Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/2605 E. 2019/2169 K. 17.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/2605 Esas
KARAR NO : 2019/2169 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/12/2016
NUMARASI : 2013/352 E., 2016/738 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 17/10/2019
İstinaf incelemesi üzerine Dairemize gelen dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA A-)Açılan dava ve iddia :
Davalı/karşı davacı şirket tarafından davacılar/karşı davalı aleyhine İstanbul …. İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı dosyası ile 1.300,000,00 TL alacak için icra takibi yapılmış olduğu, icra takibine dayanak olarak 10.11.2013 tanzim, 22.11.2013 vade tarihli 1.700.000,00 TL bedelli 1 adet bono gösterilmiş olduğu, davacıların/karşı davalı takibe konu edilen bonodan dolayı alacaklı şirkete hiçbir borcu bulunmamakta olduğu, Davacı/karşı davalı şirket ile davalı/karşı davacı şirket arasında 2013 yılı içinde toplam 12 adet mangan cevheri alım-satım sözleşmesi imzalanmış olduğu, bu sözleşme ile davacı/karşı davalı şirket davalı/karşı davacı şirkete manganez cevheri satmış olduğu, sözleşmelere istinaden davalı/karşı davacı şirket tarafından davacı/karşı davalı şirkete avans olarak ödemeler yapılmış olduğu, yapılan bu ödemelerden dolayı ileride alım satıma konu manganez cevherinin teslim edilmemesi halinde verilen paraların geri alınmasının temini bakımından davalı/karşı davacı şirkete şirket yetkilisi davacı/karşı davalı … tarafından davaya ve takibe konu edilen bono verilmiş olduğunu, davacı/karşı davalı şirket, sözleşme gereğince teslimi gereken mangan cevherlerinin tamamı davalı/karşı davacı şirkete teslim edilmiş olduğu, satıma konu edilen mangan cevherinden dolayı oluşan bedeller için fatura düzenlenerek davalı/karşı davacı şirkete gönderilmiş olduğu, davalı/karşı davacı şirketin parasını ödeyerek teslim almadığı mangan cevheri bulunmamakta olduğunu, davalı/karşı davacı şirket tarafından davaya konu bonoda belirtilen 1.700.000,00 TL hiçbir zaman nakit olarak davacı/karşı davalı/karşı davacı şirkete veya yetkilisi …’ e ödenmemiş olduğu, taraflar şirket olduğu için tüm işlemlerini ticari defterlerine yansıtmak zorunda olduğu, ticari kayıtlarında yer almayan hususların varlığından söz edilemez olduğu, takibe konu edilen bononun 1.700.000,00 TL bedelli olmasına rağmen davalı/karşı davacı şirket tarafından 1.300.000,00 TL alacak için icra takibi yapılması, bononun gerçek olması halinde hiçbir şirketin 400.000,00 TL alacaktan vazgeçmeyeceği gerçeği karşısında takibe konu bononun gerçek bir alacağın bulunmadığını göstermekte olduğunu, taraf şirketler arasında mangan cevheri alım-satımı dışında ticari bir ilişki olmamış olduğu, davalı/karşı davacı şirket almış olduğu mangan cevheri için yapmış olduğu ödemeler dışında davacı/karşı davalı şirkete borç olarak herhangi bir para vermemiş olduğu, takibe konu edilen bonoda belirtildiği gibi davacı/karşı davalı şirket davalı/karşı davacı şirketten 1.700.000,00 TL borç almamış olduğu, davalı/karşı davacı şirketin davacı/karşı davalı şirkete bonoda belirtilen tarihlerde 1.700.000,00 TL ödeme yapmadığı hususu davalı/karşı davacı şirket ticari defterleri ve kayıtları üzerinde yapılacak olan incelemeden de ortaya çıkacak olduğunu belirlenecek teminat karşılığında icra veznesine yatırılacak paranın dava sonuna kadar alacaklıya ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davanın kabulü ile davacıların İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına konu 10.11.2013 tanzim, 22.11.2013 vade