Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/2830 E. 2019/2287 K. 30.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/2830 Esas
KARAR NO : 2019/2287 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/02/2017
NUMARASI : 2015/1305 E. – 2017/189 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 30/10/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : Davacı vekili; tarafların 2. el bilgisayarlı tomografi cihazları satışı ve kurulumu konusunda anlaştıklarını, ayrıca 30/04/2014 tarihli taahhütname ile davalının, cihazlardan herhangi birinin x-ray tüpünün arızalanması durumunda 3 ay boyunca 2. el x-ray tüpünü müvekkilinin kullanımına tahsis etmeyi kabul ettiğini, teslimden bir süre sonra cihazların arızalandığını, 16/01/2015 tarihli inceleme sonucu x-ray tüplerinin arızalı olduğunun anlaşıldığını, 19/01/2015 tarihinde faks yolu ile davalıdan taahhüdü gereği ilgili tüplerin yenisi ile değiştirilmesinin istendiğini ve değiştirilmemesi durumunda yeni bir tüp alınacağının ve davalıya fatura edileceğinin bildirildiğini, yapılan bildirime rağmen hiçbir şey yapılmaması üzerine 18/01/2015 tarihinde dava dışı firmadan alınan teklife göre toplam 20.649,88 TL karşılığında 3 ay için x-ray tüpü kiralandığını, 06/02/2015 tarihinde davalıya, kiralanan tüp kullanım bedelinin fatura ile yansıtıldığının bildirildiğini ve ödenmesinin talep edildiğini, ayrıca ihtarname gönderildiğini, ancak davalının borcu kabul etmediğini, davalının taahhüdüne uymayarak müvekkilini zor duruma soktuğunu, müvekkilinin davalıdan aldığı tüpleri dava dışı bir firmaya sattığını, ancak ancak tüplerin bozulması ve yenisi ile değiştirilmemesi nedeniyle fesih protokolü düzenlenerek ilişkiye son verildiğini, bu nedenle müvekkilinin aylık 12.000,00 TL kazanç kaybına uğradığını, itibarının zedelendiğini, kaldı ki aslında davalının teslim ettiği cihazların tüplerinin kiralık olması nedeniyle davalıya tüp tedarikinde süre kazandırmak amacıyla söz konusu taahhütnamenin imzalandığını, dolayısıyla davalının eksik ifasının da söz konusu olduğunu ileri sürerek 20.649,88 TL alacağın ve 10.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde:, müvekkilinin arıza durumunda tüp temin edebilmesi için öncelikle arızanın taraflar arasında objektif olarak tespit edilmesi ve bunun tutanak altına alınması gerektiğini, davacının tek taraflı arıza beyanının kabul edilemeyeceğini, zira taraflar arasında bakım-onarım sözleşmesinin de bulunmadığını, yokluklarında yapılan tespiti kabul etmediklerini, davacı tarafça sözü edilen faks yazısının ve tüp talebinin de müvekkiline ulaşmadığını, faks yazısının ne olduğu anlaşılamayan bilgisayar çıktısı olduğunu, ayrıca davacının kötüniyetli olduğunun kendi beyanları ile de ortada olduğunu, zira işin mahiyeti gereği yeni tüp teminine ilişkin proforma fatura tarihinin faks yazısından sonra olması gerektiğini, ancak müvekkilinden talepte bulunmadan daha önce düzenlendiğini, bunun yanında müvekkilinin başka bir tüpün teslimiyle ilgili bir borcunun da olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/02/2017 tarihli 2015/1305 Esas 2017/189 Karar sayılı kararıyla; ” davacı tarafça, davalının cihazlara ait tüp temin edimini yerine getiremediği iddiasına yönelik yazılı bir delil sunmadığı, teslim edilen tüplerin arızalandığına dair davalıya 17/01/2015 tarihli e-posta ve 19/01/2015 tarihli faks yazısının gönderildiğini ileri sürmekte ise de, davalı tarafça kabul edilmeyen bilgisayar çıktılarının delil olarak kabul edilemeyeceği, kaldı ki cihazın teslim edilen tüplerinin arızalı olduğuna dair bir