Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/2875 E. 2018/2127 K. 12.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/2875 Esas
KARAR NO : 2018/2127
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/01/2017
NUMARASI : 2015/591 2017/63
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 12/10/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkilinin davalıdan mal alıp satmakta olduğunu, davalının taahhütlerini yerine getirmemesinden dolayı taraflar arasındaki sözleşmenin 12.maddesine dayalı olarak müvekkilinin 28/05/2015 tarihli ihtarname ile sözleşmeyi feshettiğini ve 15/06/2015 tarihli 35.000,00 TL bedelli, keşidecisi müvekkili olan önceden mal almak için verilen çekin iadesini istediklerini, ancak davalının çeki müvekkiline iade etmediğini, ayrıca cari hesap tablosunda müvekkilinin davalıdan 47.466,47 TL alacaklı olduğunu belirterek, müvekkilinin bahse konu çek nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafından çekilen ihtara 22/06/2015 tarihli ihtarname ile söz konusu çekle ilgili işlem yapılmadığını, davacının bizzat ya da yetkilendireceği bir kişinin başvurması halinde çekin teslim edileceğinin bildirildiğini, söz konusu çeki mahkemeye sunmaya hazır olduklarını, davacının dava açmakta haksız olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere göre; 28/05/2015 tarihli ihtarname ile davacının sözleşmeyi feshettiği, davalının ise 22/06/2015 tarihli ihtarname ile çekle ilgili olarak başvurulması halinde çekin teslim edileceğinin bildirildiği, davalı tarafından 16/05/2016 tarihli çekin mahkeme kasasına sunulduğu, davacının da 20/12/2016 tarihli celsede çeki teslim almaya hazır olduklarını beyan ettiği, çekin davalı tarafından mahkemeye teslimi ile davanın konusuz kaldığı, davacının çekin iadesini isterken karşı tarafı temerrüde düşürecek bir süre verilmediği, davalının çeki teslim edebileceklerine dair cevabi ihtara da davacı tarafça cevap verilmediği, buna göre dava açılmasına davalının sebebiyet vermediği gerekçeleriyle karar verilmesine yer olmadığına, çekin talebi halinde davacıya teslimine, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ve davalı lehine vekalet ücretine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir.
Davacı vekili istinaf sebebi olarak; davanın menfi tespit davası olduğu ve talepleri üzerine ödeme yasağı kararının bankaya yazıldığını, dava konusu çekle ilgili olarak borçlu olmadıkları yönünde bir hüküm kurulmadığını, kararın bu nedenle hatalı olduğunu, davalının cevap dilekçesindeki çekin kendilerinde bulunduğu ve müvekkilinin davalıya borcu bulunmadığı yolundaki açık ikrarının görülmezden gelindiğini, davalının çeki mahkeme kasasına sunmasının müvekkilinin haklı olduğunu gösterdiğini, davalının çeki teslim etmesi nedeniyle müvekkilinin borçlu olmadığını kanıtladığını, davanın kabul edilmesi gerektiğini, çek aslının 16/05/2016 tarihinde yani 1 yıl sonra mahkemeye sunulduğunu, bu durumda dava açılmasına davalının sebebiyet verdiğini, çek üzerindeki tarihin kesin vade olduğunu, davalı lehine vekalet ücretine hükmedilemeyeceğini bildirmiştir.
İşbu davanın dava dilekçesi ile ilgili olarak düzenlenen harçlandırma formunun 12/06/2015 tarihli, tevzi formunun Bakırköy 5.Asliye Ticaret Mahkemesi yönünden 12/06/2015, yine tevzi formunun Bakırköy 2.Asliye Ticaret Mahkemesi yönünden 11/06/2015 tarihli olduğu görülmüştür.
Davacının 28/05/2015 tarihli ihtarnamesi ile; sözleşmenin feshedildiğini ve çekin iadesini talep ettiği, ihtarnamesinin 11/06/2015 tarihinde davalı tarafa tebliğ edildiği görülmüştür.
Davalının 22/06/2015 tarihli ihtarnamesi ile; çekle ilgili olarak davacıdan muhasebe servisi ile temasa geçmesi ve hesap mutabakatına varılması halinde ödemelerin yapılacağı ve çekin bizzat ya da yetkili temsilcinin gelmesi halinde iade edileceğinin bildirildiği, bu ihtarnamenin davacıya 25/06/2015 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür.
Dava konusu çek dosya arasında olmamakla birlikte 15/06/2015 tarihli ve 35.000,00 TL bedelli olduğu dosya içeriğinden anlaşılmakta olup ve yine gerekçeli karar içeriğinden çekin 16/05/2016 tarihinde yani dava açıldıktan sonra mahkeme kasasına ibraz edildiğinin belirtildiği, dosyanın fiziki incelenmesinde; çekin iadesi ile ilgili bir belgeye rastlanmadığı, ancak 26/04/2016 günü icra edilen ön inceleme duruşmasında; davacı vekilinin çekin mahkeme kasasına iade edildiğini belirttiği, davalı vekilinin de çekin mahkeme kasasına sunulduğunu belirttiği görülmüştür.
GEREKÇE:
Dava, çek nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davacı taraf, davalı ile olan sözleşmeyi feshetmiş ve çekin iadesi ile cari hesaplamalardan doğan alacağın iadesini çektiği ihtarname ile davalıdan istemiştir. Davacı tarafın 28/05/2015 tarihli ihtarnamesi davalıya 11/06/2015 tarihinde tebliğ edilmiştir. Eldeki dava 12/06/2015’de açılmıştır. Davacı tarafından ihtarnamede davalıya süre verilmemekle birlikte sürü verilmiş olsaydı dahi bu süre ihtarnamenin tebliğinden itibaren yani 12/06/2015 tarihinden başlayacak idi. Dolayısıyla davalının somut olayda çeki iade etme imkanı dahi bulunmadan dava açıldığından, dava açılmasına davalının sebebiyet vermediğinin kabulü konusundaki mahkeme gerekçesi yerindedir. Davaya konu çekin yargılama sırasında mahkeme kasasına teslim edildiği, buna göre davanın konusuz kaldığı anlaşıldığından, davacının menfi tespite karar verilmesi gerektiği şeklindeki istinaf sebebi yerinde değildir. Davacı vekili, vekalet ücreti yönünden de istinaf ettiğinden ve hüküm tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca çek ön inceleme duruşmasından önce iade edildiğinden, yani dava ön inceleme tutanağının imzalanmasından önce konusuz kaldığından tarifedeki ücretin yarısına hükmedilmesi gerekirken tamamına hükmedilmesi isabetsiz olup bu yönden davacı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABUL, KISMEN REDDİNE,
2-Bakırköy 5.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 31/01/2017 tarih, 2015/591 Esas, 2017/63 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Davaya konu çekin davacıya teslimi yönünden davalı tarafından mahkeme kasasına ibraz edilmiş olması nedeniyle konusuz kalan davada KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
4-… Bankası A.Ş. Çorum Şubesine ait … numaralı 15/06/2015 keşide tarihli 35.000,00-TL bedelli çekin davacıya talebi halinde teslimine,
5-Alınması gereken 35,90 TL harcın peşin yatırılan 45,60 TL harçtan mahsubu ile fazladan yatırılan 9,70 TL harcın talebi halinde davacıya iadesine,
6-AAÜT 6.maddesi uyarınca 2.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Talebi halinde istinaf peşin harcının davacıya iadesine,
9-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 35,30 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 121,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
11-Gerek ilk derece aşamasında gerekse istinaf aşamasında taraflarca yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.12/10/2018