortada tüm yasal şartlara ve zorunlu unsurlara haiz geçerli bir senet bulunduğunu, bu durumda, davacı tarafın soyut iddialar yerine senet gibi güçlü bir delile karşı yazılı delil bildirmesi ve tüm iddialarını yazılı delil ile ispat etmesi gerektiğini, bu minvalde tanık deliline dayanamayacağını, tanık deliline de muvafakat etmediklerini, taraflar arasında imzalanan protokol hükümlerinin son derece açık olup, davacı tarafın kendi dayandığı delil ile iddialarının mesnetsiz ve afaki olduğu hususunu bir kez daha ortaya çıkardığını, söz konusu protokolde savcılık nezdinde yapılan şikayet ve Hukuk Mahkemesinde derdest olduğu belirtilen davadan feragat edileceğinin belirtilmiş olduğunu,dava dilekçesinde ise belirtilen şikayet ve davalardan feragat edildiğinin eklendiğini, dolayısıyla şikayetinden ve davasından feragat eden davacının hala ve nasıl söz konusu şikayet ve dava dosyasına delil olarak dayandığını anlamakta güçlük çektiklerini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI:İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davanın kabulu ile, davacı tarafın İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası sebebiyle davalıya borcunun kalmadığının ve borçlu olmadığının tespitine, davalının kötü niyetli olduğu anlaşılamadığından kötü niyet tazminatı takdirine yer olmadığına karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ:Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; taraf vekillerinin 28.05.2013 Tarihinde bir araya gelerek İstanbul ….İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyasına konu alacağa ilişkin belirtilen şartlarda anlaşıldığını;
“-Takip dosyasına konu borcun, borçlu tarafından protokol da taahhüt edilen tarihlerde ödenmesi halinde alacak rakamında istonto yapılacaktır.-Borçlu (davacı …);28/05/2013 tarihinde 20.000- Amerikan Doları,15/06/2013 tarihinde 20.000- Amerikan Dolan,15/08/2013 tarihinde 20-000- Amerikan Doları,15/09/2013 tarihinde 20-000- Amerikan Doları,15/10/2013 tarihinde 20.000- Amerikan Doları,15/11/2013 tarihinde 20.000- Amerikan Doları,ödemeyi kabul ve taahhüt etmiştir.Tüm takip masrafları (tahsil, feragat harçları vs sair tüm masraflar) borçlu tarafından ayrıca ödenecektir. Ayrıca borçlu tarafından, alacaklı vekiline 20.000,00-Türk Lirası vekalet ücreti ödenecektir.-Borçlu tarafından, yukarıda yazılı ödemelerin belirtilen tarihlerde yapılması halinde, yani, masraflar ve vekalet ücreti haricinde, toplamda 120.000-Amerikan Dolarının taahhütlere uygun olarak ve Ödeme için tanınan 10 günlük opsiyon süreleri geçirilmeden ikierımesi halinde, kalan bedele ilişkin olarak alacaklı tarafından takibe devam edilmeyecek, bu suret1e borç rakamında iskonto yapılmış olacaktır.-Ancak, borçlunun yukarıda yazılı ödeme taahhütlerine aykırı davranması halinde, alacaklı tarafından takibe konu olan borçta herhangi bir ıskonto yapılmayacak olup, takibe kaldığı yarden ve topiam borç rakamı üzerinden devam edilecektir.” şeklinde olduğunu,Protokolün, karşılıklı ortak mutabakatla ye taraflar ile taraf vekillerinin imzalaması neticesinde 23/05/2013 tarihinde yürürlük kazandığını, protokolün imzalanmasından sonra yapılan ödemelerin 10 günlük opsiyon süresi ile birlikte değerlendirildiğinde ödeme tarihlerine ilişkin ihlallerin olduğunun görüldüğünü, raporda yer alan 12.000 TL ve 3.000 TL’lik ödemelerde icra harçlarının kesintisi yapılması nedeni ile müvekkiline ödenen daha az olduğunu, takip dosyasına ödenen tutarların değil, müvekkiline ödenen tutarların o tarihteki döviz kuru üzerinden Amerikan Dolarına çevrilmesi gerekli olduğunu, raporun hatalı olduğunu, davacının protokole uymadığını, protokole aykırılık durumunun da sözleşmede açıkça kararlaştırıldığını, borçlu tarafından vekalet ücreti ödenmiş ise de; tüm takip masraflarının ödenmediğini,Protokol gereğince müvekkilinin iskontoya ilişkin ediminden vazgeçip takibe bakiye borç miktarı üzerinden devam etme hakkının olduğunu, Bakırköy ….Noterliği’nin 01.07.2013 Traih … yevmiye nolu ihtarnamesi ile “… İskonto yapılmayarak takibe kaldığı yerden devam edileceğinin ihtar edildiğini”, müvekkilinin böylelikle borçlunun temerrüdü nedeni ile iskontodan vazgeçtiğini ve bu nedenle protokolle bağlı olmayacağını belirterek aksine yorumla davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğun belirtmiş ve kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.İstinaf dilekçesi davacı vekiline tebliğ edilmiş olup davacı vekili istinafa cevap dilekçesi sunmamıştır.