tarihli 1.700.000,00 TL bedelli bonodan dolayı borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesine, takip alacaklısı davalı kötü niyetli olduğu için davacı lehine % 20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler :Davalı/Karşı Davacı şirket ile davacı/karşı davalı şirket arasında 2013 yılı içerisinde muhtelif tarihlerde mangan cevheri alım satımı konusunda sözleşmeler akdedilmiş olduğu, fakat huzurdaki uyuşmazlık 27.09.2013 tarihinde imzalanan mangan cevheri alım satım sözleşmesinden kaynaklanmakta olduğu, işbu sözleşme uyarınca davacı şirket edimlerini zamanında yerine getirmemiş olduğu, imzalanan sözleşme uyarınca davalı firma sözleşmenin 6.maddesi uyarınca 01.10.2013 tarihine kadar teslim etmekle yükümlü olduğu manganez cevherini davalı/karşı davacı nın tüm uyarı ve taleplerine rağmen teslim etmemiş olduğu, davacı/karşı davalı şirketin dilekçesinde belirtmiş olduğunun aksine davalı/karşı davacı nın ticari defter ve kayıtlarında da uyuşmazlık konusu mangan cevherlerinin teslim alındığına dair bir kayıt bulunmadığı gibi, kayıtlarda yer alan malların teslimine ilişkin bir fatura da bulunmamakta olduğunu davalı/Karşı Davacı ise kendi üzerine düşen tüm yükümlülükleri yerine getirmiş ve sözleşme konusu manganez cevherinin satım bedelini sözleşmenin 7.maddesinde belirtildiği şekilde ödemiş olduğu, sözleşmenin imzalanmasından sonra … Bankası A.Ş. Ferahevler Şb keşide edilen 10.10.2013 tarih ve 220.000 USD bedelli ve 14.10.2013 tarih ve 220.000 USD bedelli çekler davacı/karşı davalı şirkete teslim edilmiş ve bu çekler davacıya ödenmiş olduğu, yine sözleşmenin 7.maddesi uyarınca satılan malın KDV’ sini oluşturan 30.10.2013 tarihli 78.480 USD ve 30.01.2013 tarihli 78.480 USD bedelli çekler de davacı/karşı davalı ya teslim edilmiş olup halen çekler davacının/karşı davalı uhdesinde bulunmakta olduğu, davalı/karşı davacı şirket resmi defter ve kayıtlarına göre 1.524.879,22 TL alacaklı olduğunu, davalı/karşı davacı firmanın davacı/karşı davalı lar aleyhine İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2013/526 D.İş sayılı dosyası üzerinden ihtiyati haciz başvurusu yapılmış ve mahkemece haklı talebimiz kabul edilmiş olduğu, İstanbul …. İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı dosyası üzerinden de, borçlular aleyhine icra takibi işlemleri başlatılmış olduğu, söz konusu icra dosyası 13.12.2013 tarihinde tahsil edilmek sureti ile infaz edilmiş olduğu, takip aşamasında fazlaya ilişkin haklarımız saklı tutulmak sureti ile 1.300.000 TL alacak ve alacağa bağlı takip giderleri ve faiz talebinde bulunulmuş olduğunu, davalı/karşı davacı nın alacaklı olduğu miktar konusunda davacı/karşı davalı ile bir kısım elektronik posta yazışmaları yapılmış olduğu, bu yazışmalar esnasında davalı/karşı davacı şirket çalışanlarından bir kişinin kasti olarak hatalı mail attığı tespit edilmiş hatta bu kişinin davacı/karşı davalı …’ in hissedar olduğu dava dışı Mater Madencilik şirketinde müdür olarak görev yaptığının tespit edilmesi üzerine bu kişinin iş ilişkisi derhal sona erdirilmiş olduğunu, davalı/karşı davacı şirketin davacı/karşı davalı şirketten 21.10.2013 tarihi itibari ile resmi kayıtlara göre 1.136.382,22 TL, sözleşme gereği % 20 teslim edilmeyen mal bedeli cezası 87.680 USD karşılığı 181.497,00 TL, sözleşme ihlali nedeni ile 100.000 USD ceza bedeli olarak 207.000,00 TL olmak üzere 1.524.879,22 TL olduğu, bu alacağın 1.300.000,00 TL lik kısmı icra takibine konu edilmiş ve tahsil edilmiş olduğu, davalı/karşı davacı şirket davacı/karşı davalılardan 224.879,22 TL alacaklı durumda