Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/3092 E. 2019/2611 K. 22.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/3092 Esas
KARAR NO : 2019/2611
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/11/2016
NUMARASI : 2014/634 E. – 2016/729 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 22/11/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA:Davacı karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında, 31.07.2008 tarihli, Bayilik Sözleşmesi akdedildiğini, sözleşme ile, “… ili, … ilçesi, …. Bölge, Ataşehir Küçükbakkalköy Mahallesi, … Cad., … Sk., No:… adresinde kain ve Kadıköy Tapu Sicil Memurluğu’nda, … Pafta, … Ada, … Parsel, … Cilt, … Sahife numarasında kayıtlı, akaryakıt istasyonu ve müştemilatının işletmeciliği ve bayiliği” davalı şirkete verildiğini, müvekkil şirket ile davalı arasında akdedilen akaryakıt bayilik sözleşmesine paralel olarak, aynı zamanda bayiliği verilen akaryakıt istasyonunun bulunduğu gayrimenkulün tapu maliki olan davalı şirket ile müvekkili şirket arasında, 10.02.2005 tarihli, 20 yıl süreli “Kira sözleşmesi” akdedilmiş olduğunu, bu sözleşme ile, “… ili, … İlçesi, …. Bölge, … Köyü, … Pafta, … Ada, … Parsel, … Cilt, … sayfada kayıtlı, toplam 1.464 m2 yüzölçümlü taşınmaz (üzerinde Akaryakıt satış, yıkama ve yağlama istasyonu, oto giriş-çıkış yolları ile sair bina ve eklentileri yapılması ve işletilmesi amacıyla müvekkiline kiralandığını, kira sözleşmesinin, 11.02.2005 tarih ve … yevmiye no ile tapuya şerh edildiğini, başlangıç süresi 01.09.2005 ve 20 yıl süreli, 11.02.2005 tarih ve … yevmiye nolu kira şerhinin başlangıç süresinin 01.05.2008 ve bitiş süresinin 01.05.2028 olarak uzatılması şeklinde, 11.04.2008 tarih ve … yevmiye ile kira şerhinin yenilendiğini, davalı şirketin, müvekkili şirkete gönderdiği Beyoğlu ….Noterliği’nin 31.05.2012 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ve yine Beyoğlu ….Noterliği’nin 05.06.2012 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile taraflar arasındaki tüm sözleşmeleri 31.05.2012 tarihi itibariyle feshettiklerini,Müvekkili şirketin, davalı şirketin ihtarnamelerine cevaben gönderdiği Beyoğlu …. Noterliği’nin 14.06.2012 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesiyle, işbu dava konusu edilen alacaklarını talep ettiği, ancak davalı bugüne kadar taraflarına herhangi bir ödeme yapmadıklarını, davalı şirketin sözleşmeyi feshetmesi nedeniyle sona eren bayilik sözleşmesi gereğince, davalıya ariyeten verilen ve dava dilekçesi ekinde listesi sunulan ekipman/malzemelerin hasarsız ve kullanılabilir şekilde müvekkile iadesi, aksi takdirde fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla 35.577,56 -TL bedellerinin teslim tarihinden itibaren işlemiş/işleyecek avans faizi ve KDV’siyle birlikte taraflarına ödenmesine karar verilmesini talep ettiğini, davalı, müvekkil şirketin bayiliğine devam edebilecekken, müvekkil şirket ile arasındaki sözleşmeleri süresinden önce feshetmiş ve müvekkilin 23 yıl süreyi öngörerek yaptığı yatırımların, ödediği bedellerin bakiyesini ve cari hesap borcunu müvekkiline ödemediğini, ariyetleri iade etmediğini, davalı şirketin, müvekkilinin yatırımları uhdesindeyken, bu kez … ile anlaştığını ve …’nden de yatırım bedelleri aldığı, müvekkilin yaptığı akaryakıt istasyonunda, müvekkilin teslim ettiği ariyetlerle … ’nin bayiliğini yapan davalı şirketin kötüniyetli olduğunu bildirdiği, hukuki temelden yoksun hale gelmiş bulunan 2.598.990,31.-TL bakiye kira bedelinin KDV’siyle ve ödeme tarihinden itibaren işlemiş/işleyecek avans faiziyle birlikte müvekkili şirkete ödenmesini, hukuki temelden yoksun hale gelmiş bulunan, 19.455,41.