Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/2915 E. 2019/2327 K. 01.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/2915 Esas
KARAR NO : 2019/2327
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/11/2016
NUMARASI : 2015/574 E. – 2016/835 K.
DAVANIN KONUSU: Cezai Şart (Bayilik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 01/11/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında 17.11.2009 tarihli sözleşme, 02.12.2009 tarihli Bayilik Sözleşmesi ve LPG Bayilik Sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeler ile davalının 5 yıl süre ile müvekkili şirketin bayisi olarak akaryakıt işletmesi hususunda anlaştıklarını, taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi 02.12.2014 tarihinde sona erdiğini, davalılar tarafından gönderilen Bakırköy …. Noterliği’nin 25.09.2014 tarih … yevmiye nolu ihtarname ile sözleşmelerin yenilenmeyeceğinin müvekkiline bildirildiğini, davalı şirketin Sözleşme yürürlük tarihlerinde sözleşmeler İle taahhüt ettiği tonaj alım taahhütlerine aykırı davrandığı ve taahhüt ettiği oranlarda mal alımı yapmadığını, işbu dava ile son dönem olan 03.12.2013 / 02.12.2014 tarihleri arası cezai alacaklarının tahsili amacıyla sözleşmeler ile İstanbul Mahkemeleri yetkili kılındığından dava açma zarureti doğduğunu, davalı şirketin 17.11.2009 tarihli sözleşmenin 7/a maddesi ile taahhüt ettiği oranlarda ürün alımını yapmamış olması, tonaj taahhütlerine aykırı davranması sebebiyle cezai şart alacağının doğduğunu, sözleşmenin 7/a maddesi hükmü gereğince: sözleşme başlangıcından sona erme tarihine kadar taahhüt edilen ve fiilen alınan mallar ve eksik alımlara ilişkin cezai şart meblağlarına göre son dönem olan 03.12.2013/03.12.2014 tarihleri arasında toplamda 42.089 USD cezai şart alacağı olduğunu, işbu alacağın şimdilik 5.000 USD’nin tahsiline karar verilmesinin talep edildiğini, davalı şahsın 17.11.2009 tarihli sözleşmenin 17.maddesine göre, müşterek borçlu müteselsil kefil olduğunu, tonaj ihlali nedeniyle cezai şart alacağından davalı şahsın da 1.000.000 USD’na kadar davalı şirket ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, sözleşmenin 22 maddesine göre davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarının delil vasfında olduğunu ve davalı şirket defter ve kayıtlarının incelenmesine muvafakat edilmediğini beyanla, yargılama sırasında resen tespit edilecek hususlara binaen fazlaya ilişkin tüm talep ve dava ve sair haklar saklı kalmak kaydıyla, 17.11.2009 tarihli sözleşmede belirlenen tonaj taahhütlerine aykırılık sebebi ile şimdilik 5.000.00 USD cezai şart alacağının sözleşme sona erme tarihinden itibaren döviz uygulanan en yüksek faiz ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; taraflar arasında yaklaşık 20 yılı bulan sözleşmeler yapıldığını, son yapılan bayilik sözleşmesinin 02.12.2014 tarihinde sona erdiğini sözleşmenin yenilenmeyeceğinin müvekkili tarafından davacıya ihtar edildiğini, müvekkili şirketin bayilik sözleşmesinin yenilenmeyeceğinin bildirilmesinin akabinde, daha önceki dönemlerde talep etmediği cezai şartı son dönem olan 03.12.2013/03.12.2014 tarihleri arası için talep ettiği, müvekkilinin LPG satışlarında, 03.12.2009/03.12.2010 arası 165.61 m3, 03.12.2010/03.12.2011 arası 142.31 m3, 03.12.2011/03.12.2012 arası 262.80 m3, 03.12.2012/03.12.2013 arası 263.08 m3 eksik satış yaptığının belirtildiğini, ancak davacı şirket her hangi bir talepte bulunmadığını sözleşmenin 5/h maddesinde belirtilen m3 başına fazla satış yapılması halinde işletme destek bedeli (Prim) ödeneceğinin belirtildiğini, müvekkili şirketin LPG satışlarında eksik satış yapmasına rağmen söz konusu dönemlerde işletme destek bedeli almadığını, taraflar arasında bahse konu sözleşmenin 7/a maddesi esas uygulamada akaryakıt