Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/2946 E. 2019/2332 K. 01.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/2946 Esas
KARAR NO : 2019/2332 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/02/2017
NUMARASI : 2015/206 E., 2017/62 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 01/11/2019
İstinaf incelemesi üzerine Dairemize gelen dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA A-)Açılan dava ve iddia :Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkili şirket ile davalılardan …San.ve Tic.Ltd.Şti.arasında 14/04/2008 tarihli Bayilik sözleşmesi imzalandığını, müvekkili şirket ile davalılardan …Ltd.Şti.arasında 15/08/2007 tarihli 15 yıl süreli 3.000.000 Usd bedelli kira sözleşmesi imzalandığını, davalılardan ….Ltd.şti.nin Kadıköy …Not.nin 20/07/2012 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile Rekabet Kurulunun 05/03/2009 tarih 09/09/187-56 ve 09-09/187-57 sayılı kararlarını mesnet göstererek taraflar arasındaki bayilik ve kira sözleşmesinin 26/09/2012 tarihi itibariyle münfesih olacağının müvekkiline bildirildiğini, davalıların hiçbir ödeme yapmamaları üzerine sözleşmelerin devam ettiği ve Rekabet kurul kararlarıyla sona ermediğinden bahisle İst.Anadolu 19.Sulh Hukuk Mah.nin 2013/447 e.sayılı dosyası ile müdahalenin meni davası açıldığını ve davanın kabul edildiğini, davalıların temyiz talebi üzerine dosyanın halen yargıtayda olduğunu, müvekkili şirket tarafından 15 yıl süreli kira sözleşmesi gereğince malik ….Ltd.Şti.ne 26/10/2007 tarihinde 2.000.000 Usd ve 13/03/2008 tarihinde 1.000.000 Usd olmak üzere toplam 3.000.000 Usd kira bedeli ve 26/11/2007’de 540.000 Usd Kdv olmak üzere toplam 3.540.000 Usd kira bedeli ödendiğini, müvekkili şirketin mezkur sözleşmelerin 15 yıl süre ile devam ettirileceği düşüncesine dayalı olarak akaryakıt istasyonu için duran varlık inşaatı adı altında toplam 929.516,17 TL tank, otomasyon, altyapı tesisatı vs gibi geri alınması mümkün olmayan harcamalar yaptığını, davalılardan …Ltd.Şti.nin bayilik ve kira ilişkisi gereğince müvekkile teminat olarak verdiği 750.000 TL’lik banka teminat mektubunun müvekkili alacaklarına karşılık olmak üzere nakde tahvil edildiğini bildirerek, Kdv dahil 2.563.024,65 Usd bakiye kira bedelinin ödeme tarihlerinden itibaren işlemiş /işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkili şirkete ödenmesine, Kdv dahil 794.124,28 TL bakiye duran varlık inşaat bedelinin, harcama tarihlerinden itibaren işlemiş/işleyecek avans faiziyle birlikte, davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davalılardan …Ltd.Şti.nin bayilik ve kira ilişkisi gereğince müvekkile teminat olarak verdiği banka teminat mektubunun tazmini neticesinde tahsil edilen 750.000 TL’nin müvekkilin toplam alacağından mahsup edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler :Davalı ….A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafın iddia ve taleplerinin müvekkiliyle ilgisi bulunmayan ve müvekkilinin tarafı olmadığı sözleşmelere dayandırıldığını, dava konusunun bayilik sözleşmesine dayalı olarak verilenlerin iadesi olduğunun davacı tarafın iddia ve beyanları ile sabit olduğunu, müvekkilinin davacı ile bugüne kadar hiçbir akdi ve ticari ilişkisinin söz konusu olmadığını, müvekkilinin sadece taşınmazı satın alan yeni malik olması sebebiyle husumet yönetilmesinin kanuna, usule ve tatbikata aykırı olduğunu, davanın esasına geçilmeden önce müvekkili yönünden husumet yokluğu sebebiyle davanın reddine karar verilmesini talep ettiğini, müvekkili ….A.