Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/3144 E. 2019/2523 K. 15.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/3144 Esas
KARAR NO : 2019/2523
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/12/2016
NUMARASI : 2014/737 – 2016/972
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 15/11/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket Macaristan ülkesinde kurulu ve genel merkezi Budapeşte’de bulunan yaztfım geliştirme ve navigasyon yazılımları lisanslama alanlarında faaliyet gösteren bir şirket olduğu, davalı şirketin faaliyet alanı ile İlgili olarü’ müvekkil firkete aît bazı yazılımların lisanslarını satın almak için müvekkil şirkete başvurduğu, akabinde davalı şirketin satın alma sipariş s-formu adı altında sözleşme metnini imzalayarak ve tarayıcı marifetiyle tarayarak 02.05.2011 tarihli e mail yolu ile müvekkil şirkete gönderdiği, davalı şirketin müvekkil tarafından gönderilen malları (yazılımı) kabul edip, kendi ürettiği ürünlerde bu yazılımı kullandığı, ürünlerin davalı şirketin internet sitesinde de yer aldığı, Davalı şirketin müvekkilden satın afdığı mallara ilişkin fatura 11.05.2011 tarihinde … kurye firması vasıtası île davalıya gönderildiği, fatura üzerindeki son Ödeme tarihi 10.06.2011 olmasına rağmen, toplam 92.500,00 USD bedelin 12.09,2011 tarihinde 30-000,00 USD bedelinin davalı tarafından ödendiği ve bakiye 62.500,00 USD’nin ödenmediği, bakiye alacak ödenmeyince davalı hakkında icra takibi başlatıldığını ve davalı yanca asıl alacak kabul edilerek, müvekkili şirketin hesabına 22/01/2014 tarihinde 56.855,20 USD ödeme yapıldığı, ancak kalan icra masraf ve harçları ile işlemiş faizin ödenmediği, Bu nedenlerle davanın kabulü ile davalının itirazının iptaline, takibin devamına, % 20’den az olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilerek, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava değeri 49.010,10 TL olmayıp, bu tutarın faiz olduğu, asıl alacak ödendiğinden inkar tazminatı talebinin de haksız olduğu, davacının müvekkile ayıplı mal / hizmet tesliminin olduğu, buna rağmen müvekkilin yargı aşamasına gitmeden uzlaşma kapsamında bedeli ödediği, davacının söz konusu mal ve hizmeti tam olarak sağladığını ispat etmesi gerektiği, davacı taraf bedeli tahsil edip ardından dava açtığı, ödenen bedel için istirdat davası açma ve fazlaya ilişkin haklarının saklı olduğu, söz konusu formları imzalayan ortağın imza yetkisinin olmadığı, … şirketin yetkilisi olmadığı, bu durumun İTO kayıtlarından da görüleceği, müvekkilin hiçbir zaman temerrüde düşürülmediği, davacı ile 125.000,00 TL ana paranın dolar üzerinden ödenmesi hususunda anlaşılıp, bu paranın dolar üzerinden avukatlık ücretiyle birlikte davacıya ödendiği, alacağın fiili ödeme günündeki TL karşılığının istenmediği, bu nedenle faiz ve ana para hesabının hatalı olduğu, uluslararası bir işlemde TCMB avans faizi istenilmesinin de hatalı olduğu, bu nedenle davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI:İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, dava konusu uyuşmazlık davacı tarafından davalıya yapılan icra takibindeki işlemiş faize yönelik 49.010 TL miktarındaki borca yönelik olup, davacı tarafından davalıya 28/09/2011 tarihinde ihtarname gönderildiği ileri sürülmüş ise de, ihtarnamenin davalıya tebliğ edilmediği mevcut delillerden anlaşıldığı, dolayısıyla davacının davalıdan işlemiş faize yönelik davalıyı temerrüde düşürmediğinden davanın ve kötüniyet tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 27.04.2011 tarihli sipariş formunun davalı şirket tarafından imzalanarak 02.05.2011 tarihinde e-mail yolu ile müvekkiline gönderildiğini, müvekkilinin sözleşmede belirtilen yazılımları ve yüklemelere ilişkin link ve