Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/3170 Esas
KARAR NO : 2019/2581 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/02/2017
NUMARASI : 2014/258 E. – 2017/36 K.
DAVANIN KONUSU: Endüstriyel Tasarım (Maddi Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ: 22/11/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :Davacı taraf vekili dava dilekçesinde; davalının müvekkili adına tescil edilen … sayılı endüstriyel tasarım, 2001/981 sayılı faydalı model belgesi ile koruma altına alınan “boru kelepçesi aparatı” ve … sayılı çoklu endüstriyel tasarım tescil belgesi ile tescil edilen “küçük askı aparatı” üzerindeki sınai mülkiyet haklarına karşı tecavüz ve haksız rekabette bulunduğunun İstanbul 3 FSHHM’ nin 2006/673 Esas, 2013/220 Karar sayılı kesinleşmiş kararı ile tespit edildiğini, müvekkilinin endüstriyel tasarım ve faydalı model belgeleri ile koruma altına alınan ürünlerinin davalı şirket tarafından taklit edilmesi sebebiyle oluşan zarar nedeniyle 10.000 TL maddi, 50.000 TL manevi tazminatın 09.08.2006 tarihinden itibaren işleyen ve işleyecek olan mevduata uygulanan en yüksek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı taraf cevap dilekçesinde; dava konusu endüstriyel tasarım ve faydalı model belgesine konu ürünlerin ayırt edici ve yenilik unsurunu taşımadığını, davacının haksız rekabetin varlığının sübut bulduğu 09.08.2006 tarihini saptadığını, davacının davasını tecavüzün vuku bulduğu tarihten itibaren 1 yıllık hak düşürücü ve zamanaşımı süresi içinde açmadığını, müvekkilinin davacı aleyhine haksız rekabet oluşturan herhangi bir faaliyetinin bulunmadığını, davacının iddialarının mesnetsiz ve soyut olduğunu savunarak öncelikle hak düşürücü süre zamanaşımı dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 23/02/2017 tarihli 2014/258 Esas-2017/36 Karar sayılı kararıyla; “devam eden eylem ve daha önceden haksız rekabete ilişkin şikayet söz konusu olup, ceza zamanaşımı süresi 8 yıl olup, dava tarihi itibariyle söz konusu 8 yıllık zamanaşımı süresi dolmadığından yerinde olmayan zamanaşımı itirazının reddine karar verildiğini, mevcut kayıtlara göre 554 sayılı KHK’nın 52/a maddesine göre hesap yapılmasının mümkün olmadığını BK 50. madde uyarınca davacı tarafın ürününün niteliği, davalı tarafın kullanımı, kullanımı çok uzun süre devam edip bir kısım faydalı model ve endüstriyel tasarım sahibi adına geçerliliğini kaybetmesi, ürünlerin tam kodlu ve ne kadar olduğunun tespit edilememesi, ürün içinde yer alan aparatlarının ürüne ne kadar katkı yaptığının tam belli olmadığı ” gerekçesiyle; 8.000,00 TL maddi tazminatın toplam 8.000 TL maddi tazminatın ilk başlangıcı 09.08.2008 1.142,85 TL ‘sinin, 09.08.2009,1.142,85 TL’ sinin 09.08.2010, 1.142,85 TL sinin 09.08.2011, 1.142,85 TL’ sinin 09.08.2012, 1.142,85 TL’ sinin 09.08.2013, 1.142,85 TL, 09.08.2014 1.142,85TL toplam 8.000 TL’nin yukarıda belirtilen tarihlerden itibaren değişen oranlarda ticari faizi ile davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, ve 7.500 TL manevi tazminatın 09.08.2008 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verdiği görülmüştür.Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının düşük olduğunu, müvekkilinin ciro düşüşünün dikkate alınmadığını, ciro düşüşü dikkate alınarak 554 Sayılı KHK 52/A maddesine göre müvekkilinin yoksun kaldığı kazancın hesaplanabileceğini, müvekkilinin fiili zararının da talep edildiğini, davalının satış rakamları üzerinden fiili zarar hesaplanması talep edilmişse de bu hususa ilişkin herhangi bir hesaplama yapılmadığını,-mahkemenin ürün içinde yer alan aparatların ürüne ne kadar katkı yaptığının tam belli olmaması şeklindeki gerekçesinin hukuka aykırı olduğunu, ürünlerin tek başına işlevsiz olduğunu, tek başına satılmasının mümkün olmadığını ancak bu “bir ürünün parçası mahiyetindeki aparatların” taklit edilmesi suretiyle üretilen banyo köşe seti ürününün satılmasıyla zarar oluştuğunu, gelirin ürünün bütününden elde edildiğini, tek başlarına maliyetlerinin ticari zararın hesabında dikkate alınamayacağını,-davalının bilirkişilerce tespit edilen satışları yapmasının tek ve yegane sebebinin, müvekkilinin faydalı model ve tasarımlara konu aparatların, set halinde kullanılan ürünün kolay monte edilmesini ve işlevselliğini sağlaması olduğunu, -mahkemenin bu hususlara dayalı rapora itiraz ve yeniden rapor alınması talebini reddetmesinin yerinde olmadığını, -mahkemenin de taktirinde olacağı üzere mezkur “boru kelepçesi” ve “askı aparatının” tek başına hiçbir ticari değerinin bulunmadığını,-davalı yanın hukuka aykırı eylemlerinin 09/08/2006 tarihinde vuku bulduğunu, davalının kullanımının devam ettiğini, zamanaşımının dikkate alınmasının mümkün bulunmadığını, manevi tazminat miktarının da düşük olduğunu beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, belirsiz alacak davası olarak ikame ettikleri davada fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 10.000 TL maddi tazminata ve 50.000 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.Davalı vekilinin katılma yoluyla istinaf başvuru dilekçesinde; davacının haksız rekabetin sübut bulduğu tarihi, dilekçesinde 09/08/2006 tarihi olarak açıkladığını, davanın 8 yıllık hak düşürücü süre ve zamanaşımı süresinde açılmadığını,-Dosyada endüstriyel tasarım ve faydalı modele tecavüzün devam ettiğine dair bir delilin de bulunmadığını, bu hususun mahkeme kararının gerekçesinde açıklanmasına rağmen tazminata hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu,-müvekkilinin herhangi bir tasarım yada faydalı modele tecavüz fiilinin bulunmadığını, ürünün yenilik ve ayırt edicilik özelliğinin bulunmadığını,-parça dolayısıyla tüm set üzerinden hesaplama yapılamayacağını,-davacının birçok defa bilirkişi raporlarındaki tazminat hesabına fiili kaybını içerdiği gerekçesiyle itiraz ettiğini ancak hesaplamanın yalnız fiili kaybı değil, tecavüzün varlığı halinde elde edicilik muhtemel geliri de içerdiğini,-müvekkilinin hükmedilen miktar kadar gelir elde etmemişken elde etmediği karı ödemeye mahkum edildiğini,-davacının yoksun kalınan kazancının müvekkilinin satmadığı bir miktara ilişkin olmasının hukuka aykırı olduğunu, davacının gerçek zararını ispatlayamadığını beyanla mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davaya ilişkin 2001/00981 faydalı model belgesinin 06.04.2011 tarihinde koruma süresinin dolduğu, bu tarih itibariyle geçerliliğini korumadığı, sahibi adına geçerliliğini kaybettiği, … tescil nolu endüstriyel tasarımın 21.03.2011 tarihinde beş yıl müddetle 2.yenilemesinin yapıldığı, geçerliliğini halen koruduğu,… tescil numaralı endüstriyel tasarımın 27.03.2003 tarihinde beş yıl müddetle tescil edildiği, yenileme süresi içinde işlem yapılmadığından sahibi adına geçerliliğini kaybettiği gelen kayıtlardan anlaşılmıştır.Davaya konu taraflar arasında daha önceden görülen İstanbul 3 FSHHM’ nin 2006/673 Esas, 2013/220 Karar sayılı ilamında; asıl dava yönünden hükümsüzlük talepli davanın reddine karar verildiği, karşı davanın kabulü ile TR 2001/00981 faydalı model, 2001/00381 ve 2003/00737 sayılı endüstriyel tasarıma yönelik köşe askı aparatı, raf askılığı