Ş.nin 13/07/2012 tarihinde mezkur taşınmazı satın aldığını, ne davacı tarafın bayisi, ne de taşınmazın kiraya vereni sıfatıyla taşınmaz üzerinde kurulu bulunan istasyonda faaliyet göstermediğini, müvekkili aleyhine açılan davanın esastan reddinin gerektiğini, davacı tarafın eski malik ile akdetmiş olduğu kira sözleşmesinin ve tapu kaydındaki şerhin 4054 sayılı kanunun ve 2002/2 sayılı tebliğ hükümleri uyarınca azami muafiyet süresi olan 5.yılın sonunda sözleşmenin tarafları arasında yeni bir anlaşmaya varılmaması halinde sona ereceği ve tapu kaydında bulunan şerhin de terkin edilmesi gerektiğinin uzun yıllar akaryakıt dağıtım sektöründe faaliyet göstermekte olan davacı tarafça da bilinen bir husus olduğunu, 26/09/2012 tarihinde davacı ile eski malik arasındaki bayilik sözleşmesinin sona ermesi üzerine eski malik istasyon işletilciliğinin faaliyetini sona erdirdiğini ve müvekkiline teslim ettiğini, davacının hukuka aykırı şekilde fiili bir durum yaratmak yönünde eylemlerde bulunması ve hatta müvekkilinin aleyhinde meni müdahale talebiyle dava açmış olması üzerine müvekkili tarafından davacı hakkında rekabet kurumu nezdinde şikayette bulunduğunu, rekabet kurumu tarafından yapılan ön araştırma sonucunda alınan karar sonrasında ancak 2014 yılı başında kira şerhini terkin ettiğini, davacı tarafın duran varlık inşaat bedeli adı altında iadesini talep ettiği tutarında fahiş, dayanaktan yoksun olup, kabulünün mümkün olmadığını bildirerek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … San.ve Tic.A.Ş. vekili ( eski ünvanı …Ltd.Şti.) cevap ve karşı dava dilekçesinde; müvekkilinin maliki olduğu taşınmazın 15/08/2007 tarihli kira sözleşmesi ile davacıya kiralandığını, kira sözleşmesinin 26/07/2007 tarihinde tapuya şerh edildiğini, taşınmazın 13/07/2012 tarihinde tapudaki şerhi ile beraber diğer davalı …ye devredildiğini, taşınmaz kira sözleşmesinin tapu kütüğüne şerhinin kiracıya sözleşme konusu hakkını sonradan malik olanlara karşı ileri sürme yetkisi sunduğunu, kira sözleşmesinin taraflarının değişmesine bağlı olarak kira sözleşmesinden doğan tüm hak yükümlülüklerinin bundan sonra yeni malike geçtiğini, davacı tarafın kira bedeli bakiyesinin iadesi talebinin muhatabının müvekkili şirket olmadığını, davacı tarafça yapıldığı bildirilen kalıcı teknik yatırımların müvekkili ile davalı şirket arasındaki işletme sözleşmesinin gereği olarak yapıldığını, iadesinin istenebilmesinin mümkün olmadığını, asıl davanın reddi gerektiğini, karşı davasında da 06/12/2011 tarihli kira sözleşmesi uyarınca karşı davalı … Pet.750.000 TL’lik banka teminat mektubu verildiğini, banka teminat mektubunun vadesinin son gününde herhangi bir açıklama yapılmadan nakde çevrildiğini, taşınmazın 13/07/2012 tarihinde dosyanın diğer davalısı … A.