Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/3158 E. 2019/2520 K. 15.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/3158 Esas
KARAR NO : 2019/2520
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/12/2016
NUMARASI : 2015/683 E. – 2016/906 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 15/11/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekilinin davalı şirket arasında imzalanan 01.01.2014 tarihli satın alma sözleşmesine göre müvekkili firmanın davalı firmaya; “yumurta satışı yapacak; davalı firma da bunun karşılığı olan bedelleri müvekkilimiz firmaya 45 günlük vade içerisinde ödeyecektir.” şeklinde sözleşme yaptıklarını, müvekkilinin yükümlülüklerini yerine getirmesine rağmen, davalı firmanın sözleşmede belirtilen 45 günlük süre içerisinde cari hesapta görülen borcunu ödemediğini, borcun ödenmemesi sebebiyle başlatılan İstanbul …. İcra müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına davalı tarafın haksız olarak itiraz ederek takibi durduğunu, bu nedenlerle davanın kabulüyle davalının İstanbul …. İcra müdürlüğünün … E sayılı dosyasında haksız ve mesnetsiz yaptığı itirazın iptaline ve takibin devamına, önceki mutabakat protokolü ile ikrarla sabit hale gelen alacağa haksız ve kötü niyetli, olarak itiraz eden davalı aleyhine takip konusu alacağın %20’sinden den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekilinin davaya cevap dilekçesinde özetle; Davacının, müvekkili şirketten 66.054,64-TL alacaklı olduğunu iddia ederek 24.06.2015 tarihinde itirazın iptali davası açtığını, tarafların 01.01.2014 başlangıç tarihli satın alma sözleşmesi yaptıklarını, davacı şirkete 08.05.2015 tarihinde 60.165,00-TL ödeme yapıldığını, davacının işbu ödemenin hesabına yatırılmasından yaklaşık 50 gün sonra ikame ettiği davada bu bedeli alacağından mahsup etmeden haksız ve kötü niyetli olarak dava açtığını, müvekkilinin davacıya borcunun olmadığını, bu nedenlerle davanın reddini, davacının %20’den az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, her türlü yargılama masraf ve avukatlık ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI:İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine, asıl alacağa yönelik olarak dava açılmasında hukuki yarar bulunmadığından asıl alacak ile ilgili davanın dava şartı yokluğundan reddine, İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında (3.005,49-TL tahsil harcı, 27,70-TL başvurma harcı, 7.566,01-TL vekalet ücreti, 475,05-TL toplam faiz miktarı ve 18,20-TL masraf miktarı) 11.092,45-TL olmak üzere icra takibinde alacağın ferileri olarak istenilen talepler yerine getirilmediğinden bu kısma ilişkin davalı tarafın itirazının iptaline, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin reddine, karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ:Davacı vekili istinaf isteminde; asıl alacağın tamamen ödenmediğini, mahkemenin kabulünün hatalı olduğunu, icra inkar tazminatına hükmedilmemesinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.Davalı vekili istinaf isteminde; davacının 22.11.2016 tarihli duruşmada ödemenin takip tarihinden sonra yapıldığını, icra harç masraf ve vekalet ücreti ile icra inkar tazminatı yönünden devam ettiğini, ödemeye ilişkin bir itirazının olmadığını beyan ettiğini, sözleşmenin 5.7. Maddesi dikkate alınmadan ve cari hesap sözleşmesi sona ermeden icra takibi başlatılmasının hatalı olduğunu, sözleşmenin önşartına riayet edilmediğini, kötüniyet tazminatına hükmedilmemesinn hatalı olduğunu, mahkemenin esas aldığı hesaplamanın hatalı olduğunu, ödeme itiraz süresi içerisinde olduğundan vekalet ücreti ve harç hesabının farklı yapılması gerektiğini, mahkemenin hesaplamayı icra müdürlüğüne bırakması gerekliyken yazılı şekilde karar vermesinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:Dava, cari hesap borcunun ödenmediği iddiası ile başlatılan takipte itirazın iptali ve icra inkar tazminat talebine ilişkindir.İlk derece mahkemesinin kararına karşı her iki taraf vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Somut uyuşmazlıkta; İstanbul ….İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyasında; davacı tarafça davalı aleyhine 66.054,64 TL cari hesap bakiyesinin ödenmediği iddiası ile 13.04.2015 Tarihinde takip başlatılmıştır. Borçluya, ödeme emri 28.04.2015’de tebliğ edilmiş, takip borçlusu süresi içince 04.05.2015’de takibe itirazda bulunmuştur. Dava ise; itirazın iptali ile takibin devamı ve icra inkar tazminat talepli olarak 24.06.2015 tarihinde açılmış ve asıl alacak üzerinden harç yatırılmıştır. Davacı vekili delil olarak satış sözleşmesini ve 45 günlük ödeme süresi yer alan fatura suretlerini, mutabakat örneğini sunmuştur.Davalı davaya cevabında, 08.05.2015 tarihinde 60.165,00TL ödeme yapılmış olmasına rağmen mahsup yapılmadan davanın açılmış olduğunu belirtmiştir. Davacı vekili, duruşmadaki beyanında ödemeye bir itirazlarının olmadığını, icra dosyasındaki vekalet ücreti, icra harç ve masrafların ödenmediğini beyan etmiştir. Borçlu tarafından takipten sonra ve davadan önce asıl borç ödenmiş olsa dahi; itiraz sonucu takip tamamen durmuş olmakla, icra giderleri, vekalet ücreti ve faiz vs. hususlar yönünden duran takibin devamı için itirazın iptali davası açılmasında hukuki yarar vardır.İcra takibinden sonra ve itirazın iptali davası açılmadan önce borçlu tarafından ödeme yapılması halinde, yapılan bu ödeme düşüldükten sonra kalan miktar üzerinden dava açılması gerekir. Dolayısıyla, takipten sonra, ancak dava açılmadan önce yapılmış olan ödemeler yönünden dava açılmasında, davacı tarafın hukuki yararı bulunmamaktadır. Nitekim aynı ilke, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12.11.2003 gün ve E:2003/19-589, K:2003/645 sayılı ilamında da benimsenmiştir.Ne var ki, bu feri taleplere ilişkin hesaplamalar kararın infazı aşamasında icra müdürlüğünce yapılacak kapak hesabıyla yerine getirilir. Bu durumda; dava tarihinden önce ödenmiş olan kısım yönünden davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmuyor ise de; bakiye borç devam ediyor ise buna ilişkin ayrı hesaplama yapılması, borç tamamen ödenmiş ise mahkemece davaya konu borç fer’ileri ile ilgili rakam ve miktar belirtilmeksizin yalnızca alacak kalemleri belirtilerek itirazın iptali ve takibin devamına karar verilmesi gereklidir.Davalının sunduğu cari hesap ekstresi ve faturalar incelendiğinde; takip konusu borcun 60.165TL’lik kısmının ödendiği, bakiye kısım yönünden iade faturaları düzenlendiği görülmektedir. İade faturaları yönünden davacı tarafın açık kabulünün olup olmadığı hususunda beyanı alınmamış, davacı vekili istinaf dilekçesinde de asıl alacağın tamamen ödenmediğini belirtmiştir. Açıklanan nedenle davacı vekilinin bu husustaki istinaf istemi yerinde olup Mahkemece; 66.054,00 TL ödeme yapılmış kabul edilerek 08.05.2015 olan ödeme tarihi itibarı ile kapak hesabına göre karar verilmesi yerinde görülmemiştir.Açıklanan nedenle taraf vekillerinin istinaf isteminin kısmen kabulüne; Mahkemece; davalı tarafın kendi cari hesap bakiyesinden mahsup ettiği ve birer örneğini sunduğu faturalar yönünden davacı vekilinin beyanın alınması ve beyana göre gerekli görüldüğü takdirde satış sözleşmesindeki iadeye ilişkin hükümlerin değerlendirilerek ticari defter incelemesi yapılması, keza neticeten iade faturalarının asıl alacaktan mahsubunun yerinde olmayacağı kanaatine varılması halinde değerlendirme yapılabilmesi için takipten sonra, davadan önce yapılan kısmi ödeme tarihine değin takip ferilerinin hesaplanarak bakiye borç miktarının tespiti hususunda bilirkişiden denetlenebilir rapor alınması için HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince kararın kaldırılmasına, kabul edilen istinaf sebebi dikkate alınarak bu aşamada sair istinaf istemlerinin incelenmesine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-Taraflar vekillerinin istinaf isteminin kısmen kabulü ile,2-İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/12/2016 gün ve 2015/683 Esas, 2016/906 Karar sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, -Yargılamaya devam olunmak üzere, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde taraflara iadesine,4-İstinaf aşamasında taraflarca yapılan yargılama giderinin taraflar üzerinde bırakılmasına,5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 15/11/2019 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.