Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/2667 E. 2019/2199 K. 18.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/2667 Esas
KARAR NO : 2019/2199
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/01/2017
NUMARASI : 2015/745 E. – 2017/20 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 18/10/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin davalı … ile 2014 yılı içinde kumaş satın alımı konusunda anlaştıklarını ve muhtelif tarihlerde müvekkili şirketçe yapılması istenen kumaşlar için sipariş geçtiğini kesin siparişlerde birim fiyatının Amerikan Doları cinsinden 5,80 USD+KDV (beş dolar seksen sent+KDV)/ birim olarak belirlendiğini, siparişler verilirken, müvekkili ile davalı arasında 05/11/2014 tarihli “Fiyat Anlaşması” imzalandığını, Bu sözleşme uyarınca “30/1 OE, Turlu Grubun Ödemesi 90 günlük çek ve kg Fiyatı 5.80 USD+KDV olarak belirlendiğini, dolar çeki olmaz ise çek tahsil günü dolar kuru üzerinden hesap görülerek, kur farkının davalı tarafça ödeneceği” kararlaştırılarak imza altına alındığını müvekkili şirketçe tüm üretim ve sevkiyatların tamamlanmış olduğunu davalı tarafından 06/03/2015 – 07/08/2015 tarihleri arası keşide edilmiş toplam 10 adet vadeli çeklerin müvekkili şirkete teslim edildiğini, ödeme için verilen çeklerin tahsil edildikleri tarihlerde TL olarak işlendiğini ve KDV Kanunu ile Vergi Mevzuatı uyarınca tüm faturaların TL olarak düzenlendiğini, tahsil tarihindeki kur üzerinden hesaplama yapılarak aradaki farkın davalı tarafa fatura edileceği, 03/04/2015 tarihli Fax ve Mail yolu ile davalı tarafa yeniden bildirildiğini, buna göre davalı tarafa düzenlenen faturalardan bakiye, dava tarihi itibari ile toplam ¨65.993,23 alacak mevcut olduğunu, davalı tarafa daha önce 24/04/215 tarihinde iadeli Taahhütlü APS vasıtası ile borç ihtarının gönderildiğini, tüm uyarılara rağmen Kur Farkından kaynaklanan borç bakiyesinin ödenmediğini, müvekkili şirketin tüm yükümlülüklerini tam ve eksiksiz yerine getirmesine rağmen haksız ve mesnetsiz hak olarak ödenmeyen alacağın davalıdan tahsili için davanın kabulü ile, müvekkili şirketin alacak kaybı olan ¨65.993,23 zararın dava tarihinden itibaren en yüksek ticari faiz ile ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili beyan dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davacı şirket arasındaki anlaşma gereğince davacı tarafından teslim edilen kumaşların bedellerinin faturalara uygun olarak tam ve eksiksiz ödendiğini, taraflar arasındaki alışverişin TL üzerinden yapıldığını düzenlenen faturaların da TL olarak düzenlendiğini, ödemenin döviz üzerinden yapılacağına ilişkin bir sözleşmenin olmadığını, davanın reddine karar verilerek yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı tarafa yüklctilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI:İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; bilirkişi raporları yeterli bulunarak davacının davasının kısmen kabulüne, ¨840,42TL’nin dava tarihinden itibaren yıllık %10,50 oranını geçmeyecek şekilde T.C.Merkez Bankasının kısa vadeli avans kredilerine uyguladığı temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, davacının fazlaya ilişkin talepleri reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ:Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişilerin hukuki değerlendirmede bulunmayacağını, raporda dikkat edilmesi gereken hususun çeklerin vadeli çek olduğunun dikkate alınmadan sadece defterlere işlenene faturalar üzerinden inceleme yapılmış olduğunu, davacı ile davalı arasında yapılan anlaşmayı kaşe olmadığı için dikkate alınmamasının hatalı olduğunu, sözleşmeyi imzalayan davalı şirket çalışanın siparişleri çoğu kez müvekkiline ulaştıran ilgili yazışmaları yapan kişi olduğunu, bilirkişilerin çeklerin vadeli olduğunu dikkate almamaları ve aynı gün ödeme yapıldığını düşündükleri için hataya düştüklerini, SGK yazısına göre …nun 2014 yılında şirkette çalışmadığı bilgisinin geldiğini, çalışanın bildirilmemesinin de kanunun ihlali olduğunu, bütün yazışmaları yapan sipariş veren kişinin kendisi olduğunu, mail adresini de bu kişinin kullandığını, istinaf isteminin kabulü ile kararın kaldırılmasını talep etmiştir.Davalı vekiline istinaf dilekçesi tebliğ edilmiş, davalı taraf istinaf istemine ilişkin cevap dilekçesi sunmamıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE:Dava, alacak davasıdır.İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davacı vekili, taraflar arasındaki ticari satım sözleşmesine dayalı olarak kur farkı alacağının tahsilini talep etmiştir.Mahkemece, tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak aşamalarda kök ve ek rapor alınmıştır. Bilirkişi heyeti raporuna göre; dava konusu alacak 3 adet kur farlı faturası ile 1 adet 840,42TL’lik iade faturasından kaynaklanmaktadır. Somut uyuşmazlıkta, mal satımı ve kur farkı ödenmesine ilişkin olarak taraflar arasında yazılı bir sözleşme mevcut olmayıp davacı vekili tarafından delil olarak dayanılan … atfen isim ve imza bulunan 05.11.2014 tarihli anlaşma belgesi davalı tarafça kabul edilmemiştir. … davalı şirketin SGK’da kayıtlı çalışanı olmadığı gibi, şirket temsilcisi olmayan ilgilinin davalı şirketi bağlayıcı sözleşme yapma yetkisi olduğuna dair bir delil sunulmamıştır. Kur farkı alacağının talep edilebilmesi için taraflar arasında akdedilen sözleşmede hüküm bulunması ya da faturaya konu malların döviz karşılığı satımının yapılmış olması gerekir. Kur farkında vade farkı istemleri gibi teamülün olup olmadığı önemli değildir. (Yargıtay 19.HD, 2017/3549 Esas, 2018/4033Karar, 11.09.2018 Tarihli kararı) Taraflar arasında kur farkı alacağını öngören davalı tarafça kabul edilmiş yazılı bir sözleşme olmadığı gibi, davacı vekili yazılı beyanında tüm faturaların TL olarak düzenlendiğini belirtmiştir. Davacı alacağının tahsili için davalı tarafından verilen çekleri teslim almış olmakla çekin bir ödeme aracı olması nedeniyle çek üzerindeki bedel dışında herhangi bir kur farkı talep edemez. Davacı tüm alacağının bu bedel üzerinden ödenmesini kabul etmiş bulunmaktadır. Açıklanan nedenlerle davacının kur farkı alacağına ilişkin istemi yerinde olmayıp mahkemenin kararı yerinde olmakla davacı vekilinin istinaf isteminin esastan reddi gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 44,40 TL harçtan, peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 13,00 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 18/10/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.