ve LPG satış yükümlülüklerinin toplamı alınarak uygulandığını, sözleşmenin 7/a maddesini taraflar toplam satış bedeli üzerinden hesapladıklarını, sözleşmenin yenilenmemesi üzerine davacı kötü niyetli ve haksız olarak hareket ettiği ve huzurdaki davayı açtığını beyanla, söz konusu davanın alacağın hak, adalet ve nefaset kurallarına uygun olmaması nedeniyle reddini, mahkeme aksi kanaatte ise fahiş olan alacağın İndirimi yoluna gidilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI:İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; sözleşmenin 7/a maddesi gereğince eksik 1 m3 için 100.-USD cezai şart öngörülmüş olup, toplamda 41.135.-USD ve eksik 1 ton yağ için ise 500.-USD olmak üzere toplam son yıl için 41.635.-USD cezai şart alacağının meydana geldiği, her ne kadar önceki yıllarda işletme destek bedeli de ödenmiş ise de son yıla ait cezai şartın istenebileceği gerekçesi ile taleple bağlı kalınarak davanın tam kabulü ile, 5.000,00.-USD cezai şart alacağının davalılardan dava tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacı yanın fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ:Karara karşı her iki taraf vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.Davacı vekili istinaf isteminde özetle;Mahkemenin kararında;- Faiz başlangıç tarihi olarak dava tarihinin esas alınmasının hatalı olduğunu, faize sözleşmenin sona erme tarihinden itibaren hükmedilmesi gerektiğini,- Faiz türünün dövize uygulanan en yüksek faiz olması gerektiğini,- Müvekkili lehine nispi vekalet ücreti yerine maktu ücrete hükmedilmesinin hatalı olduğunu,
– Yargılama giderlerinin davacı taraf aleyhine hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın bu yönleri ile kaldırılmasını talep etmiştir.Davalı vekili istinaf isteminde özetle;Müvekkili ile davacı arasında 20 yılı aşan bayilik sözleşmesinin mevcut olduğunu, sözleşmelerin her 5 yılda bir yenilendiğini, 02.12.2014 Tarihinde sözleşmenin fesh edilecek olması nedeni ile müvekkili tarafından 25.09.2014’te ihtarname keşide edildiğini, müvekkilinin 2009 yılından itibaren alım taahhüdüne uymamış olmasına rağmen davacının mal tedarikine devam ettiğini, bu aşamada cezai şart talep edilmesinin TMK 2 maddesine aykırılık teşkil ettiğini, eksik satışa rağmen sözleşmenin 5.maddesine aykırı olarak işletme destek bedelinin de davacı şirket tarafından müvekkiline ödendiğini, bilirkişi raporunun savunmaları doğrultusunda olduğunu, sözleşmenin 7/a maddesinin uygulanamayacağını, önceki yıllarda talep edilmeyen cezai şartın son yıl için talep hakkının saklı olduğu varsayılsa bile eksik alım yapılan önceki yıllarda prim desteği alınması nedeni ile müvekkilinde haklı olarak cezai şart maddesinin uygulanmayacağı kanaati oluştuğunu, davacının iyi niyetle hareket etmediğini belirterek istinaf talebinin kabulü ile kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME:- Taraflar arasında ihtilafsız olan akaryakıt sözleşmesinde davalı … bayi, davalı … kefil, davacı taraf akaryakıt dağıtım şirketi olarak yer almaktadır.- Sözleşmenin 5(h) maddesine göre; “Şirket, Bayiye iş bu sözleşme madde 7-a maddesinde belirtilen akaryakıt ve otogaz alım taahhüt olan;-2009 Aralık-2010 Aralık dönemi için; 3.250 m3/yıla kadar,-2010 Aralık-2011 Aralık dönemi için; 3.289 m3/yıla kadar,-2011 Aralık-2012 Aralık dönemi için; 3.368 m3/yıla kadar,-2012 Aralık-2013 Aralık dönemi için; 3.449 m3 /yıla kadar,-2013 Aralık-2014 Aralık dönemi (kira sözleşmesinin sonuna kadar olan) için; 35320m3/yıla kadar olmak üzere satın alınan her meteküp başına işletme destek bedeli olarak her sözleşme yılı sonunda fatura karşılığı KDV hariç 22TL (yirmiikitürklirası) ödemeyi kabul ve taahhüt etmiştir.