İNCELEME:İstanbul …İcra müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında 28.02.2013 ‘te başlatılan takipte; alacaklı …, borçlu … olup takip; 345000,00USD bedelli senede dayalı; 623.829TL asıl alacak ve 27.687,75TL işlemiş faiz ki toplam; 651.516,75TL asıl alacak üzerinden başlatılmıştır. Takibin devamı sırasında borçlu vekili icra dosyasına protokol örneğini ve bir kısım ödeme makbuzlarını sunmuş, icra md.lüğünce alacaklı vekiline muhtıra çıkarılmıştır. Alacaklı vekili, 25.11.2013 tarihli dilekçesinde; 61000USD, 56.930 TL’nin haricen tahsil edildiğini, aynı tarihli ikinci dilekçesinde ise; haricen hesaba 22.500USD gönderildiğini belirterek tahsil harçlarının alınmasını talep etmiştir.Takip dosyasında; 21.06.2013 tarihinde 12000TL, 28.06.2013 tarihinde 3000TL ödeme yapıldığı, harç kesintileri yapıldıktan sonra bakiye tutarın alacaklı vekiline reddiyatının yapıldığı anlaşılmaktadır.Bono incelendiğinde; davalının keşideci, davalının lehtar olduğu, 345000USD bedelli senedin tanzim tarihinin; 30.10.2012, ödeme tarihinin 30.11.2012 olduğu senette nakden kaydı olduğu görülmektedir. Küçükçekmece CBS 2013/16699 soruşturma sayılı dosyası dosya arasında mevctu olup incelendiğinde; müştekinin …, şüphelilerin; … ve Meçhul şüpheli olarak yer aldığı , birden fazla kişi tarafından yağma suçundan başlatılan takipte 01.07.2013 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiği görülmüştür. Davacının 18.06.2013 tarihli dilekçesi ile; tehdit teşkil edecek bir davranışın gerçek anlamda teşekkül etmediğini, şikayetini geri aldığını belirttiği görülmüştür.
GEREKÇE:Dava, İİK’nın 72.maddesi uyarınca açılan menfi tespit davasıdır.İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Somut uyuşmazlıkta; davacı, takibe konu senedin zorla alındığını, bonoya dayalı herhangi bir borcu olmadığını ancak aleyhinde takip başlatılması nedeni ile davalı ile protokol yapıldığını ve protokole konu borcun ödendiğini ve protokol gereği kalan takip tutarından sorumlu olmadığını iddia etmiştir.Davalı vekili ise, senedin taraflar arasındaki ticari ilişki (tavuk alım satımına dayalı) nedeni ile verildiğini, protokolün şartlarının tam olarak yerine getirilmemesi nedeni ile bakiye takip borcunun devam ettiğini savunmuştur.Taraflar arasındaki 28.05.2013 Tarihli protokol ihtilafsız olup; protokolde ödeme miktarları (20.000’er USD olarak toplam 120.000,00USD) ve ödeme süresi (10 gün) açıkça kararlaştırılmıştır. Davacı tarafça bir kısım ödemenin gününden sonra yapıldığı sabit ise de; sözleşmedeki son taksidin ödendiği tarih itibarı ile borcun fazlasıyla 121.000,00USD olarak ödendiği rapor ile anlaşılmakla; bilirkişi raporu ve TMK 2.maddesi gereğince davanın kabulüne karar verilmesine ilişkin ilk derece mahkemesinin kabulü yerindedir. Ancak; takip değeri (345.000USD’nin TL karşılığı olan) 623.829,00TL olup, dava ise (120.000USD mahsup edilerek) 225.000USD üzerinden açılmış ve 450.000Tl harç yatırılmıştır. Mahkeme taleple bağlı olup harçlandırılan değer üzerinden borçlu olmadığının tespiti kararı verilmeliyken; takip yönünden borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş olmakla hüküm bu kısmı yönünden hatalı olup ilk derece mahkemesinin kararının bu yönü ile kaldırılmasına, HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince yeniden hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-Davalı vekilinin istinaf isteminin KABULÜNE,2-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/11/2016 gün ve 2013/401 Esas, 2016/549 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Davacının davasının KABULÜ ile, İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına konu asıl alacağın 450.000TL’si yönünden davacının davalıya borçlu olmadığının TESPİTİNE,-Kötü niyet tazminatı takdirine yer olmadığına, 4-İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 30.739,50TL nispi karar harcından peşin alınan 7.684,90TL den mahsubu ile bakiye 23.054,60TLnin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 31.950,00TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,-Davacı tarafından yapılan başvurma harcı 24,30TL, peşin harç 7.684,90TL, vekalet harcı 3,75TL, bilirkişi ücreti-tebligat ve tezkere giderleri olan 1.509,00TL olmak üzere toplam 9.221,95TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;-İstinaf talebi kısmen kabul edildiğinden davalı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,-İstinaf yargılaması için davalı tarafından yapılan 62,00 TL tebligat, müzekkere ve posta giderinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 6-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtayda temyiz yolu açık olmak üzere 15/11/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.