Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/3090 E. 2019/1532 K. 11.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/3090 Esas
KARAR NO : 2019/1532
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/03/2017
NUMARASI : 2014/958 E. – 2017/171 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 11/07/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı şirket adına tescilli olan … plakalı 2010 model … marka … model jipi 90.090,00-€ bedel ile müvekkili şirket tarafından davacıdan noterde satın alınarak müvekkili adına tescil edildiğini, o günün şartında 223.771,50-TL’nin banka kanalı ile ödendiğini, söz konusu aracın müvekkili yed’inde iken İstanbul Kaçakçılık İstihbarat ve Narkotik Gümrük Muhafaza Müdürlüğü tarafından yurt dışından ithal edilen lüks sekment araçlara ilişkin yapılan araştırma kapsamında bahse konu aracın düşük kıymetli içeriği itibari ile sahte fatura ibraz edilerek vergileri daha az ödenip Gümrük İdaresi’nin yanıltılarak ithal edildiği, dava dışı firma yetkilisi tarafından resmi evrakta sahtecilik ve kaçakçılık iddiası ile aracın müsaderesine karar verilmesi için kamu davası açıldığını ve aracın üzerine tedbir konulduğunu, dolayısı ile müvekkilinin herhangi bir kusuru bulunmadığını, araç üzerindeki tasarruf hakkı kısıtlandığından davacı şirket ile kendilerini yanıltarak, gerçek bilgileri söylemeyerek yaptıkları ticari satım sözleşmesinin feshedilerek araç için yapılmış giderler ile birlikte ödenen bedelin kamu bankalarınca -€ mevzuatına uygulanan en yüksek orandaki yıllık faiz uygulanarak belirlenecek işlemiş ve işleyecek faizi ile birlikte fiili ödeme günlü TCMB efektif satış kuru karşılığı olarak müvekkiline ödenmesine, yaptıkları ihtarname giderinin de davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; bu davanın müvekkiline karşı değil aracı ithal eden şirkete karşı açılması gerektiğini, müvekkilinin de aracı 2. El olarak alıp sattığını, dolayısı ile husumet nedeni ile davanın reddini, olmadığı takdirde aracı ithal eden şirkete davanın ihbar edilmesini, Ağır Ceza Mahkemesinde görülen dosyanın bekletici mesele yapılmasını, satılan araca ilişkin bir kusur bulunmaması nedeni ile haksız haksız ve yersiz, hukuka aykırı açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 01/03/2017 tarihli, 2014/958 Esas – 2017/171 Karar sayılı kararıyla; davaya konu aracın kıymeti düşük olarak, sahte fatura ibraz edilerek daha az vergi ödenerek, gümrük idaresini yanıltarak yurda kaçak sokulduğu, davacı tarafından davalıdan satın alındığı, davalının iddiasına göre de Yurda kaçak sokup gümrük vergisini ödenmeyenden alındığı ikrarı ile sabit olduğu, ceza mahkemesinin kararının beklenilmesinin yargılamaya yeni bir şey katmayacağı, davalı tarafın davacı tarafa sattığı araçta hukuki ayıp olduğu, bunu satış esnasında söylemediği, durumun daha sonra ortaya çıktığı anlaşıldığından davacıya atfedilebilecek herhangi bir kusur bulunmadığı davalının da aldığı kişiye karşı dava açabileceği, taraflar arasındaki araca ilişkin satış sözleşmesinin iptaline karar vermek gerektiği, araca ilişkin tevdii mahalli tayin edildiği, davaya konu jip karar tarihi itibari ile davacının uhdesinde olduğundan faiz talebinin de reddine karar verildiği gerekçesiyle davanın kabulü ile, davalının teslim almak üzere … plakalı … aracı teslim almak üzere hali hazırda bulunduğu … Caddesi No:.. … Hastanesi Otoparkı Acıbadem Kadıköy adresinin tevdii mahalli olarak tespitine, 90.090,16 Euro’nun fiili ödeme tarihindeki T.C MB efektif satış kur karşılığının TL olarak ödenmesine, ihtarname gideri olan 194,11 TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir.Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde; dosyada bilirkişi raporunun olmadığını, mahkemenin davacının tüm kazanımlarını koruma yoluna gittiğini, -Davalının müvekkiline ilk ithal eden gibi göstererek tüm kusuru müvekkiline yüklediğini, davacının aynı zamanda araç ithalatıyla uğraştığını gerçeği bilmemesinin mümkün olmadığını, -Ceza mahkemesi kararı beklenseydi müvekkilinin devlet kayıtlarına güvenerek malı aldığının ortaya çıkacağını, -Davacının hem ödediği ücreti geri aldığını, hem de yıllarca aracı kullandığını, üçücü şahsa dahi sattığını, -Davacının elinde olan aracın ne durumda olduğunun bilinmediğini, aracın değerinin düştüğünü, -Müvekkilinin ilk ithal edici olmadığını, aracın üçüncü maliki olduğunu, araçta kasıtlı veya gizli herhangi bir ayıp bulunmadığını, müvekkiilinin devletin kayıtlarına dayanarak edindiği aracı davalıya devrettiğini, -Çıkarılan ithal araç kanun/yönetmelik ile birlikte yeniden değerlendirme yapılmasının muhakkak olduğunu, müvekkilinin aracı ithal eden kişi olmadığını, devlet kayıtlarına güvenildiğinden kusurun devlete yöneltilmesi gerektiğini, -Davacının aracın ayıbının saklandığını bilmeden aldığını beyan etmediğini,-Çıkarılan yönetmelik ile araç malikinin başvurusu ile bu hususun giderilebilmesi aşikar iken araç maliki olmayan müvekkilinin madur edildiğini, semenin ayrıca tespiti gerekirken tespit ettirilmediğini beyanla, mahkeme kararınının kaldırılmasını talep etmiştir.Bakırköy 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2011/137 Esas sayılı dosyasında; İstanbul Gümlük ve Muhafaza Baş Müdürlüğü’nün ve davacı şirketin şikayeti üzerine şüpheli … aleyhine kaçakcılık ve sahtecilik suçundan ceza davası açıldığı, aracın değerinin 38.000 EURO olduğunun beyan edilmesine rağmen aracın gerçek değerinin düzenlenen faturaya göre 59.500 EURO olduğu, bu suretle sanığın Almanya’dan ithal ettiği aracı eksik gümrük vergisi ödemek maksadı ile kıymet ve miktarını eksik göstererek sahte SDGB’si tanzim etmek suretiyle kaçakcılık ve sahtecilik suçlarından ceza davası açıldığın, aracı müsaderesinin istendiği, şüpheliler … hakkında açılan tüm davaların birleştirildiği görülmüştür.Davalı vekilinin ceza dosyasının bekletici meselesi yapılmasının talep ettiği konu ile ilgili düzenleme bulunduğunu bu düzenleme ile devletin kusurlu olduğunun ortaya çıktığını beyan ettiği, ilk derece mahkemesinin 01/03/2017 tarihli ara kararıyla bekletici mesele talebinin reddine karar verdiği görülmüştür.Aracı ithal ettiği beyan edilen …. Ltd. Şti’ne dava ihbar edilmiştir.27/01/2017 tarih ve 29961 sayılı RG’de yayınlanan, 6770 Sayılı, Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 31. Maddesinde;” 21/3/2007 tarihli ve 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununa aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.“GEÇİCİ MADDE 10- (1) Bu Kanunun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca gümrük vergilerinin kısmen eksik ödenmesi nedeniyle açılan kamu davalarında, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce el konulan ve müsadere kararı verilmemiş kara taşıtları ile ilgili olarak;a) Taşıtın tasfiyesinin tamamlanmamış olması,b) Bu maddenin yürürlüğe girdiği ayı takip eden altıncı ayın sonuna kadar ilgili gümrük idaresine başvurulması ve taşıtın ilk iktisabında ödenmesi gereken özel tüketim vergisinin %25’ine tekabül eden tutarın başvuru tarihinden itibaren bir ay içinde ilgili tahsil dairesine ödenmesi,şartlarının birlikte gerçekleşmesi halinde el koyma kararı kaldırılır ve el konulan aracın sahibine iade edilmesine karar verilir.(2) Birinci fıkrada belirtilen kamu davalarında, eşyanın müsaderesi yerine eşyanın gümrüklenmiş değerinin ödenmesine karar verilir.(3) Birinci fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esasları tespit etmeye Adalet Bakanlığı ve Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile Maliye Bakanlığı müştereken yetkilidir.” hükmü düzenlenmiştir.
