Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/2903 E. 2019/2318 K. 01.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/2903 Esas
KARAR NO : 2019/2318
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/11/2016
NUMARASI : 2014/889 E. – 2016/630 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 01/11/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket ile müvekkili şirket arasında sözleşme olduğunu, davalı tarafın sözleşmeye dayalı edimlerini yerine getirmediğini, davalı şirket aleyhine İstanbul 11.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2006/85 Esas sayılı dosyası ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 253.179,54-TL maddi ve 10.000,00-TL mahrum kalınan kar kaybı zararının tazmini için dava açıldığını, açılan dava dilekçesinde sehven faiz istemine yer verilmediğini, İstanbul 11.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2006/85 Esas sayılı dosyasının karar tarihi itibariyle hesaplanan işlemiş reeskont faizi olan 79.782,89-TL tutarındaki faiz alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ve İstanbul 11.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2006/85 Esas sayılı dosyası ile ödemeye hükmedilen tazminatı yönünden kalan 15.153,00 TL’nin 20 Şubat 2006 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafla herhangi bir sözleşme imzalamadığını, davacı tarafa sadece bazı konularda yetkilendirildiğine ilişkin bir belge verildiğini, bu belge ile davacı taraf sadece 05.10.2005 ile 31.12.2005 tarihleri arasında 2,5 aylık dönemde 11 marka ve 22 farklı ürünün tanıtımının yapılması, eczanelerden ve depolardan siparişlerin alınması ve çeklerin müvekkil şirkete teslimi için yetkilendirildiğini, bu belgenin sözleşme olarak nitelendirilemeyeceğini, yine bu belgenin geçerli olabilmesi için (A) ve (B) grubu 1. Derecede imza yetkililerinin imzalaması gerektiğini, davacı tarafın bu yetki belgesi çerçevesinde hizmet sunduğuna ilişkin hiçbir belge sunamadığını, davacı tarafından 2,5 aylık dönemde yaptığı satışın 624.720,74 TL olduğunu ve bunun da 428.148,21 TL’ye tekabül eden malın iade edildiğini, daha önce alınan bilirkişi raporunda iade faturaları düşülmeden toplam satışlar üzerinden hak ediş hesaplandığını, davacı tarafın istihdam ettiği personel masrafı ve araç kiralama ücretini müvekkile mal ettiğini, İstanbul 11.ATM 28.03.2013 T. 2006/85 E.ve 2013/70 sayılı kararın hukuka aykırı olduğunu, temyiz edildiğini, halen dosyanın Yargıtay’da bulunduğunu belirterek bu dosyanın bekletici mesele yapılmasını ardından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne, -74.533,67TL faiz alacağının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazla talebin reddine,-15.153,00TL alacağın 20/02/2016 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İstanbul 11.ATM’nin 2006/85 Esas, 2013/70 Karar sayılı dosyası kesinleşmiş ise de; o dosyadaki bilirkişi raporunda yanlış hesaplama yapılmış olduğundan yeniden değerlendirme yapılması gerekliyken eksik inceleme ile karar verildiğini, mahrum kalınan alacak yönünden kabul edilen 15.153,00TL’ye reeskont faizine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, faiz başlangıcının 20/02/2006 olarak kabul edilmesinin hatalı olduğunu, faiz talebinin kabulü halinde başlangıç tarihinin dava tarihi olarak değerlendirilmesi gerektiğini, müvekkilinin davacıya müteahit defalar ödemeler yaptığını, bunların dikkate alınarak yeniden faiz hesabı yapılması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiş ve ödemelere ilişkin makbuz örneklerini dilekçesi ekinde sunmuştur.Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; mahkemenin yeniden rapor aldığını ve 19.09.2016 Tarihli rapor ile haklılığın ispatlandığını, 3095 sayılı Kanun’un 2/1 maddesi gereğince ilk dava tarihinde temerrüt oluştuğundan faiz başlangıcı olarak 20.02.2006 tarihinin esas alınmasının ve reeskont faizine hükmedilmesinin yerinde olduğunu, davalının istinaf dilekçesinde sunduğu ödemelerin iş bu dosya ile ilgisi olmayan İstanbul ….İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosya ile İstanbul ….İcra Müdürlüğü’nün 2012/23842 Esas sayılı dosyalarına ilişkin olduğunu, İstanbul 29.İcra Müdürlüğü’nün 2014/317 Esas sayılı dosyada davalı şirketin taraf olmayıp Damla Promosyon …Şti’nin alacaklı konumda olduğunu, ..İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında ise taraflar arasındaki İstanbul 20.ATM’nin 2011/167E sayılı dosyasındaki ilama dayalı takip başlatıldığını, bu nedenle bu husustaki istinaf isteminin de reddi gerektiğini belirtmiş olup ilgili takip dosyalarına ilişkin takip taleplerinin birer örneğini dilekçesi ekinde sunmuştur.
