Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/3031 E. 2020/1301 K. 13.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/3031 Esas
KARAR NO : 2020/1301
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/02/2017
NUMARASI : 2015/209 2017/128
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 13/07/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkilinin davalıdan İstanbul Bahçelievler’de bulunan bir daireyi KDV dahil 398.700 TL’ye satın aldığını, bedelinin 12/01/2015 tarihli … AŞ’ye ait barter çekiyle ödendiğini, davalı ile iki gayrimenkulün devri konusunda anlaşılmasına rağmen bir gayrimenkulün devri sağlandığını ve bunun karşılığında barter çeki ile ödeme yapıldığından icra takibine konu 15/01/2015 tarihli bloke çekin konusuz hale geldiğini, ancak davalının bu çeki iade etmediğini ve müvekkili aleyhine takibe koyduğunu, ayrıca çek nedeniyle ihtiyati haciz alındığından müvekkilinin ihtiyati haciz bedeli olan 400.000 TL’yi ödemek zorunda kaldığını belirterek icra takibinin iptaline, müvekkilinin takip nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, haksız kazanç sağlama peşinde olduğunu, müvekkiline ait Bahçelievler’deki 21 numaralı dairenin 15/01/2015 tarihli 400.000 TL bedelli bloke çekin müvekkiline teslimi ile bloke çekin tahsil garantisi de dikkate alınarak davacıya devredildiğini bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; davacı tarafından davalıya verilen … AŞ’ye ait barter çekin davalı tarafından davacıya devredilen Bahçelievler’deki 21 numaralı daire karşılığında verildiği, durumun … AŞ’nin cevabi yazısıyla anlaşıldığı, davacının davalının devredeceği 2.taşınmaz için icra takibine konu blokeli çeki verdiğini ancak taşınmaz devrinin gerçekleşmediğini ileri sürdüğü, davalının ise 2.bir taşınmaz verdiğini savunmadığı, takip ve dava konusu çekin blokeli çeklerden olup süresinde bankaya ibraz edilmediği, blokeli çekin keşidecisinin banka olup davalı emrine keşide edilmediği, davacıya ait bir cironun bulunmadığı, esasen blokeli çekin garanti fonksiyonu dikkate alındığında da cironun mümkün olmadığı, dolayısıyla bu çeke dayalı olarak ancak keşideciye gidilebileceği, davacının sırf bu çekten sorumluluğunun bulunmadığı, davalının ancak blokeli çekin düzenlenmesine dayanak olan hukuki ilişkiye dayanarak takip ve dava açabileceğini, diğer yandan davalının davacıdan alacaklı olduğuna ilişkin belge sunmadığı, devredilen taşınmazın bedeli olduğunu savunmuş ise de bu taşınmazın bedelinin barter çeki ile ödendiği, barter çekini kabul eden davalının bedelini ancak barter havuzundan talep etmesi gerektiği gerekçeleriyle davanın kabulüne, davacının takibe konu çekten dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine, icra dosyasına ödenen toplam 467.121,32 TL’nin davalıdan istirdatına, 400.000 TL asıl alacak üzerinden % 40 oranında kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş kararı davalı vekili istinaf etmiştir. Davalı vekili istinaf sebebi olarak, kararın istinaf kanun yoluna tabi olduğu halde, Yargıtay temyiz yoluna tabi olduğunun belirtilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, kararın eksik incelemeyle verildiğini, bilirkişi raporuna itirazlarının mahkemece değerlendirilmediğini, kararın bu nedenle hukuka aykırı olduğunu, mahkemece bilirkişiye başvurulduktan sonra bundan dönerek uyuşmazlığın hakimlik mesleğinin gerektirdiği hukuki ve mesleki bilgiyle çözümlenebileceğinin kabul edilemeyeceğini, Yargıtay kararlarının bu yönde olduğunu, senetle ispat kuralının ihlal edildiğini, çekin taraf defterlerinde kayıtlı olmamasının bedelsizliği sonucunu doğurmayacağını, aksi halin kıymetli evrakın mücerreti ilkesine aykırı olacağını, öte yandan davacı tarafından dosyaya delil olarak sunulan sair yazılı belge bulunmadığını, yazılı delille davanın kanıtlanmadığını,15/01/2015 tarihli çek teslim tutanağının davacı tarafından imzalandığını, borcu kabul anlamına gelmediğine dair bir şerh düşülmediğini, mahkemenin bu hususları değerlendirmediğini, somut olayda ellerinde açık bir kıymetli evrak ve Büyükçekmece 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/321 Esas – 368 Karar sayılı kararının bulunduğunu, davacının çeki bankadan alıp müvekkiline verdiğini kabul ettiğini, kararın hayatın olağan akışı ve çek hukukunun temel ilkelerine aykırı olduğunu, çekin bir ödeme vasıtası olduğunu, dolayısıyla bir borcun tasfiyesine yönelik olarak verildiğinin kabulü gerektiğini, eğer şartlar mevcutsa yemin delilinin