Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/2739 E. 2019/2342 K. 01.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/2739 Esas
KARAR NO : 2019/2342 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/12/2016
NUMARASI : 2014/875 E., 2016/981 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 01/11/2019
İstinaf incelemesi üzerine Dairemize gelen dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA A-)Açılan dava ve iddia :Davacı vekili dava dilekçesinde, tarafların, 19.01.2010 tarih ve 1 yıl süreli satın alma sözleşmesine İstinaden TTK’nın 69-101 ve sair maddeleri gereğince cari hesap ilişkisi içerisinde çalıştıklarını, satın alma sözleşmesinde, davacının hangi faturaları düzenleyeceğinin açıkça belirlendiğini, sözleşme şartlarına göre oluşan cari hesap ekstresinde davacının 31.526,44-TL alacaklı olduğunun tespit edildiğini ve İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını ve davalının icra takibine itiraz ettiğini, itirazlarında davalı şirketin 20/12/2012 tarihinde… Tic. A Ş, ile birleşmek sureti ile tüzel kişiliğinin değişmiş olduğunu, davalı şirketin herhangi bir borcunun bulunmaması sebebi ile borcun tamamı ve ferilerinin yanında, şirket adresleri nedeniyle icra müdürlüğünün yetkili olmadığını belirttiğini, sözleşmenin 20. maddesinde uyuşmazlıklarda İstanbul Mahkeme ve İcra Müdürlükleri’nin yetkili olacağının açıkça yer aldığını, itirazın iptali ile takibin devamına, borçlunun %20’den az almamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, her türlü yargılama masraf ve avukatlık ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler :Davalı vekili cevap dilekçesinde, taraflar arasında yıllardır ticari ilişkinin mevcut olduğunu, ticari ilişki gereğince, davalı tarafından davacı adına muhtelif tarihlerde faturalar gönderildiğini, mezkur faturaların süresi içerisinde ödenmemesi sebebi ile 47.442,21 TL tutarında vadesi geçmiş alacağın tahsili amacıyla davacı aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğü nün … E. sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, taraflarca yapılan görüşmeler neticesinde davacının davalı ile çalışmak istediğini ifade etmesi ve iyi niyetli yapılan görüşmeler çerçevesinde; yeniden başlayacak ticari ilişki ve davacının her ay alacağı ürünler karşılığında da taraflarca hesapların sıfırlanması karan alındığı ve davalının davacı ile yeniden çalışmaya başladığım, taraflar arasında 19.01.2010 tarihli Alım- Satım Sözleşmesi akdedildiğini, sözleşmenin akdedilmesinin temelini oluşturan hususun ise, davacının her ay belirli oranda ürün alacağını taahhüt etmesi ve bunun karşılığında da davalı tarafından davacı bakiyesinin sıfırlaması olduğunu, nitekim sözleşmenin imzalanmasının akabinde, davalı şirketi ibraname ile ibra ettiğini, tarafların 31.12.2009 tarihi itibariyle birbirlerinden herhangi bir borç ve alacağının kalmadığını açıkça kabul ettiğini, sözleşme uyarınca davacının düzenli olarak ürün alacağını taahhüt ettiğini, davacı ile davalı şirket arasında akdedilen sözleşme ekinde yer alan promosyon takviminin içeriğinde de belirtildiği üzere, ürünler üzerinden yapılacak cirolar sonucunda davacı firmaya ciro primi ödeneceği hususunun yer aldığını, promosyon takviminde insert bedeli ve özel iskontolar karşılığında belirli oranların bulunduğunu, bu oranların bulunma sebebinin, davacınrn her ay davalı şirketten mal alacak olması ve bunun karşılığında kendisine belirli miktarlarda prim ödenecek olması olduğunu, promosyon takvimjnde de görüleceği üzere, davacıya gondol ve palet teşhiri karşılığında aylık cirodan % 1 oranında ödeme yapılacağının kararlaştır ildiğim, davacı firmanın, davalı firmadan her ay mal alacağını taahhüt ettiğinden, kendisine bu çerçevede bedelsiz ürün desteği