Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/2743 E. 2019/2302 K. 30.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R
DOSYA NO: 2017/2743 Esas
KARAR NO : 2019/2302 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/02/2017
NUMARASI : 2015/832 E. – 2017/112 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 30/10/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul … İcra müdürlüğünün … E. sayılı icra takibinin ve ödeme emrinin iptali ile müvekkiline ait … plakalı aracın üzerindeki haczin kaldırılarak müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir.Davacı vekili 26.04.2016 tarihinde davasını ıslah ederek teminat mektubunun 17.01.2000 tarihinde düzenlenmiş olduğunu, davacının ise genel kredi sözleşmesini 19.01.2000 tarihinde imzaladığını, davacının kefaletten önceki borçtan sorumlu tutulamayacağını, kefilin işlemiş faizin 1 seneliğinden sorumlu tutulabileceğini, bir gerçek kişi tarafından verilen her türlü kefaletin on yılın geçmesiyle ortadan kalkacağını, kefalet süresinin 19.01.2010 tarihinde sona erdiğini, icra takibinin ise 30.05.2013 tarihinde başlatılmış olduğunu bu sebeplerle de davalı varlık yönetim şirketine borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini, icra takibinin davacı yönünden durdurulmasını ve eski hale iadesini, uğradığı zararların davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın usule uygun açılmadığı, dava dilekçesinin konu ve netice-i talep kısmında sadece icra takibinin ve ödeme emrinin iptali ile davacı tarafa ait … plakalı aracın üzerindeki haczin kaldırılmasını talep ettiği, bu taleplerin şikayet konusu olduğu, dava dilekçesinin içeriğinde ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği, itirazlara rağmen takip işlemlerinin devam ettiğinin ileri sürülmesinin şikayet konusu edilerek icra hukuk mahkemelerinde ileri sürülmesi gerektiği, Davacı tarafın usule uygun açılmayan davayı ıslah edemeyeceği, bu sebeple ıslah talebinin kabul edilemeyeceği, Davacı tarafın genel kredi sözleşmesini müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış olduğu, borcun tamamından sorumlu bulunduğu, TBK mad.162 uyarınca birden çok borçludan her birinin alacaklıya karşı borcun tamamından sorumlu olmayı bildirmesi halinde müteselsil borçluluk doğacağı, TBK mad.163 uyarınca Alacaklının borcun tamamının veya bir kısmının ifasını, dilerse borçluların hepsinden, dilerse yalnız birinden isteyebileceği, TBK mad.586 uyarınca Kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklının borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebileceği, davacı tarafın kredi sözleşmesi ile kefile tanınan haklardan peşinen feragat ettiği, davacı tarafa kat ihtarnamesinin 09.01.2001 tarihinde tebliğ edildiği, davacı tarafın teminat mektubunun nakde çevrildiğinden ancak takip sonrası aracının bağlanması ile haberdar olduğu yönündeki iddialarının soyut olduğu, teminat mektuplarındaki sorumluluğun risk gerçekleşip teminat mektupları paraya çevrildiğinde doğduğu, kat tarihi itibarı ile alacağın muaccel hale geldiği, teminat mektubunun takibe konu GKS uyarınca verildiği, bankanın ticari ilişkiyi kolaylaştırmak için önce teminat mektubunu düzenleyip sonra GKSyi düzenlediği, ya da teminat mektubu tarihinin ihtarnameye sehven 17.01.2000, ya da GKS düzenleme tarihinin sehven 19.01.2000 olarak yazıldığı, davacının GKSden doğan borçtan sorumluluğu bulunduğu, davacının işlemiş faizin 1 seneliğinden değil, yasa ve hukuki içtihatlar gereği kendi temerrüdünün hukuki sonuçlarından sorumlu bulunduğu, bu sorumluluğun müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatı ile borcun tamamı ödeninceye kadar devam ettiği, 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 138/1 mad. Ve 4389 sayılı Bankalar Kanunu 15/9-b hükümleri gereği davacının tazminat talebinin reddi gerektiğini beyanla, haksız ve kötüniyetli davacı aleyhine %20den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/02/2017 tarihli 2015/832 Esas- 2017/112 Karar sayılı kararıyla; “5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun “Zaman Aşımı” başlıklı 141. Maddesinde fon alacaklarına ilişkin dava ve takiplerde zaman aşımı süresinin 20 yıl olduğunun düzenlendiği, aynı kanunun 143. Maddesinde 02/01/2017 tarih 684 sayılı KHK’nın 5. Maddesi ile yapılan değişiklik ile fonun en az %20 hissedar olduğu, varlık yönetim şirketleri fondan devraldıkları alacaklar ile ilgili olarak bu kanunun 132. Maddesinin 8. Fıkrası ve 138. Maddesinin 5. Fıkrasında fona tanınan hak ve yetkileri kullanır düzenlemesine yer verildiğinden 20 yıllık zaman aşımı süresinin uygulanmasının mümkün olmadığı, fon alacaklarının takip ve tahsiline ilişkin olarak getirilen bu istisnai düzenlemede anılan kanunun 143. Maddesinde belirtilen varlık yönetim şirketleri yararlanamayacağı” gerekçesiyle; davacının davasının kabulüne, İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyasında davalı tarafından başlatılan icra takibinde davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, icra takibinin davacı yönünden durdurulmasına, icranın eski hâle iadesine, davacının uğradığı bir zarar tespit edilemediğinden bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına, dava konusu alacağın varlığı veya yokluğu yargılamayı gerektirdiğinden davalı tarafın kötüniyeti tespit edilemediğinden davacı vekilinin kötüniyet tazminatı talebinin reddine, karar verilmiştir.
