Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/3156 E. 2019/377 K. 25.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/3156 Esas
KARAR NO: 2019/377
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/02/2017
NUMARASI: 2016/792 E. – 2017/157 K.
DAVANIN KONUSU: Tanıma Ve Tenfiz
KARAR TARİHİ: 25/02/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :Davacılar vekili, müvekkillerinden … şirketi ile davalı arasında 01/05/2000 tarihli distribütörlük sözleşmesi gereğince bu sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözümünde İngiliz mahkemelerinin yetkili olmasının kararlaştırıldığını, müvekkilinin sözleşme gereğince davalıya 01/02/2011 ve 31/001/2014 tarihleri arasında motor ve yedek parçaları satışı yaptığını, ancak ücretinin ödenmemesi, ikinci davacı bankanın verdiği kredilerin de ödenmemesi üzerine müvekkilleri tarafından İngiltere mahkemesine dava açıldığını, İngiltere Queen’s Yüksek Ticaret mahkemesi tarafından 20/04/2016 tarihinde uyuşmazlığın karara bağlandığını ve kararın kesinleştiğini, kararın Türkiye’de icra edilebilmesi için tanınması ve tenfizinin gerektiği, MÖHUK hükümleri uyarınca tanıma ve tenfiz koşullarının bulunduğunu ileri sürerek İngiltere Queen’s Bench Division Yüksek Ticaret Mahkemesi’nin 20/04/2016 tarihli ilamının Türkiye’de aynen tenfizine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, tenfizi istenen ilamın MÖHUK 54. maddesinde sayılan tenfiz şartlarını taşımadığını, kararın ara kararı niteliğinde bulunduğunu ve davanın derdest olduğunu, kararı veren mahkemece kendilerine usulüne uygun tebligat yapmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir. Bakırköy 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin 15.02.2017 tarihli 2016/792 E., 2017/157 K.sayılı kararıyla; davacı tarafından sunulan kararın incelenmesinde, davacılar tarafından davalı aleyhine İngiltere Queen’s Bench Division Yüksek Ticaret Mahkemesi’nin 2014/1431 numarasına dayalı olarak açtığı davanın derdest olduğu, tenfizi istenen 20/04/2016 tarihli kararın dava sırasında verilen ihtiyati haciz niteliğinde bulunduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığı nihai olarak çözen ve kesinleşen bir karar olmadığı gerekçesiyle 5718 sayılı MÖHUK hükümleri gereğince tenfiz koşulları bulunmadığından davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; İngiliz mahkemesinin verdiği kararın kesin ve nihai olduğunu, kesinleşme şerhini dosyaya sunduklarını, kesinleşme şerhine göre belirtilen süre içerisinde mahkeme kararına karşı temyize gidilmediğini, kararın nihai ve infazı kabil olduğunu, gerekçeli kararda mahkemenin bu kararı neden “ihtiyati haciz” niteliğinde gördüğünün belirsiz olduğunu, açıklama yapmadığını, -İngiliz mahkemelerinin yargılama sırasında, bir konu da kesin karar verip talebin diğer kısmı ile ilgili yargılamayı devam ettirmesinin mümkün olduğunu, Prof. Dr. .. tarafından verilen mütalaa da, yabancı mahkeme kararının tenfizine engel bir durumun olmadığının tespit edildiğini, -MÖHUK uyarınca bir kararın kesinleşmiş olup, olmadığının kararı veren devletin usul hukukuna göre belirleneceğini, -Londra’da Queen’s Bench Division Yüksek Ticaret Mahkemesinde davanın 26.11.2014 tarihinde 2014/1431 dava numarasında ikame edildiğini, İngiliz hukukunun izin verdiği çerçevede 2 ayrı talepte bulunduklarını, birinci talebin, “tenfize konu edilen ve yargılamada nihai kararın verildiği, müvekkillerince fatura edilmiş emtia değerine ilişkin alacaklar (borç talebi)” ikinci talebin, “müvekkillerinin davalı ile arasındaki sözleşme gereği davalıdan talep edilebilecek emtianın müşteriye satış değeri ve kâr değeri ile ilgili alacaklar (hesap talebi)” olduğunu, 20 Nisan 2016 tarihli duruşmada, İngiltere mahkemesinin ilk talebin (borç talebi) kabulüne karar verdiğini, hesap talebi ile ilgili olarak davaya devam ettiğini, nihai karara karşı davalının temyiz hakkını kullanmadığını, kararın tenfizinin mümkün olduğunu, İngiliz Usul Hukuku uyarınca nihai ve kesinleşmiş bulunduğundan mahkeme kararının kaldırılarak davanın esası hakkında yeniden karar verilmesini, davalı şirket yönetim kurulu başkanı İlhan İlker’in İngiliz mahkemesine verdiği, “şirketin bu nihai kararı yerine getiremeyeceğini, kararda belirtilen miktarı finansal durumu nedeniyle ödeyemeyeceğini” ifade ettiği gözönüne alındığında, alacağa kavuşamama riski doğduğunu, davalının dava konusu borcu karşılamaya yetecek değerdeki mal varlığı üzerine ivedi