Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/3085 E. 2020/43 K. 16.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/3085 Esas
KARAR NO : 2020/43 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/01/2017
NUMARASI : 2015/953 E., 2017/33 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 16/01/2020
İstinaf incelemesi üzerine Dairemize gelen dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA A-)Açılan dava ve iddia : Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı ile davalı arasında davacıya ait 1 adet … 400-III Plus 5 m3 kapasiteli iş makinesinin davalı şirkete kiralanması hususunda anlaştığını kiralama ilişkisinin kurulduğunu ve daha sonra iş makinesinin davalı şirkete satıldığını makinenin kiralandığı dönemde davalının çalışmasında kullanmak üzere o dönemki malik olan davacı adına siparişi verilen ve henüz teslim alınmayan …San. Ve Tic. Ltd. Şti den alınan ve yeni takılan lastik koruyucu zincirin davalı şirkete ait olacağının imza altına alındığını davalının satış protokolünde geçen borcun bir kısmını ödememesi üzerine dava dışı …San. Ve Tic. Ltd. Şti. Tarafından davacı aleyhine İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile takip başlatıldığının davacı tarafından takibe itiraz edildiğini davacının sözleşmeden kaynaklanan yükümlüğünü yerine getirmediğini ttoplam 18.000 TL değerindeki ürün bedelinin 9000 TL lik kısmının 05/09/2012 tarihinde dava dışı şirkete ödendiğini bakiye kısım için Kastamonu … Noterliğinin 23/05/2013 tarihli ihtarname keşide edilerek davalı şirkete yükümlülüğünü yerine getirilmesini ihtar edildiğini davacı aleyhine dava dışı şirket tarafından açılan itirazın iptali davasının davacının aleyhine sonuçlandığını yapılan anlaşma sonucunda 17.000 TL ödenerek dava dışı şirket ile ibralaşdığını, davalının yükümlülüğünü yerine getirmemesi üzerine alacağın tahsili amacıyla davacı tarafından İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını davalının takibe itiraz ettiğini davalının yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler :Davalı cevap dilekçesinde; davalıya davacı tarafından ve dava dışı şirket tarafından gönderilen fatura bedellerinin ödendiğini bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı :İlk derece mahkemesince; “davacının, kenidisine ait bir iş makinasını önce davalıya kiraladığını, bir süre sonra 20.06.2012 tarihinde sattığını, kiraladığı dönemde iş makinası için…Sanayi ve Tic. Ltd. Şti den Lastik koruyucu zincir alındığı, zincirin ödemesinin davalıya ait olacağının satım sözleşmesine yazıldığını, ancak davalının bir kısım borçlarını ödememesi nedeniyle dava dışı …. Ltd. Şti.nin davacı aleyhine İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasında takip başlattığı ve davacının 18.000 TL borçtan ödenmemiş olan 9.000TL yi bu şirkete icra tehdidi altında ödemek zorunda kaldığını ileri sürüldüğü, davacının bu icra dosyasına ödediği asıl borç ile yaptığı masrafları davalıdan talep ettiği, bu sebeple Anadolu …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takibi başlatıldığı, dava dışı …. Ltd Şti isimli şirket tarafından İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün …. sayılı dosyasında başlatılan takibe, bu takibin borçlusu olan davacının itirazı üzerine açılan İstanbul 25. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/186 Esas, 2014/190 Karar sayılı itirazın iptali davasında, mahkemenin dava dışı …. Ltd Şti nin haklı olduğuna karar verdiği, davacı ile dava dışı şirket bunun üzerine davacının 17.000 TL ödeme yapması ile ibralaştığı, davaya konu Anadolu …. İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyası incelendiğinde, 9.000,00TL asıl alacak ile faiz, icra inkar tazimnatı ve ferileri ile toplamda 17.196,59TL toplam alacak üzerinden takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya/borçluya 24.08.2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 18.08.2015 tarihinde, süresinde borca itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durduğu, davacının da süresi içinde 03.09.2015 tarihinde iş bu itirazın iptali davasını açtığının anlaşıldığı, mahkemece dosya, davalı tarafın ibraz ettiği ödeme makbuzları ve ticari defterler üzerinde inceleme yapılmasına karar verildiği, davacının bulunduğu yer olan Kastamonu Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazıldığı, yine davalının bulunduğu yer olan Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılıp alınan her iki rapora göre de davacının ticari defterlerine göre davalıdan bir alacağının olmadığı, davalının da ticari defterlerindeki kayda göre zincir bedeli olarak 16.520,00TL ödeme yaptığına ilişkin 24.05.2012 tarihli fatura düzenlendiği, ödemenin banka yoluyla yapıldığı, buna göre davalının da dava dışı …. Ltd. Şti’ye ödenmemiş borcunun kalmadığı rapor edilmiştir. Buna göre, davacının iddiası soyut nitelikte kaldığı, İstanbul 25. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/186E sayılı dosyasında….Ltd Şti nin davacıdan alacaklı olduğu karara bağlanmış ise de, bu davada davalı “taraf” olmadığından, bu kararın davalı bakımından kesin hüküm teşkil etmediği, davacı vekili Kastamonu’ya yazılan talimatla aldırılan rapor neticesinde raporun kendi iddialarını doğruladığını beyan etmiş ise de, bu raporda davacının davalıdan bir alacağının olmadığı belirtildiği, kaldı ki eldeki davada uyuşmazlık dava dışı …. Ltd. Şti ye davalının ödemek zorunda olduğu zincir bedelini ödeyip ödemediği olduğuna göre, bu ödemeyi yaptığını davalının ispat etmesi, bunun da davalının ticari defterlerinde yer alması, açık ve net olması gerektiği, davacının defterlerinin bu anlamda esasa etkili fazlaca bir yanı olmadığı, davalı da banka yoluyla ödeme yaptığını ispat ettiği” gerekçesiyle davanın reddine ve davacı aleyhine kötü niyet tazminatı hükmedilmesine yer olmadığına karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Kararı davacı vekili istinaf etmiş ve dilekçesinde özetle “……Dava konusu edilen alacak taraflar arasında sözleşmeyle açıkça belirlenmiş olup iş bu alacak davalı tarafça sözleşme hükümlerince kabul edilmiştir.Kastamonu 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/61 Talimat sayılı dosyası vasıtasıyla yapılan bilirkişi incelemesi, tarafımızca ileri sürülen iddiaların doğruluğunu ortaya koymuştur. Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/103 Talimat sayılı dosyası vasıtasıyla yapılan bilirkişi incelemesindeki tespitlerin ise hiçbirisine katılmıyoruz Şöyle ki; Taraflar arasındaki ihtilafa konu zincirler, dava dışı … firması tarafından müvekkil davacı … adına fatura edilmiştir. Halbuki, mezkur raporda davalıya fatura edildiği tespiti yapılmış olup, bu tespitin nasıl yapılabildiği izaha muhtaçtır. Bilirkişi, dava dışı … ile davalı … arasındaki başka bir alışveriş konusunu sanki dava konusu imiş gibi raporuna yansıtmıştır. Taraflar arasındaki ihtilafa konu zincirler 26,5x25x16 ebatlarında olup, mezkur raporda ise 23,5x25x16 ebatlarındaki dava dışı başkaca lastiklere ilişkin tespit yapılmıştır.Tüm bu itirazlarımızı yerel mahkemeye yapmamıza rağmen yerel mehkemece değerlendirilmemiş olup hüküm hukuka aykırı şekilde verilmiştir. Yine, mezkur raporda, Kastamonu Asliye Hukuk Mahkemesi raporun ile de açık biçimde tespit edilip ortaya koyulduğu üzere, davalı ile dava dışı … arasındaki başka bir alışverişin ödemesi, dava konusu zincirler için yapılmış gibi gösterilmiş ve böyle olunca da davalının hem satıcı dava dışı firmadan hem de müvekkilden alacaklı olduğu gibi hatalı