Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/3053 E. 2020/1308 K. 13.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/3053 Esas
KARAR NO : 2020/1308
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/12/2016
NUMARASI : 2014/556 2016/853
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 13/07/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkilinin … A.Ş’nin dava dışı …. Ltd. Şti’nden olan alacağını temlik aldığını, alacağın tahsili için başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı sonucu durduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, bir yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, davacının bu davayı açma hak ve yetkisinin bulunmadığını, müvekkilinin finansal kiralama sözleşmesinde taraf olmadığını, alacağın zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin temerrüde düşmeden hakkında takip başlatıldığını, ayrıca borcun ödendiğini, %240 oranındaki faiz talebinin fahiş olduğunu, alacağın likit olmadığını, dayanak belgelerin tüm sayfalarının müvekkili tarafından imzalanmaması nedeniyle geçersiz olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; davalının alacağın zamanaşımına uğradığı ve 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde davanın açılmadığı yolundaki savunmalarının yerinde olmadığı, takip talebiyle ödeme emrinde belirtilen sözleşme numaralarının birbirlerinden farklı ise de, dosyaya sunulan 04/09/1996 tarihli, … yevmiye numaralı ve … nolu sözleşmeye ilişkin olarak davalının imza inkarında bulunmadığı, bu sözleşme numarasının son dört hanesinin takip talebinde belirtilmiş olduğu, dolayısıyla davalının sözleşmede kefil olması nedeniyle davacının davalıdan talepte bulunabileceği, davalının takipten önce temerrüde düşürülmediği, sözleşmenin 1/d maddesi uyarınca %240 temerrüt faizi oranının yerinde olduğu gerekçeleriyle davanın kabulüne, davalının 6.141,48 TL’ye itirazının iptali ile bu miktara takipten itibaren %240 oranında temerrüt faizi uygulanmak suretiyle tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla takibin devamına karar, davalının %20 oranında inkar tazminatıyla sorumluluğuna karar verilmiş, kararı davalı vekili istinaf etmiştir. Davalı vekili istinaf sebebi olarak; takip talebinde borcun sebebi olarak “… ve …” sayılı sözleşmelerin gösterildiğini, ödeme emrinde ise “1037 ve 1042” numaralı sözleşmelerin gösterildiğini, ancak bu sözleşmelerin hiçbir zaman dosyaya ibraz edilemediğini, bilirkişilerin bu durumu tespit ederek sözleşme numaraları arasında mübayenet bulunduğunu belirttiklerini, öte yandan bilirkişi raporunda 04/09/1996 tarihli, … yevmiye numaralı sözleşmenin incelendiğini, oysa bu sözleşmenin icra dosyasında takip dayanağı ve borcun sebebi olarak gösterilmediğini, itirazın iptali davalarının takibe sıkı sıkıya bağlı davalar olup davanın bu nedenle reddinin gerektiğini, bilirkişinin incelediği 04/09/1996 tarihli, … yevmiye numaralı, … numaralı sözleşmenin ise takip konusu olmadığını, takip konusu olmayan sözleşmeye dayalı olarak davanın kabul edilemeyeceğini, bu sözleşmeye dayalı alacak iddiasının başka bir icra takibinin ya da başka bir davanın konusunun olması gerektiğini, öte yandan mahkemece 12/06/2014 tarihli ön inceleme duruşmasında; davacı tarafa belge asıllarını sunması için iki haftalık süre verildiğini, 18/09/2014 tarihli duruşmada sunulmayan belgelerin sunulmamış sayılması yönünde karar verilmesini istediklerini, davacı vekiline 25/11/2014 tarihli celsede davacı vekiline iki haftalık kesin süre verildiğini, iki haftalık kesin sürenin 09/12/2014’de sona ermesine rağmen davacı vekilinin 23/12/2014 tarihinde ara karar gereğini yerine getirmek için mahkemeye müracaat ettiğini, dolayısıyla kesin süre içerisinde sunulmayan belgelere dayalı olarak hüküm kurmasının doğru olmadığını, bu durumu mahkemeye beyan ettiklerini, ancak dikkate alınmadığını, müvekkilinin usulüne uygun bir şekilde temerrüde