-TL bakiye işletme yatırım destek bedelinin KDV’siyle ve ödeme tarihinden itibaren işlemi/işleyecek avans faiziyle birlikte müvekkili şirkete ödenmesine, davalı şirketten tahsil edilen teminat miktarın mahsubu ile, ticari ilişkiden kaynaklanan cari hesap alacağı KDV dahil 1.384.698,66-TL’nin işlemiş/işleyecek faizi ile birlikte müvekkili şirkete ödenmesini, davalıya ariyeten verilen ekipman/malzemelerin hasarsız ve kullanılabilir şekilde müvekkile iadesi, aksi takdirde fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 35.577,56.-TL bedellerinin teslim tarihinden itibaren işlemiş/işleyecek avans faizi ve KDV’siyle birlikte müvekkili şirkete ödenmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili, davalı – karşı davacı … AŞ ile akdetmiş olduğu 10.02.2005 tarihli Protokol ( EK.1) ve buna bağlı olarak akdedilmiş bulunan 5 yıl süreli Bayilik Sözleşmesi hükümleri gereğince, … İli, … İlçesi,…. Bölge, … Mahallesi, … Caddesi, … Sokak, No : 38 – Ataşahir adresinde kain ve tapunun … Pafta, … Ada, …. parsel, … cilt, … sahife numarasında kayıtlı taşınmaz üzerinde bulunan akaryakıt istasyonunu davalı – karşı davacının bayii sıfatıyla ve OPET amblemi altında işletmiş olduğu, taraflar arasındaki ticari ilişki, 5 yıl süreli bayilik sözleşmesinin süresinin hitama ermesi ve davalı tarafın müvekkili ile yeni bir ticari ilişki tesis etmek ve bayilik sözleşmesi akdetmek konusunda niyet göstermemesi üzerine sona ermiş olduğunu, bu nedenle de müvekkili tarafından söz konusu akaryakıt istasyonunda bir başka akaryakıt dağıtım şirketinin bayiliği yapılmaya başlamış olduğu, müvekkili ile davalı arasında ilk olarak 10.02.2005 tarihinde akdedilen protokol ile tesis edilmiş bulunan ticari ilişki nedeniyle, davalı – karşı davacının nakde tahvil etmiş olduğu banka teminat mektuplarından kaynaklanan 2.050.000.-TL’lık alacağının, mektupların nakde tahvil edildiği 29.06.2012 tarihinden itibaren TC Merkez Bankasınca uygulanan reeskont üzerinden hesaplanacak işlemiş faiziyle birlikte tahsilini, müvekkili tarafından satışı gerçekleştirilen mallardan kaynaklanan ve faturaya bağlanmış, kesinleşmiş bulunan 763.620,47.-TL tutarındaki alacağın her bir fatura ve dekont tarihinden itibaren TC Merkez Bankasınca uygulanan reeskont üzerinden hesaplanacak işlemiş faiziyle birlikte tahsilini, asıl davanın reddini, karşı davanın kabulünü talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI:İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “Asıl davada her ne kadar davacı karşı davalının 19.455,41TL işletme yatırım destek bedeli ve 35.577,56TL demirbaştan kaynaklanan alacak istemi yerinde ise de teminat mektubunun tazmini ile davadan önce karşılandığından ve konusuz kaldığından karar tesisine yer olmadığına, asıl davada davacı karşı davalının sair talepleri yerinde görülmediğinden reddine, Karşı davanın kısmen kabulü ile 1.406.272,48TL tazmin edilen teminat mektubundan kaynaklı istirdat talebi ve 717.733,50TL cari hesap alacağı olmak üzere toplam 2.124.005,98 TL’nin 717.733,50TL’sine 31.08.2012 karşı dava tarihi, bakiye kısmına 29.06.2012 teminat mektubunun tazmin tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davacı karşı davalıdan tashili ile davalı karşı davacıya ödenmesine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ:Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin cari hesapların incelenmesi sırasında banka teminat mektubu karşılığı tahsil edilen 2.050.000,00 TL’nin oluşan mahrum kalınan kar, cari hesap bakiyesi, duran varlık-inşaat bedellerine mahsup edildiği hususunun gözardı edildiğini, bu nedenle cari hesaba ilişkin müvekkilinin alacağının eksik hesaplandığını, Cari hesap da kullanılmayan süreye karşılık gelen kira alacağı, oluşan faizi, ariyet malzemeler karşılığı rakam, demirbaşlar karşılığı oluşan alacaklar ve isabet eden faizlerin dikkate alınmadığını, Rapora karşı itirazların değerlendirilmediğini,Taraflar arasında tek bir cari hesap tablosu olduğunu, bilirkişilerin tüm alacak kalemleri için ayrı ayrı hesaplama yapıldığını, mahkemece görevsizlik kararı verilen ve sulh