Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/2745 E. 2019/2250 K. 25.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/2745 Esas
KARAR NO : 2019/2250
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/02/2017
NUMARASI : 2015/371 2017/100
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 25/10/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkilinin davalıya 7 adet fatura ile mal satıp teslim ettiğini, ancak davalının faturalardan kaynaklanan borcunu ödemediğini, alacağın tahsili için başlattıkları icra takibinin davalının haksız itirazı sonucu durduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin değişik zamanlarda davacıdan 14.104 USD’lik toplam 397 çift ayakkabı satın aldığını, bunlara karşılık elden değişik tarihlerde toplam 11.000 USD ödeme yaptığını, davacıdan alınan ayakkabılardan Irak’a ihraç edilenlerden 80 çiftinin defolu olması nedeniyle iade edildiğini, Mısır’a ihraç edilen ayakkabılarda da Maden In Turkey yazısının olmadığını, bu nedenle davacıya mal iadesi yaptıklarını, iade edilen malların tutarının 3.794 USD olduğunu, bu durumda da müvekkilinin davacıya fazla ödeme yaptığının ortaya çıktığını, davacının hayali fatura düzenlediğini, müvekkilinin İran vatandaşı olup mevzuatı bilmediğini bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; iade edilen ayakkabılar ve elden yapılan ödemelerle ilgili hususlarla ilgili davalı tarafın yemin deliline dayandığı, davalı vekilince hazırlanan yemin metninin davacıya tebliğe çıkarıldığı, davacı şirket yetkilisinin tebligata rağmen duruşmada hazır bulunmadığı, aynı duruşmada davacı vekilinin herhangi bir açıklama yapmadığı, davacı vekilince bir gün sonraki tarihli dilekçeyle mazeret bildirilerek davacı şirket yetkilisinin duruşma tarihi ile aynı tarihi taşıyan iş göremezlik raporunun sunulduğu, HMK’nun 229/1 maddesi gereğince yemin için davet edilen kimse tayin edilen gün ve saatte mahkemede geçerli bir özrü olmaksızın hazır bulunmaz yahut bulunup da yemini eda etmezse yemin konusu vakıaları ikrar etmiş sayılacağı, davacı yetkilisinin mazeretsiz olarak hazır bulunmayarak HMK’nun 229/1 maddesi hükmüne aykırı davrandığı, yasal düzenleme karşısında duruşma gününden bir gün sonra ibraz edilen raporun geçersiz olduğunun kabul edildiği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf sebebi olarak; iddialarının ticari defter ve kayıtlarla ispat edildiğini, davalının yemin teklifinin davayı uzatmaya yönelik olduğunu, yemin metninin usulüne uygun olarak hazırlanmadığını, davacı tarafın yemin metni olarak sunduğu beyanların aynen gönderildiği, mahkemenin hazırlamadığını, yemin metninin usul ve yasaya aykırı olduğunu, yemin metninin usulüne uygun tebliğ edilmediğini, müvekkilinin yetkilisinin mazeretinin en uygun zamanda sunulduğunu ve yetkili şahsın bir sonraki celse yemin için hazır olduğunu, bir sonraki gün sunulan yemin gününe ilişkin iş göremezlik raporunun kabul edilmemesinin hakkaniyete aykırı olduğunu bildirmiştir.Davacı tarafından davalı aleyhine İstanbul ..İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında 11/03/2015 tarihinde 7 adet faturaya dayalı olarak 18.389,16 TL asıl alacağın tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalının borcunun bulunmadığından bahisle itirazda bulunduğu ve takibin durduğu görülmüştür. Takip dayanağı faturaların Merdane Ayakkabı konulu olarak düzenlendiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 19/02/2016 tarihli bilirkişi raporunda; davacının açılış ve kapanış tasdiki bulunan defterlerine göre davalıdan 15.667,56 TL alacaklı