Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/3179 E. 2019/2500 K. 15.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/3179 Esas
KARAR NO : 2019/2500 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/02/2017
NUMARASI : 2014/739 E., 2017/82 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)|Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 15/11/2019
İstinaf incelemesi üzerine Dairemize gelen dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA A-)Açılan dava ve iddia :Davacı şirket ve şirket yetkilisi davacı … dava dilekçesinde özetle; “01.04.2014 günü Büyükçekmece 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/137 E. sayılı dosyasından dava dilekçesi tarafına tebliğ edildiği, Dava dilekçesinde belirtilen icra dosyasını incelediğinde kendisi ve yetkilisi olduğu şirket aleyhine 25.11.2013 tarihli ¨20.000.00 ve 25.12.2013 tarihli ¨20.000,00 bedelli iki adet çeke istinaden takip yapıldığını, Şirketin tüpgaz dağıtım işi yaptığını, ne kendisinin nede yetkilisi olduğu şirketin Büyükçekmece 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/137 E. sayılı dosyasının davacısı ile hiçbir alışverişi olmadığını, borçlarının olmadığını, davacı şirketin ne işle iştigal ettiğini ve nerede olduğunu dahi bilmediğini, davaya konu çekleri davacıya vermediğini, bu çeklerin davacı eline hangi surette geçtiğini de bilmediğini, çekleri bayisi oldukları firmaya vermek üzere hazırladığını ve işyerinde durmakta olduğunu, iş seyahatinden dönüşünde çekleri göremeyince ana bayiye verildiğini düşündüğünü, ancak belirtilen dava ve icra dosyasını incelediğinde çeklerin davalı elinde olduğunu öğrendiğini, çeklerle ilgili olarak davalıya hiçbir borçları olmadığını” beyan ederek, Büyükçekmece…. İcra müdürlüğünün …E. sayılı dosyası ve dayanağı çekler nedeniyle davalıya borçlu olmadıklarının tespitine muhakeme esnasında yapılacak veya İcra marifetiyle yapılan tahsilatların taraflarına istirdatına muhakeme masraflarının da davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; “müvekkili şirketin hamili olduğu çeklerin karşılıksız çıkması üzerine keşideci ve lehtar olan davacılar aleyhine Büyükçekmece ….İcra Müdürlüğü’nün …E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, bu takipte, davacı- borçlu şirkete İstanbul Ticaret Odasında kayıtlı adresine tebligat yapılamamış olduğu, diğer borçlu davalı … için takip kesinleştiği, takibi kesinleşen … ’nün malvarlığı araştırıldığı, herhangi bir gayrimenkul ve menkul malının olmadığının tespit edildiği, ancak başkaca borçları da olan davacı …, kendisine icra takibi yapılmadan kısa bir süre önce alacaklılardan mal kaçırmak amacı ile tüm malvarlığını elinden çıkardığını, gayrimenkulleri üçüncü kişilere ve kardeşi … devrettiği, bunun üzerine davacı … ve kardeşi … aleyhine Büyükçekmece 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/137 E. sayılı dosyası ile muvazaalı devir nedeni ile tasarrufun iptali davası açıldığını, taşınmazla ilgili ihtiyati haciz talep edilmiş olduğu, Mahkemenin tedbir niteliğindeki ihtiyati haciz kararından sonra, davacılar müvekkiline borcu olmadığından bahisle, bu menfi tespit davasını açtıklarını, bu davanın haksız bir dava olduğunu reddi gerektiğini, müvekkili şirketin takibe konu çeklerde meşru hamil olduğu, keşideci olan davacı şirket ve lehdar olan davacı … iş bu çeklerdeki imzanın ve yazıların kendilerine ait olduğunu kabul ettiğini, çeki kaybettiğine, çalındığına dair herhangi bir beyanları bulunmadığı gibi bununla ilgili açılmış çek iptali davaları da bulunmadığı, davacı tarafın kötü niyetli olarak borcunu inkar etmeye çalıştığını” beyan ederek, Davanın reddine, dava haksız ve kötüniyetli olduğundan alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere davacılar aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı :İlk derece mahkemesince; “davacı lehtar … çeklerin rızası hilafına elinden çıktığını ileri sürerek işbu davayı ve birleşen dosyaya ilişkin davayı açtığı, …’nün çeklerin üzerinde keşideci gözüken …Tic Ltd Şti ‘nin yetkili temsilcisi olduğu anlaşıldığı, … aynı zamanda her iki davanın konusunu teşkil eden çekleri ciro ettiği, çeklerin üzerinde yer alan imza ve kaşelerin sahteliğine ilişkin olarak yargılama sürecinde hiç bir iddia ileri sürülmedği, davalının ise dava konusu çeklerin yetkili hamili olduğunu savunduğu, 6102 sayılı TTK’nın 686’ncı maddesi gereğince ciro silsilesinin görünüşte düzgün