şifrelerle birlikte davalıya e-mail yolu ile gönderdiğini, yazılımın kullanıldığını, davalı şirketin faturada ödeme tarihi 10.06.2011 olmasına rağmen faturanın toplam 92.500 USD olan bedelinin 30.000USD’sinin 12.09.2011’de ödediğini, müvekkilinin zorunluluğu olmasına rağmen pek çok kez temerrüt ihtarı gönderdiğini, temerrüt ihtarına gerek olmadığını, cari hesabın davalı şirkete gönderildiğini, davalının buna itiraz etmediğini, TTK 94 ve 95 maddeleri gereğince müvekkili şirketin işlemiş faize hak kazandığını belirterek kararın kaldırılmasını, davanın kabulünü talep etmiştir.Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; istinaf başvurusunun süresinde olmadığını, asıl alacak yönünden istinaf ve temyiz sınırı değerlendirildiğinde asıl alacak sıfır olduğundan kararın kesin nitelikte olduğunu, kararın yerinde olduğunu, davacının defterlerini sunmadığını, rapora göre müvekkilinin alacaklı durumda olduğunu, TTK 18.maddesi gereğince temerrüdün şeklinin açık olduğunu belirterek istinaf isteminin reddini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:Dava, takip talebinde yer alan işlemiş faiz alacağının ödenmediği iddiasına dayalı olarak açılan itirazın iptali davasıdır.Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.Dairemizce davacının istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni dikkate alınarak inceleme yapılmıştır.Davalı vekili, istinaf isteminin süre yönünden reddi gerektiğini iddia etmiş ise de; gerekçeli kararın davacı vekiline 17.02.2017’de tebliğ edildiği, davacı vekilinin 30.01.2017’de istinaf talebinde bulunduğu, harcın tamamlanması hususunda davacı vekiline 05.04.2017’de tebligat yapıldığı, davacı vekilinin 08.04.2017’de süresi içinde istinaf harcını tamamladığı görülmekle davalı vekilinin bu husustaki itirazının reddi gerekmiştir. Takip asıl alacak ve işlemiş faiz talebi ile başlatılmış, davacı vekili işbu davada işlemiş faiz talebi yönünden takibin devamını talep etmiş olup dava değeri itibarı ile kararın istinaf kanun yolu açık olmakla davalı vekilinin kararın kesin karar olduğuna ilişkin itirazının da reddi gerekmiştir.Somut uyuşmazlıkta; asıl alacağın davadan önce ödendiği ihtilafsız olup çözümlenmesi gereken hukuki ihtilaf, davacının işlemiş faiz talebinin yerinde olup olmadığına ilişkindir. Kesin vadeli akitlerde ifa kararlaştırılan tarihte veya zaman içinde gerçekleştirilmezse ihtara ve süre tayinine artık gerek görülmez. Vadenin gelmesi alacağı muaccel hale getirir ve borçlu ifa ile mükellef olur. Davacı taraf belirli vade olduğunu iddia etmiş ise de; delil olarak tercümeli bir örneğini sunulan sipariş emri formu Dairemizce incelendiğinde ilgili formdaki 30 günlük sürenin kesin vade niteliğinde olmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin bu husustaki istinaf isteminin reddi gerekmiştir. Keza; davacı vekili müvekkili tarafından gönderilen cari hesaba davalının itirazda bulunmadığını iddia etmiş ise de; davacı vekili tarafından tercümeli örnekleri sunulan belgeler incelendiğinde cari hesapta tarafların mutabakatına ilişkin evraka rastlanmadığı, belgelerin e-mail ekleri ile taraflar arasındaki yazışma örnekleri olduğu görülmekle bu deliller de usulüne uygun temerrüdün kabulü için yeterli görülmemiş ve davalının takipten önce usulüne uygun olarak temerrüde düşürülmediği dikkate alınarak işlemiş faiz talebinin reddine ilişkin ilk derece mahkemesi kararı yerinde görülmüştür. Açıklanan nedenle davacı vekilinin istinaf isteminin HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 44,40 TL harcın, peşin alınan 31,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 13,00 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 15/11/2019 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.