İNCELEME: İstanbul 11.ATM’nin 2006/85 Esas, 2013/70 Karar sayılı dosyası incelendiğinde; davacının … San. ve Tic. A.Ş, davalının … San. ve Tic. A.Ş olduğu, davacının dava dilekçesi ile neticeten; ” davalının sözleşmeye aykırı davranması neticesinde sözleşmenin müvekkili tarafından haklı olarak feshi ve gereği gibi ifa olunmaması sebepleriyle; araç kiralama sözleşmesi ve istihdam olunan çalışanlar yönünden oluşan 253.179.54 YTL maddi zarar ile müvekkilinin mahrum kaldığı kardan dolayı uğradığı, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, 10.000.00 YTL zarar olmak üzere toplam 263.179.54 YTL’nin davalıdan tazminini talep etmiştir.İlgili dosyada hükme esas alınan bilirkişi bilirkişi Prof.Dr…., sektör bilirkişisi … ve YMM bilirkişisi …ı’nın ek raporunda; davalının belirsiz süreli sözleşmeyi haksız olarak feshettiğinin kabulü halinde davacının davalıdan istihdam ettiği personelden müvellit 41.463,51 TL tutarındaki zararının tazmini talep edebileceği, 1aylık fesih ihbar süresinin taraflar arasındaki belirsiz süreli sözleşmenin niteliğine ve hacmine uygun olduğu kadar, bu tip belirsiz süreli ve/veya sürekli sözleşmelerin tek taraflı feshine ilişkin olarak kabul edilen hukuki prensiplere ve adalete/hakkaniyete uygun olacağı; davacının davalının belirsiz süreli sözleşmeyi örtülü olarak feshettiği tarihten (09.12.2005) sonra ilaç sektöründeki derin rekabet nedeniyle yeni bir ilaç şirketi bulması-anlaşması, işe başlaması için geçecek makul sürenin 1 ay olacağının düşünüldüğü, davalının sözleşmeyi haksız olarak feshettiğinin takdiri halinde davacının satış üzerinden %6 hesabıyla (25.153 x 1 Ay) 25.153 TL tutarında 1 aylık kar kaybı talebinde bulunabileceği yönünde görüş belirtilmiştir.
İstanbul 11.ATM’nin 2006/85 Esas, 2013/70 Karar sayılı dosyasına neticeten mahkemece; “Taraflar arasındaki belirsiz süreli sözleşmenin feshinde davacının haklı olduğu, B.K.’nun 106. maddesi gereğince bir aylık fesih ihbar süresinin sözleşmenin niteliği ve hacmine uygun olduğu, ilaç sektöründeki kar kaybı hesabının satış üzerinden % 6 ortalama ile yapıldığı, buna göre davacının biraylık süredeki kar kaybının 25.153,00 TL olduğu, davacının sözleşme için istahdam ettiği personel yönünden 41.463 TL zararının söz konusu olduğu, bu kalem zarar tutarlarından davalının sorumlu olması nedeniyle davanın kısmen kabulü ile davacının istahdam olunan çalışanlar yönünden uğradığı 41.463 TL zarar ile fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak 10.000,00 TL mahrum kalınan kar bedelinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine” karar verilmiş olup hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiş ise ; Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2015/6586Esas, 2015/17585 Karar sayılı ilamında temyiz istemlerinin reddi ile kararın onanmasına karar verilmiştir. Kararın kesinleşmesi üzerine ilk derece mahkemesince bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup bilirkişi raporunda özetle; mahrum kalınan kar kaybına ilişkin 15.153,00Tl talep edebileceği bu miktara talep gibi 20.02.2006’dan itibaren reeskont faizi yürütülebileceğini, işlemiş faiz talebi yönünden ilk davada hükmolunan toplam alacak olan 51.463,51TL’ye dava tarihinden itibaren reeskont faizi işletildiğinde toplam 74.533,67TL talep edebileceği, talepteki farklılığın davacı tarafça avans faizine göre hesaplaması yapılmış olması yahut TCMB dönemsellik ilkesinin uygulanmamış olmasından kaynaklanmış olabileceğini, faize faiz talebinin ise yerinde olmadığını belirtmiştir.
