Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/2449 E. 2019/2091 K. 11.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/2449 Esas
KARAR NO : 2019/2091
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL(KAPATILAN) 4.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/11/2016
NUMARASI : 2015/76 E. – 2016/119 K.
DAVANIN KONUSU: FSEK’ten Kaynaklanan Haklara Tecavüzün Tespiti, Men’i, Maddi ve Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ: 11/10/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönerilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :Davacı vekilinin dava dilekçesinde; müvekkili şirketin TPE nezdinde 35,38 ve 41.sınıflarda tescilli “…”, 3, 9,14,16, 18, 24, 25, 28,35, 38, 41. sınıflarda tescil aşamasında “…”, 35, 38, 41.sınıflarda tescilli “…” marka sahibi olduğunu, aynı zamanda …’de yayınlanan … isimli dizi filminin yapımcılığını ve prodüksiyonunu sürdürdüğünü ve bu dizinin tüm mali kullanım, fikri mülkiyet, mali kullanım haklarına sahip olduğunu, dizinin oldukça iyi bir reyting aldığını, hal böyle iken yazarı davalı …’in olduğu ve diğer davalı ….Tic. Ve San. A.Ş. Tarafından ” …” ismi ile 2.basım halinde dava konusu kitabın basıldığını ve yurt içi, yurt dışı birçok kitap satış noktaları, kitap evleri ve birçok internet sitesinde satışa sunulduğunu, davalıların bu yolla bir taraftan müvekkili şirketin sahip olduğu marka isim ve kullanım haklarına bir taraftan da müvekkili şirketin yapım ve prodüksiyonunu gerçekleştirdiği …’de yayınlanan …simli dizi film eseri üzerinde sahip olduğu fikri mülkiyet ve mali kullanım haklarına haksız tecavüz ederek, müvekkili şirketin maddi ve manevi zarara uğrattığını, davalıların davaya konu …. isimli kitabının Eylül 2012 tarihinde 1.basımda … ismi ile basım ve satışını yapmışken, nisan 2015 tarihli 2.basımda … ismi ile tekrar piyasaya sürerek basım ve satışını yapmasının nedeninin müvekkili şirket yapımı olan dizinin yakaladığı başarı ve popülaritesinden faydalanarak, bu yolla kitabın satış tirajını arttırarak haksız kazan sağlamak olduğunu belirterek, tecavüzün men’ine yönelik … adlı kitap veya kitapların çoğaltılmış nüshalarının, basım, yayım ve imale yarayan her türlü kalıp ve çoğaltma vasıtalarının zaptına ve mühürlenmesine, ilam ve basımın yapıldığı yerlerin kapatılmasına ve mühürlenmesine, çoğaltılmış nüshalarının dağıtımının durdurulmasına, yayım, dağıtımı ve satışa sunulduğu ve bulundukları tüm mahallerden toplatılmasına dair ihtiyati tedbir kararı verilmesini, müvekkili şirkete ait, 556 sayılı M.K.H.K.H.K. Uyarınca Marka Kullanım Haklarına ve 5846 sayılı FSEK uyarınca mali haklara haksız tecavüzün ref’i ve şimdilik 10.000.TL maddi, 2.500.TL manevi olmak üzere toplam 12.500.TL tazminatın müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı …Tic. Ve San. A.Ş. Vekilinin cevap dilekçesi ile; müvekkili … Yayınları’nın 1982 yılından itibaren sürdürmekte olduğu profesyonel yayın hayatına Türkiye’nin en çok satan yayınevi olarak devam ettiğini, her türlü hukuki problemi iyi niyet kaideleri ile çözmeye çalıştığını, davacı yanın herhangi bir iletişime geçmeden, hiçbir ihtar göndermeden, tazminat talepli işbu davayı açmasının etik olmadığını, davacının kullanmış olduğu dizinin ismi … olmakla birlikte, ….ibaresinin kullanım tekelini almalarının hukuken kabul edilemeyeceğini, … ibaresinin geçmişten günümüze “… isimli kitap, … isimli kitap, vs” şeklinde kullanılmış olduğunu, bu denli geniş kullanım alanı olan bir ibarenin, herhangi bir ayırt edici bir unsu olmaksızın tescil edilmesi, daha sonrasında da tazminat talep edilmesinin hukuki hakların kötüye kullanılması olduğunu, dava konusu kitabın davacı yanın … isimli dizisine herhangi bir maddi veya manevi zararı bulunmadığını, yalnızca 3200 adet baskı yapan bir kitabın davacı yanda bu denli büyük