Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/3072 E. 2020/317 K. 11.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/3072 Esas
KARAR NO : 2020/317
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/03/2017
NUMARASI : 2015/91 2017/237
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 11/02/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davalı tarafın ticari taşıt kredisi ve rehin sözleşmesinden kaynaklanan borcunu ödemediğini, kat ihtarı çekilerek temerrüde düşürüldüğünü, alacağın tahsili için başlattıkları icra takibinin davalının haksız itirazı sonucu durduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin dava dışı … Ltd. Şti’ne kullandırılan kredi sözleşmesine kefil olduğunu, müvekkilinin bu şirketteki hisselerini 3.şahıs … devrettiğini, daha sonra bu kişinin borcu yeniden yapılandırdığını ve TBK’nun 196.maddesi uyarınca üstlendiğini, alacaklının da bunu kabul ettiğini, borcun üstlenilmesinde müvekkilinin izin ve onayının bulunmadığını, dolayısıyla TBK’nun 198.maddesi uyarınca müvekkilinin sorumluluğunun sona erdiğini, ayrıca davacı tarafın daha önceden Kadıköy ….İcra Müdürlüğü’nün .. esas sayılı dosyasıyla icra takibi yaptığını, itiraz üzerine takibin durduğunu, borcun sona ermesine rağmen bu defada davacı … şirketinin dava konusu takibi başlattığını, davacının alacaklı sıfatının bulunmadığını, takip dayanağı olarak müvekkilinin sorumlu olmasını gerektiren bir belge sunulmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporlarına göre; davalının dava dışı şirketin kullandığı krediye ilişkin sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, kredinin ödenmediği, davacının kredi nedeniyle alacaklı olduğu, davalının kefaletten kaynaklanan sorumluluğunun devam ettiği gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne, davalının itirazının iptali ile takibin 48.729,62 TL asıl alacak, 64.576,48 TL işlemiş faiz üzerinden asıl alacağa takipten itibaren %25.90 oranında temerrüt faizi uygulanmak suretiyle takibin devamına ve davalının %20 oranında tazminatla sorumluluğuna karar verilmiş, kararı davalı vekili istinaf etmiştir. Davalı vekili istinaf sebebi olarak; davaya konu borcun 3.şahıs tarafından üstlenildiğini, TBK’nun 198.maddesi uyarınca müvekkilinin izni ve onayı olmadan sorumluluğunun sona erdiğini, mahkemenin bu konudaki itirazları değerlendirmediğini, kaldı ki raporun gerekçesiz ve hüküm kurmaya elverişsiz olduğunu, tazminata ve ticari faize hükmedilmesinin yasal dayanağının bulunmadığını, kararın gerekçesiz olduğunu, HMK’nun 297-c ve Anayasa’nın 141.maddelerinin dikkate alınmadığını bildirmiştir.
Davacı tarafından davalı ve dava dışı şahıslar aleyhine İstanbul Anadolu ….İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasında 48.729,62 TL asıl alacak, 74.041,03 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 122.770,65 TL’nin tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, takibin dayanağı olarak ticari taşıt kredisi ve rehin sözleşmesi ile ihtarname gösterildiği, davalının takibe itiraz ettiği, itirazında Kadıköy ….İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasında takip yapıldığını, derdestlik itirazlarının olduğunu, ayrıca diğer borçluların bankaya itfa planı verdiklerini, alacağın zamanaşımına uğradığını bildirdiği görülmüştür. … Bankası Darıca şubesi ile dava dışı … Ltd. Şti arasında tarihsiz 80.000,00 TL bedelli taşıt kredisi sözleşmesi imzalandığı, davalının bu sözleşmeyi müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, kefalet limitinin 80.000,00 TL olarak gösterildiği anlaşılmıştır. Yargılama sırasında alınan 11/07/2016 tarihli bilirkişi raporunda; davalının sözleşmede kefil olduğu, davalının kefil olduğu sözleşme borçlarını ödemediği, ayrıca davacı banka ile asıl borçlu ve kefil … arasında 06/05/2011 tarihli protokol düzenlenmiş ise de, protokol gereğince ödemelerin yerine getirilmediği, davalı kefilin kat ihtarnamesi ile temerrüde düşürüldüğünün belgelenemediği, dolayısıyla kefaletinden dolayı sorumluluğunun 80.000,00 TL ile sınırlı olması gerektiği, sözleşmenin 5.maddesi dikkate alındığında temerrüt faizinin %25,90 oranında olduğu, buna göre davacının takip tarihi itibariyle 48.729,62 TL asıl alacak, 64.576,48 TL (%25.90 temerrüt faizi oranı dikkate alınarak) işlemiş faiz olmak üzere toplam 113.306,10 TL alacağı bulunduğu, davalının kefalet limiti 80.000,00 TL ile sınırlı olmak ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla alacaklıya karşı 113.306,10 TL’den sorumlu olduğu yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Davalının itirazı üzerine bilirkişilerden alınan tarihsiz raporda; protokolün akdedilmiş olmasının davalının sorumluluğunu sona erdirmediği, dolayısıyla kök raporda varılan sonuçlarda bir değişiklik yapılmasına gerek olmadığı yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.Davacı banka ile dava dışı … Ltd. Şti ve … arasında düzenlenen 06/05/2011 tarihli protokolle taşıt kredisinden kaynaklanan borcun toplam 92.780,73 TL olduğunun kararlaştırıldığı ve taksitler halinde ödenmesinin hükme bağlandığı, protokole