G E R E K Ç E :Davacı vekilinin, dava dilekçesinde; davalı şirketten satın aldığı … plakalı 2010 model … marka … model JİP’in müvekkilinin yedinde iken İstanbul Kaçakçılık İstihbarat ve Narkotik Gümrük Muhafaza Müdürlüğü tarafından yurt dışından ithal edilen lüks sekment araçlara ilişkin yapılan araştırma kapsamında bahse konu aracın düşük kıymetli içeriği itibari ile sahte fatura ibraz edilerek vergileri daha az ödenip Gümrük İdaresi’nin yanıltılarak ithal edildiği, dava dışı firma yetkilisi tarafından resmi evrakta sahtecilik ve kaçakçılık iddiası ile aracın müsaderesine karar verilmesi için kamu davası açıldığını ve aracın üzerine tedbir konulduğunu beyanla, ticari satım sözleşmesinin tespitini, ödenen bedelin faiziyle birlikte fiili ödeme günü üzerinden karşılığının iadesini talep ettiği, Maltepe İlçe Emniyet Müdürlüğünün 07/12/2016 tarihli yazı cevabından araç kaydının halen davacı adına kayıtlı olduğu ve Bakırköy Kaçakçılık ve Mali Suçlar Bürosundan 2013/66097 soruşturma sayılı 28/06/2013 tarihli yazı ile kaydına ihtiyati tedbir konulduğunun anlaşıldığı, her ne kadar dava konusu aracında içinde olduğu otomobillerin eksik gümrük vergisi ödemek maksadıyla ve değeri eksik gösterilerek kaçakçılık ve sahtecilik suçlarından dava dışı kişiler hakkında ceza davası açılmışsa da, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 15/02/2012 tarihli 2011/19-597 Esas – 2012/80 Karar sayılı benzer bir uyuşmazlıkta vermiş olduğu kararında açıklandığı üzere; davacının aracın tescil kaydına tedbir konulması nedeniyle araç üzerinde dilediği gibi tasarruf etme olanağı bulamadığı, davacının satın aldığı araca kendisinin kusuru olmaksızın kamu gücüyle el konularak tasarruf hakkının kısıtlandığı, uyuşmazlıkta ayıba karşı tekeffül hükümlerinin uygulanacağı, 3.şahıslar hakkında açılan Bakırköy 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilecek olan kararın uyuşmazlığın çözümünde herhangi bir etkisi bulunmadığı, bekletici mesele yapılmasına gerek olmadığı, benzer davalarda Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 25/09/2018 tarihli 2017/3738 Esas – 2018/4442 Karar ve 14/03/2017 tarihli 2016/7404 – 2017/2072 Karar sayılı kararlarında da açıklandığı üzere, araçtaki hukuki ayıbın ortaya çıkmasında davalının kusuru olup olmamasının, davalının aracı ithal eden kişi olup olmamasının da sonuca etkili olmadığı, araçtaki gizli ayıptan dolayı herkesin devrettiği kişiye karşı sorumlu olduğu, somut olayda da davacının aracı davalıdan satın alması nedeniyle davalının araçtaki hukuki ayıptan sorumlu olduğu kanaatiyle, ilk derece mahkemesinin davanın kabulü ile aracın teslimi için tevdii mahali tayini, davacının ödediği 90.090,16 EURO’nun fiili ödeme tarihindeki efektif satış kuru karşılığının TL olarak ödenmesine ilişkin kararının usul ve yasaya uygun olduğuna, davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.Davalı vekilinin, istinaf başvurusunda yönetmelik çıkarıldığına ilişkin beyanı Dairemizce incelenmiş, 27/01/2017 tarih ve 29961 sayılı RG’de yayınlanan, 6770 Sayılı, Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 31. Maddesinde; 21/3/2007 tarihli ve 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununa geçici 10. madde eklendiği anlaşılmış ve madde metnine yukarıda yer verilmişse de, dosya kapsamında davacının geçici 10.maddenin b bendi gereğince 6 ay içinde başvuru şartlarını yerine getirdiğine dair herhangi bir delil bulunmadığından uyuşmazlığın çözümüne etkisinin bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 17.716,20 TL harçtan, peşin yatırılan 4.460,45 TL’nin mahsubu ile bakiye 13.255,75 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtayda temyiz yolu açık olmak üzere 11/07/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.