Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/2303 E. 2020/316 K. 11.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/2303 Esas
KARAR NO : 2020/316
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/01/2017
NUMARASI : 2015/361 2017/71
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 11/02/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili, müvekkilinin davalıya hurda demir sattığını, satım nedeniyle düzenlenen 29/01/2014 tarihli, 75.391,20 TL bedelli faturanın karşılığında davalının toplam 25.391,00 TL ödeme yaptığını, bakiye 50.000,20 TL borcu kaldığını, alacağın tahsili için başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı sonucu durduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın haksız olduğunu, müvekkili ile dava dışı … arasında 06/01/2014 tarihli sözleşme yapıldığını ve akabinde müvekkilince … banka hesabına 49.903,00 TL havale yapıldığını ve hurdayı aldığını, daha sonra davacının elemanı gelerek … bu gemi hurdasının satımında davacının mütahidi olduğunu, bundan sonraki malları kendilerinin satacaklarını beyan ettiğini, faturanın müvekkiline tebliğ edilmediğini, kalan 25.361,00 TL’lik ücretin de iki parça halinde davacıya havale edildiğini, müvekkilinin iyi niyetli olarak aldığı malların parasını ödediğini, mal aldığı için davacının sunduğu irsaliyeleri de imzaladığını, … tanık olarak dinlenilmesini istediklerini, davacı ile … arasındaki uyuşmazlığın müvekkiline yansıtıldığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; davacının dava dışı … temsil yetkisi verdiği ve bu yetkiye istinaden malın davalıya teslim edildiği, davalının dava dışı şahsa ödeme yapmasının ticaret hayatının olağan akışına uygun olduğunu, davacının dava dışı şahsa ödeme yetkisi verilmediği yolundaki iddiasının genel hükümler çerçevesinde davalıyı bağlamayacağı, temsil yetkisinin şekle bağlı olmadığı, tahsilat için özel yetki verilmemiş olmasının davalıyı ilgilendirmediğini, irsaliyelerde davacı şirket isminin açıkça yer aldığı ve dava dışı şahıs yanında davacının saha müdürü olarak belirtilen kişi ile birlikte hareket eden şahsı da görerek ödeme yapmasının ödemeyi muteber bir ödeme kıldığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf sebebi olarak; yargılama sırasında alınan raporda davacının davalıdan bakiye tutarı isteyebileceğini, ayrıca temsil yetkisi konusunda tahkikatın genişletilmesi yolunda görüş bildirildiğini, davacının yaptığını iddia ettiği ödemenin dava konusu faturaya ilişkin olmadığını, davalıya 15/01/2014-21/01/2014 tarihleri arasında 6 adet irsaliye ile hurda demir teslim edildiğini, müvekkili ile dava dışı taşeron … arasında 22/01/2013 tarihli hurda kesim sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin … ve davalıdan şikayetçi olduğunu, … gemi sökümü işine başlayıp hurdalarını sözleşmeye aykırı olarak çalarak davalıya sattığını, bu konuda müvekkilinin bilgisi ve rızasının olmadığını, … hurdaları satmak ve bedellerini tahsil etme yetkisinin bulunmadığını, davalının 31/01/2014 tarihli jandarma ifadesinde … doğru iş yapmadığını düşündüğünü beyan ettiğini, Mudanya 2.Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2014/966 esas sayılı dosyasına ilişkin evraklar incelendiğinde, hurdaların … tarafından gece kıyıya taşındığı ve davalı araçları ile alındığının aşikar olduğunu, davalının hurdaları alırken … yetkisini araştırması ve gemi malikinin müvekkili olduğunu tespit etmesinin zor bir işlem olmadığını, dolayısıyla fatura bedelinin müvekkiline ödenmesi gerektiğini bilebilecek durumda olduğunu, davalının iyi niyetli olmadığını, 50.000,00 TL’lik davalı ödemesinin muteber olmadığını, … ahzu kab yetkisi bulunmadığını, ayrıca temsil yetkisinin de olmadığını, mahkemenin TBK’nun 40/2 maddesini müvekkili aleyhine yorumladığını, hurdaların davalıya satım ve teslimi konusunda müvekkilinin talimatı ya da muvafakatı olmadığını, … temsilci, ortak veya işçi sıfatının bulunmadığını, hukuki işlemlerin geçersiz olduğunu, bu kişinin yetkisiz temsilci olduğunu, hukuki işlemin davacı adına yapıldığının kabul edilmesi için … bunu davalıya bildirmesi gerektiğini, davalının 31/01/2014 tarihinde jandarma karakolunda ifade verdiğini ve hurdaları 13/01/2014-14/01/2014 tarihinde kendi adına kayıtlı kamyon ile irsaliyesiz ve faturasız olarak yükleyip götürdüğünü, hırsızlık hadisesi ortaya çıktıktan sonra paranın tahsili için risaliye ve faturaların müvekkili tarafından düzenlendiğini, davalının karakol ifadesinden … müvekkilinin temsilcisinin olmadığını bildiğinin açıkça anlaşıldığını, “… bana 13 ve 14 Ocak 2014 tarihinde götürdüğümüz hurdaların (33.7 ton) parasını bana vereceksin dediği için söylemedim.” şeklinde verdiğini, davalının iyi niyetli olmadığını, basiretli davranmadığını bildirmiştir. Davacı tarafından 15 Nisan 2015 tarihinde davalı aleyhine 50.000,20 TL’nin tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, takibin dayanığı olarak fatura ve irsaliyelerin gösterildiği, davalının borca ve ferilerine itiraz ettiği ve takibin durduğu görülmüştür. Davalı tarafından sunulan 06/01/2014 tarihli elle yazılmış sözleşme başlıklı belgede “… Tirilye/Kapanca Limanında bulunan … isimli geminin hurdalarını …’ye 069 TL/kğ sattım …. 