Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/2420 E. 2019/2083 K. 11.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/2420 Esas
KARAR NO : 2019/2083
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/12/2016
NUMARASI : 2016/286 E. – 2016/911 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 11/10/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketi temsilen … tarafından 20/11/2015 tarihinde, 2015 model … şasi nolu silap Land Rover marka araç satış sözleşmesi yapılarak davalı şirketten satın alınmış olduğunu, satış bedeli olarak 175.000,00 EURO olarak kararlaştırıldığını, satış bedelinin 20/11/2015 tarihinde 160.000,00 EURO luk kısmını … Bankasından , 15.000,00 EURO’luk kısmını ise .. Bankasından davalı şirketin … Bankasında bulunan hesabına ödeme yapılmış olduğunu, aracın satın alındıktan 1 gün sonra fabrika çıkışlı arıza vermiş olduğundan, ağır ayıp dolayısıyla 21/112015 tarihinde davalı şirkete satım konusu aracın hasarsız bir şekilde iade edilmiş olduğunu, müvekkili tarafından ödenen satım bedelinin 23/11/2015 tarihinde, davacı müvekkiline … Bankası hesabına 175.000,00 EURO nun aynen bu miktar olarak iadesinin yapılacağının açıkça belirtilmiş olduğunu, ancak belirtilen bu tarihte satım bedeli olan 175.000,00 EURO nun iadesinin yapılmamış olduğunu, bunun yerine 27/11/2015 vade tarihli olarak 1008782 nolu 527.625,00 TL tutarında … çeki verilmiş olduğunu, müvekkilinin bu çeki almak zorunda kaldığını, fiili ödeme günü olan 27/11/2015 tarihinde T.C Merkez Bankası Döviz satış kuru (Euro/TL ) 3,0994 olduğunu, bu tarihte ödenmesi gereken tutarın : 3,0994 x 175.000,00 Euro = 542.395,00 TL olduğunu, 14.770,00 TL eksik ödeme yapılmış olduğunu belirterek, 14.770,00 TL alacağın taahhüt tarihi olan 23/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; Müvekkili şirket tarafından, davacı şirkete … şase numaralı … marka araç 20.11.2015 tarihli araç satış sözleşmesi uyarınca 175.000 Euro bedel ile satılmış olduğunu, söz konusu aracın davacı şirket tarafından satın alınmasının akabinde araç fabrika çıkışlı olarak arızalanmış olduğunu, söz konusu aracın arızalanması üzerine davacı şirket tarafından aracın müvekkili şirkete iade edilmiş olduğunu, bunun üzerine, müvekkil şirket tarafından aracın iadesine karşılık olarak 527.625 TL değerinde çek verilerek aracın bedeli ödendiğini, müvekkili şirket tarafından yapılmış olan ödemenin davacı şirket tarafından kabul edildiğini ancak, müvekkili şirket tarafından ödemenin yapılmasından aylar sonra eksik ödeme yapıldığına ilişkin davanın açılmasının Türk Medeni Kanunu madde 2 uyarınca dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, somut olayda ifa yerine edimin gerçekleştiğini , davacı şirketin zorunda kalarak çeki aldığı hususu kabul edilebilecek bir husus olmadığını, nitekim davacı şirketin tacir olup, basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğü kapsamında çek ile ödemeyi kabul etmeyebileceğini ve alacağını birtakım hukuki yollarla tahsil etmesinin söz konusu olabileceğini belirterek, davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. İstanbul 11.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26.12.2016 tarihli 2016/286 E. – 2016/911 K.sayılı kararıyla; davalı tarafça 27.11.2015 tarihli çek’in düzenlenerek, o tarihteki kur üzerinden 175.000,00 EURO’nun karşılığı olan 527.625,00 TL çek’in davacıya verildiği ancak 6098 sayılı TBK’nın 229/1-1 maddesinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmediği kanaatine varıldığı, TBK’nın 133 maddesinde de açıkça “yeni bir borçla bir borcun sona erdirilmesi” ancak tarafların bu yöndeki açık iradesi ile olur” hükmü uyarınca ve TBK 133/2 maddesinde de, “özellikle mevcut borç için kambiyo taahhüdünde bulunulması veya yeni bir alacak senedi yada yeni bir kefalet senedi düzenlenmesi, tarafların açık yenileme iradeleri olmadıkça yenileme sayılmaz ” hükmü de dikkate alındığında, davalının 23/11/2015 tarihli kur üzerinden EURO karşılığı TL olarak 27/11/2015 tarihli çeki davacıya vermekle ayrıca bir borç yenileme sözleşmesi sunmadığından, taraflar arasında borç yenilemeden bahsedilemeyeceği, bu haliyle de davalının üzerine düşen iade edilen araç bedeli karşılığının , davacıya satımda kararlaştırılan ve alınan, 175.000,00 EURO olarak ödemekle borcundan kurtulabileceği, bu nedenle de 23/11/2015 tarihli kur üzerinden hesaplanarak çeke bağlanan ödeme dışında kalan 27/11/2015 tarihli kur üzerinden ( ödeme günündeki ) yapılan hesaplamada, davacının davalıdan talep ettiği 14.770,00 TL daha borcu olduğu , gerekçesiyle yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir. Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; mahkemece yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan deliller değerlendirilmeden tarafların defter ve kayıtları incelenmeden ön inceleme duruşmasında karar verilmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu,
-Dava dilekçesi eki olarak sunulan üç numaralı yazının müvekkili şirketin yetkilisi tarafından imzalanmadığını, o tarihte şirket yetkilisinin … olduğunu, yazıyı imzalayan … şirketi temsil ve ilzam yetkisi bulunmadığını, müvekkili şirket tarafından taahhüt edilen bir vade tarihi olmadığından, davacı şirketin BK 99/3 maddesindeki seçimlik haklarını kullanamayacağını, müvekkili şirketin temerrüdünden bahsedilemeyeceğini, -Müvekkili tarafından yapılan ödemenin, “ifa yerine geçen edim” niteliğinde olup, davacı şirket tarafından çekin alınmasıyla borcu ifa yükümlülüğünün sona erdiğini, ifa yerine geçen edimin borcun yenilenmesi olmadığını, herhangi bir ihtirazi kayıt konulmaksızın 27.11.2015 tarihli 527.625,00 TL tutarlı çekin davacı şirketten teslim alınıp bedelinin de tahsil edildiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekilinin daha sonra vekillikten çekilme dilekçesi ibraz ettiği anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E :Davacı vekilinin dava dilekçesinde; davalı taraf ile ayıplı çıkan aracın davalıya iadesi ile 175.000 EURO araç bedelinin 23/11/2015 tarihinde müvekkiline iadesi konusunda anlaştıklarını ancak bedel iadesinin 23/11/2015 tarihinde hesaba havale edilmediğini, 27/11/2015 tarihinde çek düzenlendiğini beyanla ödeme tarihindeki kur farkı 14.770,00 TL’nin tahsilini talep ettiği, ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verildiği, davalı vekilinin istinaf başvurusunda bulunduğu anlaşılmıştır.Davacı vekilinin araç bedelini dövizle ödediği ve kural olarak ayıp nedeniyle bedel iadesinin de döviz cinsinden yapılmasını isteme hakkının bulunduğu ancak dava konusu uyuşmazlıkta davalının çekle ödemede bulunduğu hususunda ihtilaf bulunmamaktadır.Çek bir ödeme vasıtası olup döviz üzerinden düzenlenmesi mümkün olduğu gibi, bedel hanesi verildiği tarihteki döviz satış kuru üzerinden de hesap edilerek doldurulabileceğinden, buna rağmen ödemeyi TL üzerinden çek olarak kabul eden davacının, bu aşamadan sonra kur farkı isteyemeyeceğinin kabulü ile davanın reddi gerekirken (emsal Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 13/03/2019 tarihli 2018/1227 Esas-2019/1611 Karar sayılı kararı) farklı gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmesi yerinde görülmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-Davalı vekilinin istinaf isteminin esastan KABULÜNE, 6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince İstanbul 11.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26.12.2016 tarihli 2016/286 E. – 2016/911 K.sayılı kararının KALDIRILMASINA,-Davanın reddine, 2-Alınması gerekli 44,40 TL maktu red harcının davacı tarafça peşin yatırılan 252,24 TL nin mahsubu ile bakiye 207,84 TL harcın talep üzerine davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,5-İstinaf yargılaması yönünden;a-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davalı tarafa iadesine,b-İstinaf yargılaması sırasında davalı tarafından yapılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 14,00 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 99,70 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
c-Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 38,00 TL tebligat ve posta giderinin üzerinde bırakılmasına, 6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 11/10/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.