Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/3032 E. 2018/2524 K. 23.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/3032 Esas
KARAR NO : 2018/2524 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU(KAPATILAN) 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/02/2017
NUMARASI : 2015/58 E., 2017/32 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 23/11/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ; davacı şirketin gıda sektöründe faaliyet
gösterdiğini, yurtiçi ve yurt dışında oldukça tanınmış meyve ve sebze, konsantre meyve suları ve benzeri bir çok emtianın imalat, satış ve pazarlaması ile iştigal eden bir firma olduğunu, konserve-hazır gıda sektöründe lider bir firma olduğunu, davacının … başvuru numaralı markasının 29. sınıf emtialarda tescili için TPE’ye başvuru yapılmış olduğunu, müvekkilinin marka başvurusunun davalının 2008/67858 tescil numaralı markası gerekçe gösterilerek TPE tarafından reddedildiğini, oysa davalı markasının tescil edildiği tarihten bu yana 29. 30. 31. ve 32. sınıflarda hiç kullanılmamış olduğunu, davalının “…” markasının kullanıldığı bankacılık ve fınans sektörü itibariyle bilindiğini belirterek, davalının 2008/67858 tescil numaralı markasının 556 sayılı KHK’nin 14. maddesi uyarınca 29. 30. 31. ve 32. sınıf emtialar yönünden 5 yıldan bu yana kullanılmaması nedeniyle kısmen hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; 1985 yılından beri faaliyette olan davalının Türkiye’de faizsiz bankacılık alanındaki finansal kuruluşların ilki ve öncüsü olduğunu, Ortadoğu’nun ileri gelen gruplarından … Bankacılık Grubu (ABG), .. Bankası (IDB) ve Türk ekonomisine yarım yüzyıldan fazla hizmet veren yerli bir sanayi grubunun öncülüğünde kurulan … Türk’ün ortaklık yapısı itibariyle itibar ve güvenin garantisi olduğunu, davalının ticaret hayatına başladığı günden bu yana “…” markasını gerek Türkiye’de gerekse yurt dışında pek çok ülkede kullandığını ve TPE nezdinde “….” esas unsurlu birçok marka tescili bulunduğunu, davalının “…” markasının tanınmış marka olduğunu, TPE’nin 2013-O-691060 sayılı kararı ile davalı markasının 2012 yılından bu yana tanınmış markalar siciline kayıtlı olarak korunduğunu, davalının markasının tescil edildiği tüm ürün ve hizmetlerde kullanıldığını, ancak davanın kabulü halinde dahi davalının markası tanınmış olduğu için davacı markasının tescil edilme imkanı olmayacağını, Anayasanın 35. maddesine göre mülkiyet hakkı ancak yasa ile sınırlandırılabileceğinden, 556 sayılı KHK’nın 14. maddesi ile davalının müIkiyet hakkında sınırlama getirilmesinin hukuka ve Anayasanın 35.ve 9l. maddesine aykırı olduğunu, davada ispat yükünün davacı üzerinde olduğunu, davanın kötüniyetle açılmış olduğunu belirterek, haksız ve mesnetsiz davanın reddini beyan ve talep etmiştir.
İstanbul Anadolu(Kapatılan) 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 28/02/2017 tarihli 2015/58 Esas-2017/32 Karar sayılı kararı ile; Anayasa Mahkemesi’nin 556 Sayılı KHK 14. Maddesini iptal kararı nedeniyle davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle, davakonusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, Ancak toplanan deliller, bilirkişi Bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı ile davalının dava konusu edilen 2008/67858 tescil numaralı “…” markasının tescil edildiği tarihten bu yana 29. 30. 31. ve 32. Sınıflarda hiç kullanılmadığı, davacının davayı açmakta haklı olduğu, yargılama giderlerinin davada haksız çıkan davalı üzerinde bırakılması gerektiği gerekçesiyle yargılama giderlerinin davalı
üzerinde bırakılmasına karar vermiştir.
Davacı vekili süresinde istinaf dilekçesi ibraz ederek; yargılama sırasında alınan
bilirkişi raporunda davalının kullanımının bulunmadığını, ciddi bir kullanım bulunmadığını tespit ettiklerini, İstanbul 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2017/41 Esas sayılı dava açarak birleştirilmesini talep ettiklerini taleplerinin reddedildiğini , yargılama sırasında ve karardan önce bu yasal boşluğa dair ek dava açtıklarının da gözönüne alınarak kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İstanbul Anadolu(Kapatılan) 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin
28/02/2017 tarihli 2015/58 Esas-2017/32 Karar sayılı kararı ile; Anayasa Mahkemesi’nin 556
Sayılı KHK 14. Maddesini iptal kararı nedeniyle davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle, davakonusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, Ancak toplanan deliller, bilirkişi Bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı ile davalının dava konusu edilen … tescil numaralı “…” markasının tescil edildiği tarihten bu yana 29. 30. 31. ve 32. sınıflarda hiç kullanılmadığı, davacının davayı açmakta haklı olduğu, yargılama giderlerinin davada Haksız çıkan davalı üzerinde bırakılması gerektiği gerekçesiyle yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına karar vermiştir.