sunulduğunu, bahsi geçen “her ay ürün alımı yapacaktır” ifadesini en az taraflar arasındaki geçmiş dönemlerdeki ticari hacim dikkate alınarak, ondan az yapılmaması şeklinde anlamak gerektiğini ancak davacının vaat ettiği bu alımları gerçekleştirmediğini, davacı taahhüdü olmaksızın davalının bedelsiz şekilde davacı firmaya ürün teslim etmesinin ise ticari hayatın olağan akışına, ticari teamüllere de aykırı bir durum teşkil ettiğini, davalı şirketçe tanzim edilip, Üsküdar … Noterliği nin … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile gönderilen 30.11.2010 tarihli, 27.881,28 TL tutarlı faturanın davacı cari hesap ekstresinde görünmediğini öne sürerek; davanın reddine, davacının %20 kötü niyet tazminatı ödemesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı : lk derece mahkemesince; “taraflar arasında 19/01/2010 tarihli … İstanbul Marketleri Satın Alma sözleşmesi imzalandığı ve bu sözleşme kapsamında davacının davalıdan alım yapmasının ve şartlarının düzenlendiğinin anlaşıldığı, diğer yandan taraflar arasında daha önceden devam eden ticari ilişki kapsamında fiilen cari hesap ilişkisi sürdürülerek ibra sözleşmesi ile birbirlerinin 31/12/2009 tarihi itibariyle ibra ettikleri, yukarıda belirtilen tarihte bir yıl süreli yeni bir satın alma sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşmeye göre davalı tarafından davacıya yıllık alım desteği olarak 27.881,28-TL tutarında 1.500 koli … Marka Makarna verildiği, 05/02/2010-18/03/2010 tarihleri arasındaki 1,5 aylık süreçte davacının mal alımının KDV dahil 326.569,11-TL olduğu ve yine 18/03/2010 tarihinden sonra mal alımı yapılmadığı hususları sabit olduğu, davacının takibe konu alacak miktarının 18.933,20-TL lik kısmının cari hesaptan kaynaklanan fatura alacağı, 12.593,24-TL lik kısmının da vermiş olduğu teminat mektubunun nakde çevrilmesinden dolayı kaynaklandığının görüldüğü, davalı tarafça 1 yıl süreli sözleşme kapsamında 1.500 koli bedelsiz makarna verilmiş ve buna göre yatırımını sağlayan firma da pazarlama bütçesi ayrılmış ancak 19/01/2010 tarihinde imzalanan sözleşme kapsamında en son mal alımı 18/03/2010 tarihinde yapılmış ve bundan sonra mal alımı yapılmadığı, bu miktarın yıllık alım desteği olarak verilmiş olmasına rağmen belirtilen tarihten sonra mal alımı yapılmamış olması karşısında davacının sözleşmeyi ihlal ettiği ve davalının fesih bildiriminin haklı olduğu anlaşıldığı, davalının fesih bildirimi ileriye doğru hüküm ifade etmekle, fesih bildiriminin yapıldığı ana kadar sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerin geçerli olması karşısında davacının cari hesap alacağından (18.933,20-TL) sektörel açıdan yapılan inceleme bölümünde belirlenen bilirkişi raporunda tabloda 1 sırada 07/04/2010 tarihli Mart ayı 3 aylık ciro primi tutarında yersiz ve fazla hesaplanan 36,24-TL, 2 sırada belirtilen aynı tarihli Mart ayı Merkez Depo Lojistik %2 primi açıklamalı faturada yersiz ve fazla hesaplanan 24,16 TL, 3 sırada aynı tarihli Mart ayı Teşhir Primi açıklamalı faturada yersiz ve fazla hesaplanan 12,08-TL, 4 sırada aynı tarihli Mart ayı Teşhir Primi ve Mart ayı İnsert bedeli açıklamalı faturada yersiz ve fazla hesaplanan 142,51-TL ile 5 sırada yine Mart ayı İnsert bedeli açıklamalı aynı tarihli faturada yersiz ve fazla hesaplanan 24,16-TL nin mahsubu ile sözleşmenin yürürlükte kaldığı süre boyunca (teminat mektubu bedeli hariç) davacının oluşan cari hesap alacağının 18.694,05-TL olduğu anlaşıldığı, davalı 1 yıl için 27.881,28-TL bedelsiz ürün desteği vermiş olup, fesih bildiriminin yapıldığı tarihe kadar sözleşme hüküm ifade ettiğinde ve yaklaşık iki buçuk aylık süre ile davalı ürünleri raflarda teşhir edildiğinden sözleşmenin feshi ile birlikte sözleşmenin uygulanmayan kısmına