olduğu, davalının işletme defterlerinde takip ve dava konusu 7 adet faturanın gider sayfalarında kayıtlı olduğu, takibe konu 28/11/2014 tarihli 2.721,60 TL bedelli faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olmadığı yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Mahkemece yemin teklif hakkının hatırlatılması üzerine davalı vekilince yemin metninin hazırlanıp sunulduğu, davalı şirkete çıkarılan yemin davetiyesinin 16/05/2016 tarihinde tebliğ edildiği, duruşma günü olarak tayin edilen 10/10/2016 tarihli duruşmaya davacı şirket yetkilisinin iştirak etmediği, davacı vekilinin de yeminle ilgili olarak herhangi bir beyanda bulunmadığı, davacı vekilinin 11/10/2016 tarihinde müvekkili şirket yetkilisinin 10/10/2016 tarihinde hastaneye gittiği ve iş göremezlik raporu aldığı, raporun duruşmadan sonra ellerine geçtiği için mahkemeye şimdi sundukları yolunda beyanda bulunduğu, dilekçe ekinde İstanbul Sağlık Bilimleri Üniversitesi Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nce “10/10/2016’dan 10/10/2016 tarihine kadar istirahatlidir.” şeklinde rapor düzenlendiği, raporun 10/10/2016 günü saat 14:13’de düzenlendiği görülmüştür.
18/04/2016 günlü duruşma zaptından 10/10/2016 günlü duruşmanın saat 11:00’a bırakıldığı ve 10/10/2016 tarihli duruşmanın ise 10/10/2016 günü saat 11:02’de icra edildiği görülmüştür.
GEREKÇE:
Dava, İİK’nun 67.maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davasıdır. Davalı tarafça yemin deliline dayanılmış olup davacı şirket yetkilisi yemin için çağrıldığı duruşmaya katılmamış, davacı vekilince bir gün sonra müvekkili şirket yetkilisinin mazeretli olduğuna dair rapor sunulduğu görülmüştür. HMK’nun 229/1 maddesi uyarınca yemin için davet edilen kimse tayin edilen gün ve saatte mahkemede geçerli bir özrü olmaksızın bizzat hazır bulunmaz, yahut hazır bulunup da yemini iade etmez ya da yemini eda etmekten kaçınırsa yemin konusu vakıaları ikrar etmiş sayılır. Davacı yetkilisi yemin için tayin edilen duruşmaya iştirak etmemiştir. Her ne kadar sonradan davacı yetkilisinin sağlık sorunu olduğuna ilişkin duruşma günü ile aynı tarihi taşıyan rapor sunulmuş ise de, yemin için tayin edilen duruşma gününün 10/10/2016 günü olduğu ve duruşma zaptında duruşmanın 11:02’de icra edildiği görülmüş olup sunulan raporda ise raporun 10/10/2016 günü saat 14:13’de düzenlendiğinin belirtildiği görülmüştür. Bir başka ifadeyle rapor duruşma saatinden sonraki bir zaman dilimi içerisinde düzenlenmiştir. Öte yandan davacı vekilince müvekkili şirket yetkilisinin duruşma saatini de kapsar şekilde hastanede olduğu veya hastanede tedavi gördüğüne ilişkin bir husus da ileri sürülmediği gibi bu konuda bir bilgi ve belge de sunulmadığından davacı vekilinin bu husustaki istinaf talepleri yerinde değildir. Ayrıca yemin metninde usule aykırı bir husus görülmediğinden bu yöne ilişkin istinaf talebi de yerinde değildir. Öte yandan davacı defterlerinde alacak kaydı bulunmakta ve davalı taraf da bu alacağı kabul etmekle birlikte borcunu ödediğini ve bir kısım malları da iade ettiğini savunmuş olup somut olayda ispat külfeti ödeme ve iade konusunda davalı yanda olduğundan, davalı yan bu konuda yemin deliline dayanmış, ancak davacı yetkilisince duruşmaya iştirak edilmediğinden bu husustaki istinaf talebi de yerinde değildir.
Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davacı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 44,40 TL harçtan peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 13,00 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.25/10/2019