Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/2365 E. 2019/2101 K. 11.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/2365 Esas
KARAR NO : 2019/2101
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/02/2017
NUMARASI : 2014/287 E. – 2017/31 K.
DAVANIN KONUSU : Marka (Tecavüzün tespiti ve Manevi Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ: 11/10/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı şirketlerin 1997 yılında İstanbul Pendik’te kurulduğunu, 273 şube ile hizmet verdiğini, davacı şirketlerin, kardeş şirketler olduğunu, “…” unsurlu tescilli markaların sahibi olduklarını, … şirketinin, 35. ve 43. sınıflarda “…” unsurlu 10 tescilli markanın sahibi iken, … şirketinin ise 29. ve 30. sınıflarda tescilli 8 markanın sahibi olduğunu, “…” ibaresinin ayrıca, davacı şirketlerden birinin ticaret unvanının esaslı unsuru olduğunu, davalı şirketin ise kullandığı “…” ibaresiyle davacıların marka haklarına tecavüz ettiğini, davalı şirkete gönderilen ihtarnameden netice alınamaması üzerine İstanbul Anadolu 1. Fikri ve Sinai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2014/24 D. İş sayılı dosyası ile tecavüzün tespit edildiğini, 556 sayılı KHK’nin ve TTK’nun hükümlerine göre, davacıların “…” markasına 556 sayılı KHK’nin 61/1. maddesi uyarınca tecavüz edildiğinin, TTK’nun 54. maddesi uyarınca haksız rekabet edildiğinin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine ve bu suretle tecavüzün giderilmesine, TTK’nun 50,51 ve 52. maddeleri uyarınca davacı şirketin ticaret unvanından doğan haklarının ihlal edildiğinin tespitine, durdurulmasına ve önlenmesine, bu suretle tecavüzün giderilmesine, 556 sayılı KHK’nin 66/b maddesi uyarınca fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak şartıyla 5.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, kararın masrafı davalıdan alınmak suretiyle tirajı en yüksek üç gazetede ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili süresinden sonra sunduğu cevap dilekçesinde; davalı şirketin 1993 yılından beri tespit yapılan adreste faaliyet gösterdiğini, “.. “, “… “, “…” gibi ibareleri kullanmakta iken, davacı şirketlerin henüz kurulmadığını, davalı şirketin küçük bir dükkanda faaliyet göstermekte olup mahalleli tarafından bilindiğini, davacı şirketlerin ise ana caddeler üzerinde . imaj ve işaretlerle faaliyet gösterdiklerini, dolayısıyla tüketici nezdinde karıştırma ihtimali bulunmadığını, davalı şirket tarafından kullanılan “…” ibaresinin, davacılar adına tescilli olmadığını, marka hakkına tecavüz edildiğinin ileriye sürülmesinin yerinde olmadığını, 556 sayılı KHK’nın 9. maddesinde sayılan korumaya değer kapsamda da olmadığını, zira nitelikli ilişkilendirme sağlayacak şekilde belirgin, görünür bir kullanımın söz konusu olmadığını, davalı firmanın marketinin bu ibareleri davacı firmalar kurulmadan önce, marka tescilinden çok önce değişik şekillerde kullandığını, bu nedenle imaj, itibar transferinden ve buna dayalı olarak haksız kazanç, haksız rekabet ve zarara uğramaktan söz etmenin mümkün olmadığını belirterek, açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekilinin cevaba cevap dilekçesinde; cevap dilekçesinin ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra verildiğini, muvafakatinin bulunmadığını beyan ettiği görülmüştür.İstanbul Anadolu 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 28/02/2017 tarihli 2014/287 Esas- 2017/31 Karar sayılı kararıyla; ” Davanın kabulüne, davalının davacılara ait “…” esas unsurlu tescilli markaları ile karıştırılabilecek şekilde “…” ibaresini ürün ve hizmetlerinde markasal olarak kullanmak suretiyle davacıların marka ve ticaret unvanlarından kaynaklanan haklarına tecavüz ettiğinin ve haksız rekabette bulunduğunun tespitine, tecavüzün ve haksız rekabetin durdurulmasına, önlenmesine ve giderilmesine, tecavüze konu olan “…” markasının benzeri “…” markasının yer aldığı mal ve hizmetler, ticari iş evrakı, malzeme, tabelalar, bilboardlar ve diğer her türlü tanıtım ve reklam vasıtaları üzerinde bu markanın davalı tarafça kullanılmasının yasaklanmasına ve engellenmesine, marka, ticaret unvanı ihlali ve haksız rekabet teşkil eden ürünlerin üretildikleri, satıldıkları, piyasaya sunuldukları ve ticari amaçlarla bulunduruldukları yerlerden toplanarak el konulmasına ve markanın kullanıldığı tüm ürün, tabela ve diğer tanıtım vasıtalarının kaldırılmasına ve imha edilmesine,5.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, kararın masrafı davalıdan alınmak suretiyle Türkiye çapında yayım yapan tirajı en yüksek 3 gazeteden birinde yayınlanmasına, karar verilmiştir.Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde; müvekkilinin dava konusu edilen karıştırılabilecek nitelikteki ibareleri davacılardan önce kullanmaya başladığını, tescil tarihlerinden önceye ait faturalarının bulunduğunu, D.