olduğunu, davacıların/karşı davalıların davasının reddine, davacı/karşı davalılar aleyhine İİK’ nun 72.maddesi uyarınca % 20 den az olmamak üzere tazminat yükletilmesine, davalı/karşı davacı halen alacaklı olması nedeni ile karşı davamızın kabulü ile, 224.879,22 TL alacağımızın tespitini, dava tarihi ile ticari faiz oranında hesaplanacak faizi ile birlikte alacağımızın davacı/karşı davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, taraflar arasındaki sözleşmenin ifa edilmemesi ve mangan cevherlerinin davalı/karşı davacı ya teslim edilmemiş olması nedeni ile bedelsiz kalan … Bankası Ferah evler şubesi keşide edilen 30.12.2013 tarihli 78.480 USD bedelli … nolu çek ve … Bankası Ferah evler şubesi keşide edilen 30.01.2014 tarihli 78.480 USD bedelli … nolu çek hakkında çek bedellerinin ödenmemesi ve çek bedellerinin tahsilinin durdurulması amacı ile ihtiyati tedbir kararı verilmesini, mahkeme aksi kanaatte olur ise çeklerin icraya konulması halinde uygun bir teminat mukabilinde icra takiplerinin durdurulmasını, yargılama masrafları ve vekalet ücretlerinin davacı/karşı davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı :İlk derece mahkemesince; “taraflar arasında 12 adet mangan cevheri satımı konusunda sözleşme imzalandığı,davacı karşı davalı defterlerinin; tasdiklerindeki eksikler nedeniyle sahibi lehine delil niteliğinin bulunmadığı, davacı kayıt ve defterlerine göre 31.11.2012 itibariyle 1.500.110,57 TL alacaklı olduğu, ancak bu bakiyenin gerçeği yansıtmadığı, çünkü 100.000 USD = 178.440,00.-TL 320.000 USD = 645.792,00.-TL olarak hesaplandığı, oysa; Dolar kuru 1.7905 olduğundan 320.000USD.nin 572.960,00.-TL olarak alınması gerektiği, 779.500,00.-TL ödeme yapıldığı halde defterlere kaydedilmediği, bu nedenle: 178.440 + 572.960+ 779.500 =1.530.900,00.-TL hesabı ile 31.12.2012 itibariyle davalının 30.789,43.-TL alacaklı olduğu, VUK. 280 maddesi gereğince yapılacak kur değerlemesi olan 11.545,20.-TL bakiyeden düşüldüğünde davalı karşı davacının, 30.789,43 – 11.545,20 = 19.244,23.-TL alacaklı olduğu, 2013 yılında yapılan işlemlerle (31.12.2013 itibariyle) davacının 1.275.130,62.-TL alacaklı göründüğü, ancak bu durumun gerçeği yansıtmadığı, çünkü 18.2.2013 tarihli 200.000 USD tutarlı tahsilatın davalı karşı davacı şirket ile ilgisinin olmadığı, hatalı işlem olduğu, 8.5.2013 tarihli 5.400.000.-USD havale ve 8.7.2013 tarihli … Bankası’na yapılan ödemenin yasal defterlere işlenmediği, böylece fazladan 1.269.128,37.-TL giriş yapılmış olduğu, 12 sözleşme gereğince davacının teslim etmesi gereken cevher miktarının 39.000 MT olduğu, teslim edilen cevherin 38.773,75 MT olduğu, davalı karşı davacının ihraç ettiği cevher miktarının ise 37.208,21 MT olduğu, takip talebinde 1.300.000,00.-TL asıl alacak olmak üzere ferileriyle birlikte 1.300.661,68.-TL talep edildiği, icra dosyasına 13.12.2013 itibariyle 1.492.360,00.-TL ödeme yapıldığı, bu tutarın davalı karşı davacının kayıtlarına 1.289.070,75.-TL olarak geçirildiği, davalı karşı davacı kayıt ve defterlerine göre; ticari defterlerin usulüne uygun olduğu, sahibi lehine delil niteliğinin bulunduğu, 2012 yılına ait kayıtlar yönünden taraflar arasında ihtilaf olmadığı, 2013 yılı kayıtlarına göre davalı karşı davacı şirketin 31.11.2013 itibariyle davacı karşı davalı şirkete 152.688,53.-TL borçlu olduğu ancak bu bakiyenin gerçeği yansıtmadığı, çünkü davalı karşı davacının elinde olmayan malı ihraç etmiş gibi kayıt bulunduğu, davacı karşı davalının 20.10.2013 tarih ve 017052 nolu faturanın kayıtlara işlenmediği, (teslim alınan cevherin 35.773,75 MT, ihraç edilen cevherin 37.208,21 MT olarak göründüğü) işlenmeyen faturanın hesaba dahil edilmesi durumunda; 1.057.326,22.