bir sonuca varılmıştır. Bu tespitlerden de anlaşıldığı üzere, incelemeyi yapan bilirkişi ya dosyayı okumamış ve ihtilaf konusundan bihaber olarak tespitlerde bulunmuştur ya da kasten farklı bir alışverişin kayıtlarını dava konusuyla ilintili göstererek gerçeğe aykırı beyanlarda bulunmak suretiyle yerel mahkemeyi yanıltmaya çalışma cüretini göstermiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporlarında ki bu önemli eksik ve yanlış hususlar gerekBölge Adliye Mahkemeleri gerekse de Yargıtay içtihatlarında bozma sebebi olup usul hukuku açısından hatalıdır.Zira tarafların özgür iradeleri ile ve söz konusu davamızda üzerinde herhangi bir uyuşmazlık bulunmayan sözleşmede taraflar borçtan kimin mesul olduğunu belirtmişlerdir.Tüm bu açıklamalarımıza rağmen davanın reddi hatalı olup bozmayı gerektirmektedir……. Denilmek suretiyle kararın kaldırılması talep ve istinaf edilmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE :Dava tacirler arası itirazın iptali isteminden ibarettir.Davacının yanın takibe dayanak yaptığı alacak Davacıya ait iken davalıya satılan yükleyiciye dava dışı … firmasından satın alınan zincir bedelinin bakiye borcuna ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.Taraflarca inkar edilmeyen 20.06.2012 tarihli protokole göre ;yeni takılan ve … firmasından satın alınan lastik koruyucu zincirin bedelinden satın alan davalı …inşaat firmasının sorumlu olacağı kararlaştırılmıştır.Dava dışı firma olan … firması zincir bedelini kısmen tahsil edemediğini beyanla İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile davacı … hakkında takip yapmış ve itirazın iptaline konu olan bu takiple ilgili İstanbul Kapatılan 25. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/186 Esas ve 2014/190 Karar sayılı ilamına konu mahkemece yapılan yargılamada “…… 19/05/2012 tarihli sipariş formu incelendiğinde, siparişi verenin davalı … olduğu, faturanın ve irsaliyenin de davalı adına düzenlendiği görülmektedir. Davalının dayandığı 20/06/2012 tarihli satış protokolü incelendiğinde; bu protokolün davalı ile dava dışı ….Ltd. Şti. arasında akdedildiği, konusunun, davalıya ait olan ve nitelikleri ayrıntılı bir şekilde yazılan lastik tekerlekli yükleyicinin davadışı …. Ltd. Şti.’ye 105.000,00 USD bedelle satımına ilişkin olduğu ve bu protokolde davacının imzasının bulunmadığı görülmektedir. Anılan protokolde, satıma konu edilen lastik tekerlekli yükleyiciye davacı şirketten satın alınan lastik koruyucu zincirinin ödemesinin alıcı olan … ait olduğunun kararlaştırıldığı anlaşılmıştır. Ancak bu protokolde davacının imzası bulunmadığı anlaşıldığından, davacı açısından bağlayıcı olduğunun kabulü mümkün değildir. Davacı tarafından, lastik koruyucu zincire ait faturanın 19/05/2012 tarihinde düzenlendiği, aynı tarih itibarıyla sevk irsaliyesinin düzenlenerek davalıya ait adreste imza karşılığı tesliminin sağlandığı anlaşılmıştır. Her ne kadar davalı tarafça, davaya konu fatura ve irsaliye içeriği koruyucu zincirin teslim alınmadığı, irsaliyedeki imzanın kendisine ait olmadığı gibi, adı yazılı kişinin kendi çalışanı da olmadığı savunulmuş ise de; 20/06/2012 tarihli satış protokolü içeriğinde, davacıdan satın alınan koruyucu zincirin bu protokolde satıma konu edilen lastik tekerlekli yükleyiciye yeni takıldığı ve bu haliyle alıcı firma …. Ltd. Şti.’ye satıldığının ifade edildiği ve dava konusu faturanın ve fatura içeriği zincirin teslimine ilişkin irsaliyenin 19/05/2012 tarihli olup, satış protokolünün 20/06/2012 tarihinde yapıldığı nazara alındığında, davalı tarafından faturadaki koruyucu zincirin davalı şirketten satın alınmasından sonra kendisine ait lastik tekerlekli yükleyiciye takılıp, dava dışı firmaya satıldığı, dava dışı firma ile