Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/3071 E. 2020/1279 K. 13.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/3071 Esas
KARAR NO : 2020/1279
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/11/2016
NUMARASI : 2014/642 2016/925
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ 13/07/202
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili, davaya konu 07/05/2014 tarihli, 10.000,00 TL bedelli çekin keşidecisi tarafından müvekkili emrine verildiğini, çekin müvekkilindeyken 29/01/2014 günü meydana gelen araçtan hırsızlık sonucu çalındığını, müvekkilinin çekte lehtar gözüktüğü için arkasına imza atılarak sahte ciro oluşturulduğunu, davalıların meşru hamil olmadığını belirterek çekin istirdadına, bu talebin kabul edilmemesi halinde çek bedelinin avans faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … A.Ş vekili, müvekkilinin düzgün ciro silsilesiyle mevzuata uygun bir şekilde çeki iktisap ettiğini bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; dava konusu çekteki lehtar ciranta imzasının davacının eli ürünü olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, çek nedeniyle davacının, davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalıların diğer çek borçlularına karşı talep hakkını ortadan kaldırır şekilde istirdat kararı verilemeyeceği gerekçesiyle istirdat talebinin reddine karar verilmiş, kararı davacı ile davalılardan temlik alan …. A.Ş vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf sebebi olarak; çekin istirdadı kararı verilmesi gerektiğini, 6361 Sayılı Kanunun 9.maddesi ve Faktoring Yönetmeliğinin 22.maddesinin dikkate alınması gerektiğini, buna göre çekin hangi münasebetle devralındığının faktoring şirketince incelenmesi gerektiğini, mahkemenin bu hususlarda gerekli araştırmayı yapmadığını, dolayısıyla davalının meşru hamil olmadığını, çekten doğan talep hakkını yitirdiğini bildirmiştir. Davalı … A.Ş vekili istinaf sebebi olarak; davalı … A.Ş’nin alacaklarını … A.Ş’ye temlik ettiğini, … A.Ş’nin de müvekkili şirketle birleştiğini, davanın reddi gerektiğini, faktoring şirketinin usulüne uygun bir şekilde alacağı temlik aldığını, dolayısıyla kararın doğru olmadığını, yine incelemeye esas imzaların sağlıklı bir imza incelemesi için yeterli olmadığını, ayrıca hangi metotlarla rapor hazırlandığının belli olmadığını, raporun Yargıtay denetimine elverişli olmadığını bildirmiştir. Yargılama sırasında alınan 01/06/2016 tarihli 3 kişilik grafolog bilirkişi raporunda; dava konusu çekin arka yüzündeki davacıya atfen atılmış imzaların davacının eli ürünü olmadığı yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE:Dava, çekin istirdadı, bu talebin kabul edilmemesi halinde ise çek bedelinin ticari avans faiziyle tahsili talebine ilişkindir. Davacı taraf, dava konusu çekin müvekkili elindeyken çalındığını, müvekkilinin çekte lehtar olup çalındıktan sonra sahte ciro ile tedavüle sokulduğunu iddia etmiş, davalı …A.Ş vekili ise müvekkilinin meşru hamil olduğunu savunmuştur. İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne, davacının çek nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, ancak çekin istirdadına karar verilemeyeceği gerekçesiyle istirdat talebinin reddine karar verilmiştir. Dava konusu çekte davacı lehtar ciranta olup kendisinden sonra ciranta olarak diğer davalılar …. San. ve Tic. Ltd. Şti ile … gelmekte, hamil ise davalı faktoring şirketi gözükmektedir. Çekin istirdadı davasında davacı taraf öncelikle çekin meşru hamili olduğunu, daha sonra da çekin rıza dışı elinden çıktığını ispatlaması gerekir. Mahkemece yargılama sırasında imza incelemesi yaptırılmış, alınan rapordan dava konusu çekteki lehtar ciranta imzasının davacının eli ürünü olmadığı anlaşılmış ve bu doğrultuda menfi tespit talebinin kabulüne karar verilmiştir. Oysa dava menfi tespit davası değil, çekin istirdadı, çekin istirdadı mümkün olmaz ise çek bedelinin ticari avans faiziyle tahsili talebine ilişkindir. Buna göre mahkemenin çek istirdadı talebinin koşulları bulunup bulunmadığını, davacının çekte meşru hamil olup olmadığı ve çekin davacının rızası dışında elinden çıkıp çıkmadığı üzerinde durması gerekirdi. Mahkemece menfi tespit talebi olmadığı halde yazılı şekilde menfi tespit hükmü kurulması usul ve yasaya aykırıdır. Bu açıdan davalı vekilinin istinaf talebinin bu yöne ilişkin kabulü gerekmiş ve yargılamaya kaldığı yerden devam edilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine, kaldırma sebebi gözetilerek davacı vekilinin istinaf talebinin ise incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin istinaf talebinin yukarıda açıklanan yönlerden KABULÜNE, 2-İstanbul 5.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/11/2016 gün, 2014/642 Esas, 2016/925 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Yukarıda gerekçede belirtildiği şekilde araştırma ve inceleme yapılarak tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 4-Kaldırma sebebine göre davacının tüm, davalının sair istinaf taleplerinin incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 5-İstinaf peşin harcının talebi halinde davacı ile davalı …A.Ş’ye iadesine, 6-İstinaf aşamasında davalı … A.Ş tarafından yapılan yargılama gideri olan 121,30 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 31,00 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 152,30 TL’nin davacıdan alınarak davalı … A.Ş’ye verilmesine, 7-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 8-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.13/07/2020