Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/3052 Esas
KARAR NO : 2019/2607
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/12/2016
NUMARASI : 2015/70 E. – 2016/837 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/11/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA: Davacı vekili 20.01.2015 tarihli dava dilekçesinde; davalı borçlu ile müvekkil banka arasında 26.12.2013 tarihinde Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesine istinaden Çek Kredi Taahhütnamesi imzalandığını ve davalı borçlu adına çek hesabı açıldığını, Borçluya müvekkil bankaca Çek Kredi Taahhütnamesi kapsamında çek yaprağı temin edildiğini, bu çeklerden; … numaralı toplam 6 adet çekin karşılıksız çıkması üzerine banka yükümlülük bedellerinin müvekkil bankaca ödendiğini, Davalı borçlu tarafından işbu banka yükümlülük bedellerinin ödenmemesi sebebiyle davalı aleyhine İstanbul …. İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosya ile icra takibi başlatıldığını ve bu takiple birlikte, çek kanunu gereğince; Banka kaynağından ödenmiş olan 6 çek yaprak bedelinden kaynaklanan 1.629.65 TL, çek kanunu gereğince; iade edilmeyen 10 adet çek yaprağı sorumluluğundan kaynaklanan 4.055 TL’nın nakden depo edilmesi, iade edilmeyen çek yaprağı bedellerinin tazmin olması halinde, tazmin tarihinden tahsil tarihine kadar belirtilen oranlarda işleyecek temerrüt faizi, faizin %5 gider vergisi, icra harç ve masrafları ile avukatlık ücretinin tahsilinin, istendiğini, davalı borçlunun takibe itiraz ederek takibi durdurduğunu, borçlunun borca ve tüm ferilerine itirazı haksız ve dayanaksız olduğunu, zira borçlunun müvekkil banka ile Çek Kredi Taahhütnamesi imzalandığını ve Taahhütnameye istinaden çek yaprağı verildiğini ve karşılıksız çıkması üzerine banka sorumluluk tutarlarının müvekkil bankaca ödendiğini, borçlu tarafından müvekkil bankaya Çek Kanunu gereğince, banka kaynağından ödenmiş olan çek yapraklarından kaynaklanan ve yine Çek Kanunu gereğince bankaya iade edilmeyen çek yaprak bedellerinin ödenmediğini, zira çek bedellerini zamanında ödemeyerek aleyhine icra takibi yapılmasına sebebiyet verdiğini, tüm bu sebeplerle icra dosyasına yapılan haksız itirazın iptali için huzurda işbu davanın açılması zarureti doğduğunu,İddia ederek; borçlunun yapmış olduğu haksız itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ile işlemiş faizin davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine, karar verilmesini talep etmiştir. Davalı yan, kendisine tebligat yapılmasına karşın cevap dilekçesi sunmamış ise de; takibe itiraz dilekçesi mevcuttur.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI:İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davacının davasının kısmen kabulü ile; davalının istanbul …. icra müdürlüğünün… esas sayılı takibe itirazın iptali ile takibin; 1.629,65 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren borç ödeninceye 3095 sayılı kanunun değişen oranlarda (%24,24 oranını aşmamak kaydı ile) avans faziiyle birlikte birlikte davalıdan ahsili suretiyle takibin sürdürülmesine, fazlaya ilişkin (bankaya iade edilmeyen 10 adet çek için depo tutarının) talebin reddine, hükmolunan tutarın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ:Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; -10 adet çeke ilişkin depo kararı verilmesine ilişkin taleplerinin çeklerin zamanaşımına uğradığı kabul edilerek reddedilmesinin hatalı olduğunu, icra takibi ile zamanaşımının kesildiğini,-Davalının avukatı olmamasına rağmen davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.İncelemeye konu dosyada; davalı tarafa dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş ise de, bilirkişi raporunun tebliğ evrakının iade edilmesi üzerine önceki adrese doğrudan TK 35’e göre tebligat yapıldığı görülmektedir. Davalı gerçek kişinin mernis adresi ve vergi numarası bilgileri dosyada mevcuttur. Bu durumda kayıtlı adresi bulunan davalıya bilirkişi raporu, HMK’nın 186.maddesini içerir tebligat ile gerekçeli karar ve istinaf dilekçesi tebliğinin doğrudan TK 35’e göre yapılması yerinde değildir. Keza taraf teşkilinin tamamlanması ile birlikte davacı vekilinin zamanaşımına ilişkin itirazlarının da değerlendirilmesi sureti ile karar verilmesi gerekliyken davanın kısmen kabulüne karar verilmesi yerinde görülmemiş ve davacı vekilinin istinaf isteminin bu yönleriyle kabulü ile HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kararın kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile,2-İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/12/2016 gün ve 2015/70 Esas, 2016/837 Karar sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, -Yargılamaya devam olunmak üzere, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davacı tarafa iadesine,4-İstinaf aşamasında davacı tarafça yapılan yargılama gideri olan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 28,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 113,70 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 22/11/2019 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.