- 1.021.482,58.- 35.843,64.-TL 79.056,00.-TL 114.899,64.-TL alacaklı olması gerekirken kayden 1.136.382,22.-TL alacaklı gözüktüğü, 17.12.2013 tarihinde İcra Dairesine yapılan 1.492.360.-TL ödeme ile davalının takip konusu alacağımdan 1.174.171,11.-TL fazladan tahsilat yaptığı anlaşıldığı, davacı karşı davalı tarafından satışı yapılan maden cevherinin teslimi olgusunun kanıtlanması ile ilgili olarak; bilirkişi raporunda ifade edildiği üzere esas itibariyle tarafların ticari defter ve belgelerindeki hatalı kayıtların hesaba katılmaması durumunda taraflar arasındaki uyuşmazlığın 20.10.2013 tarihli 017052 nolu 1.201.482,58.-TL (516.840,00.-USD) tutarlı fatura üzerinde yoğunlaştığı, davalı karşı davacı bu fatura kapsamındaki maden cevherini almadığını iddia etmiş ise de bu faturayı teslim aldığı, fatura için BA formu düzenleyerek Vergi Dairesi’ne bildirdiğinin sabit olduğu, bu fatura kapsamındaki malın teslim edildiğinin davalı karşı davacı şirket çalışanı … e-mail yazışmaları ile teyit edildiği, davalı karşı davacının kendi çalışanının davacı karşı davalı ile işbirliği içinde olduğunu iddia etmiş ise de yapılan bilirkişi incelemesiyle ihtilaf konusu fatura kapsamındaki bir kısım maden cevherini ihraç ettiğinin davalı karşı davacı ihracat kayıtlarıyla sabit olduğu hususları birlikte değerlendirildiğinde malın teslim edildiği, faturaya itiraz edilmeksizin kayıtlara alındığı, hatta fatura kapsamındaki malın ihraç edildiği, bu faturanın BA formu ile vergi dairesine beyan edildiği anlaşılmıştır. Bu olgular karşısında sonradan tek taraflı beyanla vergi dairesine bildirimde bulunarak formun iptalinin teslim olgusunun kanıtlanmış olmasına etkili olmadığı” gerekçeleriyle asıl davada, davanın kısmen kabulü ile 1,174.171,11.-TL istirdadına , karşı davanın ise reddine karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Karar davalı/ karşı davacı yanca istinaf edilmiş ve istinaf gerekçesinde ; ilk derece mahkemesinin taraflar arasında mal teslimi hususu ihtilaflı 20/10/2013 tarihli ve 1.201.482,58 TL ( 516.840 USD ) bedelli fatura içeriğindeki malların teslim edilmediği, bu hususta eksik teslim olduğu e-mail yazışmaları ile kanıtlanmış olmasına rağmen tam teslim kabul etmesi nedeni ile oluşturulan kararın hatalı olduğu , asıl davanın kabulü ve karşı davanın reddine karar verilmek üzere ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Davacı/ karşı davalı yan da katılma yoluyla kararı istinaf etmiş ve “…Asıl dava, icra takibi nedeniyle borçlu bulunulmadığının tespitini içeren menfi tespit davası olarak açılmış, ancak yargılama sırasında istirdat davasına dönüşmüştür. İcra takibinden bağımsız olarak açılmış bir istirdat davası değildir. Davalı karşı davacı , kendisine teminat olarak verilen senedi haksız olara, kötü niyetle icraya koymuştur. Bu nedenle kötü niyet tazminatına hükmedilmemiş olması hukuka uygun değildir. Müvekkillerimiz icra takibi nedeniyle ödeme yapmak zorunda kalmışlar ve bugün itibari ile ödediklerini faizi ile geri alsalar dahi döviz bazında ciddi zararları oluşmuştur. Bu nedenle hüküm fıkrasında “ kütüniyet tazminatının reddine” kısmının kaldırılarak kabul edilen tutar üzerinden % 20 den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini istemek zarureti doğmuştur. . Yerel mahkeme , karşı davayı reddederek hükmün C- kısmında “ Davacı karşı davalılar vekille temsil olunduğundan” demek suretiyle davalı karşı davacı aleyhine 19.442,75 TL. vekalet ücretine hükmetmiştir. Karşı dava değeri ve dava için yatırılan ilk harç ( 3.800,40TL.) ile karşı davacıya ikmal ettirilen( 5.569,77TL.) harçlar toplamı dikkate alındığında vekâlet ücretinin eksik hesap edildiği anlaşılmaktadır. . Karşı dava ile 224.879,22TL. alacak talebinde bulunulmuş ve bu tutarın harcı karşı davacı tarafından yatırılmıştır. 