Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/2346 E. 2019/2108 K. 15.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/2346 Esas
KARAR NO : 2019/2108
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/01/2017
NUMARASI : 2014/990 2017/65
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 15/10/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili, davalıların elinde bulunan senedi sahte olarak doldurduğunu, senet üzerindeki borç miktarını kabul etmelerinin mümkün olmadığını, müvekkillerinden … dava dışı … A.Ş’nin nitelikli koordinatörü olarak çalıştığını, yine dava dışı …Ltd. Şti’nin dava dışı … A.Ş’den alacağının tahsili için başlattığı icra takibi sırasında … A.Ş’nin tüm muhasebe ve personel ile ilgili kayıtlarının tutulduğu, serverlerin haczedilerek muhafaza altına alındığını, müvekkilinin serverlerin hayati öneme sahip olmaları nedeniyle şirketteki koordinatörlük görevi çerçevesinde alacaklı şirket ve avukatıyla görüşüp anlaşmaya vardığını, buna göre serverlerin … A.Ş’ye yediemin sıfatıyla verildiğini, karşılığında müvekkillerince davaya konu senet üzerine bedeli keşide ve vade tarihi yazılarak verildiğini, senedin .. A.Ş’nin borca karşılık yeni bir senet vermesi, yahut icra dairesinin deposundan … A.Ş’ye yediemin olarak teslim edilen serverlerin tekrar alacaklıya veya icra dairesine iade edilmesi halinde iptal edileceği hususunda anlaşıldığını, bu doğrultuda .. A.Ş yetkililerince icra müdürlüğüne serverlerin iadesi için başvurulmasına rağmen alacaklının talebi olmadığından iade işleminin gerçekleştirilemediğini, ayrıca … A.Ş’nin de ortada borç için kesinleşmiş bir takip olduğundan, aynı borçtan dolayı yeni bir senet vermediğini, ekte sundukları senet metninden de anlaşılacağı üzere serverlerin iadesi halinde senedin iptal edileceğini, ancak davalıların kötüniyetli hareket ederek senedi tedavüle koyduklarını, senetteki ciro sahipleri olan davalılarla müvekkilinin hiçbir ticari ilişkisinin olmadığını, senedin sonradan davalılarca doldurulduğunu, böylece evrakın kambiyo senedi vasfını da kaybettiğini, teminat senedi olarak düzenlenen senedin cirolanmasının kötüniyetli olduğunu belirterek müvekkillerinin davalıya borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı …, davayı kabul etmediğini, kendisinin … Ltd. Şti’nin sahibi olduğunu, Bakırköy ….İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında … şirketinin …. A.Ş aleyhine icra takibi başlattığını, davacıların bu şirketin hisselerini devraldıklarını söyleyerek borcu ödemek istediklerini beyan ettiklerini, avukat …’ın yazhanesinde buluştuklarını, 30/09/2013 tarihine kadar borçlu şirketin cirosu ve davacıların da kefil ve ciranta olarak imzaları bulunduğunu, 2014 Ocak ayı vadeli bir senet ile borcu ödemeleri şartı ile bakiye alacakdan vazgeçerek alacak miktarının 270.000,00 TL olarak ödenmesi hususunda anlaştıklarını, Avukat …’ın teminat senedi istediğini, bunun üzerine davacı …’ın senedi düzenlediğini, bedel, vade ve tanzim tarihiyle imzaların mevcut olduğunu, senedin fotokopisinin çekildiğini, davacıların serverlerin hemen verilmesini istediklerini, bunun üzerine Av. …’ın senedin tam olarak doldurulmasını istediğini, davacıların adres ve diğer bilgileri beyan etmesi üzerine bu kısımları kendisinin yazdığını, avukatın da önceden çekilen fotokopi üzerine anlaşma şartlarını yazarak davacılara verdiğini, ancak davacıların şirkete ait senet ve çek getirmedikleri gibi borcu da ödemediklerini, bunun üzerine kendisinin de borcu nedeniyle bu senedi kullandığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Davalı … vekili, müvekkiline husumet düşmediğini, iddiaların hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, bu iddiaların müvekkiline karşı ileri sürülemeyeceğini, bahse konu senedin … müvekkili tarafından ciro edilmediğini bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; taraflar arasındaki anlaşmada senedin serverlerin teslimini müteakip 30/09/2013 tarihine kadar borçlusu İdaş ve ciranta olarak …, … imzası taşıyan senet verileceğinin taahhüt edildiği, bu durumda teminat olarak alınan senedin iptal edileceğinin yazılı olduğu, ancak İdaş’ın borcu nedeniyle yeni bir senet verilmediği gibi haczedilmiş serverlerin iade edilmediğinin tespit edildiği, dolayısıyla teminat amacıyla verilen bononun hukuki sebebi olan borcun halen varlığını sürdürdüğü, öte yandan dava konusu senedin davalılardan … ciro edildiği, bu durumda teminat iddiasının 3.kişiye karşı ileri sürülemeyeceği, tamamen doldurulmadan bono düzenlenmesinin mümkün olduğu, davacıların davasını ispat edemediği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, kararı davacılar vekili istinaf etmiştir. Davacılar vekili istinaf sebebi olarak; dava dilekçesindeki iddialarını tekrar etmiş, ayrıca dava konusu senedin davalılarca sonradan