Ş.ye satıldığını, bu nedenle kira bedelinden müvekkilinin sorumluluğunun kalmadığını, karşı davalı …’in kira sözleşmesinden doğan alacaklarının karşılığı olduğu iddiası ile kira sözleşmesinin tarafı olmayan müvekkili şirketin banka teminat mektubunu nakde tahvil etmek suretiyle sebepsiz zenginleştiğini, oysaki davacı karşı davalı …’e verilen teminat mektubunun kira ilişkisi ile verilmiş süreli bir teminat mektubu olduğunu, müvekkilinin kira sözleşmesinin tarafı olmaktan çıkması ile birlikte teminat mektubu dolayısıyla herhangi bir sorumluluğunun da kalmadığını, kira sözleşmesinden kaynaklanan her türlü talebin muhatabının, taşınmazı kira şerhi ile iktisap eden diğer davalı …. olduğunu, banka teminat mektubunun nakde çevrilmesinin haksız olduğunu bildirerek, 750.000 TL’lik banka teminat mektubu bedelinin nakde çevrilmiş tarih olan 06/12/2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesini talep etmiştir.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı : İlk derece mahkemesince; ” davacı ile davalılardan … LTD ŞTİ arasında 14/04/2008 tarihinde bayilik sözleşmesi akdediliği, sözleşmenin 13 Mad. de sözleşme süresinin bir yıl olduğunu fesh edilmediği taktirde yenileme süresi de dahil olmak üzere en fazla 5 yıl süre ile uzatılabileceğinin kararlaştırıldığı, davacı ile … şirketi arasında 01/08/2008 başlangıç tarihli 15 yıl süreli kira sözleşmesinin akdedildiği, davacı … in kiracı davalı … şirketinin ise kiralayan olduğu, kira sözleşmesinin 15 yıl süre ile … lehine tapuya 26/09/2007 tarihinde şerh edildiği, kira sözleşmesinin 5. Maddesinde kiralanan üzerinde kira sözleşmesinin yürürlüğe girmesinden önce ve yürürlüğü sırasında kiracıya ait bulunan ve ilave olunacak bir cümle akaryakıt maddelerinde depolama, satış, tevzi ve ölçülmesi için kullanılan tevzi pompalarının, depo tanklarının motorlu nakil vasıtaları ve sahir malzemelerinin kira sözleşmesinin yürürlükte bulunduğu devre zarfında ve sona ermesinden sonra da kiracının mülketiyetinde kalacağının kararlaştırıldığı, davalı … şirketi tarafından taşınmazın 13/07/2012 tarihinde üzerindeki kira şerhi ile birlikte… İnşaat firmasına satıldığı, … şirketinin bu satıştan sonra 20/07/2012 tarihli ihtarnamesi ile bayilik sözleşmesinin aynı şartlar ile 26/09/2012 tarihine kadar devam etmesi yönünde irade beyanında bulunduklarını, bayilik sözleşmesinin eki olan kira sözleşmesinin ve tapu kütüğüne şerh edilmiş olan kira ilişkisinin 26/09/2012 tarihine kadar geçerli kalmasını bu tarihten sonra kira şerhininde münfesih olacağını ihtar ettiği, davacı … tarafından davalılara keşide edilen 21/09/2012 tarihli ihtarname ile sabit yatırım bedelleri ve kira bedellerinin 26/09/2012 tarihine kadar ödenmesi halinde… şirketi ile bayilik ilişkisinin … Şirketi ile de kiracılık ilişkisinin sona ereceğinin bildirildiği, davacı ile … şirketi arasında akdedilen kira sözleşmesinin 15 yıl süre ile kurulduğu, tarafların iradelerinin kira konusunu teşkil eden yerde 15 yıl süre ile akaryakıt satışı yapmak olduğu, 4054 sayılı kanunun 4 maddesinde “ Belirli bir mal veya hizmetin piyasası da doğrudan veya dolaylı olarak rekabeti engelleme bozma ya da kısıtlama amacını taşıyan veya bu