Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/3143 Esas
KARAR NO : 2019/2531
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/10/2016
NUMARASI : 2014/857 E. – 2016/700 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Bayilik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 15/11/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin faaliyetinin gerçekleştirilmesi için dava dışı …’in maliki bulunduğu … ili … İlçesi … Köyü … Mevkki’nde kain tapuda … parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde 29.11.2007 tarihinden geçerli olmak üzere 18 yıl müddetle intifa hakkı tanındığını, müvekkili şirketin intifa hakkına sahip olduğu taşınmazda bayilik faaliyetini yürütecek davalı … ile müvekkil arasında akdedilen protokol ile davalı … 18 yıl için yatırım katılım bedeli adı altında ödeme yapılmasının kararlaştırıldığı ve bu davalı tarafından düzenlenen faturalar karşılığında 18 yıllık süre için geçerli olmak üzere yatırım katılım bedeli ödemesi yapıldığını, 2009 yılında müvekkilinin intifa hakkı sahibi olduğu taşınmazın …. tarafından satın alındığını, ardından davalı … bayilik faaliyetine son verdiğini ve müvekkil ile arasında akdettiği sözleşme ve sorumluluklarını davalı … temlik ettiğini, Müvekkil, şirket ile … arasında 10.06.2009 tarihli bayilik sözleşmesi akdedildiğini, davalılardan … vekili tarafından keşide edilen Samsun ….. Noterliği’nin 19.02.2013 tarih ve … yevmiye numaralı İhtar ile 29.11.2007 tarihinde kurulan dikey ilişkinin sona erdiğini, müvekkili tarafından keşide edilen Beyoğlu …. Noterliği’nin 08.04.2013 tarihli ihtarnamesi ile davalı … feshi nedeniyle muaccel hale gelen alacakların ödenmesi davalılardan talep edildiğini, ihtara rağmen ödeme yapılmadığını, davalı … bayilik ilişkisini feshi nedeniyle 18 yıllık süre için davalı … ödenen ve davalılar arasında akdedilen temlikname uyarınca iadesinden … da sorumlu olduğunu, yatırım katılım bedelinin işlememiş süreye tekabül eden kısmının güncellenerek belirlenecek tutarının davalılardan tahsilinin gerektiğini, müvekkili şirketin diğer hak ve alacaklarına ilişkin her türlü talep hakkı saklı kalmak kaydıyla; davalılardan … 18 yıllık süre için ödenen yatırım katılım bedellerinin, davalı … 19.02.2013 tarihli feshi nedeniyle, işlememiş süreye tekabül eden kısmının denkleştirici adalet prensibi uyarınca mahkemece belirlenecek güncel tutarının şimdilik KDV dahil 661.289,52 TL’sinin davalılardan temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsil olunarak müvekkil şirkete ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile davalı … arasında karşılık protokol ve akaryakıt bayilik sözleşmesi imzalandığını, Davalı … Ltd.Şti’nin … AŞ. (…) bayisi iken ve bayilik sözleşmesi sona ermemiş olduğu halde, … AŞ. ile olan bayilik sözleşmesini terk etmek şartı ile … AŞ. tarafından davalıya ödenen ve sözleşmenin erken terki halinde iade edilmesi gereken, Bayilik hizmet bedelinin, kendisi tarafından karşılanacağını taahhüt ettiğini, davacı ile diğer davalının kanuna karşı hile yaptığını, diğer davalının kanuna karşı hilesinin diğer bayiyi bağlamayacağını, davacının pazarın kaldıramayacağı kadar bayilik verdiğini, ticari faaliyetin yürütülme şansı kalmadığı için diğer davalının sözleşmeyi feshetmek zorunda kaldığını, yatırımın bayiye ve bayilik sözleşmesini dayanak alan protokole istinaden yapıldığını, davacının yaptığı yatırımın fesih tarihine kadar sebepli olduğunu, fesih ile sebepsiz hale düştüğünü ve muaccel olduğunu, davacı tarafından bedelin iadesinin talep edildiği ihtar ile de diğer davalının temerrüde düştüğünü, davacının iyi niyetli olduğunu, davacının diğer davalının tanzimi ile kendisine teslim ettiği faturaları gider olarak kayıtlara işlediğini, faturalardaki miktar üzerinden gelir vergisini ödemekten sarfınazar ettiğini, iade edilecek miktarın hesaplanmasında davacının amortisman kayıtlarında gider olarak gösterdiği miktarın tenzil edilmesi gerektiğini, aksi halde davacının sebepsiz zenginleşmiş olacağını beyanla davanın reddini talep etmiştir. Davalı ……. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili … ile davacı arasında imzalanan 17.10.2007 tarihli sözleşmenin davacının muvafakatı ile 10.06.2009 tarihinde diğer davalıya temlik edildiğini, müvekkili … 10.06.2009 tarihli sözleşmeye garantör olmayı kabul ettiğini, davacı ile diğer davalı arasında akdedilen 29.11.2012 tarihli yeni bir sözleşme imzalandığını, bu sözleşmede müvekkiliin garantör sıfatının ve kefil imzasının bulunmadığını bu sebeple müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, davacı tarafça belirtilen yatırım bedelinin istasyonun inşaatında kullanıdığını, dolayısıyla yapılan yaıtırmının sözleşme süresine bakılmaksızın yapılması gereken yaıtırm olması nedneiyle Yargıtay kararları gereğince de davanın reddinin gerektiğini, sebepsiz zenginleşmenin oluşmadığını, sözleşme ilişkisinde kusurlu tarafın davacı taraf olduğunu beyanla haksız ve mesnetsiz davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI:Mahkemece, davalılardan …. Ltd Şti yönünden açılan dava, bu davalının bayilik sözleşmesinin diğer davalıya temlik edilmiş olması, bu davalının kendisine yapılan yatırım katkı payı bedelini ve bu bedelin hasredildiği akaryakıt istasyon yatırımı kullanarak ticaretine fayda sağlamadığından bu davalı yönünden sebepsiz zenginleşmenin oluşmadığı, Davalılardan ….. Ltd. Şti yönünden ise, yatırım katkı payının diğer davalıya ödendiği, davalının istasyonu mevcut haliyle temlik aldığı, yatırımın diğer davalı … döneminde yapıldığı, her ne kadar sözleşme temlik alınmış ise de, bu davalı ile 29/11/2012 tarihinde herhangi bir itirazi kayıt koyulmaksızın sözleşmenin yenilendiği, önceki dönem yatırımının bu davalıdan talep edilemeyeceği, anılan davalı yönünden ise yatırım yapılmadığı, sözleşmenin anılan davalı ile 10/06/2019 tarihi ile feshine kadar davacı yanın sözleşmeden gerekli faydayı sağladığı dikkate alınarak bu davalı yönünden de katkı payı bedelinin tahsili talebine ilişkin davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ:Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı … kayıtlarında yapılan incelemede faturalara konu edilen yatırım katılım bedelinin ödendiğinin açık olduğunu, 29/12/2014 tarihli rapora göre KDV hariç 784.245,42 TL’nin davalının defterinde gelir olarak kayıtlı olduğu, davalının bu tespite itiraz etmediğini, 18 yıl için ödendiği sabit olan yatırım katılım bedelinin işlemiş süreye ilişkin güncel değerinin davalılardan tahsili gerektiğini, protokolün intifa hakkı başlıklı 2.maddesi değerlendirildiğinde dava konusu edilen bedelin 18 yıl süreyle tanınacak intifa hakkı kapsamında davalı tarafa ödendiğinin sabit olduğunu, aynı maddenin (e) bendinde intifa hakkında herhangi bir nedenle süreden önce sona ermesi halinde davalı bayiye ödenen bedelin kalan süresine ilişkin kısmın iade alınacağının yer aldığını, bu nedenle davalıların bakiye bedelden sorumlu olduklarını,Davalı …’nın dava konusu taşınmaz üzerinde ticarete devam etmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, temlik sözleşmesinin 2.b maddesi gereğince davalının … müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla garantör olmayı kabul ettiğini, bu durum karşısında bu davalı yönünden davanın reddedilmesinin hatalı olduğunu, Müvekkilinin 