Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/2377 E. 2019/2073 K. 11.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/2377 Esas
KARAR NO : 2019/2073
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/02/2017
NUMARASI : 2015/3 E. – 2017/22 K.
DAVANIN KONUSU: Markanın Hükümsüzlüğü
KARAR TARİHİ: 11/10/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı adına tescilli 22/07/2008 tarihli … başvuru numaralı “… www…com.tr” markasının, davacının tanınmış markası olan özel/01577 numaralı “…” markası ve davacı adına 1997 yılından itibaren tescilli eses unsuru “…” olan seri markalar ile iltibas yarattığı, davalının davacı şirketin markasının tanınmışlığından istifade amacıyla davacıya ait olan tanınmış marka ile iltibas oluşturacak derecede benzerini kendi adına tescil ettirdiği iddiasıyla davalının markasının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalı markası olan … “info” ve logo bütünlüğü esas unsuru ile birlikte “…”nin kısaltmasından oluşan “…” kelimelerinden oluştuğunu, dava konusu markaların logoları karşılaştırıldığında iki tarafın da logolarında birbirinden farklı yazı karakterleri kullanıldığını, bu sebeplerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiş, ayrıca ıslah dilekçesi ile zamanaşımı itirazında bulunduklarını beyan etmiştir. İstanbul Anadolu 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 16/02/2017 tarihli 2015/3 Esas, 2017/22 Karar sayılı kararıyla;” hükümsüzlüğü talep edilen 2008/43337 numaralı “… www…..com.tr” markasının 23.09.2009 tarihinde tescil edildiği, davanın ise 09.01.2015 tarihinde ikame edildiği, dolayısıyla markanın hükümsüzlüğü talebinde hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu, 556 sayılı KHK’nin 42/1-a maddesi uyarınca kötüniyetli tescil yapılmışsa hükümsüzlük davasının hak düşürücü süreye tabi olmadığı, davacı tarafın dava dilekçesinde açıkça kötüniyetli tescilden söz etmemişse de, davalının davacıya ait markanın tanınmışlığından yararlanmak amacıyla markasını tescil ettirdiğine dair iddiasının kötüniyetli tescil iddiası olarak yorumlanarak bu yönde de inceleme yapıldığı, davacı tarafça bu konuda dosyaya herhangi bir delil sunulmadığı, davalının “…” ibaresi ile birlikte başka yan unsurlara yer vererek marka oluşturduğu, dava konusu markada “…” ibaresinin “…” ibaresinin baş harflerinden oluşturulduğu ve davalının sunduğu hizmetin cinsini belirtmek amacıyla kullanıldığı, davacıya ait markaların esas unsuru olan “…” ibaresini kötüniyetli olarak tescil ettirdiği iddiasının yerinde olmadığı sonucuna varıldığı, 5 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra dava açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; başvuru konusu kararda da belirtildiği üzere ve 556 Sayılı KHK 42/1 (a) bendinde “Markanın tescilinde kötü niyet varsa iptal davası süreye bağlı değildir” hükmünün düzenlendiğini, müvekkilinin markasının sektörde çok tanınmış bir marka olduğunu, TPE’nin T/01577 sayılı kararıyla müvekkilinin şirketinin mağazacılık hizmetlerinde tanınmışlığının kabul edildiğini, karar tarihinin 16/05/2008 tarihli olduğunu, davalının müvekkilinin tanınmış olduğu mağazacılık hizmetlerini de kapsayacak biçimde tescil ettirdiğini ve … ibaresini ön plana çıkaracak şekilde kullanmaya başladığını (dava açıldıktan sonra tescil edildiği şekilde kullanıldığını), … ibaresini kırmızıyla yazdığını, müvekkilinin markasının da kırmızı dikdörtgen içerisinde beyaz harflerle oluşturulduğunu, Türkiye’de faaliyet gösteren davalı şirketin başvuru tarihi itibarıyla tanınmış … mağazalarından haberdar olmadığının düşünülemeyeceğini, KHK 42/1 (a) maddesi gereğince hükümsüzlük davasının süreye tabi olmadığını, karardaki … ibaresinin “…” ibaresinin baş harflerinden oluştuğuna dair mahkeme kabulünün sadece “bilgisayar hizmetleri” bakımından değerlendirilebileceğini, davacı markasının 35. sınıfta tanınmışlığı