hukuk mahkemesinde görülen davanın bu dava ile bir bütün olup dava karşı dava, mahsup, alacak borç ilişkisinin bir bütün olarak değerlendirilmesi gerekli olduğunu, bu nedenle sulh hukuk mahkemesi dosyasının bekletici sebep yapılması gerektiğini,Bilirkişiler tarafından davacı alacağının faizleri de hesaplandığı halde karşı davada faiz alacağı banka teminat mektubundan mahsup edilemeyeceği şeklindeki anlayışın kabul edilemeyeceğini, Mahkemece, yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınmadan karar verilmesinin yerinde olmadığını, karşı dava yönünden verilen kararı kabul etmediklerini, davalının 2009 yılında taahhüdünün altında satış gerçekleştirdiğini 2010-2011 yıllarında ise 12.775 m3 akaryakıt üzerinde satış gerçekleştirdiğini, mahrum kalınan kar hesabına 01/01/2012 – 31/07/2013 tarihleri arasındaki dönemin esas alınacağını, davalının 2010 ve 2011 yılında taahhüdünün üzerinde alım yapmış olması nedeniyle uyarılmadığını ancak belirtildiği üzere davalının cezai şart ile yükümlü olduğunu, Duran varlık inşaat bedeli yönünden bilirkişi raporunda 701.967,30 TL alacak hesaplandığı, dava tarihi itibariyle 183.687,33 TL faiz hesaplandığı, rapor doğrultusunda ıslah işlemi yapılmasına rağmen teminat mektubundan sadece 588.694,55 TL’nin mahsup edilmesinin hatalı olduğunu, Yatırım destek bedeli yönünden bilirkişi raporuna göre 19.455,41 TL hesaplama yapıldığı ve bu alacağın 8.011,95 TL faiz hesaplandığı halde teminat mektubundan sadece ana paranın mahsup edilmesinin hatalı olduğunu, 19.455,41 TL, 35.577,56 TL, 588.694,55 TL alacak kalemi kabul edildiği halde davacı lehine vekalet ücretinin hesaplanmamasının hatalı olduğunu, hükmün 1 nolu maddesinin 4.paragrafı gereğince karşı davacı lehine vekalet ücretinin hesaplanmasının hatalı olduğunu, Hükmün 2 numaralı bendinin 4.paragrafında karşı davacı yanındaki parantez içi kısmın …. Şti olarak düzeltilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Karşı davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; asıl dava yönünden duran varlık inşaat bedeli işletme yatırım destek bedeli ve demirbaş malzeme bedeli olarak kabul gören talepler yönünden davanın reddi gerektiğini, duran varlık inşaat bedelini davacıya ait ürünlerin pazarlanacağı istasyonların kurulması için zorunlu yapılması gereken harcamalar olduğunu, sözleşmede bu harcama kalemlerinin iade edileceğine ilişkin bir hüküm olmadığını, bir an için haklılığın kabulü halinde dahi davacıdan bundan faydalanmış olmakla masrafın eşit paylaştırılması gerektiğini, amortismandan arındırılmış değerin bulunması gerekirken hatalı hesaplama yapıldığını, müvekkilinin satması gerekenden daha fazla akaryakıt satışı gerçekleştirdiğini, davacı tarafça fesihten sonra gönderilen muhtelif cari hesap ekstrelerinde müvekkilinin alacaklı olarak belirtildiğini, davacı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmesini,Hüküm fıkrasının 2 nolu bendinde kabul ve redde göre belirtilmesi gereken vekalet ücretlerinde maddi hata yapıldığını tavzih talebinin reddedildiğini, bu husustaki maddi hatanın düzeltilmesini talep ettiklerini,Asıl davada 643.727,52 TL’nin kabulü nedeniyle karşı davanın bu kısım yönünden reddedilmesinin hatalı olduğunu, istinaf isteminin kabulü ile kararın kaldırılmasını, karşı davanın kabulünü, asıl davada davacı vekilinin taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:Asıl ve karşı davadaki alacak istemleri, bayilik sözleşmesinden kaynaklanmaktadır.İlk derece mahkemesinin kararına karşı her iki taraf vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Somut uyuşmazlıkta; davacı vekili, bayilik sözleşmesinin feshi nedeni ile bakiye süreye ilişkin kira bedeli, işletme yatırım destek bedeli, cari borç bakiyesi, ariyet bedelini tahsili talebi ile dava açmış olup sözleşme gereği verildiği ihtilafsız olan 2.050.000TL teminatı cari hesap alacağı, duran varlık inşaat bedeli ve kar mahrumiyetinden mahsup edildiğini belirtmiştir.