ürünlerinin tecavüz ve haksız rekabetin tespiti ve menine karar verildiği kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği anlaşılmıştır.Celp edilen 2015/114 sayılı Bakırköy 2 FSHHM’ nin D.iş sayılı dosyasının yapılan incelemesinde; dosyaya sunulan bilirkişi raporu dikkate alındığında davalının 2015 kataloğunda yer alan prime gold plastik borulu yaylı banyo köşe seti ve 006 kodlu silver banyo köşe seti ürünlerinin yapılan karşılaştırmasında davacı tarafın tasarımlarının davalı ürünlerinde kullanıldığı beyan edilmiştir.İlk derece mahkemesi tarafından alınan 22/04/2016 tarihli bilirkişi heyet raporunda; 556 sayılı KHK nın 52/a maddesine göre davacı şirketin yıllar itibariyle elde edebileceği muhtemel gelirin 19.002.91 TL’ya tekabül edebileceği ancak tüm Prima Gold Banyo Köşe seti satışlarının tamamında davacının tasarımının kullanılıp kullanılmadığının mahkemenin taktirinde olduğunun beyan edildiği, bilirkişi heyetinin davalının tüm prima gold banyo köşe seti satışları için 19.002,91 TL gelir elde ettiği, söz konusu aparatların satış üzerinde hesaplama yapıldığında 2.736,42 TL değerinde olduğu, yıllar itibariyle genel bir düşüş yaşandığı beyan edilmiştir.
G E R E K Ç E :Davacı vekilinin dava dilekçesinde; davalının müvekkili adına tescil edilen 2001/00381 sayılı endüstriyel tasarım belgesi ve 2001/981 sayılı faydalı model belgesi ile koruma altına alınan ” boru kelepçesi aparatı” ile 2003/00737 sayılı endüstriyel tasarım belgesi ile koruma altına alınan ” küçük askı aparatı” ürününün davalı tarafça taklit edilerek satışa sunulduğunu beyanla, oluşan zarar nedeniyle 10.000 TL maddi tazminat ve 50.000 TL manevi tazminatın 09/08/2006 tarihinden itibaren işleyen ve işleyecek en yüksek ticari faizi ile tahsilini talep etmiştir.Davalı vekilinin süresinde zamanaşımı itirazında bulunduğu, davacı vekilinin cevaba cevap dilekçesinde; İstanbul 3. FSHHM’nin 2006/673 Esas-2013/220 Karar sayılı kesinleşen kararıyla tecavüzün tespit edildiğini, davalının halen üretime devam ettiğini, davalının haksız üretim ve satışlarını gösteren 2013, 2014 yıllarına ait belgelerin dosyaya sunulduğunu, temadi eden haksız eylemlerde zamanaşımının temadinin sona erdiği tarihten itibaren başlayacağını , 8 yıllık uzamış ceza zamanaşımının uygulanması gerektiğini, 8 yıllık sürenin 23/01/2015 tarihinde dolduğunu, İstanbul C.Başsavcılığının 23/01/2007 tarihli iddianamesinin açılan davada davalı yetkilisi beraat etmiş olsa da zamanaşımını keseceğini beyan ettiği ilk derece mahkemesince, “daha önceden haksız rekabete ilişkin şikayetin söz konusu olduğu, 8 yıllık ceza zamanaşımı süresi dolmadığı” gerekçesiyle zamanaşımı itirazının reddine karar verilmiştir.Davaya konu haksız eylemin, dava dilekçesinde faizin başlangıç tarihi olarak belirlenen 09/08/2006 tarihinden 11/12/2014 dava tarihine kadarki süreci kapsadığı, 554 Sayılı KHK’da suç olarak tanımlanan tasarım hakkına tecavüz eyleminin Anayasa Mahkemesi tarafından verilen 05/02/2009 tarih ve 2005/57 Esas- 2009/19 Karar sayılı iptal kararı ile suç olmaktan çıkarıldığı, iptal kararının yürürlüğe girdiği 10 Haziran 2010 tarihinden itibaren eylemin suç olarak tanımlandığı yasal bir düzenleme yapılmadığı, Yargıtay 7.Ceza Dairesi’nin 15/07/2010 tarih ve 2008/4804 Esas ve 2010/12596 Karar sayılı kararı, 08/12/2011 tarih ve 2009/12245 Esas ve 2011/24712 Karar sayılı kararı, 31/12/2012 tarih ve 2010/7510 Esas,2012/26128 Karar sayılı kararlarına göre, iptal kararının zımnen haksız rekabet suçu yönünden de sonuç doğurduğu , 10 Haziran 2010 tarihinden itibaren cezai düzenleme