Dosya içerisinde bulunan İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasının örneğinin incelenmesinde; davalı … A.Ş. tarafından 25.Haziran.2013 tarihinde ilamsız takip başlatıldığı, takip borçlularının dava dışı … San ve dava dışı … ile Davacı …olduğu, takipte 5.000,00 TL. asıl alacak, 44.192,92 TL. işlemiş faiz olmak üzere 49.192,92 TL. alacağın takip tarihinden itibaren değişik oranlarda ticari temerrüt faizin 2 katı oranında ve şimdilik kaydı ile yıllık %27,5 oranında faizi ile birlikte tahsilinin istenildiği, borcun dayanağının “03.01.2001 tarihli ve 5.000,00 TL bedelli, … T.A.Ş. Şirinyer Şubesine ait genel kredi sözleşmelerine istinaden tesis edilip kullandırılan kredilerden kaynaklanan alacak olduğu, dava dışı Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) ile davalı … A.Ş. arasında düzenlenmiş bulunan 20.Şubat.2006 tarihli temlik yapıldığı görülmüştür.
G E R E K Ç E :Davacı vekilinin 26.04.2016 tarihinde davasını ıslah ederek İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasından talep edilen alacak nedeniyle borçlu bulunmadığının tespitini talep ettiği, icra dosya örneğinin incelenmesinde, takibe konan alacağın “19.01.2001 tarihli ve 5.000,00 TL bedelli … T.A.Ş. Şirinyer Şubesine ait genel kredi sözleşmelerine” istinaden tesis edilip kullandırılan kredilerden kaynaklanan alacak olduğu, dava dışı Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) ile davalı … A.Ş. arasında düzenlenmiş bulunan 20.Şubat.2006 tarihli temlik yapıldığı , … T.A.Ş. ‘nin Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF)’ye devredilen bankalardan olduğu, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 142/1. maddesi uyarınca “Fon, fon bankaları ve faaliyet izni kaldırılan bankaların iflas ve tasfiye idareleri tarafından açılacak hukuk davalarına Asliye Ticaret Mahkemesi’nde bakılır. O yerde birden fazla asliye ticaret mahkemesi bulunması halinde bu davalar 1 ve 2 nolu asliye ticaret mahkemesinde görülür.” hükmündeki görev kamu düzenine ilişkin ve emredici nitelikte olduğundan mahkemece res’en gözetilmesi gerekirken, yargılamaya İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde devam edilerek ayrıca kabule göre de; dava konusu alacağın 10 yıllık zamanaşımı süresinin 29.04.2008 tarihinde dolacağı, ancak henüz 10 yıllık zamanaşımı süresi dolmadan mülga 4389 sayılı Bankalar Kanunu’na 26.12.2003 tarihli, 25328 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 5020 sayılı Yasanın 27. maddesi ile eklenen Ek madde 3 ile getirilen değişiklik sonucu zamanaşımı süresinin 20 yıla uzatıldığı, 20 yıllık süre dolmadan icra takibinin yapıldığı gözetilmeksizin, ilk derece mahkemesince hatalı değerlendirme ile alacağın zamanaşımına uğradığı iddiasıyla davanın reddinin isabetsiz olduğu kanaatiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK 353/1-a-3 maddesi gereğince kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın İstanbul 1. ve 2. Ticaret Mahkemelerine görevsizlik kararı verilmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle:1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun esasa yönelik talepler yönünden incelenmeksizin, 6100 Sayılı HMK 353/1-a-3 maddesi gereğince KABULÜ ile İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/02/2017 tarihli 2015/832 Esas- 2017/112 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, -Dosyanın, İstanbul 1. ve 2. Ticaret Mahkemelerine görevsizlik kararı verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,2-Davalı harçtan muaf olduğu gerekçesiyle istinafa gelirken harç yatırmadığı için bu yönde karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davalı avansından kullanıldığı anlaşılan; 54,00 TL (posta-teb-müz) masrafının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 30/10/2019 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.