düşürülmediğini, temerrüt faiz oranının bilirkişi raporunda yıllık %228 olarak belirtilmesine rağmen mahkemece %240’a hükmedilmesinin doğru olmadığını, mahkemenin hükme esas aldığı sözleşmede kefalet sorumluluğunun 45.000,00 TL ile sınırlandırıldığını, bu tutarın asıl borçlu tarafından ödendiğini, raporda takibe konu 6.231,49 TL alacağa nasıl ulaşıldığının açıklanmadığını, raporun denetime elverişli olmadığını, ayrıca bahse konu sözleşmede kefaletin yasal unsurlarının da oluşmadığını, kefaletin türü, sınırı, süresi, miktarı, temerrüt şartları ve sair hususların anlatılıp izah edilmeden ve okumasına izin ve imkan verilmeden küçük puntolarla yazılmış sözleşmenin imzalattırıldığını, dolayısıyla hukuken kefalet sorumluluğunun dolmadığını, alacağın zamanaşımına uğradığını, taraf teşkilinin sağlanmadığını, varlık yönetim şirketinin bu davada taraf sıfatının bulunmadığını, dolayısıyla davanın husumetten de reddi gerektiğini bildirmiştir. Davaya konu İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … (önceki esaslar… ve …) esas sayılı dosyasının incelenmesinde; … A.Ş’nin davalının ve dava dışı …. Ltd. Şti aleyhine 24/12/2003 tarihinde 6.231.486,885 TL’nin %240 oranında tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalının ise alacağın zamanaşımına uğradığı, takibe konu borcun ödendiği, faizin fahiş olduğu, her bir sayfası müvekkili tarafından imzalanmamış belgelere dayalı alacak istenemeyeceği gerekçeleriyle itiraz edildiği, ödeme emrinde borcun açıklanması kısmında … ve … numaralı sözleşmeler gösterildiği, dayanak kısmında ise 1037 ve 1042 nolu finansal kiralama sözleşmeleri denildiği, takip talebinde ise hem borcun açıklanması kısmında, hem de dayanak kısmında … ve … numaralı sözleşmelerin gösterildiği, icra dosyası içinde 04/09/1996 tarihli, … yevmiye numaralı, … numaralı sözleşmenin fotokopisinin bulunduğu görülmüştür. Dava dilekçesine ekli temlik sözleşmesinden; …A.Ş’nin dava konusu icra dosyasındaki alacağı da dahil bir kısım alacaklarını 02/12/2011 tarihinde davayı başlangıçta açan … A.Ş’ye temlik ettiği görülmüştür. Dava dilekçesinde dava değerinin 19.738,00 TL gösterildiği görülmüştür. Dosyada mevcut bulunan 04/09/1996 tarihli, … yevmiye numaralı, … numaralı sözleşmenin incelenmesinde; … A.Ş ile dava dışı … Ltd. Şti arasında düzenlendiği, davalının sözleşmeyi kefil olarak imzaladığı, sözleşmenin 1/d maddesinde, temerrüt faizinin temerrüde düşme tarihinde geçerli olan TCMB’nin avans işlemlerinde uygulanmak ve ilan ettiği en yüksek faiz oranının 4 katı olduğunun belirtildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 26/02/2016 tarihli bilirkişi heyeti raporunda; davalının 04/09/1996 tarihli, … yevmiye numaralı, … numaralı sözleşmede 45.000,00 TL’ye kadar kefil olduğu, bu sözleşmenin takibe konu edilen sözleşme olduğu, davalıya kat ihtarının gönderildiğine dair dosyaya bir belge sunulmadığı, davacı ile dava dışı kiracı arasındaki ilişkinin 12/06/1997 tarihinde başladığı, finansal kiralama ekstresine göre takip tarihi olan 24/12/2003 tarihinde … A.Ş’nin alacağının 6.141,48 TL olduğunun görüldüğü, sözleşmenin 1/d maddesi uyarınca davacının takip tarihinde avans faizinin %57 olduğu gözetilerek %57×4=%228 oranında faiz talep edebileceği yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Yargılama devam ederken … A.Ş’nin (Eski unvanı … A.Ş) dava konusu alacağını 30 Haziran 2016 tarihli sözleşmeyle … A.