de göz ardı edilmesinin kararın bozulmasını gerektirdiğini, kararın gerekçesine göre görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, kişinin kendisine ait olmayan bir borcu ödediğini, bu durumun adi havale niteliğinde olduğunu, dolayısıyla görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini bildirmiş ve dilekçe ekinde … Bankası’nın 16/03/2015 tarihli yazısının sunulduğu, bu yazıda çekin davacı hesabından tahsil edilmek suretiyle davalı emrine bloke çek olarak düzenlendiği, çekin hamil tarafından bankaya ibraz edilmediği, çekin ibraz süresinde tahsil edilmediğinden davacının çekten cayma hakkı ile ilgili talebini şubeye yazılı olarak bildirdiği, bu sebeple bloke kaydı iptal edilerek tutarın müşteri hesabına iade edildiğinin bildirildiği görülmüştür. Davalı tarafından davacı aleyhine Büyükçekmece…. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasında 400.000 TL asıl alacak olmak üzere toplam 407.134,25 TL’nin tahsili için bloke çeke dayalı olarak 23/03/2015 tarihinde ilamsız takip yapıldığı, çekle ilgili 17/03/2015 tarihinde ihtiyati haciz kararı verildiği, 23/03/2015 tarihinde icra edilen ihtiyati haciz sırasında borçlu şirket yetkilisinin borcun olmadığını beyan ettiği ve icra dosyasına 23/03/2015 tarihinde 400.000 TL’lik ödeme yapıldığı, ayrıca 25/05/2015 tarihinde de davacı tarafından 130.495,70 TL ödendiği görülmüş, ayrıca davacı şirket vekilince sunulan 27/03/2015 tarihli dilekçede takibe konu faturanın bedelinin barter çeki ile ödendiği, müvekkilinin borcunun kalmadığı yolunda itirazda bulunulduğu, bu dilekçenin icra müdürünce 30/04/2015 tarihinde havale edildiği görülmüştür.Takip ve dava konusu çekin …. Bankası Avcılar E- 5 Şubesi tarafından 15/01/2015 tarihinde 400.000 TL bedelli olarak davalı emrine keşide edildiği, çek arkasında “iş bu çek 400.000 TL’ye kadar davalı emrine 15/01/2015 tarihinde bloke edilmiştir. 15/01/2015 … Bankası AŞ Avcılar E-5 Şubesi- imzalar” şeklinde ibare bulunduğu görülmüştür. Dosyada bulunan firma çeki çıkış fişi başlıklı 15/01/2015 tarihli belgede dava konusu çekin bilgilerinin yer aldığı, alt kısmında davacının kaşe ve imzasının bulunduğu görülmüştür. Davalı tarafından davacıya düzenlenen 19/01/2015 tarihli E Faturanın Bahçelievler … Ada … Parsel … Blok … Numaralı 1 adet daire satışına ilişkin olarak düzenlendiği, fatura bedelinin 398.970 TL olduğu görülmüştür. Büyükçekmece 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/327 E -368 K sayılı ilamının incelenmesinde; davacının … AŞ davalının … LTD. ŞTİ, davanın takibe itirazın kaldırılması davası olduğu, yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, takibin 400.000 TL asıl alacak ve takipten itibaren ticari temerrüt faizi üzerinden devamına, işlemiş faiz ve % 18 vekalet ücretinin KDV’si ile birlikte tahsili talebi yönünden takibin iptaline, 14/05/2015 tarihinde karar verildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda; taraf defterlerinin incelendiği, davacının lehine delil özelliği bulunan defterlerinde 12/01/2015 tarihinde davalıya ….. kanalıyla 450.000 TL’lik çek verildiği, karşılığında 19/01/2015 tarihinde davalı şirketten 398.970 TL bedelli bir gayrimenkul satın alındığı, bankadan icra dosyasına 24/03/2015 tarihinde 400.000 TL 22/05/2015 tarihinde 130.495,70 TL havale gönderildiği, icra müdürlüğünce davacıya 26/05/2015’te 63.374,38 TL’nin iade edildiği, davacı defterlerinde dava tarihi itibariyle davalı şirketin 518.151,32 TL borçlu olduğu, bunun 450.000 TL’sinin barter çekinden, 68.151,32 TL’sinin icra dosyasına yapılan ödemelerden kaynaklandığı, davalının delil özelliği bulunan defterlerinde ise davacıya 19/01/2015 tarihinde 398.970 TL bedelle bir gayrimenkul satışı yapıldığı, davalı defterlerinde bunun dışında bir kayıt bulunmadığı, davacının takip dosyasına yaptığı ödemelerin davalı defterlerine işlenmediği, davalı defterlerinde davacının 398.970 TL borçlu olduğu, taraflar arasındaki farkın 450.000 TL’sinin barter çekinden ve davacının icra dosyasından yaptığı ödemelerden kaynaklandığı, buna göre 450.000 TL bedelli çekin konusuz kaldığı, gayrimenkul satış bedelinin düşülmesi sonucu davacının 68.151,32 TL alacaklı olduğu, davacının icra dosyasına ödenen tutarlar dikkate alındığında 467.121,32 TL alacaklı olduğu, davacının toplam alacağının ise 518.151,32 TL bulunduğu yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Davalı vekilince bilirkişi raporuna 23/11/2016 tarihli dilekçeyle itiraz edildiği görülmüştür. Davanın … AŞ’ye ihbarı üzerine, adı geçenin müvekkilince verilen beyan dilekçesinde “kayıtların tetkikinden bahse konu barter çekinin üyemiz … tarafından diğer üyemiz …. AŞ lehine gayrimenkul alımına istinaden keşide edildiği, müvekkil tarafından … şeklinde yetki kodu verildiği ve işlemin üyelerin barter hesap dökümlerine işlendiği anlaşılmıştır. ” şeklinde beyanda bulunulduğu görülmüştür. Dosyada bulunan tapu senedi fotokopisinden taraflar arasındaki satışın 16/01/2015 tarihinde yapıldığı, satış bedelinin 398.970 TL olduğunun bildirildiği görülmüştür. … çekinin 12/01/2015 tarihli 450.000 TL tutarlı olup davacı tarafından davalı lehtar gösterilmek suretiyle düzenlendiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, istirdat davasıdır. Her ne kadar davacı tarafça dava dilekçesinde menfi tespit talebinde bulunulmuş ise de, dosya borcunun ödendiği belirtildiğinden dava istirdat davasıdır. Davalı taraf davacı aleyhine 400.000,00 TL bedelli bloke çeke dayalı olarak ilamsız icra takibi başlatmıştır. Bilindiği üzere blokeli çekte keşideci bankadır ve çek davalı emrine düzenlenmiş olup takip ve dava konusu çekte davacının herhangi bir sıfatı bulunmamaktadır. Bu itibarla blokeli çeke dayalı olarak davacı aleyhine takip yapılamaz. Blokeli çekin ibrazında ödenmemesi halinde davalı bu çeke dayalı olarak sadece muhatap bankaya başvurabilecektir. Elbette ki temel ilişkiye dayalı olarak davacı aleyhine de ilamsız icra takibi yapması mümkündür. Eldeki dava itirazın iptali davası olup itirazın iptali davaları takibe sıkı sıkıya bağlı davalardır. Davalı taraf savunmasında müvekkiline ait 21 numaralı dairenin 15/01/2015 tarihli çek karşılığında davacıya devredildiğini iddia etmiş ve bu konuda 19/01/2015 tarihli faturayı da delil olarak sunmuştur. Dosya içinde bulunan tapu senedi fotokopisinden 21 numaralı dairenin 16/01/2015 tarihinde satışının yapıldığı anlaşılmıştır. Yargılama sırasında alınan bilirkişi raporundan da davacının 12/01/2015 tarihinde davalıya barter kanalıyla 450.000,00 TL’lik çeki verdiği ve karşılığında 21 numaralı daireyi satın aldığı anlaşılmıştır. Dolayısıyla somut olayda ispat külfeti kendisinde olan davalı taraf söz konusu bloke çek nedeniyle davalıdan alacaklı olduğunu kanıtlayamamıştır. Açıklanan bu yönler itibariyle davalı vekilinin istinaf talepleri yerinde değildir. Öte yandan davalı vekili yemin deliline dayandıklarını ileri sürmüş ise de, açıkça yemin deliline dayanmadığı anlaşıldığından bu konudaki istinaf talebi de yerinde değildir. Ne var ki, dava istirdat davası olup istirdat davalarında %40 oranında tazminata hükmedilemeyecektir. Kaldı ki kabul şekli itibariyle de takip tarihi gözetildiğinde %20 yerine %40 oranında tazminata hükmedilmesi hatalıdır. Açıklanan bu yön itibariyle davalı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, 2-Bakırköy 4.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/02/2017 gün, 2015/209 Esas, 2017/128 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Davanın kabulü ile; davacının Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına konu çekten dolayı davacıya borçlu olmadığının tespiti ile davacının bu takip nedeniyle davalıya ödemek zorunda kaldığı 467.121,32 TL’nin davalıdan istirdadına,4-Dava istirdat davası olduğundan davalı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin reddine, 5-Alınması gereken 31.909,00 TL harçtan, alınan 683,10 TL peşin ve 6.147,90 TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 25.078,00 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, 6-Davacı tarafından yatırılan 27,70 TL başvurma harcı, 683,10 TL peşin ve 6.147,90 TL tamamlama harcının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,7-Davacı lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 32.634,85 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,8-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 149,25 TL müzekkere ve tebligat gideri ile 1.650,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.799,25 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,9-İstinaf peşin harcının talebi halinde davalıya iadesine, 10- İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 154,30 TL temyiz yoluna başvurma harcı ile 70,60 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 224,90 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 11-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 12-Gerek ilk derecede gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.13/07/2020