Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/2937 E. 2019/2337 K. 01.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/2937 Esas
KARAR NO : 2019/2337 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/12/2016
NUMARASI : 2014/1250 E., 2016/837 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)|İtirazın İptali Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 01/11/2019
İstinaf incelemesi üzerine Dairemize gelen dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA A-)Açılan dava ve iddia :Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı müvekkili şirketle davalı şirketin 2012 yılının Haziran ayından itibaren cari hesap şeklinde çalışmaya başladıklarını, bu kapsamda davalı firmaya 27/06/2012 ve 28/06/2012 tarihlerinde 4 adet fatura karşılığı 238.725,00-TL ürün satışı yapıldığını, söz konusu faturalardan 27/06/2012 tarihli … nolu 87.750-TL lik faturaya konu ürünlerin talep üzerine davalının İzmir depoya 28/06/2012 tarihli … nolu 64.125-TL lik faturaya konu ürünlerin davalının Esenyurt depoya 27/06/2012 tarihli … nolu 32.400-TL lik faturaya konu ürünlerin davalının Ankara depoya 28/06/2012 tarihli … nolu 54.000-TL lik faturaya konu ürünlerin davalının Gebze depoya teslim edildiğini, buna mukabil davalının 01/10/2012 tarihli 012782 nolu 5.400,15-TL bedelli fatura farkı iade faturası keserek müvekkiline gönderdiğini, bu faturanın müvekkili şirketin kayıtlarına işlendiğini, sözkonusu faturalardan kaynaklanan müvekkili şirket alacağının 232.874,85-TL olduğunu, davalının 04.01.2013 tarihinde 80.999,85-TL tutarında havale ile ödeme yaptığını, söz konusu havale tarihi itibarıyla davalının151.875,00-TL tutarında bakiye borcunun kaldığını, yapılan görüşmeler sonucunda uzun süre borç ödenmeyince müvekkilinin 03.01.2014 tarihli 566275 nolu 72.730,41-TL bedelli vade fark, faturası keserek davalıya gönderdiğini, bu fatura ile davalı borcunun 224.605,41-TL olduğunu, söz konusu borcun ödenmemesi sebebiyle davalı aleyhine İstanbul … Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, bu süreçte (01.08.2013 tarihinde ) davalı şirketin … Tic. A.Ş. olarak unvan değişikliği yaptığını, daha sonra da …Tic A.Ş tarafından devralındığı hususlarının öğrenildiğini, bunun üzerine daha önce … A.Ş adına tanzim edilmiş olan vade farkı faturasının iptal edilerek, alacağın yasal muhatabı olan … adına 72.730,41-TL tutarıda vade farkı faturası gönderildiğini, söz konusu faturasının davalı tarafça sebepsiz şekilde kargo yoluyla iade edildiğini ,davalıya 21/01/2014 tarihinde Bakırköy ….Noterliğinden … yevmiye numaralı ihtarname keşide edilerek 224.605,41-TL tutarındaki alacağın ödenmesi veya teminatlandırılmasının ihtar edildiğini, ihtarnamenin şirket çalışanına tebliğ edildiğini, ihtarnameye rağmen borç ödenmediği gibi teminat da verilmediğini, davalının 14/03/2014 tarihli cevabi ihtarnamesi ile ihtarname tarihi itibariyle cari hesaba dayalı herhangi bir borç bakiyesi bulunmadığı belirtilerek borca itiraz edildiğini, müvekkili şirketin kayıtları ışığında davalının ihtarnamesinde belirtmiş olduğu hususlarının gerçeği yansıtmadığını belirterek, davalının İstanbul ….İcra Müdürlüğü’nün …esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine % 20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep etmiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler :Davalı vekili cevap dilekçesinde, taraflar arasında 2012 yılından bu yana iki tarafın karşılıklı ve birbirine uygun irade açıklamaları ile kurulan sözleşme kapsamında ticari ilişki bulunduğunu, müvekkilinin davacıya sözleşme kapsamında faturalar düzenlediğini ve davacıya tebliğ ettirdiğini, davacının bu faturaları haksız yere defterlerine kaydetmemesi sebebiyle müvekkilinin borçlu hale geldiğini, davacının müvekkili adına düzenlemiş olduğu 72.730,41-TL bedelli vade farkı faturasının kabulünün mümkün olmadığını, vade farkı talep edilebilmesi için özellikle süresinde ödenmeyen semen ile ilgili vade farkının alınacağına dair satım sözleşmesinde açık hüküm bulunması gerektiğini, taraflar arasında bu şekilde bir anlaşmanın olmadığını bu sebeple vade farkını kabul etmediklerini, davacının haksız ve hukuka aykırı olarak düzenlemiş olduğu faturalar ile müvekkili tarafından düzenlenen faturaların davacı kayıtlarına işlenmemesi sebebiyle müvekkilinin borçlandırılması neticesinde başlatılan icra takibine kendilerince haklı olarak itiraz edildiğini, müvekkili şirket kayıtlan üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesi ile beyan ve iddialarındaki haklılıklarının sabit olacağını, kabul anlamına gelmemekle birlikte, davacı şirketin alacaklı olduğunun kabul edilmesi halinde dahi, alacak miktarı likit olmadığından icra inkar tazminatı kabul edilemeyeceğini belirterek davanın reddine, davacı aleyhine % 20 den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı : llk derece mahkemesince; “açılan davanın İİK 67 mad.dayalı itirazın iptali davası olduğu, davacı taraf cari hesap alacağı olduğu iddiasıyla İstanbul ….İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında 224.605,41-TL asıl alacak talep etmiş mahkemece yaptırılan ticari defter ve faturalar üzerindeki inceleme sonucunda ihtilafın 3 adet fatura nedeniyle oluştuğu, bunlardan 21/01/2014 tarihli 72.730,41-TL bedelli vade farkı faturasının icra takibinin 09/01/2014 tarihinde yapılmış olması da gözetilerek takip tarihinden sonra tanzim edilmiş fatura bedelinin talep edilemeyeceği, diğer 27/09/2012 tarih ve 87.750-TL bedelli ve 28/06/2012 tarih ve 64.125-TL bedelli faturalar yönünden fatura içeriğindeki malların davalı şirket yetkililerine usulüne uygun teslim edildiği yazılı belgelerle ispet edilemediğinden fatura bedellerinin tahsilinin talep edilmesinin mümkün olmadığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Kararı davacı vekili istinaf etmiş ve dilekçesinde özetle; davalı yanın mal teslimini esasen kabul ettiği ve kendilerince düzenlenen faturaların tarafımızca kabul edilmemesi nedeni ile borç çıktığını beyan etmeleri karşısında mahkemenin mal tesliminin kanıtlanmadığını kabul etmesinin hatalı olduğu, bilirkişinin envanter ve stok kayıtlarını incelemediği için böyle bir tereddüte düştüklerini, oysa teslim edilen mal miktarının azımsanmayacak miktarda olduğunu ,ayrıca raporda ihtilafın davalı yanın faturalarının kabul edilmemesinden kaynaklandığı yönündeki görüşün de hatalı olduğunu, tam tersine davacı faturalarının davalı kayıtlarında yer almamasından kaynaklandığını ,raporun hüküm kurmaya elverişli olmadığını ve itirazlarının mahkemece değerlendirilmediğini ,kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE :Dava cari hesaba dayalı itirazın iptali istemine ilişkindir.İtirazın iptali davası takibe sıkı sıkıya bağlı bir dava olup, davacı takip konusu ettiği maddi vakıa ile bağlıdır. Eldeki davada davacının ” cari hesap alacağını” talep ettiği görülmektedir. İlk derece mahkemesinin hükme esas aldığı rapor ise ” fatura bazında ihtilaflı olduğu kanaatine varılan faturalar ve bu faturaların tarihi bazında ” değerlendirme içermektedir. Bilirkişi raporu incelendiğinde eksik tespitlerin yer aldığı görülmektedir.Öncelikle rapor incelendiğinde tarafların takip tarihi itibari ile cari hesap alacak/borç durumlarının kümülatif olarak ne olduğu hususu yer almamaktadır.Mal teslimi ile ilgili olarak teslim belgeleri araştırılmadan BA/BS formları ile teyit edilmeye çalışılmadan, yan kayıtlar olan envanter ve stok kayıtları incelenmeden rapor düzenlenmiştir.Vade farkı faturasının yorumu da eksik yapılmış olup, sözleşmede bu yönde bir düzenleme olup olmadığı, yoksa tarafların ihtilafsız dönemde vade farkı uygulaması yapıp yapmadıkları, yani vade farkının akdi ve ticari ilişkide yerleşik bir hal alıp almadığı yönünde inceleme yaptırılmadığı görülmektedir.Bu nedenle hükme esas alınan rapor hüküm kurmaya elverişle ve uyuşmazlığı çözücü mahiyette bir rapor olmadığından yukarıda açıklanan noktalara açıklık getirecek şekilde ve tarafların itiraz ve beyanlarını da karşılayacak ek rapor veya yeni bir rapor tanzimi zorunlu olmakla davacı yanın istinaf başvurusunun kabulüne karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1 – Davacı yanın istinaf başvurusunun KABULÜ ile ; ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/ 1-a-6 Madde gereğince KALDIRILMASINA Dosyanın yargılama yapılmak üzere ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE 2- Davacı yanca yatırılan peşin harcın talebi halinde iade edilmesine 3-Davacı yanca yapılan istinaf gideri olan 85,70 TL başvuru harcı gideri, 11,00 TL tebligat gideri, 20,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 116,70 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine 4-Duruşmasız inceleme yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yer olmadığına Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme neticesi; HMK 353/1-a-6 madde gereğince KESİN olmak üzere ve oybirliğiyle karar verildi. 01/11/2019