Davacı vekili süresinde istinaf dilekçesi ibraz ederek; yargılama sırasında alınan
bilirkişi raporunda davalının kullanımının bulunmadığını, ciddi bir kullanım bulunmadığını tespit ettiklerini, İstanbul 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2017/41 Esas sayılı dava açarak birleştirilmesini talep ettiklerini taleplerinin reddedildiğini , yargılama sırasında ve karardan önce bu yasal boşluğa dair ek dava açtıklarının da gözönüne alınarak kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili süresinde istinaf dilekçesi ibraz ederek; davacının dava açmakta haksız
ve kusurlu davrandığını, bu KHK hükmünün davanın başında Anayasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin dosyaya sunduğu faturaların toplam tutarının 650.000,00TL olduğunu, kullanımın boyutunun ciddiyetini kanıtladığını beyanla aleyhine yargılama gideri hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu beyanla, kararın talepleri gibi kısmen kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava; davalının 2008/67858 tescil numaralı markasının 556 sayılı KHK’nin 14. maddesi uyarınca 29. 30. 31. ve 32. sınıf emtialar yönünden 5 yıldan bu yana kullanılmaması nedeniyle kısmen hükümsüzlüğüne karar verilmesi talebi ile açılmış , İstanbul Anadolu(Kapatılan) 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 28/02/2017 tarihli 2015/58 Esas-2017/32 Karar sayılı kararı ile; Anayasa Mahkemesi’nin 556 Sayılı KHK 14. Maddesini iptal edildiğinden davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle, karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde; İstanbul 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2017/41 Esas sayılı dava açarak birleştirilmesini talep ettiklerini taleplerinin reddedildiğini ileri sürdüğü anlaşılmışsa da ; her davanın açıldığı tarihteki yasal düzenlemelere ve koşullara göre değerlendirileceği , davanın 556 Sayılı KHK 14. Maddeye dayanılarak açıldığı, 6769 Sayılı Yasa’nın yürürlüğe girmesinden sonra açılan 2017/41 Esas sayılı dosya ile birleştirilmesinde ve her iki davanın birlikte yürütülmesinde hukuki yarar bulunmadığı kanaatiyle davacı vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmiştir.
Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde, dosyaya sunduğu faturaların kullanımın boyutunun ciddiyetini kanıtladığını ve aleyhine yargılama giderine hükmedilmesinin haksız olduğunu ileri sürdüğü anlaşılmış; ilk derece mahkemesinde yapılan yargılama sırasında alınan 03/02/2017 tarihli bilirkişi raporunda, davalı tarafça sunulan faturalar incelenerek; “İbraz edilen delillerden, davalı markasının ticari ürün olarak satışa sunulan ürünlerde kullanılmadığı, özel günlerde bankanın müşterilerine dağıtılan hediye/promosyon amaçlı ürünler olduğu, ürün kutularının arkasında üretici şirket bilgilerinin yer aldığı, buna göre, ürünlerin dava dışı “…. A.Ş.” ve dava dışı “….. Ltd. Şti.” tarafından üretildiklerinin tespit edildiği, davalının markasını kısmi hükümsüzlük talep edilen sınıflarda kullandığını ispat eder delillerin dosyaya sunulmadığı” beyan edildiği görülmüştür.
Dosya kapsamında ilk derece mahkemesi tarafından alınan bilirkişi raporundan, davalının markayı iptali istenen sınıflarda ciddi şekilde kullandığını ispatlayamadığı kanaatiyle, yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına ilişkin ilk derece mahkamasi kararının haklı olduğuna, davalı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulüne karar verilerek, ilk derece mahkemesinin “davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına” ilişkin kararının kaldırılarak, davanın dayandığı yasal düzenleme olan 556 Sayılı KHK 14. Maddesinin Anayasa Mahkemesi’nin 14.12.2016 tarih ve 2016/148 E., 2016/189 K. sayılı kararı ile iptali nedeniyle davanın reddine, ancak dava tarihinde davacının haklı olduğu göz önüne alınarak yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
KARAR:
6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,
6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-3 maddesi gereğince davalı vekilinin istinaf isteminin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
İstanbul Anadolu (Kapatılan) 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 28/02/2017 tarih ve 2015/58 E., 2017/32 K. Sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Davanın REDDİNE,
Alınması gereken 35,90 TL harcın peşin alınan 27,70 TL harçtan mahsubu ile bakiye 8,20 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 3.145,00 TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan 27,70 TL harç, 313,00 TL tebligat ve müzekkere masrafları ile 3.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.340,70 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
İstinafa geliş sırasında davacı vekilinden alınması gereken 35,90 harçtan peşin olarak alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,50 TL harcın davacıdan tahsiliyle hazineye irat kaydına,
İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
İstinafa geliş sırasında davalı vekilinden maktu olarak alınan 31,40 TL harcın talebi halinde kendisine iadesine,
İstinaf aşamasında davalı tarafça yapılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcının davacıdan alınarak davalıya iadesine,
İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf aşaması için ayrıca avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde talepleri halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.23/11/2018