tahribat yaratmasının kabul edilemez olduğunu, davacının talep ettiği tazminat miktarının fahiş olduğunu belirterek, haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı … vekilinin cevap dilekçesi ile, müvekkiline ait dava konusu kitabın 1.baskısının 2012 yılı eylül ayında …. başlığı ile “…” alt isim altında diğer davalı … işbirliği ile yayınlandığını, daha sonra gelen bir takım eleştiriler doğrultusunda Ocak 2015 tarihinde ikinci baskısı yapılan kitabın yine …. başlığı ile “…” alt ismi kullanılmasına karar verildiğini, müvekkilinin kitap ismini seçerken daha sonra yazmayı planladığı, ilk kitabın devamı olan ve … konu alan “…” ve yine bu kitabın da devamı olan …. dönemini ve Rumeli’ye geçişi konu alacak olan “….” kitapları ile bir roman üçlemesi yazımı tasarladığı için ilk kitabın adı için “…” isminin uygun görüldüğünü, ayrıca müvekkilinin Cumhuriyetin kuruluşunun önünü açmış olan ve Sakarya Meydan Muharebesini yazmadığı planladığı kitabı için de “…” ismini düşündüğünü, halihazırda gayet yaygın bir kullanım alanı olan “… isminin kullanılmasından ötürü davacı tarafından herhangi bir iyi niyetli iletişime geçilmeksizin dava açılmasının etik olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İstanbul 4.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 29/11/2016 tarihli 2015/76 Esas 2016/119 Karar sayılı kararıyla; yazar …’in… isimli kitabının ilk baskısının 2012 yılında yapıldığı, …. isimli diziden esinlenmiş olmasının mümkün almadığı, davalı kullanımının ve kitabının eser niteliğinde olduğu, kitabın ikinci baskısında geçen …. kelimesi üzerinde davacı tarafın markasal hakkı bulunmakla birlikte, Osmanlı Tarihini anlatan eserlerde …. kelimesinin kullanımının yaygın olduğu, … isimli TV dizisi ile dava konusu kitap arasında benzerlikler olsa da, konunun tüm tarihçiler ve yazarlar tarafından ele alınan tarihi bir vakıa olduğu, davalı tarafça kullanılan … kelimesinin tüketici nezdinde iltibas oluşturmayacağı, okuyucu kitlesi nezdinde film ile roman arasında işletmesel bir bağlantı yaratmayacağı, bu nedenle davalı kullanımının markaya tecavüz oluşturmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; davalıların kitabın ikinci baskısını …. ismi ile basmalarının nedeninin, …. isimli dizinin popülaritesinden faydalanmk olduğunu, dizi konsepti ve kitabın Osmanlı dönemi kuruluş dönemi anlatımını içerdiğini, davalı yazarın 07/05/2015 tarihli duruşmada ; ” O dönemde …. sözü tabi ki revaçta olmuştur. Ben karşı tarafın bu sözcüğü markalaştırdığından haberdar değildim öyle olsa idi buna engel olurdum” dediğini,-Davalıların kamuoyu ve izleyici yönü ile karışıklık yarattığını, bir çok izleyicinin dizinin kitabı çıktı diyerek satın aldığını,-Müvekkilinin … ismi ile 41.sınıfta tescil ettirdiği markasının bulunduğunu, kitap yayınlama alt hizmetinde kullanmak hakkından yoksun bırakıldığını, marka haklarına tecavüz ettiğini,-Davanın ikamesinden sonra davalıların yaptığı gibi görselleri yer verilen başka kitapların da sebep yokken … ismiyle basıldığını, dava açtıklarını,-Dava konusu kitabın konu ve konseptinin de müvekkiline ait dizi ile örtüştüğünü, davalıların birinci basıda satılmayan kitaplarını müvekkilinin dizisinin popülaritesinden faydalanarak ikinci basıya … ismi vererek satmaya çalıştığını, ikinci basıda kitabın isminin değiştirilmesinin olağan bir şey olmadığını, başka kitaplara da … ismi konmuşsa da buradaki kullanımın iyi niyetli olmadığını ve zamanlama olarak manidar olduğunu, dava ikame edildikten sonra davalı yayınevi tarafından … ibaresini marka olarak tescil ettirmek istediklerini ancak başvurunun reddedildiğini,-Müvekkilinin eseri üzerinde sahip olduğu fikri mülkiyet ve mali haklarına tecavüz edildiğini beyanla mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.Davalılar vekili istinaf dilekçesine karşı cevap vermemiştir.