Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/2831 E. 2019/2279 K. 30.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/2831 Esas
KARAR NO : 2019/2279
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/02/2017
NUMARASI : 2015/560 2017/118
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 30/10/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili, dava dışı …San ve Tic. A.Ş’den olan alacağına karşılık müvekkilinin 31/07/2013 keşide tarihli, 8.619,97 TL bedelli çeki aldığını, çek ödenmediği için adı geçen şirket aleyhine takip başlattıklarını, ancak alacağın tahsil edilemediğini, bu arada yaptıkları araştırmada söz konusu çekin ticaret sicil kayıtlarına göre şirketi temsil için iki kişi tarafından imzalanması gerektiğini ve bu çekin davalılardan biri tarafından şirket yetkilisi olmadığı halde keşide edildiğini öğrendiklerini, çekin keşide tarihi itibariyle dava dışı şirketin 06/05/2010 tarihinde verdiği temsil yetkisinin sona erdiğini, bu sebeple çekin yetkisiz kişi tarafından imzalandığını, ancak müvekkilinin çekin hangi davalı tarafından imzalandığını bilmediği için takip ve davayı tüm yetkisi sona ermiş temsilcilere yönelttiklerini, ancak davalı borçluların tamamının yetkiye ve borca itiraz ettiklerini belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, keşideci şirket ve sözleşmenin yapıldığı ve ifa edildiği yerin Şişli olup gerek icra müdürlüğünün gerekse mahkemenin yetkisine itiraz ettiklerini, çekte tek imza var ise de, ikinci temsilci imzasının sehven atılmadığını, keşideci şirketin borca icazet verdiğini, borca icazet durumunda TTK’nun 678.maddesine dayanılması ve imza sahibinin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, davacı şirketin keşideciye mal sattığını, dolayısıyla davacı ile keşideci arasında temel ilişki bulunduğunu, bu itibarla şirket yetkililerinin sorumlu tutulamayacağını, davacı ile dava dışı keşideci arasındaki ticari ilişkinin ve dava konusu çekin defterlere işlenip işlenmediğinin ve icazetin varlığının araştırılmasını istediklerini bildirerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; dava dışı keşideci şirketin tüzel kişiliğinin devam ettiği, kural olarak anonim şirketin TTK’nun 329.maddesi uyarınca borçlarından dolayı sadece sermayesi ile sorumlu tutulabilen bir şirket türü olduğu, dava dışı şirket yetkilisi …’in duruşmadaki beyanında dava konusu çekin şirket kayıtlarında bulunduğu ve henüz ödenmediğini belirttiği, bu durumda dava konusu çeki imzalayan davalı … yönünden yetkisiz temsilcilik durumunun bulunmadığı, dava konusu çek nedeniyle ödeme yükümlülüğünün dava dışı şirkete ait olduğu, davalıların davacıya karşı ödeme yükümlülüğünün bulunmadığı gerekçeleriyle davanın reddine, davacının çek nedeniyle takibe geçmesinde kötüniyetli olduğu gerekçesiyle de %20 oranında kötüniyet tazminatının davacıdan alınarak davalılara ödenmesine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf sebebi olarak; davanın dayanağının TTK’nun 678.maddesi olduğunu, keşideci şirketin ticaret sicilindeki kayıtlarından 06/05/2010 tarihinden itibaren 3 yıl için en az iki kişi tarafından temsil edileceği anlaşıldığını, oysa dava konusu çekin 31/07/2013 keşide tarihini taşıması nedeniyle hem yetkinin sona erdiğini, hem de tek kişi tarafından imzalandığını, keza çekin davalılardan … tarafından şirket yetkilisi olarak imzalandığını, buna göre davanın, davalı … yönünden ispatlandığını, kararı anlayamadığını, öte yandan takipte kötüniyetli olarak kabul edilmelerinin de doğru olmadığını, kendilerinin Anayasa’nın 36.maddesinde yer alan hak arama hürriyetini kullandıklarını, davanın açılmasına neden olan tüm davalıların yargılama giderinden sorumlu tutulmasını istediklerini bildirmiştir. Davacı tarafından davalılar aleyhine İstanbul Anadolu ….İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında 7.575,00 TL asıl alacak, 1.535,88 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 9.110,88 TL alacağın tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, takip dayanağı olarak ise çekin TTK’nun 678.maddesi gereğince yetkisiz olunduğu halde imzalanması nedeniyle sorumluluk olarak gösterildiği, davalıların yetkiye ve borca itiraz ettikleri görülmüştür. Takip ve dava konusu çekin 31/07/2013 keşide tarihli, 8.619,97 TL bedelli, keşidecisinin dava dışı … San ve Tic. A.