Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/3182 Esas
KARAR NO : 2019/2585 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/03/2017
NUMARASI : 2015/97 E. – 2017/49 K.
DAVANIN KONUSU: Marka tecavüzün ref’i, önlenmesi, tazmini ve manevi tazminat
KARAR TARİHİ: 22/11/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; davacının Türk Standartlar Enstitüsü’nün 132 sayılı Kanunla kurulmuş olan tüzel kişiliğe haiz bir kamu kurumu olduğunu, davacının TSE Ürün Belgelendirme Yönergesini temel alarak ürün belgelendirmesi yaptığını, TSE markasının Türk Patent Enstitüsü nezdinde tescil edilmiş olduğunu, “TSE” ibareli markalarının davacı TSE’nin izni olmadan kullanılamayacağını, davalı şirkete ait “www…gen.tr” alan adlı web sitesi içerisinde yer alan http://www…..gen.tr/kalite-belgelerimiz/tse/ adresli internet sayfasında söz konusu şirket adına düzenlenmiş olan SAHTE TSEK BELGESİ ve bu belge üzerinde TSEK Marka logosunun haksız olarak kullanıldığının tespit edildiğini, İstanbul Anadolu 1. FSHHM’nin 2015/31 D.iş sayılı dosyası ile davalıya ait “www……gen.tr” alan adlı internet sitesi üzerinde delil tespiti yapıldığını, TSE Ürün Belgelendirme Yönergesine göre markanın sözleşme ile kullanılabileceği, TSEK markasını kullanma hakkını veren TSE Kritere Uygunluk (TSEK) belgesi’nin TSE tarafından kabul edilen teknik özelliklere uygunluğunu belirten ve akdedilen sözleşme ile TSEK markası kullanma hakkı veren, firma adına düzenlenen ve üzerlerinde TSEK markası kullanılacak malların ticari markası, cinsi, sınıfı, tipi ve türünü belirten, geçerlilik süresi bir yıl olan bir belge olduğunu, davalı eyleminin davacının markasına zarar verdiğini, haksız kazanç sağladığını, nihai tüketiciyi mağdur ettiğini, Türk Standartları Enstitüsü Belgelendirme Yönergesi’nin m.45/1, 2 maddesinde haksız kullanımın yaptırımlarının düzenlendiği, davalı eyleminin marka hakkına tecavüz teşkil ettiğini belirterek, davalının TSE markasına vaki tecavüzünün ve haksız rekabetin tespitine ve menine, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak şartıyla şimdilik 8.873,60 TL maddi ve 13.310,40 TL manevi tazminatın fiilin gerçekleştiği 17/05/2014 tarihinden itibaren ticari işlerde uygulanan avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, masrafı davalıdan alınmak üzere tirajı en yüksek iki gazeteden birinde hükmün ilanına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalıya usulüne uygun tebligat yapıldığı halde cevap dilekçesi sunulmadığı gibi duruşmalara da katılmamıştır. İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 23/03/3017 tarihli 2015/97 Esas- 2017/49 Karar sayılı kararıyla; davanın kısmen kabulüne, davalının davacının marka hakkına tecavüz ettiğinin ve haksız rekabette bulunduğunun tespitine, marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin men’ine, 8.873,60 tl maddi tazminatın 16.05.2014 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 8.000,00 TL manevi tazminatın 16.05.2014 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin 5.310,40 TL’lik manevi tazminat talebinin reddine, masrafı davalıdan alınmak suretiyle kararın Türkiye çapında yayın yapan ve traji yüksek olan 2 gazeteden birinde ilanına karar verilmiştir.Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; markaya tecavüzün ve ayrıca haksız rekabetin ağırlığı dikkate alındığında, manevi tazminatın düşük olduğunu, delil tespiti dosyasından yapılan yargılama gideri ve vekalet ücreti talebine ilişkin olumlu olumsuz bir karar verilmemiş olmasının hukuka aykırı olduğunu beyanla, mahkeme kararının kaldırılarak yeni bir karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde; D.