yetkiyi doğuran doğurabilecek nitelikte olan teşebbüsler arası anlaşmaların” yasaklandığı, dikey anlaşmalara ilişkin grup muafiyeti başlığı altında 2002/2 sayılı tebliğin 5a maddesince rekabet yasağı içeren dikey anlaşmaların belirsiz süreli veya 5 yılı aşması halinde bu tür sözleşmelere grup muafiyetinin uygulanmayacağının belirlendiği, yine ardından resmi gazetede yayınlanan 2003/3 sayılı tebliğ ile getirilen geçici madde uyarınca tebliğin yürürlüğe girdiği 18.09.2003 tarihinden itibaren sözleşmelerin 2 yıllık süre içerisinde tebliğe uygun hale getirilmesinin zorunlu kılındığı, buna göre 18.09.2005 tarihinden itibaren kalan süresi 5 yılı şana sözleşmelerin 18.09.2010 tarihine kadar 18.09.2005 tarihinden sonra akdedilen sözleşmelerin akdedildiği sürenin ilk 5 yıllık kısmının grup muafiyetinden yararlanılacağının bildirildiği, bu kararların iptali için açılan davaların Danıştay ilgili dairelerince alınan kurum kararlarında ve alınan bu kararların sektörde faaliyette bulunan teşebbüslere duyurulması yönündeki işlemlerde hukuka aykırılık görülmediğinden reddedildiği ,Rekabet Kurulu kararlarına göre 18.09.2005 tarihinden önce yapılan ve kesintiye uğramaksızın süre gelen sözleşmelerin kural olarak 18.09.2010 tarihine kadar geçerli olduğu bu tarihten sonra yapılan dikey anlaşmaların ise yapıldığı tarihten itibaren 5 yıl süre ile 2002/2 sayılı tebliğ ile düzenlenen grup muafiyeti kapsamında olduğu yine davaya dayanak rekabet kurulunun 12.03.2009 tarihli bildiriminde ve bireysel başvurular sonucu verdiği 05.08.2009 tarih 09-34/798-201 sayılı 31.03.2010 tarih, 10-27/408-154 sayılı kararlarında bayilik sözleşmeleri ve bu sözleşmelerde yer alan rekabet etmeme yükümlülüğü süresine etki eden kira ve intifa sözleşmelerinin tamamının tek bir dikey sözleşme olarak kabul edildiği ve bu dikey anlaşmalar ile bayiye 5 yıldan uzun süreli rekabet yasağı getirilmesi halinde söz konusu dikey ilişkinin grup muafiyeti kapsamı dışına çıkacağının belirtildiği, bayilik sözleşmesinin tarafların iradeleri doğrultusunda 26/09/2012 tarihinde sona ermesi ile dava konusu taşınmaz üzerinde davacı lehine akaryakıt satışının yapılması imkanının kalmadığını, davacı tarafından taşınmaz üzerine 09/11/2007- 08/05/2008 tarihleri arasında Duran Varlık İnşaatı yapıldığı, … bedelinin 929.516,17-TL olduğu, ( KDV hariç) bu yatırımların dava konusu taşınmaz üzerinde bulunduğu, … şirketi tarafından ve taşınmazı … şirketinden satın alan 1. Davalı … A.Ş tarafından kullanıldığı, 1. Davalı … A.Ş tarafından halen akaryakıt işletmeciliği yapıldığı ve sabit yatırımların taşınmaz üzerinde kullanıldığının keşfen yapılan inceleme sonunda tespit edildiği bu sabit yatırımların taşınmaza değer kattığı, davalı … a menfaat sağladığı, kira sözleşmesinin 5. Maddesinde de sözleşmenin yürürlükte olduğu ve sona erdiği süre boyunca taşınmaz üzerindeki akaryakıt maddeleri depolama satış tevzi ve ölçülmesi için kullanılan tevzi pompaları, motorlu nakil vasıtalarının …vs. kiracının mülkiyetinde kalacağının kararlaştırıldığı, … A.