İş dosyasındaki bir kısım fotoğrafların müvekkili ile ilgisinin bulunmadığını, itirazlarının ve faturalarının incelenmesi gerektiğini, bilirkişi raporundaki hataların yerinde inceleme yapılarak giderilmesi gerektiğine dair taleplerinin gerekçesiz olarak reddedildiğini, eksik incelemeyle karar verildiğini, müvekkilinin kullanımlarını tespit dosyası ile birlikte hemen kaldırdığını , dava açıldığı tarihte kullanmadığını, müvekkilinin küçük bir mahalle marketi olması nedeniyle bilirkişiler gelince korkarak tüm yazı ve ibareleri kaldırdığını,durumun mahkemece değerlendirilmeden farazi karar verildiğini beyanla mahkeme kararının kaldırılarak davanın esastan reddine karar verilmesini istemiştir. Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde; yargılama sırasındaki beyanlarını tekrarla davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Taraflara ait ticaret sicil kayıtlarından; davacı …Sanayi Ticaret Limited Şirketi’nin 21/12/2005 tarihinde, davacı … Sanayi Limited Şirketi’nin 06/10/1997, davalı …Ticaret Limited Şirketi’nin 19/02/1993 tarihinde sicile kaydedildikleri görülmüştür.TPMK kayıtlarından; 35. sınıfta 2013 …. numaralı “… toptan fiyatına perakende satış+şekil”, 2007 24370 numaralı “şekil+… ekspres”, 2007 27002 numaralı “şekil+…. ekspres toptan fiyatına satış”, … numaralı “… ekspres toptan fiyatına satış+şekil”, 2011 03486 numaralı “… ekspres toptan fiyatına satış+şekil”, 35. ve 43. sınıflarda … numaralı “şekil+… ekspres toptan fiyatına perakende satış”, 35. sınıfta … numaralı “şekil+… kalite bir haktır”, 2006 10655 numaralı “şekil+… kalite bir haktır”, 29. sınıfta 2007 26997 numaralı “çerezim+şekil+…”, 2008 11591 numaralı “şekil+… yağız”, 30. sınıfta 2007 27001 numaralı “mis+şekil+…”, 29. sınıfta 2007 18140 numaralı “şekil+… kalite bir haktır hakpiliç”, 2008 09327 numaralı “şekil+….. halis”, 2007 66132 numaralı “şekil+… haket”, 29. ve 30. sınıflarda “…+şekil”, 30. sınıfta …. numaralı “akun+şekil+…” markalarının davacılara ait olduğu tespit edilmiştir.İstanbul Anadolu 1. FSHHM’nin 2014/24 D. İş sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda, karşı tarafın … markasının tespit isteyen tarafa ait markalarda esas unsur alarak bulunan … ibaresine benzer olduğu, yapılan tespitte elde edilen delillere göre, tespit isteyen taraf markalarının birebir aynısının kullanılmadığı, esas unsur olan … ibaresine benzer … ibaresinin ürün ve reklamlarda kullanıldığının tespit edildiği, yapılan tespitte karşı tarafın kullandığı görülen … ibaresinin Türk Patent Enstitüsü nezdinde tescilinin bulunamadığı bildirilmiştir.İlk derece mahkemesince dosya kapsamında alınan 14/09/2015 tarihli raporda; davalıya ait “…” markasal kullanımının, davacılar adına tescilli “…” unsurlu seri markalar ile benzer nitelikte olduğu ve davacılara ait markaların tescilli olduğu mal ve hizmetlerle aynı mal ve hizmetler açısından karıştırılma ihtimalinin bulunduğu beyan edilmiştir.
G E R E K Ç E : Marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, meni ve refi ile manevi tazminat talepli davada, marka vekili bilirkişi tarafından davalının adresinde inceleme yapılarak “…” ibaresinin kullanıldığı, takvim, buzdolabı, naylon poşet, ışıklandırma reklam panosu, etiket, araç üzerindeki reklam görsellerini fotoğraflayarak, rapor içeriğinde ibraz ettiği, davalı tarafça dava dilekçesine süresinde cevap vermediği, ön inceleme duruşmasında sunulan cevap dilekçesine davalı tarafça muvaffakat edilmediği, davalı tarafça markanın davacıların tescil tarihinden önce kullanıldığını ispatlar delil sunulmadığı, “…” ibareli unvan tescilinin davalıya öncelik hakkı kazandırmayacağı, ticaret unvanı ve markasal kullanımın birbirinden farklı kavramlar olduğu, tarafların aynı sektörde faaliyet gösterdikleri, hitap ettikleri tüketici kitlesinin aynı olup, davalı tarafça, davacılar adına tescilli seri markaların ayırt edici unsuru “…” ibaresinin önüne ÖZ ibaresi getirilerek “…” olarak kullanımının markasal kullanım olup davacıların tescilli markalarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiği, davalı tarafça davadan önce kullanımı bıraktıklarına yönelik savunmanın davalı tarafça ispatı gerektiği ancak ispat yönünden delil sunulmadığı, manevi tazminat takdirinin de yerinde olduğu anlaşılmakla, ilk derece mahkemesinin kararı ve gerekçesinin usul ve yasaya uygun olduğu kanaatiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 341,55 TL harçtan, peşin alınan 85,38 TL harcın mahsubu ile bakiye 256,17 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yargılama giderleri olarak;a)Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 11,00 TL (posta-teb-müz) masrafının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, b)Davalı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 11/10/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.