İş. Dosyasında alınan raporda şikayete konu marka ve logoların 05/05/2015 inceleme tarihi itibarıyla yayınlanmadığının tespit edildiğini, kullanıma devam edilmeme şartı gerçekleşmediğinden müvekkilinin kusurlu olduğu sonucuna varılamayacağını ve men kararı verilemeyeceğini, tazminatın taktirinin mahkemeye ait olduğunu ancak müvekkilinin TSE markası kullanmadığından tazminata hükmedilmesinin de hukuka aykırı olduğunu beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.İstanbul Anadolu 1. FSHHM’nin 2015/31 D.İş sayılı dosyasında alınan 06/05/2015 tarihli bilirkişi raporunda; davalı şirkete ait www…….gen.tr alan adlı web sitesi içerisinde yer alan http://www…..gen.tr/kalite-belgelerimiz/tse/ adresli internet sayfasında söz konusu şirket adına düzenlenmiş olan sahte TSEK belgesi ve bu belge üzerinde TSEK markasının haksız olarak kullanıldığının tespit edildiğinin beyan edildiği görülmüştür.İlk derece mahkemesi tarafından alınan 29/11/2016 havale tarihle bilirkişi raporunda; marka sahibinin izin veya icazeti olmaksızın markanın kullanılması nedeniyle marka hakkına tecavüz şartlarının mevcut olduğunu, 1 yıllık emsal belge- marka kullanma tavan ücretinin 3.760.00 TL., %18 Katma Değer Vergisinin 676,80 TL, buna göre ara toplamın 4.436,80 TL, bu tutarın iki katının ise 8.873,60 TL olarak hesaplandığını, dolayısıyla davacı kurumun dava konusu olayda talep edebileceği maddi tazminat tutarının 8.873.60 TL olabileceğini ve bu tutar üzerinden muaccel hale geldiği 16.05.2014 tarihinden itibaren, değişen oranlarda reeskont faizi talep edilebileceğini, manevi tazminat miktarını belirleme yetkisinin mahkemeye ait olduğunu bildirmişlerdir.Davalı vekiline gerekçeli kararın 21/04/2017 tarihinde tebliğ edildiği, 22/05/2017 tarihinde maktu harç, 23/05/2017 tarihinde nispi harç yatırdığı, davacı vekilinin istinaf dilekçesinin 09/05/2017 tarihinde tebliğ edildiği, 2 hafta içerisinde ibraz edildiği gözönüne alınarak katılma yoluyla istinaf dilekçesi olarak değerlendirilebileceği kanaati oluşmuştur.
G E R E K Ç E :Marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, ref’i, önlenmesi ve maddi ve manevi tazminat talepli davada, davacı vekilinin, davalının TSE markasını kendileri ile sözleşme yapmadan ve izinsiz olarak kullandığını iddia etmiş, ilk derece mahkemesince; davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir.Davacı vekilinin manevi tazminat talebinin reddedilen kısmı ile, D.İş. Dosyasında yapılan yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden istinaf başvurusunda bulunduğu anlaşılmış; tespit raporu ile dosya kapsamında ilk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporu ile, davalının internet sitesinde TSE ve TSEK markasını kullandığının , “provent kalite belgelerimiz” başlığı altında gerçekte olmayan TSE ve TSEK belgelerinin görsellerinin yayınlandığının tespit edildiği, ilk derece mahkemesince TSE Ürün Belgelendirme Yönergesine göre, yıllık kullanım ücretinin iki katı 8.873,60 TL’nın maddi tazminat olarak belirlendiği, hükmedilen 8.000,00TL manevi tazminatın düşük olmadığı, ancak İstanbul Anadolu 1. FSHHM’nin 2015/31 D.İş dosyasında yapılan 77,40 TL tespit harcı, 750,00 TL bilirkişi ücreti, 18,00TL tebligat gideri olmak üzere 845,40 TL giderin yargılama giderleri ile birlikte haklılık durumuna göre tahsiline ve 300,00 TL delil tespiti vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar vermek gerekirken ilk derece mahkemesince dikkate alınmaması nedeniyle davacı vekilinin istinaf başvurusunda kısmen haklı olduğu kanaatiyle, başvurunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.Davalı vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesinde; İstanbul Anadolu 1. FSHHM’nin 2015/31 D.