İlk derece mahkemesince bakiye süreye ilişkin kira bedelinin (2.598.990,00TL) ödenmesi istemi ile açılan davadan tefrik edilerek görevsizlik kararı verilmiş ve görevsizlik kararı temyiz incelemesinden geçerek kesinleşmiştir.Karşı davada ise davalı vekili; teminatın haksız olarak nakde çevrildiğini belirterek teminat bedelinin iadesi ile cari hesap borcunun ödenmesini talep etmiştir. İstanbul 10. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2015/1035 Esas, 2016/62 Karar sayılı dosyasında; davacının kira bedeli alacağının kısmen kabulüne karar verilmiş olup karar Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 2017/1033 Esas, 2017/6267 sayılı karar sayılı, 16.11.2017 tarihli ilamı ile bozulmuştur.İlk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda keşfen inceleme yapıldığı yer almış ise de; davacının teminattan mahsup ettiğini iddia ettiği duran varlık inşaat bedelinin neye göre belirlendiği hususunda rapor denetlenebilir nitelikte değildir. İstasyonun faaliyete geçmesi için zaruri olmayan giderlerinin geri istenmesi mümkün değildir. Ne var ki, istasyonun işletilmesi için zorunlu olup bayiye fayda sağlayan sabit yatırım bedelleri var ise davacı yanca talep edilebilir. Bilirkişi heyetinin 1.ek raporunda “duran varlık inşaat kalemlerinin” istasyonun kurulup faaliyete geçirilmesi için zorunlu işler ve harcamalar olduğu belirtilmiş, ancak, davacının bedelini ödeyerek yaptırılmış bulunan sabit yatırımların neler olduğu, taşınmazın değerine bir artırım, fayda sağlayıp sağlamadığı, sabit yatırımlar içerisinde menkuller bulunduğu takdirde bunların davacı yanca sökülüp alınabileceği hususlarında raporda herhangi bir değerlendirme yapılmadığı görülmektedir. Keza, davalı vekili rapora karşı itiraz dilekçelerinde bu hususta itirazda bulunmuş olup rapordaki değerlendirme itirazı karşılar mahiyette değildir.Bilirkişi kök raporunda davacının ariyet bedeli talebinin izaha muhtaç olduğu belirtilmiş, mahkemece davacı vekili tarafından sunulan tutanaklara göre talebin 35.977,56TL yönünden yerinde olduğu kanaati ile hesaplama yapılmış ise de; davalı vekili tutanakta yer alan ve ariyet olarak verilip iade edilmediği kabul olunan kalemlerin duran varlık talebinde de yer aldığını, teslim alınmadığı iddia edilen bir kısım malzemelerinde davacı tarafça teslim alındığını (kurumsal kimlik, market rafı, otobil otomasyon sistemi, kiosk, paro cihazları, tank otomasyon sitemi gibi) belirtmiştir. Bu durumda ilk derece mahkemesinin bu husustaki talebin tam kabulünün hangi gerekçeye dayalı olduğu, keza hesaplamanın nasıl yapıldığı denetlenememektedir. Açıklanan nedenle davalı vekilinin bu husustaki istinaf istemi yerindedir.Davacı vekili, dava dilekçesinde işletme yatırım destek bedeli olarak 19.455,41TL’nin faizi ve KDV’si ile tahsilini talep etmiş ise de; bilirkişi raporunda bu kalem yönünden, 19.030,08TL asıl alacak ve 425,30TL işlemiş faiz talep edilebileceği belirtilmiş iken; mahkemece 19455,41 TL’lik talebin kabulüne karar verilmiş; gerekçede bu kısma faizin dahil edilip edilmediğinin açıklanmadığı dikkate alındığında bu hususta ilk derece mahkemesince çelişkinin giderilmesi gereklidir.Davacı sözleşmedeki yıllık ürün alım taahüdüne (12.775m3’lük akaryakıt) aykırılık nedeni ile kar mahrumiyetine ilişkin toplam 15.944,91x40USD olmak üzere; 637.796,72 USD alacağı olduğunu, bu alacağın teminattan mahsup edildiğini belirtmiştir. Protokolün H bendinde yer alan bu taahhüt; yıllık alım taahhüdü niteliğinde olup sözleşmenin 31.05.2012’de fesh edildiği dikkate alındığında, davacı bu hususta ancak son bir yıla ilişkin talepte bulunabilecektir. Bilirkişi heyetinin 2.ek raporuna göre davalı şirketin son bir yıl için eksik alımının bulunmadığının hesaplandığı dikkate alındığında davacı vekilinin sözleşmenin 5 yıllık süresinin