aralarındaki protokolde yükleyiciye takılan zincirin bedelinin alıcı olan … Ltd. Şti.’ye ait olduğunun kararlaştırılmış olmasının davacı açısından bağlayıcı olmadığı, fatura içeriği zincirin davalı tarafından teslim alınıp yükleyiciye takıldığının kabulü gerektiği, davalı tarafından Kastamonu …. Noterliği’nden 23/05/2012 tarihinde dava dışı … Ltd. Şti.’ye gönderilen ihtarnamede de lastik koruyucu zincirin bakiye bedelinin davacı tarafa ödenmesinin istenmesinin de koruyucu zincirin davacı şirketten davalı tarafından alındığının delili olduğu kanaatine varılmakla, aksi yöndeki davalı savunmasına itibar edilmesi mümkün görülmemiş, buna göre davacının davalıdan 9.000,00 TL davalıdan alacaklı olduğu…….” sonuç ve kanaatine varılmıştır denilmek suretiyle Davacının hakkındaki takibin 9.000,00 TL ve ferileri hakkında devamına karar verilmiştir.30/06/2014 tarihli karar tespit etmiş ve bunun üzerine 6.7.2015 tarihinde davacı dava dışı alacaklı … firması vekiline 17.000,00 TL ödeme yapmıştır.Dosya içeriğindeki raporlara göre ; davacının … firmasına 31.05.2012 tarihinde yaptığı ve dayanağının ibraz edilmediği 14.990,00 TL lik ve 3.010,00 TL lik toplam 18.000,00 TL lik ödemenin dayanağı ve kanıtı bulunmamaktadır.Davalı … firmasının da dava dışı … şirketine 3.8.2012 tarihli 5.000,00 TL bedelli, 5.9.2012 tarihli 9.000,00 TL bedelli ve 20.07.2012 tarihli ve 10.000,00 TL bedelli toplamı 24.000,00 TL yi bulan ödemesinin dava konusu zincirle ilintisi faturalar bazında denetlenememektedir. Zira raporda bu yönde bir inceleme bulunmamaktadır.Kapatılan 25. ATM nin dosyasında da bilirkişi raporu alınmadığından dava dışı firmanın kayıtları görülmemiş, ancak zincirin 9.000,00 TL lik kısmının davalı … inşaat tarafından ödendiği, davacının ihtarnamede bunu açıkça beyan ettiği de görülmektedir. Bu durumda davacının zincir bedelini kendisinin ödediğine iliştin ticari kayıtlarına yazdığı muhasebe kaydı hem kendi resmi beyanları ile uyuşmamakta, hem de dayanağı bulunmamaktadır.Ancak davacının dava dışı firmaya icra kanalı ile ödeme yaptığı da bir kanıtlanmış vakıadır.Bu hali ile alınan raporlar somut uyuşmazlığı çözmek için yeterli değildir.Öncelikle davalı ile dava dışı … firmasının tüm ticari ilişkisi incelenerek protokole konu zincir dışında başkaca zincir satışının bulunup bulunmadığı , buna göre dava dışı firmanın hem davacıdan hem davalıdan mükerrer olabilecek tahsilatlarının bulunup bulunmadığı, davacı yanın ödemelerinin dayanak kayıtlarının sunulması, İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının da celbi ile tahsilatlar denetlenerek yeniden alınacak bir rapor ile uyuşmazlığın çözümü zorunlu olup, yetersiz ve içerikleri çelişkili iki ayrı rapora göre sonuca varılması doğru görülmediğinden davacı yanın istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve açıklanan tüm eksik incelemelerin tamamlanması için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1 – Davacı yanın istinaf başvurusunun KABULÜ ile ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1- a – 6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA ; yargılamaya devam olunması için dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE 2- Davacı yanın yatırdığı 31,40 TL peşin harcın talebi halinde davacı yana iade edilmesine 3-Davacı yanca yapılan istinaf yargılama gideri olan başvuru harcı gideri 85,70 TL, tebligat gideri 11,00 TL ve posta gideri 25,00 TL olmak üzere toplam 121,70 TL nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine 4-Duruşmasız inceleme yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yer olmadığına Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK 353/1- a – 6 madde gereğince KESİN olmak üzere 16/01/2020 tarihinde ve oy birliğiyle karar verildi.