söz konusu olmadığından, 818 Sayılı BK 60/1 maddesinde düzenlenen ceza zamanaşımının uygulanma olanağının ortadan kalktığı, 1 yıl içerisinde de dava açılmadığından önceki eylemlerin zamanaşımına uğradığı, 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 Sayılı TBK 72/1 maddesi gereğince haksız fiilden kaynaklanan tazminat isteminin zamanaşımı süresinin iki yıla çıkarıldığı anlaşılmaktadır.Somut olayda, dava tarihinden önce iki yıl içinde (11/12/2012-11/12/2014 tarihleri arasında) tasarıma ve faydaı modele tecavüz fiilinin işlenmiş olduğunun ispatlanması halinde, zamanaşımının gerçekleşmeyeceği, önceki fiillerin ise zamanaşımına uğradığı kanaatine varılmıştır.Dosya kapsamına alınan 2015/114 sayılı Bakırköy 2 FSHHM’ nin D.iş sayılı dosyasının yapılan incelemesinde; dosyaya sunulan bilirkişi raporu dikkate alındığında davalının 2015 kataloğunda yer alan “prima gold plastik borulu yaylı banyo köşe seti” ve 006 kodlu “silver banyo köşe seti” ürünlerinin yapılan karşılaştırmasında davacı tarafın 2001/00381 sayılı endüstriyel tasarım belgesine konu “boru kelepçesi tasarımının” ürünlerinde kullanıldığının tespit edildiği, delil tespit tarihi dava tarihinden sonra ise de, davacı tasarımının üründe kullanıldığının tespiti yönünden dikkate alınabileceği, davacı vekilinin dava dilekçesi ekinde sunduğu davalının 2013 yılı kataloğunda tespite konu 610 kod numaralı “Prima Gold Plastik Borulu Yaylı Banyo Köşe Seti” isimli ürününün tanıtıldığı, davalı tarafın ticari defterlerinin incelenmesinde 2012-2013-2014 yıllarında bu ürünün satışının yapıldığı anlaşılmakla, davalı vekilinin tasarıma tecavüzün bulunmadığına yönelik istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir.Dosyaya celp edilen tescil belgelerinden davacının 2001/00981 başvuru numaralı faydalı model belgesinin 06/04/2011 tarihinde koruma süresinin dolduğu, 2003/00737 başvuru numaralı tasarım tescil belgesinin 5 yıllık süresinin dolduğu, yenilemesinin yapılmadığı, geçerliliğini kaybettiği, dava tarihi de dikkate alındığında son geçerlilik tarihinden dava tarihine kadar bu belgelere dayalı olarak maddi ve manevi tazminat taleplerinin zamanaşımına uğradığı kanaatine varılmıştır.Dava tarihinde davacı adına tescilli … tescil numaralı “boru kelepçesi aparatı” endüstriyel tasarımının geçerliliğini koruduğu, davalı tarafın katılma yoluyla istinaf talebinde, davacı tasarımının harcı alem olduğunu ileri sürdüğü ancak İstanbul 3.FSHHM’nin 01/10/2013 tarihli 2006/673 Esas- 2013/22 Karar sayılı dosyasında açılan hükümsüzlük davasının reddine karar verildiği tescilin geçerliliğini koruduğu, davacı vekilinin hükmedilen tazminat miktarlarının düşük olduğunu, davalı vekilinin ise tazminat miktarlarının fahiş olduğunu ileri sürdüğü, davalı defterlerinin incelenmesinde 11/12/2012-11/12/2014 tarihleri arasındaki ürün satış miktarlarının (2012 yılında oranlama suretiyle 20 günlük satış miktarının 402 adet olduğu,2013 yılında 7.045 adet ve 2014 yılında 7.515 adet) ve birim fiyatı (2012 yılında 7,16 TL, 2013 yılında 6,77 TL, 2014 yılında 7,51 TL) dikkate alındığında hükmedilen tazminat miktarlarının yüksek olduğu, davacının 554 Sayılı KHK 52/a maddesine göre yoksun kalınan kar talebinde bulunduğu, istinaf dilekçesinde fiili zarar taleplerinin değerlendirilmediğini ileri sürmüşse de fiili zarara uğradığını (mal varlığındaki azalmayı) ispatlayamadığı, davacı vekilinin satışlarının düşmesini fiili zarar olarak adlandırdığı anlaşılıyorsa da esasen davalının tasarıma tecavüzü nedeniyle satışlarının düşmesinin yoksun kalınan kar kapsamında