Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO : 2017/240 Esas
KARAR NO : 2018/1790
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/10/2016
NUMARASI : 2015/171 E. – 2016/167 K.
DAVANIN KONUSU : Marka (Tecavüzün Giderilmesi İstemli)
KARAR TARİHİ : 12/09/2018
BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ’nden verilen 13/10/2016 tarihli kararına karşı davacı davalı tarafın istinaf başvurusu üzerine dosya dairemize intikal etmekle, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde, “davacının 2006 yılından bu yana kendisine ait çeşitli tescilli markalarla ıslak mendil üretip yurtiçinde ve yurtdışında ihracaat yapan saygın bir firma olduğunu, davalıların emek ve maddi harcama yapmadan davacıya ait ambalajı kullanıp … adı altında daha düşük fiyatla satıp pazarlaması sebebiyle haksız rekabet yarattığını, bu sebeplerle tecavüzün ve haksız rekabetin tespitine, ürünlere el konulmasına karar verilmesini” talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, “davalının söz konusu ürünleri piyasadan temin ederek ….a sattığını, davalının köklü bir firma olduğunu, kendi adına tescilli marka ve ürünleri olduğunu, bu sebeplerle açılan davanın reddine karar verilmesini” talep etmiştir.
Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 13.10.2016 tarih, 2015/171 esas, 2016/167 karar sayılı ilamı ile; Davacı tarafın davasının kabulü ile, davalı tarafların davacıya ait … markasına yönelik davalı tarafların satışa sunduğu … Babs ürünlerin orjinal ürün olmayıp davacıya ait…. marka ve ambalajına yönelik marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet olduğunun tespiti ve men’i’ne, Davalı tarafların satışa sunduğu …. ürünlerine el konulmasına, ürünlerin piyasaya sunulmasının satışının yapılmasının tanıtımının yapılmasının engellenmesine, El konulan ürünlerin masrafı davalı taraftan alınmak suretiyle imhasına, Kararın kesinleştikten sonra 5 büyük gazeteden birinde masrafı davalılardan alınmak suretiyle ilanına, karar verdiği anlaşılmıştır.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde, “davacının dava dilekçesinde belirtilen taleplerinin bir kısmı kabul edilmesine rağmen reddedilen talepler yönünden davalı yararına vekalet ücreti takdir edilmediği, kök ve ek rapor arasındaki zıtlıkların ek rapor esas alınarak giderilmesinin usule aykırı olduğunu, davalılardan … -…’ın ürünleri nereden aldığını fatura ile ispat etmiş olmasına rağmen davanın kabul edilmesinin dosya kapsamına aykırı olduğunu, davacının markasının tanınmadığını, davalıların ürünü satış ve pazarlamasından ne gibi bir menfaat elde ettiğinin araştırılmadığını” belirterek ilk derece mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasını talep etmiştir.
Dosyada mevcut rapor ve ek rapor arasında dairemizce çelişki görülerek yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve 2 ayrı heyetten 2 bilirkişi raporu alınmıştır.
19.03.2018 tarihli bilirkişi raporunda sonuç olarak, “davalı ürününde, davacı ürününün boyut, genel dizayn, yapı, renk tonlamaları ile benzer şekilde kullanıldığı, ürünler arasındaki benzerliğin bilgilenmiş genel kullanıcı algısında iltibas yaratacak nitelikte olduğu, ambalaj taklidi yapılan ürünlerde … markasının aynen kullanıldığı,” görüşü açıklanmıştır.
25.05.2018 tarihli bilirkişi raporunda ise “kalite bakımından davacı ürününün kalitesinin daha iyi olduğu, tarafların mendil ürünlerinin kokularının tamamen ayrılık gösterdiği, ambalaj tasarımlarının boyut, genel dizayn, yapı, renk tonlamaları ve ürün kod numaralarının, davacı orjinal ürünü ile aynı olduğu, davalı tarafa ait ürünün orjinal olamadığı” görüşü açıklanmıştır.
Gerek ilk derece mahkemesi, gerekse dairemizce yaptırılan bilirkişi incelemeleri sonucunda ibraz edilen bilirkişi raporları, ürün örnekleri ve tüm delillere göre dava konusu ıslak mendil ürünlerinin orjinal olmayıp, taklit ürünler olduğu, bu ürünlerin ambalaj tasarımlarının birebir taklit edildiği ve ayrıca ürünlerinde davacıya ait … markasının da izinsiz olarak kullandığı, bu nedenle davalının eyleminin, dava tarihinde yürürlükte bulunan 556 sayılı KHK’nın 9.maddesi kapsamında davacının marka hakkına tecavüz oluşturduğu, karara bağlanmayan taleplerin tali nitelikte olması nedeniyle davanın kısmen kabul edilmiş olarak görülemeyeceği, dolayısıyla ilk derece mahkemesi kararının yerinde olduğu anlaşılmakla, istinaf isteminin reddi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Yukarıda açıklanan gerekçe ile davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin 6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 35,90 TL harcın, peşin alınan 29,20 TL harçtan mahsubu ile bakiye 6,70 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-İstinaf incelemesi duruşmalı yapıldığından, duruşma sayısı da dikkate alınarak 2017 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, davacı gider avansından karşılan 1.500,00 TL bilirkişi ücreti ile 242,00 TL (posta, teb-müz) olmak üzere toplam 1.742,00 TL’nin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 12/09/2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.