Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/2358 E. 2018/1993 K. 28.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/2358 Esas
KARAR NO : 2018/1993
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY(KAPATILAN) 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/03/2017
NUMARASI : 2015/114 E. – 2017/39 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 28/09/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :
Davacı vekili, müvekkilinin … ibareli çok sayıda marka tescili bulunduğunu, davalının … no’lu … + şekil markasının 19.sınıftaki emtia için tescilinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, … markası üzerinde gerçek hak sahibinin müvekkili olduğunu ve davalının tescil ettirdiği … + şekil markasının müvekkiline ait markanın aynısı, ayırd edilemeyecek kadar benzeri olduğunu, iltibasın mevcut bulunduğunu, karıştırma ihtimali bulunduğunu, müvekkilinin markasının tanınmış marka olduğunu, bu nedenlerle davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerektiğini, ayrıca davalının KHK 14.maddesi anlamında markayı kullanmadığını, bu nedenle de kullanmama nedeniyle markanın iptali gerektiğini, öte yandan davalı marka tescilinin kötüniyetli olduğunu iddia ile 556 sayılı KHK 7/1-b, 8/1-b, 8/3, 8/5, 35, 42/1-a ve 42/1-b maddeleri gereği markanın hükümsüzlüğünü, KHK’nın 14.maddesi gereği markanın iptalini, sicilden terkinini ve ilamının talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, “müvekkilinin Erzurum’da bulunduğunu, yetkili mahkemesi Erzurum mahkemesi olduğunu, sessiz kalma yoluyla hak kaybı ve zamanaşımının söz konusu olduğunu, markalar arasında iltibas ve karıştırma ihtimali bulunmadığını, davacının iddialarının yersiz olduğunu” savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkeme, 01.03.2017’de, KHK 63/3 maddesi gereği yetkili mahkemenin, davalının ikametgahı olan Erzurum Mahkemesi olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı vermiştir.
Davacı vekili istinafında, “tahkikat aşamasına geçildikten sonra yetkisizlik kararı verilmesinin yasaya aykırı olduğunu, HMK’nın 117.maddesi gereği ilk itirazların ön sorunlar gibi incelenmesi gerektiğini, ön inceleme duruşmasında tahkikat aşamasına geçilmesinin, yetki itirazının değerlendirildiği anlamına geldiğini, ön inceleme duruşmasında yetki itirazının reddine karar verildiğini, Yargıtay uygulamalarına göre de yargılama keşiflerine uyulmasının bozmayı gerektirdiğini” iddia ile kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı vekili istinafa cevaben, “yetkisizlik kararının isabetli olduğunu, KHK’nın 63.maddesindeki yetki kuralının kesin yetki olduğunu, davanın müvekkilinin ikametgahı mahkemesi olan Erzurum Mahkemesinde görülmesi gerektiğini, kesin yetkinin mahkemece davanın her aşamasında incelenebileceğini” iddia ile istinaf isteminin reddini istemiştir.
Her ne kadar davacı vekili yukarıda yazılı şekilde ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf isteminde bulunmuş ise de,
Gerek dava tarihinde tarihinde yürürlükte bulunan mülga 556 sayılı KHK’nın 63/3.maddesine göre gerekse karar tarihinde ve halen yürürlükte bulunan 6769 sayılı SMK’nın 156/5 maddesi gereğince üçüncü kişilere tescilli sınai hak sahibine karşı açılacak davalarda yetkili mahkemenin sınai mülkiyet hakkı sahibinin Türkiye’deki yerleşim yeri mahkemesi olduğu, somut olayda davalının Erzurum’da yerleşik oluşu nedeniyle de yetkili mahkemenin Erzurum Mahkemesi olduğu, yetki itirazının ön inceleme duruşmasında yanlış değerlendirme ile reddedilmiş olmasının, sonradan yetki konusunda yeniden değerlendirme yapılmasına ve yetkisizlik kararı verilmesine engel oluşturmadığı gözetilerek istinaf isteminin reddi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:
-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,
-Alınması gereken 35,90 TL harcın, peşin alınan 31,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 4,50 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 28/09/2018 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.