delil tespiti veya uzman tespiti sunulmadığı, davacı arızaya ilişkin 27/01/2015 tarihli servis raporuna dayanmakta ise de söz konusu raporun asıl olarak yeni tüplerin temini ve montajına ilişkin olduğu, aynı raporda eski tüplerin arızalı olduğuna dair şikayetten söz edildiği, ancak arızanın gerçekten var olup olmadığı yönünde bir tespit içermediği, davacı ayıp ihbarına ilişkin tanık dinletmek istemiş ise de davanın niteliği gereği ve davalı tarafın muvafakat etmemesi nedeniyle talebin yerinde görülmediği (ayıp ihbarının tanıkla ispatının mümkün olmadığına dair Emsal: Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 2015/5982 E., 2015/15327 K. sayılı 23/11/2015 tarihli kararı, 2015/14650 E., 2016/5187 K. sayılı 22/03/2016 tarihli kararı), ayrıca davacının dava dışı …A.Ş. ile olan ilişkisinin ikame tüp temin edilmemesi nedeniyle bittiğine dair de delil sunmadığı, fesih protokolünde bu yönde bir ifadeye rastlanılmadığı, davacının iddiasını kanıtlayamadığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; mahkemenin hatalı ve eksik inceleme yaptığını, taraflar arasında imzalanmış sözleşme ve taahhüdü dikkate almadığını, davalının yedek tüpleri hazır bulundurması gerekirken sözleşmeyi eksik ifa ettiğini, davalı ile müvekkilinin görüşmesi neticesinde taahhüt imzaladığını, mahkemece tüplerin arızalı olduğunun bildirildiği tarihte davalının X-ray tüpünü hazır edebilecek durumda olup olmadığının araştırılması gerekirken inceleme yapılmadığını, raporun eksik ve hatalı olduğunu, itirazlarını bildirmelerine rağmen ek rapor alınmadığını, fax metni, iletildiğine dair fax raporu ve e-mail çıktılarını sunduklarını bilirkişinin arızanın bildirildiğine dair yazının ulaşıp ulaşmadığının belli olmadığına dair tespitinin yersiz olduğunu, davalının sorumsuz davrandığını beyanla mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesine karşı cevap vermemiştir.
DELİLLER;30/04/2014 tarihli davalı kaşe ve imzasını taşıyan davacıya hitaben düzenlenmiş belgede, cihazların herhangi birinin x-ray tüpünün arızalanması durumunda 3 ay boyunca 2.el x-ray tüpünün davacının kullanımına tahsis edileceği belirtilmiştir. Davacı tarafça sunulan 17/01/2015 tarihli e-postada tüplerin arızalandığı bildirilerek yeni tüp talep edilmektedir. 19/01/2015 tarihli davacı tarafından davalıya hitaben düzenlenen faks yazısında, tüplerin arızalandığı, 3 gün içinde yeni tüp temin edilmesi gerektiği, aksi halde yeni bir tüp alınarak davalıya fatura edileceği bildirilmiştir. 18/01/2015 tarihli 3 ay süreyle tüp kullanımına ilişkin proforma faturanın dava dışı … isimli firma tarafından düzenlendiği ,21/04/2015 tarihli faturanın ise yine aynı firma tarafından davacı adına düzenlendiği, 20.649,88 TL bedelli ve tüp kiralama işi açıklamalı olduğu, tüp kiralayan firma tarafından düzenlenen 27/01/2015 tarihli servis raporunda x-ray tüpünün arızalı olduğu yönünde şikayet olduğu, yeni tüplerin çalışır vaziyette teslim edildiği, klima bakımının tavsiye edildiği görülmüştür. Davacı tarafından davalıya hitaben düzenlenen 06/02/2015 tarihli yazıda, temin edilen tüplere ilişkin kullanım bedelinin davalıya yansıtıldığı belirtilmiş ve buna ilişkin 13/02/2015 tarihli fatura sunulmuştur. Davacının davalıya hitaben düzenlendiği 26/02/2015 tarihli ihtarnamede de fatura bedelinin ödenmesi talep edilmiş, davalı ise cevabi ihtarnamede faturaya istinaden borcu olmadığını bildirilmiştir. 25/02/2015 tarihli ‘fesih protokolüdür’ başlıklı belgede, davacı ile dava dışı ….A.