Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/2592 E. 2019/2286 K. 30.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/2592 Esas
KARAR NO : 2019/2286 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/02/2017
NUMARASI : 2015/119 E. – 2017/30 K.
DAVANIN KONUSU: Marka Tecavüzün tespiti, önlenmesi maddi manevi tazminat
KARAR TARİHİ: 30/10/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :Davacı vekili dava dilekçesinde; Süt ve süt ürünleri üretimi yapan müvekkilin Antalya’nın köklü Yörük ailelerince kurulduğunu 1976 yılında endüstriyel üretime başladığını, müvekkil adına tescilli … markası olduğunu, davalının aynı sınıfta faaliyet gösterdiğini ve … markasını kullandığını, … ibareli ürünlerin yurtdışına ihraç edileceğini öğrenmeleri üzerine Adana Gümrük Müdürlüğü’ne başvurarak ürünlerin gümrük çıkışının 22.05.2015 tarihli kararla durdurulduğunu, taklit ve tecavüze konu olan bir tır kadar ürünün ambara konulduğunu, müvekkil şirkete ait … markası ile davalı şirketin ürünleri üzerinde kullanılan … ibaresinin ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu, davalının kullandığı … ibaresinin başta süt ve süt ürünleri olmak üzere Nice sınıfında 29. sınıf emtialarda kullanıldığını müvekkilin … markasının bu sınıfta tescilli olduğunu, müvekkilinin … markasının tanınmış olduğunu ve onunla özdeşleşmiş olduğunu, davalı şirkete Antalya …. Noterinin 07.05.2015 tarih ve … yevmiye no’lu ihtarname keşide edildiğini davalının, müvekkilce keşide edilen ihtarnameyi almaktan imtina ettiğini ve haksız kullanıma devam ettiğini, davalı eyleminin MarKHK m.9 ve 61 uyarınca marka hakkına tecavüz teşkil ettiğini vc TTK m.54 ve 55/l/a/4 uyarınca haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti, men’i, refi, MarKHK m.66/2/b uyarınca 5.000,00 TL maddi ve 20.000,00 TL manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde ; taraf markalarının görsel olarak farklı olduğunu, davacının tescilli markaları ile müvekkilin tedbir konulan ürünleri üzerinde kullanılan markanın ne yazılışı ve kullanılan şeklin birbirine benzemediğini, karıştırma ihtimali olmadığını, davacının kötüniyetli olarak Gümrük Müdürlüğüne şikayette bulunduğunu, müvekkil ürünlerinin davacı tarafından durdurulmasından sonra davacının 2015/44381 ve 2015/44373 no’lu marka tescil başvurusunda bulunduğun davacının, müvekkilin koruma hakkında sahip olduğu bir marka ile ilgili hak sahibi olduğu iddiasıyla tedbir talebinde bulunmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, haksız davanın reddini beyan ve talep etmiştir.Fer-i müdahil vekili beyanında; Gümrük Müdürlüğünde depoda bulunan malların müvekkil şirket tarafından satın alınmış olduğunu, müvekkilin bu ürünleri Irak Devleti’nde satılmak üzere aldığını, müvekkili firmanın ihraç edeceği bu ürünlerin beyaz kalıp peynir olduğunu, TPE nezdinde 29. sınıfta ALYA ibareli birçok markanın tescil edilmiş olduğunu … ve … markalarının renk, şekil ve tasarım olarak hiçbir benzerlik ihtiva etmediğini markaların anlamları ve yazılış şekillerinin de farklı olduğunu, davacı markasının yalnızca tescil edilmiş olduğunu ancak Türkiye’de kullanılmamış bir marka olduğundan tescilin iptali şartlarının mevcut olduğunu davacının, mallara gümrükte el konulmasının ardından ürünler üzerindeki markaya benzeyen kötüniyetli bir tescil başvurusunda bulunulmuş olduğunu haksız davanın reddini beyan etmiştir.İstanbul 2.