Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/2966 Esas
KARAR NO : 2019/2353 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/11/2016
NUMARASI : 2015/458 E., 2016/801 K.
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 01/11/2019
İstinaf incelemesi üzerine Dairemize gelen dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA A-)Açılan dava ve iddia :Davacı vekili dilekçesinde; davalı ile müvekkilinin ortak iş yaptıklarını, ortaklığın sona ermesi sonrasında, davalının ortaklık payları ve ortaklık için harcanan masrafların hesaplanması hususunda kötü niyetle hareket ettiğini, müvekkili kandırma yoluna gittiğini, müvekkilin basiretsizliğinden yararlanarak müvekkilinden sadece imza ve meblağ kısmı doldurularak, hile ile teminat senedi olduğu güveni verilerek, vade kısmına uzun bir çizgi çekilerek imzalatılıp 20.000 TL ve 21.000 TL tutarında, bono niteliğine haiz olmayan 2 adet senet aldığını, davalının senetler gereğince müvekkili hakkında Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/43 D.İş sayılıı dosya ile ihtiyati haciz kararı aldığını, ihtiyati hacze istinaden de Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’ nün … E saydı dosyası ile takibe geçtiğini, müvekkilinin anlaşmaya aykırı olarak doldurulan senet bedellerini icra tehdidi altında ödemek zorunda kaldığını, senedin keşide ve vade tarihlerinin değiştirildiğini belirterek, müvekkilin cebri icra tehdidi altında ödemiş olduğu, 41.000,00 TL’nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler :Davalıya usulüne uygun meşruhatlı davetiye yapıldığı ancak davaya cevap vermediği, duruşmalarda kendisini temsil eden vekilinin davanın reddini istediği anlaşılmıştır.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı : İlk derece mahkemesince; “tarafların güzellik salonu konusunda işyeri açtıkları, işyeri ruhsatının davacının üzerine yapıldığı, daha sonra anlaşmazlığa düştükleri, davalının işyerine yaptığı masraflar ile ortaklıktan ayrılma konusunda davacıdan para talep ettiği, davacının dava konusu senetleri imzalayarak davalıya verdiği, her ne kadar senetlerin teminat senedi olduğunu iddia etmişse de davacının bu konuda ispat vasıtası getiremediği, kaldı ki davacı tarafça ibraz edilen 18/01/2015 tarihli belgede senet bedelleriyle uyumluluk arzeden 41.000 TL’lik borcu kabul ettiği, davacının yemin delilinin bulunması sebebiyle davacıya yemin delilinin hatırlatıldığı, davalının teklif edilen yemini 14/10/2016 tarihli celsede usulüne uygun olarak eda ettiği anlaşıldığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Kararı davacı yan istinaf etmiş; dilekçesinde özetle,mahkeme gerekçeli kararının aksine senetlerin vade kısımlarının sonradan farklı bir kalemle doldurulduğunun raporda yer aldığını ,tüm tanıkların senedin teminat olarak verildiği ve hiç bir işleme tabi tutulmayacağı konusunda tanıklık ettiklerini ve davalı avukatının kendisini kandırdığını beyan ettiklerini ,ceza dosyasındaki delillerin dikkate alınmadığını, mahkemenin davaya cevap süresinden sonra verilmiş 18.01.2015 tarihli belgeyi esas alarak hüküm kurduğunu, senetlerin davalıya kambiyo vasfını taşımayan şekilde verilip davalı yanca sonradan doldurulduğunun çok net olduğunu kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE :Dava İİK 72. maddeye dayalı İSTİRDAT davasıdır.Davacı yanca senetlerin teminat senedi olarak verildiği ve verildiği anda kambiyo senedi olma vasfını taşımadığı halde sonradan vade kısmı doldurularak ve teminat vasfında bir değişiklik olmadığı halde takibe konu edildiği ve icra baskısı altında ödendiği nedenle paranın istirdadı talep edilmiştir.Öncelikle açığa atılan imzanın hukuki niteliğinin tartılışlması gerekmekte olup, davacının da imza konusunda açık beyanına göre senetleri vade kısmı boş olacak şekilde imzaladığını beyan ve ikrar etmektedir. Bu durumda senet vadesini dilediği gibi düzenleme konusunda ( ayrıca aynı kuvvette yazılı bir belge düzenlenmediği takdirde) peşin onay vermiş kabul edilir. Bu nedenle senetteki vadenin sonradan düzenlenip düzenlenmediği yönünde bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekmediği halde böyle bir inceleme yoluna gidildiği görülmektedir.2015 yılı itibari ile senede karşı tanıkla ispat yasağı parasal sınırı 2.500,00 TL olmakla eldeki davada senedin teminat senedi olduğuna dair tanık beyanı alınması imkan ve olanağı bulunmadığı halde tanık dinlendiği de görülmektedir.Ceza yargılamasındaki beyanlar ve gerekçeli kararda eldeki davayı aydınlatmaya yarayacak bir beyan bulunmadığı; mahkeme kararının da davanın sonucunu etkileyecek mahiyette olmadığı görülmektedir.Senedin teminat senedi olduğuna ilişkin yazılı delil bulunmadığından verilen karar sonuç itibari ile doğru olmakla yukarıda açıklanan farklı gerekçe esas alınarak ve asıl kararın gerekçesi yerine kaim olmak üzere istinaf başvurusunun gerekçe yönünden değiştirilerek başvurunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1 – Davacı yanın istinaf başvurusunun HMK 353/b-2 madde uyarınca gerekçesi düzeltilen karar nedeni ile ESASTAN REDDİNE 2- Davacı yanca yatırılması gereken istinaf karar harcı 44,40 TL olmakla eksik 13,00 TL harcın davacı yandan alınıp Hazineye gelir yazılmasına 3- Davacı yanca yapılan istinaf giderlerinin davacı yan üzerinde bırakılmasına 4- duruşmasız inceleme yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yer olmadığına Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK 362/ 1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere ve oy birliğiyle karar verildi. 01/11/2019