Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/2758 E. 2019/2400 K. 08.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/2758 Esas
KARAR NO : 2019/2400
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/02/2017
NUMARASI : 2014/1489 2017/33
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 08/11/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili, taraflar arasında alüminyum biet alım satımı konusunda cari hesap şeklinde işleyen ticari ilişki bulunduğunu, davalının müvekkilinden aldığı mala karşılık 15/12/2011 tarihli 18.750,00 TL bedelli çeki verdiğini, çekin 15/12/2011 tarihinde karşılıksız çıktığını, bedelinin ödenmediğini, davalının müvekkilini oyaladığını, çek bedelini ödemediğini, bu arada ticari ilişkinin devam ettiğini, davalının çek bedeli haricinde kalan cari hesap borçlarını ödemekte olduğunu, davanın söz konusu çek açısından açıldığını, alacağın tahsili için başlattıkları icra takibinin davalının haksız itirazı sonucu durduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, dava konusu çek aslının müvekkiline ibraz edilmediği gibi teslim de edilmediğini, zaten alacaklının ilamsız icra takibi yaptığını, davacının alacak iddiasında ise çekin aslının kendisinde olması gerektiğini ve müvekkiline iade etmesi gerektiğini, çekin süresinde ibraz edilmemesi sebebiyle davacının müracaat hakkının düştüğünü ve davaya konu taleplerinin zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin çek aslının ibrazı halinde ödeyeceğini beyan ettiğini, çek aslının bugüne kadar ibraz edilmediğini, ayrıca haricen yaptıkları araştırmada da davacının çeki kendisiyle ticari ilişkide bulunan keşideciye iade ettiği, keşidecinin de çek aslını bankaya iade ettiklerini öğrendiklerini bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporlarına göre; dava konusu çekin her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, çekin davacı tarafından davalıya teslim edildiğine dair bir verinin dosyada mevcut olmadığı, banka cevabından çekin keşideci tarafından bankaya iade edilmiş olduğu, davacının takip tarihi itibariyle kendi defterlerinde dava konusu çek nedeniyle davalıdan 18.750,00 TL alacaklı olduğunun anlaşıldığı gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verilmiş, kararı davalı vekili istinaf etmiştir. Davalı vekili istinaf sebebi olarak; Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre karşılıksız kaydı bulunan çeklerin keşideci tarafından iade edilmesinin çeklerin ödendiğine karine teşkil ettiğini, davacının takip ve dava konusu çeke ilişkin müracaat hakkının düştüğünü, taleplerinin de zamanaşımına uğradığını, çekin 15/12/2011’de bankaya ibraz edildiğini, bu tarihten itibaren 6 ay içinde icra takibine geçilmediğini, icra takibinin 23/06/2014’de başlatıldığını, 6 aylık zamanaşımı süresinin geçtiğini, davacının, çekin keşidecisinden ve müvekkilinden ayrı ayrı çek bedelini tahsil ederek sebepsiz zenginleştiğini bildirmiştir. Davacı tarafından davalı aleyhine 23/06/2014 tarihinde Gebze İcra Müdürlüğü dosyasında ilamsız icra takibi başlatıldığı, 18.750,00 TL asıl alacağın istendiği, dayanak olarak karşılıksız çıkan çek bedelinin cari hesap alacağına ilişkin fazlaya ilişkin her türlü hak ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla ticari faiziyle talep edildiği, davalının yetkiye ve borca itiraz etmesi üzerine dosyanın İstanbul icra müdürlüğüne gönderildiği ve takibe İstanbul ….İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası üzerinden devam edildiği, davalının itirazı üzerine takibin durduğu görülmüştür. Gerek dava dosyasında, gerekse icra dosyası içeriğinde takip ve dava konusu yapılan çek örneğinin bulunmadığı görülmüştür. … tarafından mahkemeye gönderilen 14/10/2015 tarihli cevabi yazıda; çekin müşteri dava dışı …. Ltd. Şti tarafından 27/12/2011 tarihinde Gebze/Çarşı şubesine iade edildiğinin bildirildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 09/05/2016 bilirkişi raporunda; davacı defterlerinin usulüne uygun olduğu, davalı defterlerinin usulüne uygun olmadığını, davalı tarafından cari hesap borcuna karşılık verilen çekin hem davacı, hem de davalının cari hesap ekstrelerinde ve ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, çekin davacı tarafından davalıya teslim edildiğine ilişkin bir verinin dosyada mevcut olmadığı, banka yazısından çekin keşideci tarafından bankaya iade edildiği, buna göre çekin davacı tarafından keşidecisine teslim edildiğinin anlaşıldığı, davacının çekten dolayı icra takip tarihi itibariyle davalıdan 18.750,00 TL alacaklı olduğunun bildirildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 16/11/2016 tarihli ek bilirkişi raporunda ise; keşidecinin davalı taraf olduğu düşünülürse davalının sebepsiz zenginleşmediğini ispatlaması gerektiği, davalının keşideci olmaması halinde ise TTK’nun 644.maddesindeki sebepsiz zenginleşme davasına muhatap olamayacağı, ancak bu durumda da davacının 23/06/2014 tarihi itibariyle davalıdan 18.750,00 TL alacaklı olduğu yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Davalı tarafından 06/01/2017 tarihli dilekçe ile ek bilirkişi raporuna itiraz edildiği ve müvekkilinin keşideci olmadığının, ciranta olduğunun beyan edildiği, dosyada yeni bir bilirkişiden rapor alınmasını talep ettiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 67.maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davasıdır. Davacı taraf takibinde cari hesap alacağına ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla çeke dayandığını belirtmiştir. Ancak dayanılan çekin örneği dava dosyasında mevcut değildir. Zaten yargılama sırasında bankadan verilen cevabi yazıda, çekin keşidecisi tarafından banka şubesine iade edildiği bildirilmiştir.Davacı çeke dayanmış olup çek elinde değildir. Çekin bankada olduğu anlaşılmaktadır. Bir başka ifadeyle çek keşideciye dönmüş, keşideci de çeki bankasına iade etmiştir. Dolayısıyla davacı tarafın bu çeke dayalı olarak alacak talebinde bulunması usule aykırıdır. Bu davada, davacı taraf cari hesap alacağına dayanmadığından bu yönde dairemizce inceleme ve değerlendirme yapılmasına gerek görülmemiştir. Öte yandan çek örneği olmamakla birlikte dava konusu çekte davalının ciranta olduğu anlaşılmaktadır. Davalı yanca çekin 15/12/2011’de bankaya ibraz edildiği ileri sürülmüş olup bu hususun aksi davacı tarafça ileri sürülmediğinden ve kanıtlanmadığından çekin gerek keşide, gerekse ibraz tarihinde yürürlükte bulunan 6762 Sayılı TTK’nun 726.maddesi uyarınca hamilin cirantalara karşı müracaat hakkı, ibraz müddetinin bitiminden itibaren 6 ay geçmekle zamanaşımına uğrar. Davaya konu takibin de 23/06/2014’de yapıldığı gözetildiğinde, davacının davalıya karşı çeke dayalı talep hakkının da düştüğünün kabulü gerekir. Açıklanan bu nedenlerle yerinde olmayan davanın reddi gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde kabul kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Hal böyle olunca davalı vekilinin istinaf talebinin kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, 2-İstanbul 13.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/02/2017 gün, 2014/1489 Esas, 2017/33 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Davanın REDDİNE, 4-Şartları bulunmadığından davalı vekilinin tazminat isteminin reddine, 5-Alınması gereken 44,40 TL harcın, 320,25 TL harçtan mahsubu ile artan 275,85 TL harcın talebi halinde davacıya iadesine, 6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 500,00 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 8-Davalı lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 9-İstinaf peşin harcının talebi halinde davalıya iadesine, 10- İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 17,00 TL posta masrafı olmak üzere toplam 102,70 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 11-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 12-Gerek ilk derecede gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.08/11/2019