Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/3115 E. 2019/2489 K. 15.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/3115 Esas
KARAR NO : 2019/2489 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/02/2017
NUMARASI : 2015/961 E., 2017/136 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 15/11/2019
İstinaf incelemesi üzerine Dairemize gelen dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA A-)Açılan dava ve iddia :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki cari hesap alacağından kaynaklanan ticari ilişkiden dolayı müvekkili şirketin davalıdan alacaklı olduğunu, alacağın ödenmemesi dolayısı ile icra takibine başvurduklarını, davalının haksız ve yersiz olarak icra takibine itiraz ederek takibin durdurulmasına sebep olunduğundan itirazın iptali ile takibin devamına, haksız ve kötüniyetli itiraz eden davalının icra inkâr tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler :Davalı vekili cevap dilekçesinde “…Davacı hakkında Bakırköy 2.Tüketici Mahkemesinin 2014/1448 esas sayılı dosyası ile ayıptan kaynaklanan menfi tespit (istirdat) davası açılmış olup bu dava halen derdesttir. Açılan davada mahkeme görevsizlik kararı vermiş olup henüz bu karar kesinleşmediğinden dosyanın görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesi sağlanmamış olup, dosya Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesine gönderildiğinde mahkemesi ve numarası bildirilecektir. Açmış bulunduğumuz dava incelendiğinde, davacının tarafımıza ayıplı ürün sattığı, ayıplı ürün yüzünden davacıya ihtar çekildiği, vermiş bulunduğumuz çeklerin ödemesinin ihtiyati tedbir kararı verilmek suretiyle durdurulmasının istendiği görülecektir. Neticeten davacı hakkında açılmış ve halen derdest olan 27.000.-TL dava değeri bulunan ayıptan kaynaklanan istirdat davamız mevcuttur. Bu husus icra takibine yaptığımız itirazda da açıkça belirtildiği halde davanın sonucu beklenmeksizin davacı tarafından icra takibi yapılması, devamında itirazın iptali davası açılması davacının haksız, kötüniyetle hareket ettiğini göstermektedir. Öncelikle icra takibinden önce açılmış bulunan davanın taraflar arasında çözüme kavuşması ve daha sonrasında cari hesap ilişkisinin irdelenmesi gerekmektedir. Bu hususta sayın mahkemenin bekletici mesele kararı vermesini talep etmekteyiz Ayıplı ürün hakkında mahkemenin vereceği karara göre takas mahsup defimiz vardır. …” denilmiştir.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı :İlk derece mahkemesince; “tarafların arasındaki ticari ilişkiden dolayı davalı tarafın davacı tarafa borçlu olduğu, bu borcunu ödemediği, yapılan icra takibine de haksız ve yersiz olarak itiraz ettiğinden davanın kabulü ile davalının kötüniyetli olduğu anlaşıldığı” gerekçesiyle davanın kabulü ile; İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, davacının alacağı likit olduğuncan %20 icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davalı vekili istinaf talebinde özetle “…mahkemenin kullandığı ve savunmaları olarak yazdığı ifadelerden hiçbirisi tarafımıza ait değildir. Yazılı ve sözlü olarak bu ifadelerden hiçbiri kullanılmamıştır: Herhangi bir borcun bulunmadığı, ödemelerin yapıldığı, defter kayıtları ile bunun sabit olduğu ifadeleri tarafımıza ait değildir. Davacıdan icra inkar tazminatı talebimizin olduğu da gerçek dışıdır. Mahkemeye sunduğumuz 4.11.2015 tarihli cevap dilekçemizde hiçbir ödeme ya da defter kaydı deliline dayanmaksızın sadece “davacı hakkında Bakırköy 2.Tüketici Mahkemesinin 2014/1448 esas sayılı dosyası ile davacı hakkında istirdat davası açılmış bulunduğu, davacıdan 27.000.-TL nın istirdatı talep edildiği, bu davanın sonucu beklenmeksizin davacının icra takibi yapmasının haksız olduğu” beyan edilmiştir. Bilahare Bakırköy 2.Tüketici Mahkemesinin 2014/448 esas sayılı dosyası görevsizlik kararı ile Bakırköy 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/457 esas sayısına kayıt edilmiş ve bu husus da mahkemeye bildirilmiştir. Davacı müvekkil şirket hakkında önce İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile takip yapmış, bu dosyaya tarafımızdan itiraz edilmiş ve davacı bu sefer açmış olduğu ilk icra takip dosyasından feragat etmeden, ikinci icra takibini İstanbul ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile yapmıştır. Davacının ilk icra takip dosyasına itiraz etmiş olmamız dosyanın açık olduğu gerçeğini değiştirmeyecektir. Kararın kaldırılması gerektiği……” talep ve istinaf olunmuştur.Davacı vekili, bekletici mesele yapılması talep edilen dosyadaki alacak kalemlerinin farklı olduğunu beyanla talebin reddini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE :.Dava cari hesaba ilişkin alacağın tahsili için girişilen itirazın iptali istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince yaptırılan bilirkişi incelemesine göre ; gerekçesi açıklanmadan davanın kabulüne karar verildiği görülmektedir.Öncelikle; yargılamada tarafların gösterdikleri delillerin toplanması esastır.Davalı yanın açtığı istirdat davası celp edilip incelenmeli ve dayandığı maddi vakıalar ile eldeki davayı etkileyip etkilemeyeceği tartışılmalı ve buna göre HMK 165. madde hükmüne göre karar verilmelidir. İlk derece mahkemesi davalı yanın tek delilini toplamadan karar vermiş olmakla eksik bir inceleme yapıldığı anlaşılmaktadır. Kabule göre de ; Anayasanın 141,III hükmüne göre, “Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır.” HMK’nın 297. maddesinde de mahkeme kararının içeriğinde bulunması gereken öğeler açıklanmıştır. Gerekçe, kararının denetiminin yapılabilmesi ve tarafların kararın doğruluğu veya yanlışlığı konusunda fikir sahibi olmasını sağlayarak kanun yollarına başvurma konusundaki tutumlarının belirlenebilmesi açısından önemli bir işlev görür. Bu Anayasal ve yasal zorunluluklara rağmen, mahkemece verilen kararda HMK’nın 297. maddesine aykırı davranılarak kararın gerekçesiz olarak yazılması usul ve yasaya aykırıdır. Toplanan delilere göre alacağın var olduğunu tespit ettim demek bir gerekçe değildir. Ayrıca davalı yanın savunmasının da gerekçeli kararda yazılan savunma ile ilgisinin bulunmadığı oldukça açıktır.Hükümde de itirazın iptali yönünde hüküm kurulmuş ancak itirazın ne miktar üzerinden iptal edildiği , icra inkar tazminatının ne olduğu da açıklanmamış olup bu durum da infazda tereddüt yaratacak eksiklikler olmakla davalı yanın istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1 – Davalı yanın istinaf başvurusunun KABULÜ ile ; ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1-a-6 ve 355. maddeleri gereğince KALDIRILMASINA 2-Yargılama yapılması için dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE 3-İstinaf peşin harcının talebi halinde davalı yana iade edilmesine 4-Davalı yanca yapılan istinaf giderleri olan ; başvuru harcı 85,70 TL, tebligat gideri 11,00 TL, posta gideri 45,00 TL ki toplam 141,70 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine 5-Duruşmasız inceleme yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yer olmadığına Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere ve oy birliğiyle karar verildi.15/11/2019