Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/2631 E. 2019/2170 K. 17.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/2631 Esas
KARAR NO : 2019/2170 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/11/2016
NUMARASI : 2014/1438 E., 2016/1150 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 17/10/2019
İstinaf incelemesi üzerine Dairemize gelen dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA A-)Açılan dava ve iddia : Davacı vekili dava dilekçesinde, davalıya satılıp kargo yoluyla teslim edilen ürünlerin bedellerinin ödenmemesi üzerine davalı borçlu aleyhine Bursa …. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasıyla takip başlattıklarını, davalı tarafın takibe haksız biçimde itiraz ettiğini, itirazın kötü niyetli olduğunu ileri sürerek itirazın iptalini talep etmektedir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler :Davalı taraf davanın reddini savunmakta cari hesap dökümlerinde yer alan 4.177,78-TL, 2.891-TL, 1.569,40-TL ve 1.733,42-TL tutarlı ürünlere ilişkin herhangi bir siparişi olmadığını, bu ürünlerin kendisine teslim edilmediğini ileri sürmektedir.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı : İlk derece mahkemesince; “davacı tarafın açıkça davalı defterlerine dayanması ve davalı tarafın makul – geçerli bir mazeret sunmadan defter tesliminden kaçınması sebebiyle davacının mal teslim olgusunu yeterince ispatladığı buna karşılık fatura bedellerinin ödendiğine dair kayıt ve delil bulunmadığı” gerekçesiyle davanın kabulü ile Bursa ….İcra Dairesinin … sayılı takip dosyasına davalı-borçlu … tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, itirazın alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik olduğu değerlendirilerek davalı-borçlunun asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davalı asıl kararı istinaf etmiş, dilekçesinde kendisinin İstanbul’da ikamet etmesi ancak davanın Bursa ‘da görülmesi nedeniyle savunma hakkının kısıtlandığını mahkemenin yeterli inceleme yapmadan karar vermesi nedeniyle kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE :Dava ticari satımdan kaynaklanan bir itirazın iptali davasıdır.Akdi ilişki tarafların kabulünde ancak takibe konu edilen faturalara konu malların teslimi hususunda ihtilaf bulunmaktadır.Davalı yan ; aşamalardaki tüm beyanlarında cari hesap dökümlerinde yer alan 4.177,78-TL, 2.891-TL, 1.569,40-TL ve 1.733,42-TL tutarlı ürünlere ilişkin herhangi bir siparişi olmadığını, bu ürünlerin kendisine teslim edilmediğini ısrarla savunmaktadır.Davacı vekili de dosyaya sunduğu 23/11/2015 tarihli e-imzalı dilekçesinde takibe konu edilen 8.311,39 TL lik cari hesap içinde itiraz edilen 4.177,78-TL, 2.891-TL, 1.569,40-TL ve 1.733,42-TL tutarlı faturaların hesaba dahil edilmediğini beyan etmiştir.Bu durumda bilirkişi raporunun davalının itiraz ettiği, davacının da ikrar ettiği bu faturalar hesaba katılmaksızın bir cari hesap incelemesi yapması gerekmektedir.Bilikişi raporunda davacı yanın bu beyanına rağmen takdiri mahkemeye bırakmış, bu ihtilaflı feturaları mahkeme kabul ederse alacağın 8.311,39 TL olacağı, bu faturalar kabul edilmezse alacağın 830,79 TL olacağını bildirmiştir.İlk derece mahkemesince bilirkişi raporundaki bu ayrıntı ve davacı vekilinin açık beyanına rağmen bu faturalar olmaksızın cari hesap alacağı 830,79 TL olarak hesaplanmasına rağmen , davalının itiraz ettiği, davacının da açıkça bu faturaların takip konusu yapılmadığı beyanına rağmen ilgili faturaları da hüküm altına almış olup, verilen karar bu nedenle hatalıdır. Davacı vekilin açık beyanı karşısında davalı yanın defter ibraz etmemesinin hukuki sonuçları eldeki dava açısından uygulanabilir olmamakla davanın kımen kabulü ve kısmen reddine karar verilmesi gerekeceğinden ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak esasa ilişkin hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir. İlk derece mahkemesinin kendi kabulüne göre de icra inkar tazminatını miktar olarak hükme bağlamaması yargılama giderlerinin kalem kalem açıklanmaması da doğru görülmemiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1 – Davalı yanın istinaf başvurusunun KABULÜ ile ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/ b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA HMK 353/B-2 madde gereğince açılan dava hakkında ;a- Davanın kısmen kabulü ile ,davalı yanın Bursa …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın KISMEN İPTALİNE ;Takibin 830,79 TL üzerinden takipten itibaren aynı zamanda ana alacak olan bu miktara değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına b-Alacak likit bulunmakla ve itirazın kısmen haksızlığı anlaşıldığından hükmolunan miktar gözetilerek % 20 oranında 166,15 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine c-Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE d- Alınması gereken 56,75 TL harçtan peşin alınan 141,95 TL harcın mahsubu ile fazla alındığı anlaşılan 85,20 TL harcın karar kesinleştiğinde davacı yana iade edilmesine e-Trafların haklılık oranına ve harçtan kısmen de olsa haksız çıkan davalı yanın tümden sorumlu olması prensibine göre ; peşin harç ve başvuru harcı toplamı ( iade edilen kısım mahsup edilerek) 81,95 TL talimat gideri 350,00 TL bilirkişi ücreti gideri 350,00 TL, tebligat gideri 57,25, müzekkere gideri 12,95 TL olmak üzere toplam 852,15 TL yargılama giderinin 158,00 TL kısmının davalıdan alınıp davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına f- Tarifenin 13/2 maddesi gözetilerek 830,79 TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine İstinaf yargılamasında :2-Davalı yanca yatırılan peşin harcın davalı yana iadesine 3-Davalı yanca yapılan istinaf gideri olan başvuru harcı gideri 31,40, ,posta gideri 24,30 TL ki toplam 55,70 TL yargılama giderinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine 4-Davacı yan gider avansından yapılan 2 tebligat giderinin davacı üzerinde bırakılmasına 5-Duruşmasız inceleme yapılmış olmakla ücreti vekalet tayinine yer olmadığına Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK 362/ 1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere ve oy birliğiyle karar verildi. 17/10/2019