Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/2682 E. 2019/2196 K. 18.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/2682 Esas
KARAR NO : 2019/2196
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/02/2017
NUMARASI : 2015/494 E. – 2017/235 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 18/10/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA:Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili firma ile davalılar arasında sözleşmenin olduğunu, bu sözleşmeye bağlı olarak davalıların alışveriş yaptığını, davalıların 13/10/2012 tarihinde … nolu fatura ile 6.400,00 TL’lik alışveriş yaptığını ve bu alışverişleri taksitlendirdiğini, ancak bu taksitleri ödemediğini, soz konusu borç ödenmediğinden Bursa … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek takibe yapılan itirazı haksız yere yaptıklarını, davalılar vekili alacağın neye dayalı ve hangi malın alındığını bilmediklerinden borca itiraz ettiklerini, ekte sunmuş oldukları faturada da görüleceği üzere almış olduğu ürünleri bizzat kendisine teslim edildiğini, müvekkili şirket ile imzalamış olduğu cari hesap sözleşmesi ile davalıya hesap açılarak davaya konu malların satışı yapılmıştır, davacı ve davalıların imzalamış oldukları cari hesap sözleşmesi ve fatura bu alışverişin açık delili olduğu, davalılar vekilinin alacağın likit olmadığı ve yargılamayı gerektirdiği iddiası da haksız ve tamamen borcu ödemeyi ötelemeye yönelik olduğu tüm bu nedenlerle itirazın iptali ile, davalı hakkında %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili aşamalardaki yazılı ve sözlü beyanlarında; alacağın neye dayalı olarak yapıldığının anlaşılmadığını, evrak asıllarının sunulması halinde imzaya itiraz edilip edilmeyeceğinin değerlendirilebileceğinin, imzayı açıkça inkar ettiklerini, davacının öncelikle teslimi ispatla yükümlü olduğunu, icra takibinnde gösterilen cari hesap sözleşmesininden kaynaklandığı ileri sürülen alacağın likit olmadığını, yargılamayı gerektirdiğini, takibe itirazlarını tekrar ettiklerini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI:İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davacı tarafından davalı aleyhinde Bursa …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında başlatılan icra takibine konu 796868 no’lu fatura ile 46852 nolu cari hesap sözlemesinindeki imzanın davalı …’in eli ürünü olduğu, faturanın fotokopi değil karbon nüshası olduğunu, her iki raporda da imzanın … eli ürünü olduğunun tespit edildiğini, cari hesap sözleşmesi gereğince davalıya satışı yapılan mallara konu faturanın davacı tarafından BS formuyla maliyeye bildirdiği ve malların davalıya teslim edildiği tespit edildiği, davalılar takip konusu fatura bedellerini ödemekle yükümlü olduğu ve takibe itirazları yerinde olmadığı, kanaati ile davanın kabulüne, davacı lehine icra inkar tazminatına hükmolunmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ:Davalı vekili istinaf isteminde özetle; hükme esas alınan raporları kabul etmediklerini, faturanın aslı değil, sureti üzerinde inceleme yapıldığını, dava konusu malların tesliminin raporlara dayalı olarak kabulünün hatalı olduğunu, icra inkar tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:Dava, İİK’nın 67.maddesi uyarınca itirazın iptali davasıdır.İlk derece mahkemesince davanın kabulün karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Mahkemece SMM bilirkişiden rapor alınmış, davalı vekilinin imza itirazı üzerine davacı vekiline evrak asıllarını sunmak üzere 2 hafta kesin süre verilerek sunulan evraklar ile grafolog bilirkişi ve ATK’dan imza incelemesi hususunda rapor alınmıştır.Her ne kadar mahkemece, imza incelemesine ilişkin bilirkişi raporu doğrultusunda davanın ispatlandığı kanaatine varılarak davanın kabulüne karar verilmiş ise de; raporda incelemeye esas alınan fatura karbon nüsha olup salt faturanın arkasındaki imza aslı dikkate alınarak faturanın geçerli olduğu ve teslimin yapıldığının ispatlanmış olduğunun kabulü yerinde değildir. SMM bilirkişi raporunda; davalının BA formlarında da kayda rastlanmadığını, irsaliye örneği ibraz edilmediğinden teslimin ispatlanamadığını belirtmiştir. Teslim hukuki bir işlem olup, ancak kesin delille ispat edilebileceğinden, davacı dilekçesinde yemin deliline de açıkça dayanmış olduğundan davacıya yemin delili hatırlatılmak suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı görülmekle davalı vekilinin istinaf isteminin kabulüne HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince kararın kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-Davalı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile,2-Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nn 28/02/2017 gün ve 2015/494 Esas, 2017/235 Karar sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, -Yargılamaya devam olunmak üzere, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davalı tarafa iadesine,4-İstinaf aşamasında davalı tarafça yapılan yargılama gideri olan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 24,30 TL posta gideri olmak üzere toplam 110,00 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 18/10/2019 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.