gözönüne alındığında, davalı şirketin mağazacılık hizmetlerinde … esas unsurlu markayı tescil ettirmesinin, kötü niyetinin açık göstergesi olduğunu beyanla mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. Davalı vekilinin istinafa cevabında; davanın 5 yıllık süreden sonra açıldığını, davacı tarafça müvekkilinin kötü niyetli olduğunun ispatı gerektiğini, kötü niyet iddialarına dayanak olarak dosyaya delil sunulmadığını, müvekkiline ait markada “…..” ibaresinin “….” ibaresinin baş harflerinden oluşturulduğunu, markalar arasında bağlantı bulunmadığını beyanla istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini istemiştir. TPMK kayıtlarından davacıya ait “…” ibaresini içeren … numaralı markaların TPE nezdinde tescil edildiği, ayrıca yine davacıya ait 2008-M-3101 sayılı “…” markasının TPE tarafından “aynı adı taşıyan süpermarketler aracılığıyla müşterilen malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için çeşitli malların bir araya getirilmesi hizmetleri” alanındaki tanınmışlığı dikkate alınarak tanınmış marka olarak tespitine karar verildiği, davalıya ait “…+www….com.tr” markasının ise TPE nezdinde 9, 35 ve 42.sınıflarda 23.09.2009 tarihinde tescil edildiği tespit edilmiştir.İlk derece mahkemesince dosya kapsamında alınan 18.11.2016 tarihli raporda; www…..com.tr alan adı kaydının,… San ve Tic. Ltd. Şti tarafından 29.05.2008 tarihinde yapıldığı ve 28.05.2018 tarihine kadar kayıtlı olduğu, www….com.tr alan adlı internet sitesinden “…” adlı firmanın bilgisayar ve yazılım hizmeti verdiği, internet sitesinin her sayfasında “…” logosunun yer aldığı, davacı adına tescil edilmiş olup esas unsuru “…” olan markanın TPE/YİDK’nın 16/05/2008 sayılı kararı ile tanınmış marka olduğuna karar verildiği, taraf markalarının esas unsurlarının benzer olduğu, markaların aynı emtia sınıflarında tescil edildiği ve davacının “…” markasının tanınmış marka olması nedeniyle, 556 sayılı KHK’nin 8/1-b maddesine göre hükümsüzlük şartlarının mevcut olduğunu beyan ettikleri görülmüştür.
G E R E K Ç E : Davalıya ait … tescil numaralı “… www…..com.tr” markasının davacı markaları ile karıştırılma ihtimali bulunduğu ve kötüniyetli olarak tescil edildiği iddiasıyla açılan hükümsüzlük davasında, ilk derece mahkemesince , davacının kötü niyetli tescil iddiasını ispatlayamadığı, hükümsüzlük davasının da 5 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verdiği görülmüştür.Davacıya ait … markasının TPE’nin T/01577 sayılı kararıyla 16/05/2008 tarihinde “aynı adı taşıyan süpermarketler aracılığıyla müşterilen malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için çeşitli malların bir araya getirilmesi hizmetleri” alanındaki tanınmışlığı dikkate alınarak tanınmış marka olarak tespitine karar verildi ise de; kötü niyetin tespitinde önceki markadan haberdar olma veya bilebilecek durumda olmanın tek başına belirleyici nitelikte olmadığı, başvuru sırasındaki tüm faktörlerin dikkate alınması gerektiği, davalının markasının asıl unsurunun “…” ibaresi olduğu, davalının aynı ibareyi taşıyan alan adlı web sitesinden “bilgisayar ve yazılım ” hizmeti verdiği, … ibaresinin ingilizce “bilgi ” anlamında olduğu, markanın sonundaki “…” ibaresinin ise “…” ibaresinin baş harflerinden oluşturulduğunu beyan ettiği, davalının alan adının 29.05.2008 tarihinde tescil edildiği göz önüne alınarak ilk derece mahkemesinin davalının kötü niyetinin ispatlanamadığına yönelik tespiti ile, davanın 5 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığından reddine ilişkin kararının yerinde olduğu kanaatiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 44,40 TL harcın, peşin alınan 31,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 13,00 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4- Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 11/10/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.