30.12.2013 tarihli 78.480USD bedelli Ve 30.01.2013 tarihli 78.480USD bedelli çekler nedeniyle de borçlu bulunmadıklarının tespiti karşı dava ile talep edilmiş, yerel mahkemece 156.960 USD ‘nin dava tarihinde ki kur karşılığı üzerinden harç ikmal ettirilmiştir. 156.960USD ‘nin dava tarihinde ki kur karşılığı ( 2.1881x 156.960= ) 343.444TL. olmaktadır. Böylece toplam karşı dava değeri 568.323TL. olmaktadır. Karşı dava için hükmedilmesi gereken vekâlet ücreti; 36.682 TL. Olması gerekirken sehven 19.442,75TL. olarak hesaplandığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle yerel mahkeme hükmünün ilgili kısmının düzeltilmesini talep ederiz. …” denilmek suretiyle kararı istinaf etmişlerdir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE :Asıl dava,menfi tespit ve istirdat istemine ilişkin olup karşı dava ise menfi tespit ve alacak isteminden kaynaklanmaktadır.Tarafların manganez madeni ile ilgili alım satım ilişkisi içinde oldukları ihtilafsız olup, ihtilafın 2013 yılı ticari ilişkisi ve bu kapsamda 20/10/2013 tarihli ve 1.201.482,58 TL ( 516.840 USD ) bedelli fatura içeriğindeki malların teslim edilip edilmediği ve buna göre davacının bakiye alacağı bulunup bulunmadığı ile davalı yanın takibe konu ettiği senedin mahiyeti ve bu senetten kaynaklı bir alacak/borç hususu olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.Yapılan bilirkişi incelemesi neticesi rapor ve ek rapr alınmış ancak her iki raporda da davalar talepler açısından denetime elverişli hesaplamalar içeren , davanın ve karşı davanın bağımsızlığı ve ayrı ayrı hüküm kurulmasına elverişli hesap yöntemi ve incelemeleri içeren raporlar olmadığı, varılan nihai hesaplamaların denetlenebilir olmadığı mahkemenin sonuca esas aldığı miktarların izahının net ve denetlenebilir olmadığı , bu nedenle rapor ve ek raporun uyuşmazlığın muhasebesel çözümünde yetersiz kaldığı görülmektedir.Ayrıca sözleşmelerde satın alınan mamülün kuru/ yaş olarak hangisinin dikkate alınacağı hususundaki hükümlerin karar yerinde tartışılmadığı da görülmüştür.Bu nedenle konusunda uzman farklı bir heyetten alınacak ve denetime elverişli yeni rapor alınarak oluşacak sonuca göre hüküm verilmesi gerektiğinden hüküm kurmaya elverişli olmayan rapor ile hüküm verilmesi isabetli olmadığından davalı/karşı davacı yanın istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılmasına davacı karşı davalı vekilinin istinaf talebinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1 – Davalı/karşı davacı yanın istinaf başvurusunun KABULÜ ile , ilk derece mahkemesinin kararının HMK 353/1-a 6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA 2- Gerekçede açıklanan eksikliklerin giderilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE 3-İstinaf karar harcının istinaf eden yanlara iadesine 4- Davalı /karşı davacının yaptığı istinaf gideri olan başvuru harcı 85,70 TL, iki tebligat gideri 22,00 TL, posta gideri 20,00 TL ki toplam 127,70 TL yargılama giderinin davacı/karşı davalı yandan alınıp davalı/karşı davacı yana verilmesine5- Duruşmasız inceleme yapılmış olmakla ücreti vekalet tayinine yer olmadığına
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK 353/1-a -6 madde gereğince KESİN olmak üzere ve oy birliğiyle karar verildi . 17/10/2019