İlk derece mahkemesince dosya kapsamında üç kişilik bilirkişi heyetinden alınan 01.03.2016 tarihli raporda; davacı ve davalı ürünlerinin her birinin kendi alanında özgün eserler olduğu, … ve … ibarelerinin TV dizisinin tescilinden önce de yaygın bir şekilde kullanıldığının, yazarın kitabının içerik itibarıyla TV dizisi ile örtüşmediğini, başka bir kurguya dayanan özgün bir eser olduğunu, … ibaresinin kitabın ikinci baskısında kapağında yer almasının, “okuyucu kitlesi nezdinde film ile roman arasında işletmesel bağ intibaını yaratmayacağını beyan etmişlerdir.Davacı tarafça rapora itiraz edilmesi üzerine mahkemece , Osmanlı Tarihi konusunda uzman bilirkişi İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi…nda heyete dahil edilmesi suretiyle ek rapor alınmasına karar verildiği, bilirkişilerce tanzim olunan 14.07.2016 tarihli ek raporda; Diriliş kelimesi üzerinde davacının markasal hakkı bulunmakla birlikte, DİRİLİŞ kelimesinin yaygın bir kullanım olduğu, davacı dizisi ile davalı kitap konusu arasında benzerlikler olsa da, konunun tüm tarihçiler ve yazarlar tarafından ele alınan tarihi bir vakıa olduğu, tüketici nezdinde iltibas yaratmayacağı, okuyucu nezdinde işletmesel bir bağlantı intibaı yaratmayacağı beyan edilmiştir.TPMK’dan celp edilen tescil kaydından … başvuru numaralı …. ” markasının, ….sınıflarda davacı adına 26/12/2014 başvuru tarihinden itibaren tescil edildiği görülmüştür.
G E R E K Ç E :Davacı vekilinin …. ibareli tescilli markaları ve yapımcısı olduğunu ileri sürdüğü … isimli dizi film üzerindeki mali haklarına dayanarak, davalının 2. Basımı yapılan “…” isimli kitabın isminde … isminin kullanılmasının markadan ve eserden kaynaklanan haklarına tecavüz ve haksız rekabet ettiğinin tespiti, refi, maddi ve manevi tazminata karar verilmesini istemiştir.5846 Sayılı FSEK 83.maddesinde “bir eserin ad ve alametleri ile çoğaltılmış nüshalarının şekilleri, iltibasa meydan verebilecek surette diğer bir eserde veya çoğaltılmış nüshalarında kullanılamaz. Birinci fıkra hükmü umumen kullanılan ve ayırt edici vasfı bulunmayan ad alamet ve dış şekiller hakkında uygulanmaz” hükmü düzenlenmiştir.Eser adlarının müstakilen eser olarak korunamayacağı ancak FSEK 83. madde gereğince genel olarak kullanılmayan ve ayırt edici vasfı olması nedeniyle başka bir eserde kullanılmasının yasaklanabileceği kural olarak kabul edilmekle birlikte, … adının mahkemece alınan bilirkişi kök ve ek raporlarında incelendiği üzere, yerli ve yabancı birçok yazara ait kitabın adı olarak kullanıldığı, günümüze kadar birçok esere ad olduğu, FSEK 83. madde anlamında özgün ve ayırt edici olmadığı tespit edilmekle, haksız rekabet çerçevesinde eser adı olarak korunabilecek bir ad olmadığı kanaatine varılmıştır.İlk derece mahkemesince markaya tecavüzün bulunmadığı gerekçesiyle markaya tecavüze yönelik davanın da reddine karar verildiği ancak kararda “…. kelimesinin tüketici nezdinde iltibas oluşturmayacağı, okuyucu kitlesi nezdinde film ile roman arasında işletmesel bağlantı oluşturmayacağı” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de; davacının markalarının 41. Sınıfta ” kitap, dergi, basım, yayıncılık hizmeti ” sınıfında kayıtlı olduğu, ancak DİRİLİŞ ibaresinin, üzerinde bulunduğu kitap emtiasını, diğer müteşebbislerin kitap ve yayıncılık hizmetinden ayıran markasal kullanım olmadığı, davalıların belirli bir mal yada hizmetle ilişkilendirilebilir markasal kullanımı bulunmadığından, ilk derece mahkemesinin davanın reddi kararının yerinde olduğu kanaatiyle, davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 44,40 TL harcın, peşin alınan 31,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 13,00 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 11/10/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.