Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/3065 E. 2019/2413 K. 08.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/3065 Esas
KARAR NO : 2019/2413
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/12/2016
NUMARASI : 2016/51 2016/820
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 08/11/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili, davalının müvekkili aleyhine senede dayalı takip başlattığını, takip konusu senetteki imzanın müvekkiline ait olmadığını belirterek müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, dava konusu bononun kredi borçlusu tarafından … A.Ş tarafından müvekkiline verildiğini, senetteki imzanın davacıya ait olup olmadığının tespiti için bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğini bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; takip ve dava konusu senetteki imzanın davacının eli ürünü olduğu gerekçesiyle davanın reddine, davacının %20 oranında tazminatla sorumluluğuna karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf sebebi olarak; hükme esas alınan bilirkişi raporunun 02/12/2016 tarihinde kendilerine tebliğ edildiğini, itiraz süresi dolmadan dosyanın 08/12/2016 tarihli duruşmada karara çıkarıldığını, imzaların nereden ve nasıl tedarik edildiğine dair raporda bir açıklama yapılmadığını, senet üzerindeki imzanın hangisi olduğu, mukayeseye esas teşkil eden imzaların hangi belge üzerinden alındığının belirtilmediğini, raporun Yargıtay kararlarında belirtilen kriterlere uygun olmadığını, duruşmada raporun kabul edilmediği ve yeniden rapor alınması için adli tıp kurumuna müzekkere yazılması istenildiği halde bu talebin reddedilerek davanın reddine karar verildiğini, davalının ayrıca müvekkili aleyhine İstanbul ….İcra Müdürlüğü’nün …esas sayılı dosyasında da takip başlattığını, bu takibe konu senetteki imzaların eldeki davaya konu senetteki imzalardan farklı olduğunu, takibe konu senette lehtar olarak yer alan… Ltd. Şti’nin müvekkili ile bir ilgisinin bulunmadığını bildirmiştir. Davalı tarafından davacı ve dava dışı … Ltd. Şti aleyhine bonoya dayalı olarak toplam 4.791,78 TL üzerinden kambiyo senetlerine özgü yolla icra takibi başlatıldığı görülmüştür. Takip dayanağı bononun 20/05/2014 tarihli, keşidecisinin davacı, lehtarının dava dışı …Ltd. Şti, sonraki cirantanın…A.Ş olduğu, bedelinin 4.230,00 TL olduğu görülmüştür. Yargılama sırasında grafolog bilirkişiden alınan 24 Kasım 2016 tarihli raporda; 8 adet mukayese belgeye yer verildiği, bunlardan 7 tanesinin asıl belge olduğu, bir tanesinin fotokopi olduğu, yapılan inceleme sonunda senet aslında davacıya atfen atılı imzaların mukayese belgelerle karşılaştırıldığında uygunluk ve benzerlikler saptandığından davacının eli ürünü olduğunun bildirildiği görülmüştür. 08/12/2016 günlü celsede davacı vekilinin raporun sağlıklı olmadığını, ayrı taraflar arasında görülen başka bir davada dosyanın adli tıp kurumuna gönderildiğini, bu dosyanın da gönderilmesi gerektiğini istediği, mahkemenin ise bu itirazı reddettiği görülmüştür.
GEREKÇE:Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Davacı taraf, dava ve takip konusu senetteki imzanın sahteliğini ileri sürmüştür. Davalı taraf ise konuyla ilgili bilirkişi incelemesi yapılmasını istemiştir. Mahkemece, grafolog bilirkişiden alınan bilirkişi raporunda; 8 adet mukayese belgenin incelendiği, bunlardan 7 tanesinin asıl belge olduğu, belgelerin tarihleri dikkate alındığında mukayese için yeterli oldukları, bilirkişinin raporunda lup, stereo kameralı (EMS-30 S) mikroskop imza ölçüm aletleri ve yüksek çözünürlü scanner tarayıcı bilgisayar analiz programları kullanılarak inceleme yapıldığı, ayrıca rapor içeriğinin ayrıntılı incelemeyi içerdiği gibi istinaf incelemesine de elverişli bulunduğu, dolayısıyla hükme esas alınmasında usule aykırılık görülmediği anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf talepleri yerinde değildir.Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davacı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 44,40 TL harçtan, peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 13,00 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.08/11/2019