Ş nin tapu kaydındaki kira şerhi ile taşınmazı satın alması dolayısıyla kira sözleşmesinin tarafı haline geldiği, kira sözleşmesinin 5. Maddesi uyarınca da halen kullanımda olan … Varlıkların bedelinden dolayı davacıya karşı sorumlu olduğu, kira sözleşmesinin 01/03/2008 başlangıç tarihli olduğu, sözleşmelerinin fesih tarihinin 26/09/2012 tarihi olduğu, kullanılmayan süreye tekabül eden sabit yatırım bedelinin 762.454,39 TL (KDV dahil ) bu bedelin davalı şirketlerden talep edilebileceği davacı tarafından çekilen 21/09/2012 tarihli ihtarnamede talep edilen kira bedeli ve sabit yatırım bedelinin tek tek gösterilmediği, davalıların davadan önce usulüne uygun şekilde temerrüde düşürülmedikleri dava tarihi itibariyle temerrüde düştükleri hüküm vermeye elverişli denetime açık bilirkişi raporları ile anlaşıldığı” davanın Kısmen kabulüne , 762.454,39-TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalılardan … San Tic A.Ş: vekili istinaf dilekçesinde ; bilirkişi raporlarına olan itirazlarının değerlendirilmediğini, tahkikatın bitip sözlü yargılamaya geçildiği hususunda kendilerine tebligat yapılmayarak savunma haklarının kısıtlandığını , bilirkişi raporunun belirsiz olması nedeni ile hükme elverişli olmadığını, esasa ilişkin olarak da müvekkili şirketin taşınmazı devretmiş olması nedeni ile artık kendilerinden duran varlık inşaat bedeli talebinin mümkün bulunmadığını beyanla kararı istinaf etmiştir.Davalı …. vekili istinaf dilekçesinde mahkemenin gerekçeli kararının tarafların dava ve cevap dilekçeleri ile bilirkişi raporunun kopyalanıp yapıştırılması suretiyle oluşturulmuş olduğunu, taraf itirazlarının da bu nedenle gerekçeli kararda hiçbir şekilde tartışılıp değerlendirilmediğini, müvekkilinin dava konusu taşınmazı satın alan kişi olarak sözleşmenin tarafı olmadığı gibi o sözleşmelerin külli veya cüzi halefi durumunda dahi olmadığını ve bu nedenle husumet itirazlarının kabul edilmesi gerektiğini, esasa ilişkin olarak da duran varlık inşaatlarının hangileri olduğu konusunda hatalı değerlendirmeler içeren raporun kabul edilmesinin de hatalı karar verilmesine neden olduğunu ,verilen kararın kaldırılarak davanın reddi yönünde hüküm kurulmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE :Dava akaryakıt bayiliği ve kira sözleşmesine dayalı olarak , fazla ödenen kira bedellerinin ve sabit yatırım giderlerinin tahsili davasıdır.Davalı … şirketi açısından da karşı dava olarak tahsil edilen banka teminat mektubu bedelinin iadesi talep edilmektedir.Ön inceleme duruşmasında kira bedeli iadesi ile karşı dava tefrik edilmiş ve ayrı bir esasa kaydedilmiştir.Şu hali ile ilk derece mahkemesindeki dava sabit yatırım/ duran varlık inşaat bedelleri nin tahsili isteminden ibarettir.Davalı … San.ve Tic.A.Ş. nin usule ilişkin olarak ileri sürdüğü HMK 184-186. maddelere aykırı davranıldığı yönündeki istinafının incelenmesinde ; kendilerinin son celse duruşmada hazır bulunduğu, esasa ilişkin beyanları sorulduğunda süre talebinin olduğu yönünde bir beyan ve taleplerinin olmadığı, davanın reddini talep ettikleri görülmüştür. Davalı yan davanın esasına ilişkin son beyanlarını sunmuş ve bunları hazırlayabilmek için bir süre taleplerinin olmayışı karşısında savunma haklarının kısıtlandığından söz edilemeyecektir. Hazır bulunmayan diğer davalının ise bu yönde bir istinaf talebi bulunmamaktadır.Davalı … Tic. A.