Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/2833 E. 2018/2542 K. 26.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/2833 Esas
KARAR NO : 2018/2542
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/11/2016
NUMARASI : 2014/168 E. – 2016/99 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 26/11/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :
Davacı vekili, 31 Temmuz 2014 harç tarihli dava dilekçesinde, “müvekkilinin şirket ünvanı yazısında …com adresi üzerinden ticari pazarlama-satış faaliyeti yürüttüğünü, … markalarının pek çok ülkede tescilli olduğunu, ülkemizde de 25 ve 35.sınıflarda bu markayı tescil ettirmek istediğini, ancak … sayılı başvurularının, davalıya ait … no’lu … marka tescili nedeniyle reddedildiğini, davalının bu markayı hiç kullanmadığını” iddia ile markanın kullanmama nedeniyle iptalini talep etmiştir.
Davalı vekili cevaben, “müvekkilinin uzun yıllardan beri 18 ve 25.sınıflarda … ve … markalarıyla ticari faaliyet sürdüğünü, … markasının fasılasız ve nizasız kullanıldığını” savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkeme 10.11.2016 tarihinde davanın kısmen kabulüne, davalı adına tescilli … no’lu markanın, ayak giysileri dışındaki diğer sınıflarda ciddi olarak kullanılmadığı anlaşıldığından, ayak sınıfları dışındaki diğer sınıflarda kullanmama nedeniyle iptaline, karar vermiştir.
Davalı vekili, 03.02.2017 havale tarihli istinaf dilekçesinde, “… markasının uzun yıllardır fasılasız ve nizasız kullanıldığını, kaldı ki mülkiyet hakkının KHK ile elinden alınmasının Anayasa Mahkemesi kararlarına aykırı olduğunu” savunarak kararın düzeltilmesini ve davalarının kabulünü talep etmiştir.
Davacı vekili istinafa cevaben, “markanın ciddi biçimde kullanıldığı ispat edilemediğinden istinaf taleplerinin reddi gerektiğini, her ne kadar Anayasa Mahkemesi 556 sayılı KHK’nın 14.maddesini iptal etmiş ise de, bu hükmün SMK 9.maddesinde de aynen yer aldığını, Anayasa Mahkemesinin iptal kararının şekli bir gerekçeye dayandığını, ortaya çıkan 4 günlük yasa boşluğunun hakim tarafından doldurulabileceğini, ispat yükünün davalıda olduğunu ve davalının kullanımını ispatlayamadığını” savunarak, davalının istinaf isteminin reddini istemiş, karşı istinaf olarak da, “davalının ayak giysileri emtiası yönünden ciddi ve markasal kullanımını ispat edemediğinden ve ispat yükü de davalıda olduğundan, kararın kaldırılarak, davanın tümden kabulünü istemiştir.
Her ne kadar ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı olduğu üzere davanın kısmen kabulüne ve davalıya ait markanın kullanmama nedeniyle kararda yazılı emtia yönünden kısmen iptaline karar verilmiş ise de, davada uygulama yeri bulan 556 sayılı mülga KHK’nın 14.maddesinin Anayasa Mahkemesi’nin 14.12.2016 tarih ve 2016/148 E., 2016/189 K. kararıyla iptal edildiği, bu iptal kararının 6 Ocak 2017 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdiği, dolayısıyla bu tarih itibariyle davanın yasal dayanağının kalmadığı, kullanılmayan markalar yönünden iptal yatırımını yeniden düzenleyen 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun yürürlük tarihinin ise 10 Ocak 2017 olduğu dolayısıyla 4 günlük bu yasal boşluğun meydana geldiği, bu yasa boşluğunun Paris Sözleşmesi ve TRIPS Anlaşması hükümleriyle doldurulamayacağı, marka hakkı özünde mülkiyet hakkı olup, bu hak temel haklar arasında yer aldığından hakimin hukuk yaratma yoluyla da bu boşluğun doldurulamayacağı, temel hakların ancak yasa ile sınırlanabileceği gözetilerek, davanın reddi gerektiği, öte yandan yargılama giderleri ve avukatlık ücretlerinin de tarafların dava açıldığı tarihteki haklılık durumlarına göre takdir edilmesi gerektiği gözetilerek, ilk derece mahkemesinin istinaf konusu kararının kaldırılmasına ve yukarıda yazılı olduğu üzere gereğinin takdir ve ifası için dosyanın ilk derece mahkemesine geri çevrilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda yazılı olduğu üzere:
1-Anayasa Mahkemesi’nin 556 sayılı KHK’nın 14.maddesini iptal etmesi nedeniyle ortaya çıkan yasa boşluğu gözetilerek yeniden karar verilmek ve tarafların haklılık durumlarına göre inceleme yapılarak yargılama ve avukatlık ücretleri yönünden değerlendirme yapılmak üzere, her iki tarafın istinaf istemlerinin de 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereği kabulü ile, İstanbul 1.FSHHM’nin 10.11.2016 tarih ve 2014/168 E., 2016/99 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Yargılamaya devamla, yukarıda yazılı şekilde gereğinin takdir ve ifası için dosyanın, ilk derece mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE,
3-Her iki tarafın istinaf talepleri kabul edildiğinden, istinaf peşin harçlarının talepleri halinde taraflara iadesine,
4-İstinaf yargılaması sırasında davacı avansından 43, 00 TL , davalı avansından 11,00 TL kullanıldığı anlaşılmakla, 27,00 TL’nin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 26/11/2018 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.