tekabül eden ve dolayısıyla davalıya iade edilmesi gereken bedel 22.072,68-TL olarak hesaplanarak sözleşmenin feshi itibariyle davalı tarafın (22.072,68-TL -18.694,05-TL) 3.378,63-TL alacaklı olduğu, davalı tarafın teminat mektubunu nakde çevirmek suretiyle 12.593,24-TL tahsil etmiş olduğundan bu durumda davalının haksız olarak tahsil ettiği ve davacıya iadesi gereken miktarın (12.593,24 -3.378,63-) 9.214,61-TL olduğu sonucuna varıldığı, davacının ihtarnamesinin 03/12/2010 tarihinde tebliğ edidiği ve ihtarname ile 3 günlük süre tanındığı dikkate alınarak temerrüt tarihinin 07/12/2010 olması gerektiği tespit edilmiş buna göre davacı takip talebindeki (avans faiz oranından daha düşük olan) reeskont faiz talebiyle de bağlı sayılarak 01/10/2012 takip tarihine kadar (07/10/2010-31/12/2010) arası 25 gün için %15 oranında 95,96-TL, 01/01/2011-29/11/2011 arası %14 faiz oranı üzerinden 332 gün karşılığı 1.189,71-TL, 30/11/2011 tarihinden 19/06/2012 tarihine kadar %15 oranı üzerinde 202 gün karşılığı 775,56-TL ve 20/06/2012 tarihinden 01/10/2012 tarihine kadar %13,50 reeskont faiz oranı üzerinden 103 gün karşılığı 355,91-TL olmak üzere takip tarihine kadar işlemiş faiz oranının da 2.417,14-TL olması gerektiği hesaplanarak ayrıca alacağın likit ve itirazın haksız olduğu” gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile; davalının İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının 9.214, 61 TL asıl alacak ve takip tarihine kadar işlemiş 2.417,14 TL temerrüt faizi olmak üzere toplam 11.631,75 TL üzerinden iptali ile; takibin asıl alacak miktarına takip tarihinden itibaren değişebilir oranda reeskont faizi yürütülmesi suretiyle devamına, hükmolunan alacağın %20’si oranında (944,00 TL) icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Kararı davalı yan istinaf etmiş ve talep ve itirazlarında özetle ; teşhir primi mahsubunun hatalı yapılması nedeni ile mükerrer tahsilata yol açıldığını , zira davacı cari hesabında bulunan teşhir primi kesintileri ayrıntılı olarak faturalandırılmış olmasına rağmen bilirkişiler tarafından da teşhir primi kesintisinin ayrıca yapıldığını bunun mükerrer bir tahsilata yol açtığını,, ayrıca şubat 2010 hesabı detaylı incelenmediği için bu aya ilişkin davacının teşhir primi indirimi için fatura tanzim edip etmediği belirli olmamakla bu aya ilişkin bilirkişi indiriminin de mükerrer olup olmadığının anlaşılamadığını , bunun haricinde de cari hesap alacağının hatalı hesaplandığını , bilirkişilerin 2,5 aylık dönem için hesapladıkları teşhir priminin de hatalı hesaplandığını , yine sözleşmede el yazısı ile yapılan değişiklik ile insert bedelinin ödenmeyeceği ve gondol için ayrıca bedel ödenmeyeceği yönünde kayıtlara dikkat edilmeden maktu metin üzerinden hesaplamalar yapıldığını , sözleşemeye göre çeşit primi talep edilemeyeceği halde bununla ilgili de hesaplama yapıldığını teminat mektubu komisyonlarının davalı yana yüklenemeyeceğini zira teminat verenin teminatın doğal masraflarına da kendisinin katlanması gerektiğini itiraz ettikleri bu kalemlerin cari hesaptan düşülmesi halinde müvekkilinin borçlu değil alacaklı olduğunu , ayrıca mahkemece yapılan temerrüd faizi hesabının da hatalı olduğunu , reddedilen kısım üzerinden kötüniyet tazminatı verilmesi gerekirken verilmediğini bu nedenle kararın kaldırılması ile davanın reddine karar verilmesini ve kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep ve istinaf etmiştir.Katılım yolu ile davacı yan da kararı istinaf etmiş, istanaf dilekçesinde davalı yanın istinaf taleplerinin reddi gerektiğini, ancak bedelsiz ürün bedelini talep etme hakları bulunduğunu bu nedenle davanın tümüyle kabulüne karar verilmesi yönünde kararın kaldırılıp hüküm kurulmasını talep ve istinaf etmiştir .