Ş. vekilinin husumete ilişkin istinaf talebi değerlendirildiğinde ; davacı şirket tarafından 15 yıl süreli kira sözleşmesi gereğince malik u…Ltd.Şti.ne ( yeni ünvanı … ) 26/10/2007 tarihinde 2.000.000 Usd ve 13/03/2008 tarihinde 1.000.000 Usd olmak üzere toplam 3.000.000 Usd kira bedeli ve 26/11/2007’de 540.000 Usd Kdv olmak üzere toplam 3.540.000 Usd kira bedeli ödendiği ve ayrıca tank, otomasyon, altyapı tesisatı vs gibi geri alınması mümkün olmayan harcamaların ilgili taşınmaza yapıldığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Davalı şirketin bu taşınması diğer davalıya satmış olması yapılan ödeme ve sabit yatırımlar nazara alındığında davalının husumetini ortadan kaldırır bir hukuki tasarruf değildir.Keza aynı şekilde diğer davalı … Şirketi de taşınması davacı yanca yapılan sabit yatırımlar ile birlikte satın alıp kullanıyor olmakla bu yatırımlardan fiilen yararlanan taraf durumunda olmakla husumete ilişkin istinaf gerekçeleri yerinde görülmemiş ve mahkemenin müşterek/müteselsil sorumluluk esasına göre her iki davalıyı birlikte sorumlu tutması doğru bulunmuştur. 4054 sayılı kanunun 4 maddesinde “ Belirli bir mal veya hizmetin piyasası da doğrudan veya dolaylı olarak rekabeti engelleme bozma ya da kısıtlama amacını taşıyan veya bu yetkiyi doğuran doğurabilecek nitelikte olan teşebbüsler arası anlaşmaların” yasaklandığı, dikey anlaşmalara ilişkin grup muafiyeti başlığı altında 2002/2 sayılı tebliğin 5a maddesince rekabet yasağı içeren dikey anlaşmaların belirsiz süreli veya 5 yılı aşması halinde bu tür sözleşmelere grup muafiyetinin uygulanmayacağının belirlendiği, yine ardından resmi gazetede yayınlanan 2003/3 sayılı tebliğ ile getirilen geçici madde uyarınca tebliğin yürürlüğe girdiği 18.09.2003 tarihinden itibaren sözleşmelerin 2 yıllık süre içerisinde tebliğe uygun hale getirilmesinin zorunlu kılındığı, buna göre 18.09.2005 tarihinden itibaren kalan süresi 5 yılı şana sözleşmelerin 18.09.2010 tarihine kadar 18.09.2005 tarihinden sonra akdedilen sözleşmelerin akdedildiği sürenin ilk 5 yıllık kısmının grup muafiyetinden yararlanılacağının bildirildiği, bu kararların iptali için açılan davaların Danıştay ilgili dairelerince alınan kurum kararlarında ve alınan bu kararların sektörde faaliyette bulunan teşebbüslere duyurulması yönündeki işlemlerde hukuka aykırılık görülmediğinden reddedildiği ,Rekabet Kurulu kararlarına göre 18.09.2005 tarihinden önce yapılan ve kesintiye uğramaksızın süre gelen sözleşmelerin kural olarak 18.09.2010 tarihine kadar geçerli olduğu bu tarihten sonra yapılan dikey anlaşmaların ise yapıldığı tarihten itibaren 5 yıl süre ile 2002/2 sayılı tebliğ ile düzenlenen grup muafiyeti kapsamında olduğu yine davaya dayanak rekabet kurulunun 12.03.2009 tarihli bildiriminde ve bireysel başvurular sonucu verdiği 05.08.2009 tarih 09-34/798-201 sayılı 31.03.2010 tarih, 10-27/408-154 sayılı kararlarında bayilik sözleşmeleri ve bu sözleşmelerde yer alan rekabet etmeme yükümlülüğü süresine etki eden kira ve intifa sözleşmelerinin tamamının tek bir dikey sözleşme olarak kabul edildiği ve bu dikey