İş bu işletme destek bedeli ödemesi Bayi tarafından kesilecek ilgili faturanın şirket merkezine ulaşmasını müteakip 30 gün içinde bayinin şirket nezdindeki cari hesabına alacak kaydedilmek suretiyle ödenecektir.” Sözleşmenin 7/a.maddesi; “Bayi, Bayilik Sözleşmesinin l.yılında 2.550 m2 akaryakıt (Kurşunsuz benzin, motorin, kırsal moterin) 700 (yediyüz) m3 otogaz, bayilik sözleşmesinin 2.yılında bir önceki yıldaki taahhüt miktarına göre %1.2 oranında artırılması ile ortaya çıkan miktar akaryakıt ve otogaz, 3.yılından başlamak üzere her yıl bir önceki yıldaki taahhüt miktarına göre % 2.4 oranında artırılması ile ortaya çıkan miktar akaryakıt ve otogaz ile her yıl (Bir) ton madeni yağı Şirketten almayı kabul ve taahhüt etmiştir. Bayi işbu alımlarını Şirket tarafından belirlenen ticari koşullar (Standart vade ile gerçekleştirecektir. Bayi yıllık taahhüdünün altında alım yapması durumunda Şirkete yıllık taahhüdünün altında eksik kalan her bir akaryakıt ve otogaz m3 ‘i başına 100 (yüz) ABD doları, eksik kalan her bir madeni yağ tonu başına 500 (beşyüz) ABD dolarını, şirketin kar mahrumiyetini karşılamak için nakten ve defaten Şirketin ilk yazılı talebi üzerine derhal ödeyecektir. Aksi halde Şirket nezdindeki teminatlarının nakde çevrilerek irad kaydedileceğini kabul ve taahhüt eder. “- Bilirkişi kök ve ek raporunda özetle; “Mali inceleme neticesinde, huzurda görülen 2015/574 E. sayılı dosya için davacının sözleşmenin 7/a maddesi gereğince 03.12.2013 / 03.12.2014 tarihleri arasında (Sözleşmenin S.yılı için) taahhüt edilen otogaz ve madeni yağ eksik alımından dolayı 411.35 m3 otogaz, 1 ton madeni yağ eksik alım taahhüdü nedeniyle toplam 42.635 USD cezai şart bedeli hesaplandığı, davacının fazlaya ilişkin haklan saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000 USD talepte bulunduğu, talepte bağlılık gereği davacı talebinin uygun olduğu, Davacının dava tarihinden itibaren 3095 Sayılı yasanın 4/a maddesine uygun olarak Kamu bankalarınca USD mevduata verilen en yüksek faiz talep edilebileceği, Davalı tarafın sözleşmenin başladığı 2009 yılından beri LPG ve madeni yağ alımı bakımından asgari alım taahhüdüne uymadığı; buna rağmen davacı dağıtıcının bayie ürün LPG ve madeni yağ tedarik etmeye devam ettiği, bununla beraber sözleşmenin 5(h) bendindeki asgari alım taahhüdüne bağlı işletme destek bedelini ödediği, bu halde Yargıtay kararlan doğrultusunda davalı bayide sözleşmenin 7(a) bendinde yer alan asgari alım taahhüdü ve buna aykınlık halinde ödenecek olan cezai şart hükmünün uygulanmayacağı yönünde haklı bir güvenin oluştuğu, davacı tarafın sözleşmenin devam eden 4 yılık süresi boyunca asgari alım taahhüdüne uymayan davalı bayİye karşı sessiz kalması ve sözleşmenin davalı bayi tarafından feshi akabinde sözleşmenin 7(a) bendine göre cezai şart talebinde bulunmasının MK.2 md ve çelişkili davranış yasağına aykırn olduğu” yönünde görüş belirtmişlerdir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Dava, bayilik sözleşmesinde asgari ürün satış taahhüdüne aykırılık nedeni ile ceza şart talebine ilişkindir.İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Taraflar arasındaki sözleşme davalı tarafça fesh edilmiş olup dönemsel ifayı içeren sözleşme gereği taahhüt edilen ürünlerin eksik alındığı hususunun sabit olmasına rağmen yeni dönemde cezai şarttan kaynaklanan haklarını saklı tutmayan davacının, sözleşmenin sona ermesinden önceki bir yıla dair cezai şart alacağının istenmesi mümkündür. (Aynı yönde Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 2018/1185 Esas, 2019/1251Karar sayılı, 28.02.2019 Tarihli ilamı, 2017/4342Esas, 2019/2452 Karar sayılı, 10.04.2019 Tarihli ilamları) Açıklanan nedenle; taahhüt edilen ürünün eksik alınması ve sözleşmenin fesh edilmiş olması nedeni ile asıl borçlu olan davalı şirket ve 1.000.000 ABD ile sınırlı müşterek müteselsil kefil olan davalı …’ın cezai şarttan sorumlu tutulmaları yerinde olup davalı vekilinin bu husustaki istinaf isteminin reddi gereklidir. Ancak kefilin kefalet miktarının hükümde belirtilmesi gereklidir.Davacı vekilinin istinaf istemi yönünden yapılan incelemede; mahkemece davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesi gerekliyken davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiş olması hatalı olup bu husustaki istinaf istemi yerindedir. Davacı vekilinin faiz yönünden istinaf istemi incelendiğinde; mahkemece “mevduata uygulanan en yüksek faiz olarak” hüküm kurulmuş ise de; 3095 sayılı Kanun’un 4/a maddesi gereğince; “Sözleşmede daha yüksek akdi veya gecikme faizi kararlaştırılmadığı hallerde, yabancı para borcunun faizinde, Devlet Bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranının uygulanacağı belirtilmiş” olmakla bu hususun açıkça yazılmamış olması nedeni ile kararın bu kısmı yönünden düzeltilmesi gereklidir. Ancak dava tarihinden önce davalı temerrüte düşürülmemiş olup alacak, belirli vadeli olmadığından dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi ise yerindedir.Davacı vekili vekalet ücreti yönünden de kararın hatalı olduğunu iddia etmiş ise de; dava değeri itibarı ile hesaplanan nisbi vekalet ücreti maktu vekalet ücretinden az olamayacağından karar bu yönü ile yerinde olup bu husustaki istinaf isteminin reddi gerekmiştir. Açıklanan nedenlerle HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince kararın kaldırılarak yeniden hüküm kurulmasına dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-Davalı vekilinin istinaf isteminin reddine,2-Davacı vekilinin istinaf isteminin kısmen kabulü ile,-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/11/2016 gün ve 2015/574 Esas, 2016/835 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Davanın KABULÜ İLE, 5.000,00.-USD cezai şart alacağının dava tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun 4/a maddesi gereğince devlet bankalarının USD ile açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı uygulanmak suretiyle işleyecek faizi ile müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak (davalı kefil …’ın 1.000.000 USD kefalet limiti ile sınırlı olmak üzere) davacıya verilmesine,-Davacının fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına,4-İlk derece mahkemesindeki yargılama giderleri ve harca ilişkin;-Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 912,75 TL harçtan peşin alınan 228,19-TL harcın mahsubu ile bakiye 684,56 TL harcın davalılardan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına-Davacı tarafından yatırılan harçlar toplamı 259,99 TL ve yargılama sırasında yapılam 3.540 TL yargılama giderleri toplamı 3.799,99 TL yargılama giderlerinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 1.800,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak, davacıya verilmesine, -Taraflarca yatırılan gider avansının artan bakiyenin, karar kesinleştiğinde ve istek halinde aidiyetine göre taraflara iadesine,5-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;-Davalı vekilinin istinaf istemi reddolunduğundan alınması gereken 912,75 TL harçtan, peşin alınan 228,18 TL harcın mahsubu ile bakiye 684,57 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, -İstinaf talebi kabul edildiğinden davacı tarafça yatırılan istinaf harçlarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,-İstinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 17,00 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 102,70 TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,-Davalı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 6-Artan gider avanslarının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 21/10/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.