İş sayılı dosyasında yapılan tespit ve 05/05/2015 tarihli bilirkişi raporu ile; arşiv kayıtlarında 16/05/2014 tarihinde ve tespit tarihinde, davalıya ait “www……gen.tr” alan adlı web sitesi içerisinde yer alan http://www……gen.tr/kalite-belgelerimiz/tse/ adresli internet sayfasında TSE ve TSEK markalarının ve sahte TSE ve TSEK belgelerinin kullanıldığının tespit edildiği, davalı tarafça bu belgelerin ve marka kullanımının davadan önce kaldırıldığına dair delil sunulmadığı, ilk derece mahkemesinin men kararı vermesinde usulsüzlük bulunmadığı, TSE Ürün Belgelendirme Yönergesine göre, yıllık kullanım ücretinin iki katının maddi tazminat olarak belirlenmesi ve manevi tazminata hükmedilmesinin de dosya kapsamındaki delillere uygun olduğu kanaatiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne karar verilmekle, ilk derece mahkemesinin kararının 6100 Sayılı HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne karar verilerek, hükmün diğer kısımlarının aynen muhafazası ile ve istinaf başvuruları dışında kalan kazanılmış haklar korunmak suretiyle ile yargılama giderlerine ilişkin kısmı düzeltilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince REDDİNE,2-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince KISMEN KABULÜNE KISMEN REDDİNE,-İstanbul Anadolu 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 23/03/2017 tarihli 2015/97 Esas – 2017/49 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,- Davanın KISMEN KABULÜNE, -Davalının davacının marka hakkına tecavüz ettiğinin ve haksız rekabette bulunduğunun TESPİTİNE, -Marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin MEN’İNE, -8.873,60 TL maddi tazminatın 16.05.2014 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, -8.000,00 TL manevi tazminatın 16.05.2014 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, -Davacının fazlaya ilişkin 5.310,40 TL’lik manevi tazminat talebinin REDDİNE, -Masrafı davalıdan alınmak suretiyle kararın Türkiye çapında yayın yapan ve traji yüksek olan 2 gazeteden birinde İLANINA,3- İlk derece yargılaması yönünden;-Alınması gereken 1.152,64 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,-Davacı lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince, tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti davası üzerinden takdir olunan 2.860,00 TL, maddi tazminat davası üzerinden taktir olunan 2.860,00 TL ve manevi tazminat davası üzerinden taktir olunan 2.860,00 TL olmak üzere toplam 8.580,00 TL vekalet ücretinin ile 300,00 TL delil tespiti vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,-Davalı lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince, davanın reddedilen kısmı üzerinden takdir olunan 2.860,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,-Davacı tarafından yapılan 161,00 TL tebligat ve müzekkere masrafları ile 2.000,00 TL bilirkişi ücreti ve 845,40 TL tespit gideri olmak üzere toplam 3.006,40 TL yargılama giderinin, (%76) 2.284,86 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, (%24) 721,536 TL’sinin davacı üzerinde bırakılmasına,-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,4-İstinaf yargılaması yönünden;-Davalı yandan; alınması gereken 1.152,64 TL nispi harçtan peşin alınan 319,56 TL’nin mahsubu ile bakiye 833,08 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, -İstinaf talebi kabul edildiğinden davacı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine, -İstinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 50,00 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 135,70 TL’nin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine, -İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtayda temyiz yolu açık olmak üzere 22/11/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.