olmasının yeterli olduğu, davalının yetkili hamil olması için ciro silsilesinde imzası bulunanların imzalarının gerçek cirantalara ait olup olmadığını tahkik zorunluluğu olmadığı, iş bu davada dava konusu çekte de mevcut ciro silsilesi içerisinde bu anlamda bir kopukluk bulunmamakta olup, ayrıca ciro silsilesinde ismi geçen lehtarın ve kaşe ve imzası sahte olsa bile bu durum davalının yetkili hamil olduğu gerçeğini değiştirmeyeceği, eldeki dava dosyası ve birleşen dosya açısından lehdarın böyle bir iddiası da bulunmadığı, davalı tarafın ancak, TTK’nın 792’ci maddesinde öngörüldüğü üzere, kötü niyetle çeki iktisap ettiği veya iktisabında ağır kusurlu olduğu kanıtlandığı takdirde sorumlu olacağı kuşkusuz olup somut olayda her iki dava açısından davalının çeki iktisap ettiği anda kötüniyetli olduğu veya ağır kusurunun bulunduğu davacı tarafından ispat edilemediği, eldeki dava dosyası ve birleşen dava dosyasındaki dava dilekçeleri incelendiğinde davalının çekleri kötüniyetli ve ağır kusurlu olarak iktisap etmiş olduğu yönünde somut bir iddia olmadığının da anlaşıldığı” gerekçesiyle ispat edilemeyen davaların reddine, eldeki dava dosyası ve birleşen dava dosyası açısından kötü niyet tazminatı istenemeyeceğinden koşulları oluşmayan kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Kararı davacı yan istinaf etmiş ve istinaf dilekçesinde özetle; sunulan delillere göre davalının çek iktisabında ağır kusurlu ve kötüniyetle olduğunu, sunulan hisse devir sözleşmesinin devredecek ortak ve devralacak kişi arasında yapılması gerekirken şirket ile devralacak kişi arasında geçersiz bir sözleşme yapıldığını ve muhtemelen bu belgenin bu davaya delil olması amacıyla sonradan düzenlendiğini ,keza devralacak kişi olarak gözüken kişinin hiç bir zaman şirket hissedarı olmadığını, bunun da kötüniyeti kanıtladığını , ayrıca çek fotokopisi üzerine yazılı yazıları hiçbir zaman için kabul etmediklerini ,tasarrufun iptali davasındaki beyanlar ile iş bu davadaki davalı beyanlarının çelişkili olduğunu , davalının defterlerini ibraz etmediğini bu nedenle de kötüniyetin kanıtlandığını, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE :Dava takibe konu edilen çeklerden dolayı borçlu bulunmadığının tespitine ilişkindir.Takibe konu kambiyo senedine karşı açılmış menfi tespit davasında ispat yükü davacı yanda olup, davacı dava dilekçesindeki iddialarını ispata mecburdur.İlk derece mahkemesinde yaptırılan iki ayrı bilirkişi incelemesinde öncelikle davacı davaya konu çeklerin rızası hilafına elinden çıktığını , bu çeklerin bayilik ilişkisi nedeni ile dava dışı şirkete verilmek üzere düzenlendiğini ve ciro edildiğini ticari defter ve belgeleri ile kanıtlayamamış durumdadır.Çekteki keşideci ve lehtarın ciro imzalarının sahteliği iddia edilmemiş ve hatta takipsizlik kararına yönelik itiraz dilekçesinde özellikle imza inkarlarının olmadığı vurgulanmıştır.Davacı yanın istinaf gerekçelerinden olan şirket devir sözleşmesinin usulsüz olduğu yönündeki istinaf nedeniyle ilgili olarak, çek bedelleri ödenmeden hisse devrinin yapılmayacağı kayıtlı olduğundan ve çek bedellerinin ödenmeyerek takibe konu olduğu gerçeği karşısında hisse alması planlanan kişinin hisse almamış olması bir tezat değil, protokolün hükmü olarak değerlendirilmelidir.Davacı şirketin ticari kayıtlarında çeklerin kayıt altına alınmamış olduğu da tespit edilmiş ve davacı yanın genel kabul gören muhasebe esaslarına göre işlem yapmadığı da tespit edilmiştir.Davalı yanın kayıtlarını sunmaması hususunun münhasıran dayanılan kayıtlar olmaması nedeni ile dinlenebilir bulunmadığı; bu kapsamda ispat yükü davacı yanda olmakla, davanın kanıtlarının mahkemeye sunulmadığı nedenle verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı ve HMK 355. maddesi yönünden de bir hatalı uygulamaya rastlanmadığı nedenle istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1 – Davacı yanın istinaf başvurusunun HMK 353/b-1 ve 355. maddelere göre ESASTAN REDDİNE 2- Davacı yanca yatırılması gereken 44,40 TL karar ve ilam harcından eksik yatırıldığı anlaşılan 13,00 TL nin tahsili ile Hazineye gelir yazılmasına 3-İstinaf yargılama giderlerinin davacı yan üzerinde bırakılmasına 4-Duruşmasız inceleme yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yer olmadığına Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık sürede Yargıtay’a temyiz yolu olanaklı ve oy birliğiyle karar verildi. 15/11/2019