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE :Dava itirazın iptali istemine ilişkindir.Taraflar arasındaki akdi ilişki ihtilaf konusu olmayıp buna göre ; 19/01/2010 tarihli … Kazançlı İstanbul Marketleri Satın Alma sözleşmesi imzalandığı ve bu sözleşme kapsamında davacının davalıdan alım yapmasının ve şartlarının düzenlendiği anlaşılmaktadır. Diğer yandan taraflar arasında daha önceden devam eden ticari ilişki kapsamında fiilen cari hesap ilişkisi sürdürülerek ibra sözleşmesi ile birbirlerinin 31/12/2009 tarihi itibariyle ibra ettikleri ve akabinde bir yıl süreli yeni bir satın alma sözleşmesi imzalandığı görülmektedir.Davalı tarafça 1 yıl süreli sözleşme kapsamında 1.500 koli bedelsiz makarna verilmiş ve buna göre yatırımını sağlayan firma da pazarlama bütçesi ayrılmış ancak 19/01/2010 tarihinde imzalanan sözleşme kapsamında en son mal alımı 18/03/2010 tarihinde yapılmış ve bundan sonra mal alımı yapılmamıştır. Devamlılık ve uzun süreli işbirliği amaçlı bu tip sözleşmelerde davacının mal alımını kesmesi davalı yan açısından haklı nedenli bir fesih gerekçesidir.Fesih tarihine kadar devam eden akdi ilişki çerçevesinde davacının alacaklı olup olmadığı ve miktarı ile alacak sebepleri açısından ilk derece mahkemesince rapor ve ek raporlar alınarak tarafların iddia ve savunmaları ile bilirkişi raporlarına olan itirazlar değerlendirilmiştir.Davalı yan istinaf nedenlerinden olan teşhir primi mahsubunun hatalı yapılması nedeni ile mükerrer tahsilata yol açıldığını , zira davacı cari hesabında bulunan teşhir primi kesintileri ayrıntılı olarak faturalandırılmış olmasına rağmen bilirkişiler tarafından da teşhir primi kesintisinin ayrıca yapıldığını bunun mükerrer bir tahsilata yol açtığı itirazına ilişkin rapor ve ek raporlar incelendiğinde hesaplamalarda bir mükerrerlik bulunmadığı görülmektedir.Yine davalı yanın bilirkişilerin 2,5 aylık dönem için hesapladıkları teşhir priminin de hatalı hesaplandığını , yine sözleşmede el yazısı ile yapılan değişiklik ile insert bedelinin ödenmeyeceği ve gondol için ayrıca bedel ödenmeyeceği yönünde kayıtlara dikkat edilmeden maktu metin üzerinden hesaplamalar yapıldığını , sözleşemeye göre çeşit primi talep edilemeyeceği halde bununla ilgili de hesaplama yapıldığını teminat mektubu komisyonlarının davalı yana yüklenemeyeceğini zira teminat verenin teminatın doğal masraflarına da kendisinin katlanması gerektiğini itiraz ettikleri bu kalemlerin cari hesaptan düşülmesi halinde müvekkilinin borçlu değil alacaklı olduğuna yönelik istinaf incelemesinde ; kısıtlı dönem hesabının oran/orantı yöntemine göre yapıldığı ,hesaplamada hata bulunmadığı , sözleşmede çeşit primi konusunda oran belirlenmiş olup, alınmayacağı yönünde ikili bir imza bulunmamaktadır. Ayrıca davacı yanın teminat mektubunun komisyonlarına ilişkin düzenlediği faturaları davalı yan kayıtlarına almış olmakla, bizzat kendilerince benimsendiği artık bunların talep edilemeyeceğinin savunulmasının MK 2. deki dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağı nedenle bu yöndeki istinaf talepleri de yerinde görülmemiştir.Davalı yanın bir değer itirazı olan temerrüd faizinin yanlış hesaplandığına ilişkin istinaf gerekçesi incelendiğinde baz alınan alacak kalemi, gan adedi ve uygulanan orana göre hesap hatası bulunmadığından davalı yanın tüm istinaf taleplerinin reddi gerekmiştir.Davacı yanın katılım yolu ile istinaf ettiği karardaki istinaf gerekçeleri incelendiğinde bedelsiz olarak ürünlerin bedelinin tamamının iadesi gerekeceği yönünde itirazı bulunmakta ise de; sözleşme süresinin ayakta kaldığı süre zarfında bu ürünlerin raflarda yer alarak satışa sunulması karşısında akdin feshine kadar olan dönem için edimin kısmen yerine getirildiği, sözleşmede de bu ürünle ilgili olarak akdin feshi halinde iadesine ilişkin ayrı bir cezai şart vb. husus düzenlenmediği nedenle sektör uygulamaları dikkate alınarak düzenlenen rapora uygun kurulan hükümde bir isabetsiz görülmediğinden tarafların tüm istinaf taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1 – Davacı ve davalı yanın istinaf başvurusunun HMK 353/b-1 maddesi gereğince AYRI AYRI ESASTAN REDDİNE 2- Davalı yan başvurusu ile ilgili olarak alınması gereken 794,56 TL nisbi harçtan peşin alının 198,65 TL kısmın mahsubu ile bakiye 595,91 TL nisbi harcın davalı yandan alınıp Hazineye irad kaydına 3- Davacı yanın başvurusu ile ilgili olarak alınması gereken 44,40 TL harçtan peşin alının 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 13,00 TL harcın davacıdan alınıp Hazineye irad kaydına 4-Davalı ve davacı yanın başvuruları reddedilmiş olmakla istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına 5-Duruşmasız inceleme yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yer olmadığına Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK 362 1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere ve oybirliğiyle karar verildi. 01/11/2019