Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/2676 E. 2018/2398 K. 09.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/2676 Esas
KARAR NO : 2018/2398 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY(KAPATILAN) 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/03/2017
NUMARASI : 2016/106 E., 2017/55 K.
DAVANIN KONUSU : Patent (Sözleşmeden Kaynaklanan Hak İstemli)
KARAR TARİHİ : 09/11/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı adına TPE de 99/006716 tescil nolu marka 556 sayılı KHK’nin 14. Maddesi gereğince kullanmama sebebiyle “hukuki hizmetler, hukuki araştırma hizmetleri, telif hakları yönetim hizmetleri, sınai mülkiyet hakları konusunda danışma hizmetleri, iş konusunda profosyonel danışma hizmetleri” yönünden iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin 02/03/2017 tarihli dilekçesiyle 556 sayılı KHK’nın 10/01/2017 tarihli 6769 sayılı SMK’nun yürürlüğe girmesi nedeniyle mülga olduğunu, uyuşmazlığın SMK 9/26- 4 ve geçici 4.madde uygulanarak davalı markasının kısmen iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalıya usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap vermediği görülmüştür.
Bakırköy 2. FSHHM’nin 08/03/2017 tarihli 2016/106 esas 2017/55 karar sayılı kararıyla “davanın dayanağı olan 556 sayılı KHK’nin 14 maddesi Anayasa Mahkemesince iptal edilmiş olmakla davanın dayanağı hukuki temel bulunmadığından davanın usulden reddine” karar verildiği, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakıldığı ve vekalet ücretine hükmedilmediği görülmüştür.
Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; Anayasa’nın 153.maddesine göre iptal kararlarının geriye yürümeyeceğini, kişilerin dava açarken yürürlükteki mevzuata göre dava açtıklarını ve tarafların dava tarihindeki haklılık durumuna göre davanın karara bağlandığını, hukuki güvencenin sağlanması amacıyla dahi Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürütülemeyeceğini, iptal kararının Resmi Gazetede yayınlandığı tarihten 4 gün sonra 6769 sayılı SMK’nun yürürlüğe girdiğini, KHK 14.madde düzenlemesinin SMK 9.maddede aynen kabul edildiğini, hukuki boşluğun MK 1.maddesi Anayasa 90/son maddesi Paris Konvansiyonu 5/c maddesi TRIPS 19.madde gereğince Türkiye’nin taraf olduğu uluslarası anlaşmalar da göz önüne alınarak doldurulması gerektiğini beyanla mahkeme kararının kaldırılarak markanın kısmen iptaline yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Davacı vekili, davalı adına tescilli 99/006716 başvuru numaralı markanın, 5 yıl süreyle kullanılmaması nedeniyle kısmen iptalini talep etmiş, Bakırköy 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin kararı ile, Anayasa Mahkemesi’nin 556 Sayılı KHK 14. Maddeyi iptal etmesi nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde hukuki boşluğun, Anayasa’nın 90/son maddesi ve Türkiye’nin taraf olduğu anlaşmalar gözönüne alınarak hakim tarafından doldurulması gerektiğini ileri sürdüğü ve 02/03/2017 tarihli dilekçesi ile, dayandığı hukuki sebebi değiştirdiğini beyan ettiği anlaşılmışsa da; Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı ile oluşan yasal boşluğun yine kanunkoyucu tarafından yasal düzenleme yapılarak doldurulabileceği , iptal kararından sonra 10/01/2017 tarihinde 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun yürürlüğe girdiği, ancak her davanın açıldığı tarihteki yasal düzenlemelere göre değerlendirilmesi gerektiği dikkate alınarak, davacı vekilinin yasal boşluğun hakim tarafından doldurulmasına ilişkin istinaf talebinin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Anayasa Mahkemesi’nin 14/12/2016 tarihli 2016/148 Esas-2016/189 Karar sayılı kararı ile, 556 Sayılı KHK 14. Maddenin iptaline karar verildiği,yargılama sırasında davanın yasal dayanağı kalmadığından, davacıya atfedilecek bir kusur bulunmadığı, yargılama giderlerinin dava tarihinde tarafların haklılık durumuna göre belirlenmesi gerekirken, taraf delilleri toplanmadan, inceleme yapılmadan ve gerekçe gösterilmeden yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılarak davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmadığından HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince kararın kaldırılarak, taraf delilleri toplanarak tarafların dava tarihindeki haklılık durumunun incelenmesinden sonra yargılama giderleri ve vekalet ücreti hakkında karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR:
Davacı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulüne kısmen reddine, 6100 sayılı HMK.’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince, taraf delilleri toplanarak dava tarihinde tarafların dava tarihindeki haklılık durumunun incelenmesinden sonra yargılama giderleri ve vekalet ücreti hakkında karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
Davacı tarafından yatırılan 31,40 TL maktu istinaf karar harcının talebi halinde kendisine iadesine,
İstinaf aşamasında davacı tarafça yatırılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, diğer yargılama giderlerinin verilecek nihai kararda değerlendirilmesine,
İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf aşaması için ayrıca avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile ve kesin olarak karar verildi. 09/11/2018