dikkate alınmasının gerekli olduğuna ilişkin istemi kabul edilmemiş, ilk derece mahkemesinin bu husustaki değerlendirmesi yerinde bulunmuştur.Davacı vekili dava dilekçesinde; 2.050.000,00TL bedelli teminat mektubunu; 1.158.366,40TL’sini mahrum kalınan kar bedeline (637.796,72 USD’ye karşılık olarak), 588.694,57TL’sini duran varlık inşaat bedeline, 302.939,05TL’sini cari hesap borcuna mahsup ettiğini belirtmiş, karşı dava ile teminat bedelinin iadesi talep edilmekle davacı vekili cari hesaba ilişkin toplam borcun teminattan yüksek olduğunu belirterek karşı davaya cevap dilekçesi sunmuştur. Teminat bedeli ve ödenmesine karşılık sözleşme ve protokolde açık düzenleme mevcut değil ise de; toplam 2050.000,00Tl tutarlı teminatın sözleşme karşılığı olduğu anlaşılmaktadır. Davacı, dava dilekçesinde kira bedelinin bakiye kısmını da talep etmiş olup esasen kira bedeli ile iş bu davaya konu alacak kalemleri cari hesap ilişkisinde bir bütün olarak değerlendirilmelidir. Bu durumda; tefrik kararı verilen İstanbul 10.SHM dosyasının sonucun bekletici mesele yapılarak karşı davadaki talebinin yerinde olup olmadığının değerlendirilmesi gereklidir. Keza, davacı-karşı davalı vekilinin iddiası yönünden dosyada mevcut ihtarnamelerin tebliğ tarihleri araştırılarak faiz talebi üzerinde durulması ve karşı davanın buna göre değerlendirilmesi gereklidir. (Aynı yönde Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 2018/1370 Esas, 2019/596 Karar sayılı, 05.02.2019 tarihli ilamı)Karşı dava yönünden dava değeri; 2.813,620,47TL olarak belirtilmiş olup dava tarihinde geçerli tarifeye göre 41.782,26TL nisbi harç alınması gereklidir. UYAP’tan yapılan kontrolde karşı dava harcına rastlanmamış ise de; dosyada 41.590,00TL karşı dava harç makbuzu mevcuttur. Açıklanan nedenle mahkemece; karşı dava yönünden eksik harcın depo edilmesi için karşı davacı vekiline Harçlar Kanunu 30.maddesi gereğince süre verilmesi gerekli olup harç kamu düzenine ilişkin olmakla bu husus re’sen dikkate alınmıştır.Açıklanan nedenlerle taraf vekillerin istinaf istemlerinin kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına, kabul edilen istinaf istemlerine göre diğer hususların bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-Davacı – karşı davalı ve davalı – karşı davacı vekillerinin istinaf başvurusunun kısmen KABULÜ ile İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/11/2016 gün ve 2014/634 Esas, 2016/729 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/ 1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,-Yargılamaya devam olunması açısından dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,2-Davalı – karşı davacı…. Ltd. Şti tarafından istinafa geliş aşamasında yatırılan 31,40 TL harcın talebi halinde kendisine iadesine,3-Davalı – karşı davacı …. Ltd. Şti tarafından istinafa geliş aşamasında yatırılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcının davacı – karşı davalı …. taraftan alınarak davalı – karşı davacı …. Ltd. Şti.’e ödenmesine,4-Davacı – karşı davalı …. tarafından istinafa geliş aşamasında yatırılan 31,40 TL maktu istinaf harcı ve 36.272,71 TL istinaf nispi harcının talebi halinde kendisine iadesine, 5-Davacı – karşı davalı …. tarafından istinafa geliş aşamasında yatırılan 85,70 TL ve 85,70TL olmak üzere; 171,40TL istinaf yoluna başvurma harcının davalı – karşı davacı …. Ltd. Şti. taraftan alınarak davacı – karşı davalı ….’ye ödenmesine,6-Davacı – karşı davalı …. tarafından yapıldığı anlaşılan 76,00 TL yargılama giderinin her iki tarafın da istinaf taleplerinin kısmen kabulü nedeni ile 1/2 oranında hesaplanan 38 TL’nin davalı – karşı davacı …. Ltd. Şti taraftan alınarak …’ye ödenmesine, bakiye giderin davacı – karşı davalı …nin üzerinde bırakılmasına,7-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 22/11/2019 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.