doldurulduğunu, böylelikle senedin kambiyo vasfının kalmadığını, yine davaya konu senedin teminat senedi olup şarta bağlı olduğunu, buna göre bononun zorunlu şekil şartlarını taşımadığını, mücerret borç ikrarını içeren bir senet olmaktan çıktığını, bu itibarla kambiyo senetlerine özgü yolla takip başlatılamayacağını, bütün bu hususların yargılamayı gerektirdiği ve müvekkillerinin davalılara borcu bulunmadığını gösterdiğini, mahkemece alınan bilirkişi raporunun 8.sayfasında ” senette tahrifat yapıldığı iddiasının incelenmesi uzmanlık alanımızın dışında kalmaktadır” denildiğini, öncelikle senedin kambiyo senedi olup olmadığının tespitinin gerektiğini, bu şekilde bir tespit olmadan hazırlanan bilirkişi raporunun eksik ve hatalı olduğunu, üzerindeki yazıların sonradan yazılıp yazılmadığının tespiti gerektiğini, bu hususta farklı bir bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasını talep etmelerine rağmen bu taleplerinin kabul edilmediğini, eksik ve hatalı rapora dayalı olarak verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, davanın reddinin doğru olmadığını bildirmiştir. … tarafıdan hem davacılar, hem de davalılar aleyhine Bakırköy ….İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında 04/04/2014 tarihinde 270.000,00 TL asıl alacak olmak üzere toplam 272.995,51 TL üzerinden kambiyo senetlerine özgü yolla icra takibi başlatıldığı, takibe dayanak olarak 25/09/2013 tanzim, 15/03/2014 vadeli, 270.000,00 TL bedelli bono ile 19/03/2014 tanzim, 19/03/2014 vade tarihli 150.032,00 TL bedelli bononun gösterildiği, ayrıca söz konusu senedin ödenmediği ve 19/03/2014 tarihinde banka tarafından ödememe protestosunun çekildiği görülmüştür.Bakırköy ….İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında dava dışı… Ltd. Şti’nin dava dışı … A.Ş aleyhine 18/12/2012 tarihinde toplam 636.750,70 TL’nin tahsili için icra takibi başlatıldığı, takibin kesinleştiği, borçlu … A.Ş nezdinde haciz işlemi yapıldığı ve bilgisayar serverlerinin de haczedildiği dosya içeriğinden anlaşılmıştır. Dava konusu senedin 23/09/2013 tanzim, 15/03/2014 vade tarihli, 270.000,00 TL bedelli, keşidecilerinin davacılar, lehtarın davalı …, arka yüzdeki cirantanın davalı … olduğu, sonraki cirantanın ise dosyadaki fotokopiden okunamadığı görülmüştür. Davacı tarafından sunulan fotokopi belgede söz konusu senedin keşidecileri, keşide tarihi, vade tarihi ve bedel kısmının yazılı olup senedin üst kısmına “işbu senet serverlerin tesliminin müteakip 30/09/2013 tarihine kadar borçlusu … A.Ş ve ciranta olarak …, … imzasını taşıyan senet verileceği taahhüdü ile teminat olarak alınmış olup senet verildiğinde iptal edilecektir. Söz konusu senet verilmediği takdirde serverler icraya iade edildiğinde yine iade edilecek, Serverler icraya konmazsa tahsil edilecektir. ” 25/09/2013 Av. … isim ve imza olduğu görülmüştür. Yargılama sırasında alınan iki kişilik bilirkişi raporunda; senedin sebebini teşkil eden … olan borç için yeni bir senet verilmediği gibi haczedilmiş serverlerin de iade edilmediği, dava konusu senedin davalılardan …. ciro edildiğini, bu durumda senet düzenleyen tarafından teminat amacıyla düzenlendiğinin 3.kişiye karşı ileri sürülemeyeceği, bu aşamada menfi tespit iddiasının şartlarının oluşmadığı ve ispata muhtaç olduğu yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca açılan menfi tespit davasıdır. Davacı taraf dava konusu senet nedeniyle borçlu olmadığını iddia etmiş, davalı taraf ise davanın reddini istemiştir. Tarafların kabulünde olan ve Av. … imzasıyla düzenlendiği anlaşılan belgede Bakırköy ….İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında yapılan takip sırasında haczedilen serverlerin teslimini müteakip 30/09/2013 tarihine kadar … A.Ş ve ciranta olarak … ile …’ın imzasını taşıyan senedin verileceği taahhüdü ile teminat olarak alındığının belirtildiği, ayrıca serverlerin icraya iade edildiğinde senedin iade edilecek olduğunun belirtildiği görülmüştür. Bahse konu belge içeriği dikkate alındığında 30/09/2013 tarihine kadar yeni bir senet verilmesi gerekmekte olup davacı tarafça yeni bir senet verilmemiştir. Zaten bu husus davacı tarafın da kabulündedir. Ayrıca serverlerin de icraya iade edildiği hususu da kanıtlanamamıştır.Dolayısıyla davacı taraf dava konusu iddialarını usulüne uygun delillerle kanıtlayamamıştır. Mahkemece bu hususlar gözetilerek yazılı şekilde karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davacılar vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacılar vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 44,40 TL harçtan, peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 13,00 TL harcın davacılardan alınarak hazineye irad kaydına, 3-Davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle ve iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.15/10/2019