50.000,20 TL önden banka hesabına havale yapılmıştır” şeklinde ibare bulunduğu ve altının davalı ile dava dışı … tarafından imzalanmış olduğu görülmüştür. Davalı tarafından dava dışı … hesabına 06/01/2014 tarihinde hurda malzeme bedeli açıklamasıyla 49.900,00 TL ödeme yapıldığı, ayrıca davalı tarafından davacı hesabına 17/01/2014’de hurda avansı açıklamasıyla 19.000,00 TL, 21/01/2014’de hurda avansı açıklamasıyla 6.391,00 TL banka yoluyla ödeme yapıldığı görülmüştür. Davalı tarafından sunulan 14,15,16,17 ve 19/01/2014 tarihli irsaliyelerin incelenmesinde; teslim edenin … , teslim alanın davalı olduğu ve irsaliyelerin davacı antentli olduğu görülmüştür. Davaya konu faturanın 29/01/2014 tarihli, davacı tarafından davalıya düzenlenmiş, 75.391,20 TL bedelli olduğu ve 104.710 kğ demir hurdası satışı nedeniyle düzenlenmiş olduğu görülmüştür. Yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda; davacının defterlerinde dava konusu fatura nedeniyle 50.000,20 TL alacak kaydı bulunduğu, dosyada dava dışı … davacıyı temsilen hareket ettiğine dair kesin ve bağlayıcı bir delil bulunmamakla beraber davalı delilleri, davalının savunmasının haklılığını ihtimal dahilinde gösterdiğinden tahkikatın bu yönden geliştirilmesinin mahkemenin takdirinde olduğu, dava dışı … ile davacı arasındaki ilişki açıklığa kavuşmadan bu konuda kesin bir kanaat belirtmenin mümkün olmadığı yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.Davacı tarafından sunulan hurda kesim sözleşmesinin davacı ile dava dışı … arasında düzenlendiği ve taşeron olan … hurdayı … A.Ş firmasına nakledip bedelini karşılama yükümlülüğü altına girdiği görülmüştür.Mudanya Asliye Ceza Mahkemesi’nde davacının şikayeti üzerine dava dışı … aleyhine açılan güveni kötüye kullanma suçundan adı geçen hakkında katılan ile sanık arasındaki ilişkisi ve sanığın eyleminin hukuki ihtilaf oluşturduğu gerekçesiyle 26/02/2015 tarihinde beraat kararı verildiği görülmüştür.Davalı … 31/01/2014 tarihli jandarmadaki beyanında dava dışı … ile hurda alımı konusunda anlaştığını, 13/01/2014’de 16 ton, 14/01/2014 ‘de 17.7 ton hurda aldığını, daha sonra birçok kez hurda aldığını, irsaliye ve faturaların şirket tarafından düzenlendiğini, irsaliye ve faturaları glomet firması yetkilisi …. kestiğini, toplam 33.700 kğ hurdanın parasını 23.700,00 TL olarak …’a ödediğini, paranın …’a ödenmeyeceğini bilmediğini, yetkili olarak tanıdığını, sonradan öğrendiği kadarıyla ….’ın doğru iş yapmadığını düşündüğünü beyan ettiği görülmüştür.
GEREKÇE:Dava, alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkindir. Davacı, davalıya hurda demir sattığını, bakiye tutarın ödenmediğini iddia etmiş, davalı ise davanın reddini savunmuştur. Dosya içeriğinde davacı ile dava dışı … arasında hurda kesim sözleşmesinin düzenlendiği, bu sözleşmede …’ın taşeron olup sözleşme konusu hurdaları dava dışı … firmasına nakledip bedelini karşılama yükümlülüğü altına girdiği görülmüştür. Öte yandan davacı tarafça dava dışı … aleyhine suç duyurusunda bulunulmuş ve yapılan hazırlık soruşturması sonunda adı geçen kişi aleyhinde güveni kötüye kullanma suçundan dolayı asliye ceza mahkemesinde dava açılmış, yapılan yargılama sonunda ise 26/02/2015 tarihinde katılan ile sanık arasındaki ilişkinin ve sanığın eyleminin hukuki ihtilaf oluşturduğu gerekçesiyle beraatine karar verilmiş ve dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay’a gönderildiği anlaşılmıştır. Dairemizce 6098 Sayılı TBK’nun 74.maddesi bağlamında ceza hakimince belirlenecek maddi olguların hukuk hakimini de bağlayacağı gözetilerek Mudanya Asliye Ceza Mahkemesi’nin bahse konu kararının kesinleşip kesinleşmediği konusunda yazışmalar yapılmış ise de, dosyanın halen Yargıtay’da olduğu anlaşılmıştır. Gerçekten de 6098 Sayılı TBK’nun 74.maddesi uyarınca ceza hakimince belirlenecek maddi olgular hukuk hakimini de bağlar. Bahse konu ceza soruşturmasında beraat kararı verilmekle beraber henüz kesinleşmediği anlaşılmıştır. Bu durumda mahkemece ceza mahkemesi kararının kesinleşmesinin beklenerek tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usule aykırıdır. Hal böyle olunca davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE,2-İstanbul Anadolu 5.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/01/2017 tarih, 2015/361 esas, 2017/71 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Yukarıda gerekçede belirtildiği şekilde ceza davası sonucunun beklenip tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 4-Bu aşamada sair istinaf taleplerinin incelenmesine yer olmadığına, 5-İstinaf peşin harcının talebi halinde davacıya iadesine, 6-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 24,00 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 109,70 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 7-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.11/02/2020