anlaşmalar ile bayiye 5 yıldan uzun süreli rekabet yasağı getirilmesi halinde söz konusu dikey ilişkinin grup muafiyeti kapsamı dışına çıkacağının belirtildiği bilinmektedir.Davacı ile … (… ) şirketi arasında akdedilen kira sözleşmesinin 15 yıl süre ile kurulduğu, tarafların iradelerinin kira konusunu teşkil eden yerde 15 yıl süre ile akaryakıt satışı yapmak olduğu, bayilik sözleşmesinin tarafların iradeleri doğrultusunda 26/09/2012 tarihinde sona ermesi ile dava konusu taşınmaz üzerinde davacı lehine akaryakıt satışının yapılması imkanının kalmadığı görülmektedir.Davacı yanın sabit yatırımlar yaparak taşınmaza değer kattığı ve bu değerlerin halen de taşınmazın son malikince de kullanılıyor olduğu toplanan delillerden anlaşılmaktadır.Yapılan bilirkişi incelemesi sonucu alınan rapora ve tarafların itirazlarını karşılar şekilde alınan ek bilirkişi raporuna göre ;davacı tarafından taşınmaz üzerine 09/11/2007- 08/05/2008 tarihleri arasında … yapıldığı, … inşaat bedelinin 929.516,17-TL olduğu, ( KDV hariç) bu yatırımların dava konusu taşınmaz üzerinde bulunduğu, … şirketi tarafından ve taşınmazı … şirketinden satın alan diğer Davalı … A.Ş tarafından kullanıldığı, ve hatta davalı … A.Ş tarafından halen akaryakıt işletmeciliği yapıldığı ve sabit yatırımların taşınmaz üzerinde kullanıldığının keşfen yapılan inceleme sonunda tespit edildiği bu sabit yatırımların taşınmaza değer kattığı, davalı … a menfaat sağladığı, kira sözleşmesinin 5. Maddesinde de sözleşmenin yürürlükte olduğu ve sona erdiği süre boyunca taşınmaz üzerindeki akaryakıt maddeleri depolama satış tevzi ve ölçülmesi için kullanılan tevzi pompaları, motorlu nakil vasıtalarının …vs. kiracının mülkiyetinde kalacağının kararlaştırıldığı, … A.Ş nin tapu kaydındaki kira şerhi ile taşınmazı satın alması dolayısıyla kira sözleşmesinin tarafı haline geldiği, kira sözleşmesinin 5. Maddesi uyarınca da halen kullanımda olan … bedelinden dolayı davacıya karşı sorumlu olduğu, kira sözleşmesinin 01/03/2008 başlangıç tarihli olduğu, sözleşmelerinin fesih tarihinin 26/09/2012 tarihi olduğu, anlaşılmıştır.Yine raporda doğru olarak hesaplandığı üzere kullanılmayan süreye tekabül eden sabit yatırım bedelinin 762.454,39 TL (KDV dahil ) bu bedelin davalı şirketlerden talep edilebileceği yönündeki bilirkişi ve mahkeme görüşü yerinde olmakla davalı yanların esasa ilişkin istinaf başvuruları yerinde görülmediğinden istinaf taleplerinin ayrı ayrı reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1 – Davalıların istinaf başvurularının HMK 353/b-1 maddesi gereğince AYRI AYRI ESASTAN REDDİNE 2- Alınması gereken 52.083,26 TL nisbi karar ve ilam harcından peşin olarak yatırılan 31,40 TL ve 13.020,81 TL olmak üzere toplam 13.052,21 TL harcın mahsubu ile bakiye 39.031,05 TL bakiye harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye İrat Kaydına 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden davalılar üzerinde bırakılmasına 4- Duruşmasız inceleme yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yer olmadığına Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede Yargıtay’a temyiz yolu olanaklı ve oy birliğiyle karar verildi. 01/11/2019