uyulmaması halinde tüm sorumlular hakkında yeni dava ve takiplerin açılabileceğinin hüküm altına alındığı görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, bankacılık işleminden kaynaklanan itirazın iptali davasıdır.Davalı taraf, davaya konu borcun üçüncü şahıs tarafından dış üstlenme ile üstlenildiğini, dolayısıyla BK’nun 198.maddesi uyarınca müvekkilinin kefalet sorumluluğunun sona erdiğini ileri sürmüş ise de, dosyada örneği bulunan protokolün TBK’nun 198.maddesi kapsamında davalının sorumluluğunu ortadan kaldıracak niteliğinin bulunmadığı görüldüğünden, davalının bu yöndeki istinaf talepleri yerinde değildir. Davalı, ayrıca kararın gerekçesiz olduğunu ileri sürmüş ise de, mahkeme kararının gerekçesi bulunduğundan bu yöne ilişkin istinaf talebi yerinde değildir. Ayrıca dava konusu alacak bankacılık işleminden kaynaklandığından likit olup davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi doğrudur. Yine uyuşmazlık, ticari nitelikteki kredi sözleşmesinden kaynaklandığından sözleşmede öngörülen faiz oranının uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığından bu yönlere ilişkin istinaf talepleri yerinde değildir. Ne var ki davalı, dava dışı şirkete kullandırılan kredi sözleşmesini kefil olarak imzalamıştır. Sözleşmedeki kefalet limiti 80.000,00 TL’dir. Davacı tarafça çıkarılan kat ihtarı davalı kefile usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilememiştir. Dolayısıyla davalı kefil takiple birlikte temerrüde düşmüştür. Oysa mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda takip öncesi dönem için temerrüt faizi oranı üzerinden hesaplama yapıldığı görülmüş olup bu dönem için akdi faiz üzerinden hesaplama yapılması amacıyla istinaf aşamasında bilirkişiden ek rapor alınmıştır. İstinaf aşamasında alınan ek raporda; davalı kefilin toplam 86.748,14 TL’den sorumlu olduğu yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Davalı kefil olup kefil kefalet limiti ve kendi temerrüdünün hukuki sonuçlarından sorumludur. Davalı kefil olup usulüne uygun bir şekilde temerrüde düşürülmemiştir. Dolayısıyla takip öncesi dönem için akdi faiz oranında hesaplama yapılması gerekir. Nitekim dairemizce yapılan incelemede de bu şekilde ek rapor alınmış ve bilirkişi tarafından davalının toplam 86.748,14 TL’den sorumlu olduğu belirtilmiştir. Ne var ki davalı kefil olup ve kefalet limiti de 80.000,00 TL olduğundan ayrıca takip öncesi temerrüde düşürülmediğinden davalının takip tarihi itibariyle sorumlu olduğu miktar 80.000,00 TL’yi geçemeyecektir. Davalı takipte temerrüde düştüğünden takip sonrası dönem için temerrüt faiziyle sorumluluğu söz konusu olacaktır. Mahkemece bu yönler gözden kaçırılarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Hal böyle olunca davalı vekilinin istinaf talebinin kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, 2-İstanbul Anadolu 4.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/03/2017 gün, 2015/91 Esas, 2017/237 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3- Davanın kısmen kabulü ile; davalının İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü … Sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 48.729,62 TL asıl alacak, 31.270,38 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 80.000,00 TL üzerinden ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren %25,90 temerrüt faizi uygulanmak suretiyle takibin devamına, fazlaya dair talebin reddine, 4-Alacak likit olduğundan İİK’nun 67/2 maddesi uyarınca hüküm altına alınan tutar üzerinden hesaplanan %20 oranındaki 16.000,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-)Alınması gerekli 5.464,80 TL harçtan, davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 1.482,82 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.981,98 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,6-Davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 1.482,82 TL harç ile icra dosyasına yatırılan 474,50 TL olmak üzere toplam 1.957,32 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,7-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 1.363,00 TL’den davanın kabul ve red oranına göre belirlenen 888,16 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, 8-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 44,00 TL’den davanın kabul ve red oranına göre belirlenen 15,32 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına, 9-Kabul edilen kısım üzerinden davacı lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 11.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 10-Reddedilen kısım üzerinden davalı lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 6.360,18 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 11-İstinaf peşin harcının talebi halinde davalıya iadesine, 12- İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 33,50 TL posta masrafı olmak üzere toplam 119,20 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 13-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 14-Gerek ilk derecede gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.11/02/2020