değerlendirileceği, yoksun kalınan kar talebi yönünden taraf defterlerinden zarar miktarının tespit edilemediği, ihlal süresi ve ürün satış miktarları ile banyo köşe setinin bir parçasını oluşturan tasarımın birim fiyatları gözönüne alınarak TBK 50/2 maddesi gereğince hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının yüksek olduğu, davacı vekilinin ürünün tek başına maddi bir değerinin olmadığı, setin tamamı üzerinden hesaplama yapılması gerektiğine yönelik istinaf başvurusunun yerinde olmadığı kanaatiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davalı vekilinin zamanaşımına ve maddi tazminat miktarına yönelik istinaf başvurusunun kısmen kabulüne kısmen reddine , mahkeme kararının kaldırılarak, 2.000 TL maddi tazminatın 11/12/2012 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ve (davalı vekilinin istinaf başvurusunda manevi tazminat miktarına yönelik istinaf sebebi ileri sürmediğinden) 7.500TL manevi tazminatın 11/12/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-Davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğinc ESASTAN REDDİNE,2-Davalı vekilinin istinaf isteminin KISMEN KABUL, KISMEN REDDİ İLE; 6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 23/02/2017 tarihli 2014/258 Esas-2017/36 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,-Davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, – Maddi tazminat talebinin kısmen kabul, kısmen reddi ile 2.000 TL maddi tazminatın 11/12/2012 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,-Manevi tazminat talebinin kısmen kabul kısmen reddi ile 7.500,00 TL manevi tazminatın 11/12/2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalı taraftan tahsili davacı tarafa ödenmesine, -Fazlaya ilişkin maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine, 3-İlk derece yargılaması yönünden;-648,95TL nispi karar ve ilam harcının, davacı tarafça yatırılan 1.024,65 TL harçtan mahsubu ile bakiye 375,71 TL harcın talep halinde davacı tarafa iadesine,-Davacı tarafından yatırılan 25,20 TL başvuru harcı, 648,95 TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, -Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan kabul olunan maddi tazminat yönünden 2.000,00 TL kabul olunan manevi tazminat yönünden 3.931,00 TL olmak üzere toplam 5.931,00 TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, -Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan red olunan maddi tazminat yönünden Avukatlık Ücret Tarifesi 13.madde gereği 3.931,00 TL, red olunan manevi tazminat yönünden 3.931,00 TL olmak üzere toplam 7.862 ,00 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine, -Davacı tarafından yapılan 2.250,00 TL bilirkişi ücreti, 364,50 TL (tebligat ve müzekkere gideri) olmak üzere toplam 2.614,50 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre 413,96 TL’ nin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, -Artan avans giderinin taraflara iadesine,4-İstinaf yargılaması yönünden;-Davacı yandan alınması gereken 44,40 TL maktu istinaf harcının, peşin alınan 265,00 TL peşin harçtan mahsubu ile artan bakiye 220,60 TL’nin talebi halinde davacıya iadesine, -İstinaf talebi kabul edildiğinden davalı tarafça yatırılan istinaf harcının davalı tarafın talebi halinde iadesine,-İstinaf yargılaması için davalı tarafından yapılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 32,35 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 118,05 TL’nin, davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtayda temyiz yolu açık olmak üzere 22/11/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.