Ş’ye temlik ettiği yolunda beyanda bulunduğu, dosyaya sunulan 30/06/2016 tarihli temlikname ekinde bir sayfadan ibaret liste bulunduğu, listedeki borçların çok küçük puntolarla yazılmış olması nedeniyle tam olarak okunamadığı görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, itirazın iptali davasıdır. Davacı vekili, finansal kiralama sözleşmesinden dolayı alacaklı olduğunu iddia etmiş, davalı taraf ise davanın reddini savunmuştur. İlk derece mahkemesince verilen karar davalı vekilince istinaf edilmiştir. Davalı vekilince borcun sebebinin ödeme emrinde ve takip talebinde farklı gösterildiği ve bu sözleşmelerin dosyaya sunulmadığını, bunlar arasında mübayenet olduğunu ileri sürmüş ise de, dosyanın incelenmesinde, takip talebinde borcun sebebi olarak … ve … sayılı finansal kiralama sözleşmelerinin, ödeme emrinde ise … ve … olarak sözleşme numaralarının belirtildiği, İcra dosyası içinde fotokopisi bulunan Beşiktaş ….Noterliği’nce düzenlenen finansal kiralama sözleşmesinin onay tarihi ve yevmiye numarasının 04.09.1996/33916 olduğu, ayrıca sözleşmenin numarasının … olarak belirtildiği, davalının da bu sözleşmedeki imzayı inkar etmediği, sonuçta davacı ile dava dışı borçlu arasında davalının kefaletini içeren tek bir sözleşme bulunduğu, bu sözleşmenin numarasının son dört hanesinin takip talebinde belirtildiği anlaşılmakla davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf talepleri yerinde görülmemiştir. Her ne kadar dava dosyasında davalının temerrüde düşürüldüğüne dair ihtarname bulunmamakta ise de, davalı kefil olup bu durumda temerrüdünün takiple başladığının kabulü gerekmiştir. Söz konusu dava konusu miktar davalının kefalet limiti dahilinde kalmaktadır. Öte yandan davacı tarafça davalı hakkında ilk olarak 2003 tarihinde takip başlatıldığı, 2011 ve 2013 tarihinde takibin yenilendiği, buna göre davalı tarafın zamanaşımına dair istinaf taleplerinin de yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır. Öte yandan sözleşmenin okunmasına izin verilmediği, küçük puntolarla yazıldığı, sözleşmenin bu şekilde imzalatıldığı iddialarıyla ilgili istinaf talepleri de sözleşmenin ticari niteliği gözetildiğinde yerinde görülmemiştir. Davalı vekilinin temerrüt faizi oranına ilişkin istinaf sebebi ise yerindedir. Zira bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere davalının temerrüdünün ilk oluştuğu icra takip tarihi olan 24/12/2013 tarihi itibariyle TCMB tarafından ilan edilen avans faiz oranı %57 olup sözleşmenin 1/d maddesi uyarınca temerrüt faizinin, bu oranın 4 katı olarak kararlaştırıldığı, buna göre temerrüt faizi oranının %228 olduğu gözetilmeksizin yazılı şekilde hükmedilen alacağa %240 oranında temerrüt faizi yürütülmesi usul ve yasaya aykırıdır. İşletilecek temerrüt faizine yönelik davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü gerekmiştir. Hal böyle olunca davalı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,2-İstanbul 16.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/12/2016 gün, 2014/556 Esas, 2016/853 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Davanın kısmen kabulü ile; İstanbul ….İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında davacının davalıdan 6.141,48 TL (6.141.486,163 eski TL) alacaklı olduğunun tespiti ile bu miktara vaki itirazın iptaline, bu miktara takipten itibaren sözleşmenin 1/d maddesi gereğince yıllık % 228 sözleşme temerrüt faizi uygulanmak suretiyle tahsilde tekekkür olmamak kaydıyla takibin diğer kayıt ve şartlarda aynen devamına, Davalının likit olan alacak nedeniyle % 20’sine isabet eden 1.228,30 TL icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına,4-Alınması gereken 419,53 TL harçtan, peşin alınan 337,10 TL harcın mahsubu ile bakiye 82,43 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına, 5-Davacı tarafından yatırılan 337,10 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,8-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 1.000 TL bilirkişi ücreti, 203,25 TL tebligat v.s posta masrafları olmak üzere toplam 1.203,25 TL yargılama giderinin ret ve kabul oranına göre hesap edilen 374,39 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, 9-İstinaf peşin harcının talebi halinde davalıya iadesine, 10- İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 11-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 12-Gerek ilk derecede gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.13/07/2020