Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/2895 E. 2018/2066 K. 05.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/2895 Esas
KARAR NO : 2018/2066
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/02/2017
NUMARASI : 2015/221 E. – 2017/29 K.
DAVANIN KONUSU : Fikir Ve Sanat Eseri (Maddi Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ : 05/10/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :
Davacı vekili, “müvekkili ile davalı arasında … için Beton Yol Proses Filmi Yapım Sözleşmesi başlıklı bir sözleşme imzalandığını, müvekkilinin tüm sözleşme gereklerini yerine getirdiğini, sözleşmenin 5.9 maddesinde hazırlanan filmin medyada , TV’de gösterilmesi, DVD olarak çoğaltılıp satılması halinde ya da başka yapımlarda kullanılması halinde seslendirme sanatçısı, müzik hakları sahipleri, yönetmen ve senaryo yazarı için ek hakları doğacağının yazılı olduğunu, zikredilen bu hakların müvekkili şirkete ait olduğundan bir şüphe bulunmadığını, esere ait mali hakların davalıya devredilmediğini, buna rağmen davalının reklamdaki görüntü ve video kayıtlarını sosyal medyada ve ulusal medyada izinsiz olarak kullandığını, Youtube’da izinsiz olarak yayınlandığını, bu kullanımların sözleşmeye ve 5846 sayılı FSEK’e aykırı olduğunu” iddia ile belirsiz alacak davası olarak şimdilik 10.000 TL maddi tazminatın ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsilini ve yayınların tedbiren durdurulmasını istemiştir.
Davalı vekili cevaben, “her ne kadar sözleşme davacı ile davalı arasında imzalanmış ise de, belgeseli hazırlayan firmanın … isimli firma olduğunu, bu nedenle öncelikle husumet yönünden davanın reddi gerektiğini, dava konusu yapımın bir belgesel olduğunu ve klasik bir reklam filmi gibi değil, yollar ile ilgili kurum ve kuruluşların hedeflendiğini, Youtube’da yayından dolayı bir kazanç elde edilmediğini, 6 bölüm halinde yayınlanan belgeselin toplam 593 kez görüntülendiğini, izleyenlerin önemli bir kısmının da …’nın kendi çalışanları olduğunu kamuoyuna yönelik değil, profesyonellere yönelik hazırlandığını, sözleşmenin 5.9 maddesinin müvekkilinin iradesine uygun olmadığını, bu kadar paranın, belgeseli kasaya kilitleyip orada tutmak için harcanmadığını, eğer belgeseli yayınlayamayacak idiyse bu kadar para ödenmesinin de bir anlamı olmadığını, müvekkilinin gerçek iradesinin, belgeseli yayınlamak olduğunu, sözleşmenin bu maddesinin standart bir madde olup, müvekkili tarafından hata ile imzalandığını, bu maddenin BK hükümlerine göre geçersiz olduğunu, ayrıca bu maddedeki hakların neler olduğunu da belirtilmediğini, FSEK 52.madde’ye aykırı sözleşmenin geçersiz olduğunu, davadan önce müvekkilinin uyarılmadığını” iddia ile esasa dair savunmada bulunmuştur.
Mahkeme 28.02.2017 tarihinde, “sözleşmenin başlangıç kısmında, davacının, “yapımcı-yönetmen” olarak, davalının ise “reklam veren” olarak nitelendirildiği anlaşılmış ise de, FSEK 1/B-b maddesi gereğince, eser sahibinin eseri meydana getiren kişi olduğunu, FSEK 8/1 maddesi nezdinde de “bir eserin sahibi , onu meydana getirendir.” ibaresinin bulunduğu, FSEK 13 vd.maddeleri gereği eser üzerindeki mali ve manevi hakların eser sahibine ait olduğu, eser sahibinin tüzel kişi olamayacağı, ancak FSEK 18.maddesi gereğince, tüzel kişinin adam çalıştıran sıfatıyla ya da mali hakları devralan sıfatıyla mail hakları kullanabileceği, davacı şirketin, belgesel niteliğindeki sinema eserinin sahibi olmadığı, sözleşmenin 5.9.maddesinde yazılı kişilerden bu hakların FSEK 52.maddesine uygun biçimde devralındığına dair mali hak devir sözleşmesi sunulmadığı, adam çalıştıran sıfatı ile de bu hakların talep edildiğinin iddia ve ispat edilemediği” gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir.
Davacı vekili bu karara karşı istinafında, “tarafların öne sürmediği bir hususun mahkemece re’sen değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, eğer mahkemenin taraf sıfatı konusunda tereddütü var idiyse, HMK’nın 31.maddesine göre taraflardan sorulup aydınlatılması gerektiğini, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu” iddia ile kararın kaldırılmasını istemiştir.
Fiziki dosyada davalının istinafa cevabına rastlanmamıştır.
Her ne kadar mahkemece yukarıda yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş ise de, davacının eser sahibi olarak kabul edilmemesi durumunda dahi, sözleşmenin 3.maddesinde yazılı faaliyetlerin FSEK 80.maddesi anlamında film yapımcılığı olarak kabul edilebileceği, nitekim bilirkişi raporunda da davacı …Film şirketinin, “sinema eserinin yapımcısı” olarak nitelendirildiği, böylece davacının, dava konusu belgesel’in yapımını gerçekleştirmesi nedeniyle FSEK 80/2.maddesi anlamında bağlantılı hak sahibi olarak kabul edilmesi durumunda sıfat yokluğu gerekçesiyle davanın reddi kararının isabetli olmadığı, uyuşmazlığa uygulanacak yasa hükmünün hakim tarafından belirlenmesi gerektiği gözetilerek, uyuşmazlığın esasına girilmek suretiyle delillerin toplanarak tartışılması, tarafların iddia ve savunmalarına göre bir karar verilmesi gerektiğinden kararın kaldırılmasına ve yargılamaya devam olunmak üzere dosyanın, ilk derece mahkemesine geri çevrilmesine dair aşağıdaki kararın verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:
1-İstinaf isteminin kabulü ile, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince İstanbul Anadolu 1.FSHHM’nin 28.02.2017 tarih, 2015/221 E., 2017/29 K.sayılı istinaf konusu kararının KALDIRILMASINA,
2-Yargılamaya devam olunmak ve işin esasına girilmek suretiyle oluşacak sonuca göre bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE,
3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davacı tarafa iadesine,
4-İstinaf yargılaması sırasında davacı tarafından yapılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı 70,00 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 155,70 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Artan gider avanslarının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 05/10/2018 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.