olarak ihtiyati haciz konulmasını talep etmiştir. Davalı vekilinin istinafa ve ihtiyati haciz talebine cevabında; uyuşmazlığın konusunu ve tenfizi talep edilen Queen’s Bench Division Yüksek Ticaret Mahkemesinin kararının MÖHUK 54.maddesindeki şartları taşımadığını, tenfizinin mümkün olmadığını, ara karar niteliğinde bulunduğunu, bu hususun 09.02.2017 tarihinde dilekçe ekinde sunulan Eyüp …Noterliğinin 07.02.2017 tarih ve … yevmiye numaralı çeviri evrakından da görüleceğini, yabancı mahkemece verilen ilam şartının oluşmadığını, 6098 sayılı TBK 76.maddesine örnekleme mahiyetinde atıf yapıldığını, bu maddeye göre geçici ödemeye ilişkin ara kararların ve İİK hükümlerine göre verilecek ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz şeklindeki kararların ilam niteliğinde olmadığını, istinaf dilekçesinde kararın kesinleşip kesinleşmediği incelemesi yapılırken yabancı mahkeme kararı Türk Hukuku temel alınarak nitelendirilemez ifadesinin yerinde olmadığını, mahkemenin Türk kamu düzenini ihlal eder nitelikte olmaması gerektiğini, davacının istinaf başvuru dilekçesini uzman görüşüne dayandırarak, dava dilekçesinde dayanmadığı olgular ile iddiasını genişlettiğini, sunulan uzman görüşünün de, Anayasanın 138/2 maddesine aykırı olduğunu, Dairemize telkin ve tavsiyelerde bulunulduğunu, ihtiyati haciz talebinin de yerinde olmadığını, davacının vadesi gelmiş alacağının bulunmadığını, tenfiz dava dilekçesinde de ihtiyati haciz talep edilmediğini beyanla istinaf ve ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE:Dairemiz önüne getirilen uyuşmazlığın, tenfizi istenen Queen’s Bench Division Yüksek Ticaret Mahkemesi’nin kararının, tenfizi mümkün nihai ve usulüne uygun kesin kararlardan olup olmadığının tespitine yönelik olduğu, ilk derece mahkemesi’nin “tenfizi istenen 20/04/2016 tarihli kararın dava sırasında verilen ihtiyati haciz niteliğinde bulunduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığı nihai olarak çözen ve kesinleşen bir karar olmadığı gerekçesiyle, tenfiz koşulları bulunmadığından” davanın reddine karar verdiği, karara karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunda bulunduğu anlaşılmıştır.Davacı vekili tarafından, dava dilekçesinde ; tenfizi istenen kararda ; ” davalının,karar tarihinden ödeme tarihine kadar tahakkuk edecek yıllık %8 oranında faizi ile birlikte 296.853,17 Euro ve 51.115,03 İngiliz Sterlini tutarındaki alacağı 1. Davacıya,1.677.186,59 Euro ve 1.738.305,32 İngiliz Sterlini tutarındaki alacağı ise 2. Davacıya ödemeye mahkum edildiğini, davalının yine aynı kararda , 65.000,00 İngiliz Sterlini tutarında başvuru ve yargılama masraflarını da davacı müvekkiline ödemeye mahkum edildiğini ” beyan ettiği görülmüştür.Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 2014/20681 E., 2015/9167 K. sayılı ve 22.06.2015 tarihli ve 15/11/2016 tarihli 2016/9029 Esas-2016/14809 Karar sayılı kararlarında da,tenfizi istenen yabancı mahkeme kararının belirli bir alacağın tahsiline yönelik olması halinde davanın nispi harca tabi olduğuna işaret edildiği gözönüne alınarak, somut olayda tenfizi istenen kararda hükmedilen alacak miktarı üzerinden Harçlar Kanunu’na göre nispi karar ve ilam harcı alınması gerektiği, davacı tarafça maktu harç yatırılarak dava açıldığı anlaşılmakla, nispi karar ve ilam harcının 1/4 oranında peşin harç alınmadan yargılamaya devam edilemeyeceğinden mahkeme kararının kaldırılmasına, 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 3 ve 4.maddesi hükümleri dikkate alınarak, tenfizi talep edilen kararda hükmolunan şeyin değerine göre, nispi harç tamamlatıldıktan sonra karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle:1- 6100 Sayılı HMK 353/1-a-4 maddesi gereğince, davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile, Bakırköy 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin 15.02.2017 tarihli 2016/792 E., 2017/157 K.sayılı kararının KALDIRILMASINA,2-Dosyanın, nispi karar ve ilam harcının tamamlatılarak karar verilmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE ,3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davacı tarafa iadesine,
4-İstinaf yargılaması sırasında davacı tarafından yapılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı 47,30 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 133,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 25/02/2019 tarihinde HMK’nın 353/1-a-4 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.