Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/3159 E. 2019/2498 K. 15.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO 2017/3159 Esas
KARAR NO : 2019/2498 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/12/2016
NUMARASI : 2015/792 E., 2016/628 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 15/11/2019
İstinaf incelemesi üzerine Dairemize gelen dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA A-)Açılan dava ve iddia :Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin fatura ve cari hesap mukabili davalı borçluya mal verdiğini tüm ikazlara rağmen borcunu ödemeyen davalı aleyhine Gaziosmanpaşa ….İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını davalı borçlu tarafından gönderilen ödeme emrini haksız ve kötü niyetli olarak borç aslı faiz ve ferilerine itiraz edildiğini ve takibin durduğunu davalı borçlu olmadığını iddia etse bile takip tarihi itibarıyla 15.000,00TL borçlu olan davalının takip sonrası 5.000,00TL ödeme yaptığını ve müvekkilinin davalıdan 10.000,00TL alacağının olduğunu beyan ederek sayın mahkemeden Gaziosmanpaşa …. icra müdürlüğünün … E.sayılı dosyalı dosyası ile açılan icra takibindeki alacak miktarının ( faiz , masraf ve yargılama giderleri hariç) 10.000,00TL yönünden haksız ve mesnetsiz vaki itirazın iptali ile takibin devamına haksız ve kötü niyetli borçlunun %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin de karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler :Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı ile uzun süreden beri ticaret yaptıklarını davacının 30/10/2013 tarihinde mal verdiğini iddia ettiğini, sunulan faturada herhangi bir firma yetkililerinin imzasının olmadığını, fatura değerinin doğru olmadığını, davacıya olan mevcut borçlarının bir kısmını banka havalesi ile bir kısmını kredi kartı ile bir kısmını elden ödediklerini ve malın bir kısmınıda iade edildiğini davacının kendilerinden alacaklı olduğunu iddia etmesinin gerçek olmadığını savunmuştur.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı :İlk derece mahkemesince; “davacının davalıdan takibe konu faturadan kaynaklanan 10.000 TL alacağının olduğu bu alacağı takip tarihinden tahsil tarihine kadar kanuni faiz uygulanabileceği kanaatine varıldığı, açılan dava faturadan kaynaklı alacağa yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali davası olduğu, davaya konu icra takip dosyası, taraf beyanları ve dosyaya sunulan belgeler ve tarafların ticari defterleri dosyaya ibraz edildiği ve yapılan bilirkişi incelemesine istinaden alınan raporun dosya içinde bulunan belgelerle uyumlu olduğu ve denetime elverişli olduğunun ve takibe konulu faturalar nedeniyle davalının davacıya 10.000,00 TL borcu bulunduğu kabul edildiği, alacağın belirlenebilir ve likit olması sebebiyle alacağın % 20 oranında icra inkar tazminatına da hükmetmek gerektiği” gerekçesiyle davalının Gaziosmanpaşa … İcra dairesinin … esas sayılı dosyasında yapmış olduğu itirazın iptaline takibin 10.000TL asıl alacak üzerinden devamına asıl alacağı takip talebindeki miktarı geçmemek üzere avans faiz işletilmesine, alacak belirli ve likit olduğundan hükmedilen miktarin %20 si oranında hesaplanan 2.000,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davalı yan kararı istinaf etmiş ve tarafların akdi ilişkileri kapsamında davacı yana elden ve banka kanalı ile ve kredi kartı ile yaptıkları ödemelerin mevcut olduğunu ve ayrıca mal iadesi de yaptıklarını davacı yana bir borçlarının bulunmadığını beyanla kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE :.Dava cari hesap alacağının tahsili amaçlı girişilen icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.Tarafların hem mal teslimi konusunda hem de bakiye borç konusunda uyuşmazlık içinde oldukları dava ve cevap dilekçelerinden anlaşılmaktadır.Mal teslimine yönelik deliller incelendiğinde ; takibe konu edilen fatura miktarının 24.255,14 TL lik faturanın bakiyesi şeklinde gösterildiği görülmektedir.Eğer bu fatura konusu malların teslimi sözkonusu değilse davalı yanca icra dosyasına yapılan ve banka havalesi ile yapılan ödemeler göz önüne alındığında davalının teslim edilen mallardan fazla bir ödeme yapmasının sözkonusu olması gerekmekte olup ticari hayatın olağan akışına ters bir savunmadır.Kaldı ki ilgili faturanın nakliye firması ile davalı yana gönderildiği ve ambar teslim fişinde imza bulunduğu, bu imzanın inkar edilmediği de görüldüğünden davacı yan mal teslimini kanıtlamış durumdadır.Davalının ödemeye ilişkin iddiaları üç ayrı kalem halinde toplanmakta olup bunlar, elden ödeme, kredi kartı ile ödeme ve mal iadesi ile mahsup şeklindedir.Davalı yanca elden ödemeye ilişkin bir makbuz vb belge sunulmadığı , kredi kartı ödemesine ilişkin ekstre veya ödeme belgesi sunulmadığı, mal iadesine ilişkin irsaliyeli veya irsaliyesiz dahi olsa iade faturası sunulmadığı görülmektedir.Davalı yan ticari defter ve belgelerini uyarılı ara kararın bizzat huzurlarında verilmesine rağmen incelemeye sunmamıştr.Davalı yanın bunun haricindeki tüm ödemeleri ( takipten önce ve sonra ) davacı yanca alacak miktarından tenzil edilerek dava açılmıştır.Bu nedenle ilk derece mahkemesi kararı yerinde olup HMK 355. madde uyarınca da resen incelenmesi gereken bir hata bulunmadığından istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1 -Davalı yanın istinaf başvurusunun HMK 353/b-1 ve 355. maddeleri gereğince ESASTAN REDDİNE 2-Alınması gereken 683,10 TL nisbi harçtan peşin alınan 170,78 TL kısmın mahsubu ile bakiye 512,32 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir yazılmasına 3-İstinaf yargılama giderlerinin davalı yan üzerinde bırakılmasına 4-Duruşmasız inceleme yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yer olmadığına Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere ve oy birliğiyle karar verildi.15/11/2019