GEREKÇE:Dava, alacak istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davacının alacak istemi; İstanbul 11.ATM’nin 2006/85 Esas, 2013/70 Karar sayılı dosyasında talep edilmemiş olan faiz ve fazlaya ilişkin saklı tutulan mahrum kalınan kar kaybına ilişkin bakiye bedelin tahsili istemine dayalıdır.
Faiz, her ne kadar, fer’i nitelikte bir alacak ise de; bunun asıl alacak davasından ayrı, başlı başına bir dava ile istenmesini engelleyen bir kanun hükmü yoktur. Bu bakımdan, önceden açılmış olan tazminat davasında faiz isteme hakkının saklı tutulduğunun bildirilmemiş olması, faizin ayrı bir dava ile istenmesine engel değildir. Mahkemece dosyanın kesinleşmesi üzerine hesap için bilirkişi raporu alınmış olup raporda taleple bağlılık ilkesi gereğince reeskont faizi üzerinden yapılan hesaplamaya göre davanın kısmen kabulüne karar verilmesi yerindedir. Ek davada, ilk dava tarihinden itibaren işlemiş faiz talep edilebileceği gibi taraflar tacir olup 3095 sayılı Kanun’un 2.maddesi gereğince reeskont faizine hükmedilmesi de yerinde olup davalı vekilinin bu husustaki istinaf istemi yerinde değildir. Keza, İstanbul 11.ATM’nin 2006/85 Esas, 2013/70 Karar sayılı dosyasındaki raporun yeterli olmadığı belirtilerek kararın kaldırılması talep edilmiş ise de; davalının iddiasına konu hususların ilgili dosyadaki temyiz dilekçesinde yer aldığı ve ilk karara karşı temyiz istemlerinin reddine karar verilmekle kararın kesinleştiği de dikkate alınarak yeterli bulunan raporunun esas alınarak hüküm kurulması yerinde bulunmuş ve davalının bu husustaki istinaf isteminin reddi gerekmiştir. Davalı vekili, istinaf dilekçesi ekinde bir kısım ödeme makbuz fotokopileri sunmuş ve buna göre faiz hesabı yapılması gerektiğini belirtmiş ise de; davalı vekili istinafa cevap dilekçesince bu iddiayı kabul etmemiş ve ödemelerin dava konusu ile ilgili olmayıp başkaca icra dosyalarına ilişkin olduğunu belirtmiştir. Dairemizce ödeme dekontları ve icra dosyaları incelendiğinde; dekontlarda (ikisi dışında) icra dosyası numaralarının yer aldığı görülmüş olup Dairemizce UYAP’tan incelenen ilgili icra dosyalarının dava konusuna ilişkin olmadığı anlaşılmıştır. Ancak; 30.05.2013 tarihli 30.000TL bedelli makbuzda “rasyonel ilaç avukatı”, 08.04.2014 Tarihli 6000TL bedelli makbuzda “toprak ilaç” açıklaması yer almakta olup icra dosya bilgileri yer almamaktadır. Mahkemece esas alınan bilirkişi raporunda işlemiş faiz hesaplaması; 20.06.2006’dan 30.05.2013 tarihine değin yapılmış olup davalı tarafın ödemeye ilişkin sunduğu ve icra dosya bilgileri yer almayan 30.000TL.’lik ödeme 30.05.2013 saat:14.09’de yapılmış, 6000TL’lik ödeme ise 08.04.2014 Tarihinde yapılmış olup tarihleri itibarı dava tarihinden sonra yapılmış olmakla işlemiş faiz hesaplamasına etkili değildir. Dava tarihi olan 30.05.2013, saat:10.48’den sonra yapıldığı iddia edilen ödemelerin, bu dosyaya ilişkin olduğu hususunda davacının kabulünün bulunmadığı, taraflar arasında süre gelen takip dosyaları olduğu dikkate alındığında, iş bu savunmanın hükmün icrası sırasında dikkate alınabileceği dikkate alınarak davalı vekilinin istinaf isteminin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 6.127,86 TL harçtan, peşin alınan 1.563,36 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.564,50 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yargılama giderleri olarak;a)Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 22,00 TL (posta-teb-müz) masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, b)Davalı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve istek halinde aidiyetine göre taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 01/11/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.