Ş, lehtarının davacı olduğu, çekin daha sonra … A.Ş’ye ciro edildiği, sonraki cironun iptal edildiği ve 31/07/2013 tarihinde ibraz edildiği ve karşılıksız bulunduğunun şerh verildiği görülmüştür. Ticaret Sicil Müdürlüğünden dosyaya gönderilen yazı içeriğinden dava dışı …. A.Ş’nin 15/06/2010 tarihli imza sirkülerine göre; çek tanzimi için yönetim kurulundan iki imza veya yönetim kurulundan bir imza esas olmak üzere birinci dereceden bir imzayla birlikte imza olması gerektiği, yönetim kurulundakilerin …, … ve … oldukları, birinci derece imza yetkililerinin ise …, … ve … ile … olduğu görülmüştür. 28/06/2016 tarihli celsede beyanda bulunan davalı …; dava konusu çekteki keşideci unvanı altındaki imzanın kendisine ait olduğunu ve şirket yetkilisi olarak imzaladığını beyan etmiştir. 14/02/2017 tarihli duruşmada dinlenilen şirket yetkilisi …; dava konusu çeki şirket adına kabul ettiklerini, bu çekin şirket defterlerinde kayıtlı olduğunu, henüz çek bedelinin ödenmediğini davalı şirket yetkilisi olarak beyan etmiştir. Mahkeme kararının gerekçesinde bilirkişi raporuna atıf yapılmış ise de, dosyanın gerek fiziken gerekse UYAP ortamında yapılan incelemesinde alınmış herhangi bir bilirkişi raporuna rastlanılamamıştır.
GEREKÇE:Dava, İİK’nun 67.maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davasıdır. Dava konusu çekte keşideci dava dışı … San. ve Tic. A.Ş olarak gözükmektedir. Ancak adı geçen şirket çift imza ile temsil edildiği halde dava konusu çek üzerinde tek imza bulunmaktadır. Bu durumda 6102 Sayılı TTK’nun 678.maddesi uyarınca çeki imzalayan kişi bizzat sorumludur. Somut olayda çeki imzalayan kişinin davalı … olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, dava dışı şirket yetkilisi davalı … duruşmadaki beyanıyla çekin dava dışı şirketin kayıtlarında olduğu beyanına itibar edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Ayrıca davacının takibinde kötüniyetli olduğu kanıtlanamadığından davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi de doğru değildir. Bu itibarla davalı …’ın hakkındaki davanın kısmen kabulü (çek zamanaşımına uğramış olup işlemiş faiz alacağı kanıtlanamadığından) gerekirken bu davalı yönünden de davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Hal böyle olunca davacı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
2-İstanbul Anadolu 6.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/02/2017 gün, 2015/560 Esas, 2017/118 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3)Davanın … dışındaki davalılar yönünden reddine, 4)Davalı … hakkındaki davanın kısmen kabulü ile;a)Davalı …’ın İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasındaki itirazının kısmen iptali ile takibin 7.575,00 TL asıl alacak üzerinden takip tarihinde geçerli bulunan %10,50 oranını aşmamak üzere avans faizi yürütülmek suretiyle devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, b)Davalı …’tan hükmedilen tutarın %20’si oranında icra inkar tazminatının alınarak davacıya verilmesine, 5-Davacının takibinde kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından davalı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin reddine, 6-a)Alınması gereken 517,44 TL harçtan, peşin alınan 110,05 TL harcın mahsubu ile bakiye 407,39 TL harcın davalı …’tan alınarak hazineye irad kaydına, b)Davacı tarafından yatırılan 110,05 TL peşin harcın davalı …’tan alınarak davacıya verilmesine, 7-Davalılar lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, 8-Davacı lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davalı …’tan alınarak davacıya verilmesine, 9-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 27,70 TL başvuru harcı, 4,10 TL vekalet harcı ve 222,10 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 253,90 TL’den davanın kabul ve red oranına göre belirlenen 211,09 TL’sinin davalı …’tan alınarak davacıya verilmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına, 10-Davalılar tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 11-İstinaf peşin harcının talebi halinde davacıya iadesine, 12- İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 18,00 TL posta masrafı olmak üzere toplam 103,70 TL’nin davalı …’tan alınarak davacıya verilmesine, 13-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 14-Gerek ilk derecede gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.30/10/2019