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 09/02/2017 tarihli 2015/119 Esas-2017/30 Karar sayılı kararıyla; ” davalının davacıya ait tescilli marka hakkına tecavüz teşkil edecek şekilde ürün ambalajları üzerinde … ibaresini kullanmasının davacı marka hakkına tecavüz teşkil ettiği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile; davacının… tescil nolu … markası ile ayırt edilemeyecek benzerlik teşkil eden davalının … ibaresini ürün ambalajlarında kullanması nedeniyle davacı marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetinin tespitine, tecavüzün ve haksız rekabetin durdurulması, önlenmesi, giderilmesine, KHK 66/2-b uyarınca hesap edilen 1.355,11 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair maddi tazminat talebinin reddine, Adana Gümrük Müdürlüğünün 22.05.2015 tarihli yazısı ile tespit ve tedbire konu el konulan tecavüze konu ürün kaplarının imhasına ,ürün üretimine ilişkin makine kalıp vs. vasıtalara ilişkin el koyma ve imha talebinin reddine, davacının marka hakkının ihlalinden kaynaklanan manevi zararına ilişkin takdiren 2.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine fazlaya dair manevi tazminat talebinin reddine” karar verilmiştir.Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesi ile; mahkemenin manevi tazminat yönünden taleplerinin çok altında bir tazminata hükmettiğini, 20.000 TL manevi tazminat talep etmelerine rağmen 2.000 TL tazminata hükmedildiğini, bu şekilde indirimin gerekçesinin de yazılmadığını beyanla mahkeme kararının manevi tazminat yönünden kaldırılmasını talep etmiştir.Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesi ile; davacıya ait … markasının tanınmış marka olmadığını, davacı markası ile müvekkilinin markasının görselleri incelendiğinde benzer olmadığını, davacı markasının esas unsurunun A harfi ve şekil olmasına rağmen bilirkişi raporunda markanın esas ve yardımcı unsurları arasında açıklama yapılmadığını, davacının tescilli markası ile müvekkilinin kullandığı marka arasında hiçbir benzerlik bulunmadığını, davacının markasını tescil edilmiş haliyle kullanmadığını, davacının tescilli markası olarak beyan ettiği ve müvekkilinin markasına benzeyen 22/05/2015 tarihli 2015/44381 ve 2015/44373 no’lu başvurularının müvekkilinin gümrükte davacı tarafından durdurulmasından sonra yapıldığını, müvekkilinin kullandığı … markasının başka bir şirket adına kayıtlı olduğunu, müvekkiline karşı dava açma hakkının bu üçüncü kişiye ait olduğunu, davacının … markası sahibine karşı açmış olduğu dava bulunmadığını, davacının iyi niyetli olmadığını, marka korumasından yararlanamayacağını beyan etmiştir.Davacı, Antalya … Noteri’nin 07.05.2015 tarih ve … yevmiye no’lu ihtarnamesi ile adına tescilli olan … markası adı altında davacının bir takım ürünler üreteceği, yurtiçine/yurtdışına pazarlanacağı bilgisine ulaştıklarını, … markası ile ilgili olarak muhatap tarafından bir üretim yapılmamasını ihtar ettiği, ihtarnamenin muhataba teslim edilememiş olduğu anlaşılmıştır.İlk derece mahkemesi tarafından dosya kapsamında alınan, 05/01/2016 tarihli üç kişilik bilirkişi heyeti kök raporunda; TPE nezdinde … tescil no’lu ve esas unsuru … olan markanın 29. sınıfla “süt ve süt ürünleri’ de dahil olmak üzere tescil edilmiş olduğu davacı markasının tanınmış olduğunu beyan etmiş ise de, davacı markasının tanınmış marka olduğunu ispat edecek herhangi bir delil dosyaya ibraz edilmemiş olduğundan, … markasının tanınmış marka olduğu iddiasının ispat edilememiş olduğu davacının … markasının süt ve süt ürünleri (peynir dahil) için tescil edilmiş olduğu davalının ürettiği peynir ürünlerinde … markasının kullanıldığı; taraf markalarının esas unsuru olan … ve … ibarelerinin söyleniş/fonetik yönden benzer olduğu beyan edilmiştir.Bilirkişi heyeti ek raporunda; davalı ticari defterleri incelemiş ve usulüne uygun bir şekilde tutulduğu sahibi lehine delil teşkil ettiği belirtilmiş incelenen ticari defterlerinde marka ile ilgili ibare kaydı olmadığı, faturaları içeriğinde yer alan mallarda marka isminin yer aldığı, davalı şirketin düzenlediği, sonrasında iptal ettiği 18.05.2015 tarihinde … nolu irsaliyeli fatura dışında … ibaresi ile ürün satışı tespit edilmediği, bu