Ş. arasında 01/06/2014 tarihli servis sözleşmesi imzalandığı,sözleşmeler 2 yıl süreyle düzenlenmiş ise de görülen lüzum üzerine karşılıklı olarak ve sulhen feshedildiği belirtilmiştir. Dosya içinde yer alan bilirkişi 26/12/2016 tarihli bilirkişi raporunda; davacı talebinin haklı görülebilmesi için arızaya ilişkin servis mühendisleri tarafından bir tutanak düzenlettirmesi ve bu tutanağı davalıya göndererek talepte bulunması gerektiği, böyle bir tutanak sunulmadığı, ayrıca 19/01/2015 tarihli yazının davalıya ulaştığına dair bir delil de sunulmadığı, dolayısıyla davalının taahhütnameden kaynaklanan yükümlülüğünü ihlal etmediği, ihlal ettiği farz edilse bile ancak tüp kira bedelinin talep edilebileceği, manevi tazminat talebinin her durumda haksız olduğu, zira 25/02/2015 tarihli fesih protokolünde davacının dava dışı firmayla olan sözleşmesinin davalının tüp göndermemesi nedeniyle bittiğine dair bir ifade yer almadığı belirtilmiştir. Davacı vekili itiraz dilekçesinde; raporu kabul etmediklerini, öncelikle davalının sözleşme kapsamında tüpleri hazır bulundurması gerekirken yükümlülüğünü yerine getirmediğini, bu nedenle taahhütnamenin imzalandığını, 27/01/2015 tarihli servis raporunda arızanın x-ray tüpünün arızalanmasından meydana geldiğinin belirtildiği, davalıya arızanın e-posta ve faks yolu ile bildirildiğini, bu konuda tanık dinletmek istediklerini belirterek tanıklarının dinlenilmesini ve akabinde yeni bilirkişiden rapor alınmasını talep etmiştir.
G E R E K Ç E :Davacı vekilinin dava dilekçesinde; davalı şirketin müvekkiline 30/04/2014 tarihli taahhütname ile davalının, cihazlardan herhangi birinin x-ray tüpünün arızalanması durumunda 3 ay boyunca 2. el x-ray tüpünü müvekkilinin kullanımına tahsis etmeyi kabul ettiğini, teslimden bir süre sonra cihazların arızalandığını, davalıya e-mail ve fax yoluyla yedek tüpün temin edilmesini bildirmelerine rağmen temin edilmediğini, üçüncü şirketten fatura karşılığı temin ettiklerini beyanla maddi zararlarının tazminini ve manevi tazminata hükmedilmesini talep ettiği , mahkemece x-ray tüpünün arızalandığının servis raporuyla yada mahkemece yapılacak bilirkişi raporuyla tespit ettirilmediğini, arıza ihbarlarının da davalıya ulaşıp ulaşmadığının belli olmadığını gerekçe göstererek davanın reddine karar verdiği görülmüştür.Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde, davalının sözleşme ile üstlendiği yedek tüp bulundurma edimini yerine getirmediğini, davalı yapılan görüşme sonrasında 30/04/2014 tarihli taahhütnamenin imzalandığını ileri sürmüşse de, dava dilekçesi ve yargılama sırasında sözleşme ile yedek tüp hazır bulundurma ediminin üstlenildiğinin ileri sürülmediği, taraflar arasındaki sözleşmeye delil olarak dayanılmadığı ve ibraz edilmediği, HMK 357/1 maddesi gereğince, istinaf aşamasında ileri sürülen iddianın incelenemeyeceği kanaatine varılmıştır.Davacı tarafça arızaya ilişkin teknik servis raporu alınmadığı gibi mahkemede de tespit yaptırılmadığı, arıza konusunda davalı ile mutabakat sağlanamadığı, … tarafından tanzim edilen servis raporunun yeni kiralanan tüplere ilişkin olduğu, arızanın incelenmediği, usulüne uygun tespit ve ihbar yapıldığının ispatlanamadığı, tanık dinletilemeyeceğine ilişkin mahkeme gerekçesinin de (emsal Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 11/12/2014 tarihli, 2014/2286 Esas-2014/17875 Karar sayılı kararı) yerinde olduğu kanaatiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 44,40 TL harcın, peşin alınan 31,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 13,00 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 30/10/2019 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.