Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/3157 E. 2019/2074 K. 11.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/3157 Esas
KARAR NO : 2019/2074
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/12/2016
NUMARASI : 2014/1240 E. – 2016/853 K.
DAVANIN KONUS: Menfi Tespit (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç))
KARAR TARİHİ: 11/10/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :Davacı dava dilekçesinde; davalının 01/09/2010 vadeli 10.000,00 TL bedelli senet gereğince Ümraniye …. İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyası ile aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile cebri icra takibine başvurduğunu, hakkında başlatılan takibe Ümraniye 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 2012/84 esas sayılı dosyası ile borca ve takibe itiraz ettiğini, mahkemece süresinde açılmadığından bahisle davanın reddine karar verilerek takibin kesinleştiğini, takip konusu senedin borçlu sıfatı ile atılan imzanın kendisine ait olmadığını, senet üzerinde yazılan ve boşlukları doldurulan yazıların da kendisine ait olmadığını, bu sebeple davanın borçlusu olmadığını kanıtlamak için iş bu davayı açtığını beyanla davalıya borçlu olmadığının tespitine, takip konusu senedin iptaline, davalı tarafından alacağı olmadığı halde yaptığı Ümraniye … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının takibinin durdurulması için İhtiyati Tedbir kararı verilmesine, davalının % 40 tazminatla cezalandırılmasına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı, cevap dilekçesinde; davacıyla bir ticari ilişkisinin olmadığını, kendisinin Tuzla Harp Okulunda İkmal Yarbay rütbesi ile görev yaparken davacının da Tuzla Harp Okulunda berber olarak görev yapıyorken para konusunda çok sıkıntısı olduğunu söylediğini, kendisinden 10.000,00 TL borç istediğini en kısa sürede vermek üzere elden nakden 10.000,00 TL aldığını, parayı borç olarak davacıya nakden verdikten sonra cebinden yazılmış senedi çıkartarak yanında imzalayarak senedi davacının kendisine verdiğini, senedin yazılı olarak geldiğini kimin yazdığını bilmediğini, davacının senedi kendisinin yanında imzaladığını, davanın reddine karar verilmesini, , davanın haksız ve kötü niyetli olarak açılmış olması nedeni ile davacının takip konusu alacağın % 20 sinden aşağı olmamak üzere tazminat ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.İstanbul Anadolu 7.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28.12.2016 tarihli 2014/1240 E. – 2016/853 K.sayılı kararıyla; gerek ATK raporu, gerekse davacının İcra Hukuk Mahkemesine sunmuş olduğu dava dilekçesindeki beyanları hep birlikte değerlendirildiğinde takip dayanağı bonodaki imzanın davacıya ait olduğunun anlaşıldığı, davacının bononun kendisi tarafından doldurulmadığına yönelik itirazının değerlendirilmesinde; bononun hukuki niteliği ve işlevi göz önüne alındığında keşideci tarafından sadece imza atılmak sureti ile boş senedin açık olarak tanzim edilmesinin mümkün olduğu, davacı tarafın senet üzerindeki yazılar hususunda ek rapor aldırılması talebinin yargılamaya ilave bir katkı sağlamayacağından mahkemece reddedildiği, davacı tarafın 1.500,00 TL bedelin senedin 10.000,00 TL şeklinde tahrip edilmiş olduğu hususundaki iddiasının değerlendirilmesinde; dava dilekçesindeki talepler göz önüne alındığında mahkemece iddianın genişletilmesi olarak nitelendirilerek HMK. 141/2 maddesi gereğince davalı tarafın açık muvafakatinin yasal zorunluluk olduğu, davalı tarafın muvafakatinin sorulduğu, davalı tarafça iddianın genişletilmesine muvafakat edilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; dava konusu senet üzerinde sadece imza açısından değil, senet üzerindeki yazılarında Adli Tıp Kurumu’nca incelenmesi gerekirken mahkemece yapılmadığını, dava dilekçelerinde ve sözlü olarak asıl tahribatın senedin yazıları üzerinde yapıldığı iddiasının mevcut olduğunu, senet üzerinde yazan rakamın 10.000 TL değil, 1.500 TL olduğu iddiasının incelenmeden karar verilmesinin hukuk ve kamu vicdanına aykırı olduğunun beyanla, mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir. Davalı vekili istinafa cevap vermemiştir. Kapanan İstanbul Ümraniye ….İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyasının incelenmesinde; Alacaklı … tarafından borçlu … aleyhine 20/07/2010 tanzim tarihli, 01/09/2010 vade tarihli ve 10.000 TL bedelli bonoya dayalı 10.000 TL asıl alacak üzerinden 09/01/2012 günü başlatılmış kambiyo senetlerine mahsus icra takibi olduğu, takibin kesinleştiği anlaşılmıştır. Ümraniye 1.İcra Hukuk Mahkemesinin 2012/84 Esas ve 2012/803 Karar sayılı dava dosyası incelenmesinde; Davacı … tarafından davalı … aleyhine 07/02/2012 günü açılmış borca itiraz davası olduğu, 11/10/2012 günlü karar ile itirazın süresinde olmadığından bahisle davanın reddine karar verildiği, işbu borca itiraz davasında davacının dava dilekçesinde, takip dayanağı bononun kendisi tarafından düzenlendiğini kabul ettiği, ancak miktarının 1500 TL olduğunu iddia ettiği görülmüştür.Davaya konu icra takibine dayanak bononun incelenmesinde; davacı … tarafından tanzim ediliği, tanzim tarihinin 20/07/2010, vade tarihinin 01/09/2010 olup 10.000 TL bedelli olduğu, ihdas nedeninin “nakden ” olduğu anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E :Davacı vekilinin dava dilekçesinde; takip konusu senede borçlu sıfatıyla atılan imzanın kendisine ait olmadığını, senet üzerinde yazılan ve senet boşluklarını dolduran yazılarında kendisine ait olmadığını, davalı ile hiçbir ticari ilişkisinin bulunmadığı halde senedin hukuki sebebinin “nakden” denilmek suretiyle, senet metninde tahrifatta bulunulduğunu beyanla senedin iptalini istediği, dava dilekçesinde senet bedelinin 1.500 TL iken 10.000 TL yapılarak takip edildiği iddiasının ileri sürülmediği, senedin ihdas nedenine yönelik iddianın sonuca etkili olmadığı, ve mahkemece davacının bedele yönelik tahrifat iddiasının iddianın genişletilmesi kapsamında kabul edilerek HMK 141/2 maddesi gereğince, davalının muvafakat etmemesi nedeniyle incelenmemesinin usule ve yasaya uygun olduğu kaldı ki; senet metninde senet bedelinin yazı ile de “on bin”olarak yazıldığı, rakam ve yazılı kısımların birbirini doğruladığı, kanaatiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 44,40 TL harcın, peşin alınan 31,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 13,00 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 11/10/2019 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.