faturanın davalı defterlerine işlenmediği, gümrük işlemlerinin gerçekleşmediği, 10/06/2015 tarihli … yevmiye numaralı irsaliyeli faturanın 135.510,65 TL olarak kaydedildiği, ürünlerin Adana Gümrük Müdürlüğü’nde beyanname ile … adresine ihraç edildiği, ihracat işlemini gerçekleştirseydi 1.355,11 TL faaliyet kâr’ı elde edebileceği, marka hakkına tecavüz nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebi açısından “kusur” şartının gerçekleşmiş olduğu talep edilebilecek maddi tazminatın 1.355,11 TL olduğunu, beyan ettikleri anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E :Davacı vekilinin dava dilekçesinde davalının de 29. Sınıfta tescilli … başvuru numaralı ve 35. Sınıfta tescilli … başvuru numaralı … markasından kaynaklanan haklarına dayanarak, davalının “… Köy Tipi Peynir” ibareli kullanımının davacının marka haklarına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, meni refi, maddi ve manevi tazminat talebinde bulunduğu anlaşılmıştır.Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde davacı markalarının tanınmış olmadığını, taraflarca kullanılan markaların benzer olmadığını, davacının markasını tescil edildiği şekilden farklı kullanıldığını, davacının davalının gümrük işlerinin durdurulduğu gün davalı kullanımına benzer başvurular yaptığını, kötü niyetli olduğunu beyan ettiği anlaşılmış; ilk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporunda, dosyada davacı markalarının tanınmışlığına ilişkin delil sunulmadığının beyan edildiği ancak davacının 29. Sınıfta “süt ve süt ürünleri” emtia grubunda tescilli … başvuru numaralı şekil+…. ibareli markasının bulunduğu, davalının gümrükte el konulan peynir ürün kovaları üzerindeki “… Köy Tipi Peynir” ibareli marka kullanımında, Köy Tipi Peynir ibaresinin ürünün cinsini belirttiği, jenerik unsur olduğu, ayırt edici olmadığı, davalı markasında davacı markasının başına G harfi getirerek kullanımın markaya ayırt edicilik kazandırmadığı, davalı vekilinin davacı markasının esas unsurunun A şekil ibaresi olduğuna yönelik iddiasının yerinde olmadığı, sözcük unsurunun ön planda olduğu ve farklı renkler kullanımın ayırt edicilik kazandırmadığı, ilk derece mahkemesinin kararının yerinde olduğu kanaatine varılarak davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.Davacı vekilinin istinaf başvurusunda 20.000 TL manevi tazminat talep ettiklerini, 2.000TL’ya hükmedildiğini beyan ettiği anlaşılmışsa da; davacı tarafın ihtarnamesinin davalı tarafa tebliğ edilmediği, davalı defterlerinin incelenmesinde,davalının sonrasında iptal ettiği 18.05.2015 tarihinde … nolu irsaliyeli fatura dışında … / … ibaresi ile ürün satışı tespit edilmediği , 22/05/2015 tarihinde gümrükte durdurulan davalı ürünleri dışında davalının … markalı ürün satışının tespit edilemediği, ilk derece mahkemesince 1.355,11 TL maddi tazminata hükmedildiği, davanın 26/05/2015 tarihinde açıldığı, ihlal süresi, şekli ve dosya kapsamı göz önüne alınarak davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekili ile davalı vekilinin istinaf istemlerinin ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,2-Davacı yanca, alınması gereken 44,40 TL harcın, peşin alınan 31,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 13,00 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı yanca, alınması gereken 44,40 TL harcın, peşin alınan 31,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 13,00 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,5-İstinaf yargılama giderleri davacı avansından kullanıldığı anlaşılmakla; 60,20 TL (posta-teb-müz) masrafının 1/2 oranında 30,10 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan bakiyenin üzerinde bırakılmasına, 6-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 30/10/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.