18 yıl için ödediği bedelden beklenen yararı sağlaması için sözleşmenin 18 yıl süreyle yürürlükte kalması gerekli iken somut olayda sözleşmelerin 5 yıl 3 ay süre ile yürürlükte kaldığı, bakiye sürenin bedelinin iadesinin gerekli olduğu, aksi halde davalıların sebepsiz zenginleşmiş olacağının, Bilirkişi raporunda, aleyhe kısım kabul edilmemekle birlikte lehe kısımlar dikkate alındığında mahkemenin davanın kabulüne karar vermesi gerekirken red kararı vermesinin yerinde olmadığını, davanın ıslahı ile birlikte 8.724TL ilave harç yatırıldığını ancak bu bedelin iadesine karar verilmemesinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İSTİNAFA CEVAP:Davalı … Ltd. Şti. Vekilinin istinafa cevap dilekçesinde özetle; davacının intifa hakkı karşılığında bir ödeme yapmadığını, intifa resmi senedinde açıkça 18 yıl süreli ve bedelsiz olduğunun yazılı olduğunu, bedelli olsa dahi davanın malike karşı açılması gerekli olduğunu, neticeten intifa hakkının 18 yıl boyunca kullanma karşılığında ödeme yapmadığı için 18 yıllık intifa hakkının kullanamadığı gerekçesiyle bedel iadesi talep edemeyeceğini,Davacının yatırımı malike değil, bayiye (… Ltd. Şti’ye) yapıldığını, bayilik süresinin 2002/2 sayılı tebliğ gereğince 5 yıldan fazla süreli olamayacağını, davacının davalıya ait istasyona 10.2007 tarihinde girdiğini ve 5 yıllık dikey ilişki süresini 11/2012’de doldurduğunu, beklenen faydayı sağladığını iadesi gereken bedel olmadığını, bir an için iade yükümlülüğü olduğu kabul edilse dahi yükümlünün müvekkili olmadığını, müvekkilinin dava konusu yatırım bedeline ilişkin hiç bir bilgi, taahhüt ve üstlenmesinin olmadığını, davacının yaptığı bir sabit yatırım olmadığını, yatırımın nakdi yatırım olduğunu belirterek istinaf isteminin reddedilmesini talep etmiştir.
İNCELEME:Dosyada bir fotokopisi mevcut olan … ili … ilçesi … köyü … mevkindeki … Parsel sayılı taşınmaza ilişkin tapu senedi ipotek akit tablosu incelendiğinde … A.Ş lehine 18 yıl süreyle 29/11/2007 tarihinde bedelsiz olarak intifa hakkı tesis edilmiştir. Tapu Müdürlüğü’nün 17/12/2013 tarihli cevabi yazısına göre; taşınmazdaki intifa hakkı halen tapuda kayıtlı olup taşınmaz 23/03/2009 tarihli devir işlemi ile …14/2’şer hisse ile …, .. satış yoluyla devredilmiştir.Dava dilekçesi ekinde davacı tarafça, intifanın terkini hususunda (558.499,00 TL bedel mukabilinde) davacı şirket yetkilisi tarafından verilen 03/04/2013 tarihli Beyoğlu …. Noterliğinin vekaletname örneği mevcuttur.Davacı ile davalılardan … Ltd. Şti (eski unvanıyla … … Ltd. Şti) arasında düzenlenmiş olan 17/10/2007 tarihli 5 yıl süreli protokol örneği incelendiğinde; 2.maddede bayinin en geç 20/11/2007 tarihine kadar 303 nolu parselde kayıtlı gayrimenkul üzerinde 18 yıl süreli olarak intifa hakkını tapuya tescil ettirmeyi kabul ve taahhüt ettiği, intifanın tesisinden itibaren 30 gün içerisinde plan ve projelere uygun şekilde istasyonun inşaa ve tadil etmeyi, gerekli yasal izin ve lisansları almayı kabul ve taahhüt ettiği; 2b maddesi gereğince a maddesinde belirlenen taahhüdü yerine getirmesi durumunda bayiye 18 yıl için istasyon yatırım katılım bedeli olarak 665.000,00 ABD doları ödeyeceği, istasyon yatırım katılım bedeli ödemesinin;-205.000,00 ABD dolarına ilişkin kısmının intifa hakkının tescili koşuluna bağlı olarak inşaat ruhsatını ve yasal izinleri alarak … sunmasından itibaren 10 gün içinde istasyon inşaatında kullanılmak üzere,-205.000,00 ABD dolarını bayi olarak faaliyetlerini sürdürmesi için gerekli lisansları almasından itibaren 10 gün içinde,-205.000,00 ABD dolarını ise, aylık ortalama 112 ton satış hacmi gerçekleştirdiği ayın son 10 günü içerisinde,-50.000,00 ABD dolarını ise, ilk yıl için 1350 ton satış hacmi gerçekleştirildiği ilgili ayın son 10 günü içinde yapılması, intifa hakkı bedeline ödemeler nispetinde KDV ekleneceği kararlaştırılmıştır. 2d maddesinde bayinin hangi nedenle olursa olsun işbu maddedeki taahhütleri yerine getirmemesi halinde intifa hakkı bedelinden almış olduğu kısmı LUKOİL’e faiziyle birlikte ödeyeceği aksi halde ihtar ve ihbara gerek olmaksızın teminatın paraya çevrileceği düzenlenmiştir. Davacı ile davalı …. Şti arasında 10/06/2009 tarihinde tanzim olunan akaryakıt istasyonu bayilik sözleşmesinin bir örneğinin dosyada mevcut olup, sözleşmenin 1.maddesine göre konusu istasyonda perakende olup bayilik esasları çerçevesinde sözleşmedeki şartlara ek ariyet sözleşmesi ve bayilik protokolüne uygun olarak ürün satışını işbu sözleşmenin konusu olduğu belirtilmiştir. 10/06/2009 tarihli bayilik sözleşmesi fesih tutanağı incelendiğinde … ile …. Ltd. Şti (…. Şti) arasındaki 17/10/2007 tarihli 5 yıl süreli bayilik ve işletmecilik sözleşmesinin feshedildiği, … sözleşmelerden ve cari hesaptan kaynaklanan hakların saklı tutulduğu görülmüştür. 10/06/2009 tarihli temlik sözleşmesi incelendiğinde; temlik edenin …. Ltd. Şti. temlik alanın ….. Ltd. Şti olduğu, sözleşmenin 2b maddesi gereğince “temlik edenin … ile imzalanacak olan bayilik taahhütnamesi akaryakıt istasyonu bayilik sözleşmesi, ariyet taahhütnamesi ve sözleşmesi yönünden doğmuş ve doğacak hak, borç ve yükümlülük devam ettiği sürece temellük edene müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla garantör olmayı kabul etmiştir.” şeklindedir. Davalı ….. Ltd. Şti … yevmiye nolu 18/02/2013 tarihli ihtarnamesi ile sözleşmenin feshi hususunda davacıya ihbarda bulunmuş olup ihtarnamenin 19/02/2013 tarihinde muhataba tebliğ şerhi bulunmaktadır.- Mahkemece, talimat mahkemesi aracığıyla alınan bilirkişi heyet raporunda neticeten dava açıldıktan sonra taşınmaz üzerinde … ait tüm teçhizatların …. tarafından sökülerek geri aldığığı, taşınmazın dava dışı üçüncü kişiye kiraya verildiği ve ilgili kişi tarafından bayi faaliyeti gösterildiği, davalı …. ticari defter incelemesine göre yatırım katılım bedeli olarak herhangi bir kaydın olmadığı, taşınmazdaki mevcut tesislerin dava tarihi itibariyle değerinin 458.558,00 TL olduğunu belirtmişlerdir.Davalı … ticari defterleri yönünden talimat mahkemesi aracılığıyla SMM bilirkişiden rapor alınmış olup, raporda neticeten katılım bedeli olarak KDV hariç 784.245,42 TL’nin kayıtlı olduğu ve bunun 653.537,85 TL’sinin sözleşme bitiminden sonraki yıllara ait olduğunu belirtilmiştir.Mahkemece alınan ikinci bilirkişi heyetinin kök raporunda; davalı yana ödenen dava konusu yatırım katılım bedelinin taraflar arasındaki intifa ve bayilik sözleşmesi kapsamında istasyonu kullanma, yararlanma, transfer hakkıyla ilişkili olduğu, 4054 sayılı yasanın 4.maddesi gereğince yasak bir anlaşma olarak değerlendirileceği, dikey anlaşmanın başlangıç tarihinin 29/11/2007 olup grup muafiyetinden 29/11/2012 tarihine kadar yararlanabileceği, bu tarihten itibaren intifanın konusuz hale geldiği, intifanın tapuda terkin edildiği, kalan süreye ilişkin kısmın bedelin davacı kısmın talep edilebileceği, …. Ltd. Şti’nin sorumluluğunun olmadığının mevduat faizi uygulanarak hesaplama yapılması halinde davacının 1.456.482,77 TL talep edebileceği, ticari temerrüt faizi uygulanarak bakiye süreye ilişkin hesaplama yapıldığında ise, KDV hariç 1.012.715,20 TL talep edebileceği yönünde görüş belirtilmiştir.Mahkemece alınan ikinci bilirkişi heyetinin ikinci ek raporunda; davalı … vekilinin rapora karşı itiraz dilekçesinde yer alan husus kısmen kabul edilerek 48.029,42 TL + KDV’nin kime yapıldığı hususunda herhangi bir kayıt sunulmadığından bu tutar hesaplamadan mahsup edilerek neticeten temerrüt faizi uygulanması halinden 989.092,43 TL, mevduat faizi uygulanması halinde 1.361.986,16 TL talep edilebileceği, mahkemenin 453.473,00 TL sebepsiz zenginleşme alacağının sadece temerrüt faizi uygulayarak alacak güncelleştirilmeden iade kararı vermesi halinde ise, fesih tarihinden dava tarihine değin faizin 493.032,22 TL olacağını belirtmişlerdir.Bilirkişi ikinci ek raporunda; 03/11/2014 tarihli raporda belirtilen 458.558,00 TL tutarındaki sabit yatırımın davalı tarafından kullanılabilir ekonomik fayda sağlayabilir nitelikte olduğunun taşınmaza değer kattığını, İstasyonun davalı … firması tarafından devralındıktan sonra herhangi bir yatırımın yapılmadığı, sabit yatırım maliyetlerinin davalı … tarafından gerçekleştirildiği, dava dilekçesinde sabit kalıcı yatırımlar yönünden bir talebin bulunmadığı, bu nedenle 458.558,00 TL tutarındaki sabit yatırımların davacı yanın alacak hesabına etkili olmadığı, alacağın sözleşmeden değil sebepsiz zenginleşmeden kaynaklandığını belirterek raporda önceki görüşlerini sürdürmüşlerdir.
GEREKÇE:Dava, bayilik sözleşmesinin feshi nedeniyle sabit yatırım bedelinin bakiye süreye ilişkin kısmının iadesi istemine dayalıdır. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Somut uyuşmazlıkta davacı vekili; dava konusu bedelin 18 yıl süre için ödendiğinin sabit olduğunu iddia etmiştir.Sözleşme ve protokol incelendiğinde; protokolün 2.maddesinde 18 yıl süre ile intifa hakkı tanındığı sabittir. Ancak sözleşmede açıkça intifa bedeli yer almamış, 29.11.2007 Tarihli intifa senet örneğinde intifanın bedelsiz tescil edilmiş olduğu görülmüştür. Protokolün 2-b maddesinde; davaya konu 665.000 ABD dolarının “işletme yatırım katılım bedeli” olarak ödenmesi kararlaştırılmıştır. Davacı vekili tarafından sunulan faturalarda da; “18 yıl süreli yatırım katılım bedeli” açıklaması mevcut olup intifa bedeli ödemesine ilişkin herhangi bir açıklama yer almamaktadır. Davacı vekili, dava dilekçesi ekinde intifanın (bedelli) terkini hususunda vekaletname örneğini sunmuş ise de dava tarihi itibarı ile tapuda terkin işlemi resmen yapılmadığı da sabittir.Protokolün 2.maddesine göre; intifanın 18 yıl süreyle tesis edildiği, 665.000 ABD dolarının ise, istasyonun inşaatı, bayinin faaliyetlerini sürdürmesi, bayinin aylık ortalama satış hacmi ve ilk yıl için satış hacminin belirlenen miktarlardan gerçekleşmesi halinde ödendiği görülmektedir. Dava konusu taşınmaza ilişkin ilk sözleşme davalı ….Şti ile 17/10/2007 tarihinde 5 yıl süreli yapılmış, davalı … Ltd. Şti’nin sözleşmesi ise 10/06/2009’da başlamış ve sözleşme davalı …. Ltd Şti tarafından 18/02/2013’de feshedilmiştir. Bu durumda dikey ilişkide 5 yıllık süre tamamlanmıştır. Davacının intifa hakkının devam ettiği akaryakıt istasyonu yönünden Davalı …. Ltd ŞTİ’ne herhangi bir yatırım katkı bedeli ödemesi yapılmamış olup davalının bu bedelden faydalanmadığı, davacının da 5 yıllık sözleşme süresi tamamlanmış olmakla gerekli faydayı sağladığı, davalıların dava konusu akaryakıt istasyonunda ticarete devam edip fayda sağlamadığı dikkate alındığında ilk derece mahkemesinin davalılar yönünden davanın reddine ilişkin kararı yerinde görülmüş, davacı vekilinin esasa ilişkin istinaf isteminin HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 44,40 TL harçtan, peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 13,00 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 15/11/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.