Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/229 E. 2018/987 K. 13.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO : 2017/229 Esas
KARAR NO : 2018/987
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 06/10/2016
NUMARASI : 2014/189 2016/167
DAVANIN KONUSU : Faydalı Model Belgesi (Faydalı Model Belgesinin Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 13/04/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, … ile …’i davalı olarak gösterdiği 8 Eylül 2014 tarihli dava dilekçesinde müvekkilinin 01.08.2011 tarihinden bu yana tıbbi malzeme üretim ve satışını yapan tasarım,… Şti’nde tıbbi malzeme üretimi işinde çalışmakta iken bizzat kendisi tarafından geliştirilen dava konusu … tescil numaralı faydalı model buluşunun davalılar adına TPE’de tescil edildiğini öğrendiğini ve bu duruma karşı itiraz edince 5.8.2014 tarihinde işten çıkarıldığını, dava konusu faydalı modelin çok fonksiyonlu rodlu bilgisayar destekli fiksasyon sistemi olduğunu, bu üründeki “çok ağızlı yivli kilitleme somunu ve içi dişli dışı çok ağızlı yivli kilitleme yardımcı parçası” (çok ağızlı yivli kilitleme somunu) nın müvekkili tararfından geliştirilmiş bir buluş olduğunu, böylece ürünün daha foksiyonel hale geldiğini, müvekkilinin bu buluşu 6 aylık bir çalışma boyunca başardığını, bu çalışmlalar sırasında 2 farklı demo ürün çalışması yaptığı, 3.üründe nihai sonuca ulaştığını, demo ürünlerinin müvekkilinde bulunduğunu, bu faydalı buluşu nedeniyle 2012 ve 2013 yılında çalıştığı iş yerinden müvekkiline 10’ar bin TL ödendiği, ancak bu buluşun davalılar adına tescil edildiğinin müvekkilinin 2014 yılı Haziran ayında öğrendiğini, davalıların dava konusu buluşla bir ilgisinin bulunmadığını belirterek davaya konu 2011/08874 numaralı faydalı modelin hükümsüzlüğüne ve sicilden telkinine, bu talebin kabul görmemesi halinde dava konusu faydalı modelin davalılarla birlikte davacılarında müşteren malik olduğunun tespitine ve sicilden telkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili, 20.11.2014 havalı tarihli dilekçesi ile …..Şti’nin 3 numaralı davalı olarak davaya dahil edilmesini, yine buluşu yapan kişiler olarak diğer davalılar gösterilmiş ise de bu kişilerin isminin terkin edilerek buluşu yapan olarak müvekkilinin adının tescil edilmesine bu talepleri kabul edilmezse müvekkilinin adının adı geçen davalıların isimlerinin yanına eklenmesini istemiştir.
Davalılar vekilinin, 03.10.2014 havale tarihli dilekçesi ile davacının bu davayı açamayacağını zira müvekkilleri…n bu buluşun sahibi olmadığını, patentin hükümsüzlüğü davasının davanın açıldığı anda patent sicilinde patent sahibi olarak kayıtlı kişiye karşı açılması gerektiğini, ayrıca faydalı model belgesi konusu buluşu yapan müvekkilerinin konunun uzmanı olan kişiler olduğunu, davacının iddialarının gerçeğe aykırı olduğunu, davacının uzunca bir süre herhangi bir itirazda bulunmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre davacının dava konusu faydalı model konusu buluşun kendisine ait olduğuna ilişkin tanık ifadeleri dışında somut kanıtlar ortaya koyamadığı, gerçek hak sahibi sayılamayacağı daha öncede dava konusu faydalı modelin kamuya sunulduğunu gösteren herhangi bir delil bulunmadığı, davacının işçi olarak çalıştığı davalıya ait iş yerinde çalışırken gerçekleştirdiğini iddia ettiği buluş üzerinde hak talep edebilmesi için bu buluşu yaptığında yazılı olarak ve gecikmeksizin iş verene bildirmesi gerektiği, bu bildirim kurucu nitelikte ise davacının bu bildirimi yazılı yapmadığından açıklayıcı ise kanıtlar dışında başka bir delil sunmadığından davacının hak sahibi sayılamayacağı, davacı tarafından sunulan ürün demolarının kiminle ne zaman gerçekleştirildiğinin tam anlamıyla tespit edilemediğinden değerlendirmeye alınamayacağı gerekçeleriyle davalı şirket aleyhine açılan davanın esastan, diğer davalılar aleyhine açılan davanın ise davalıların faydalı model tescil belgesinde tescil sahibi olmadığı, faydalı modelin diğer davalı şirket adına tescilli olduğu gerkçeleri ile pasif husumet yokluğundan ayrı ayrı reddine karar verilmiş kararı davacı vekili istinaf etmiştir.
Davacı vekili istinaf sebebi olarak, buluşun iş verene bildirimini hayatın olağan akışına uygun olmadığından kurucu nitelikte olmadığını, nitekim müvekkilinin buluşun davalı şirket adına tescil edilmesine itirazı sonucunda işten çıkartıldığını, orjinal ürün demolarının müvekkilinde bulunması ve duruşmada dinlenen tanık beyanları dikkate alındığında buluşun müvekkiline ait olduğunun ispatlandığı buna rağmen mahkemenin davanın ispatlanmadığı şeklindeki gerekçesinin yerinde olmadığının yine mahkemenin tanık beyanları dışında başkaca somut deliller bulunmadığı yönündeki gerekçesinin de doğru olmadığı, çünkü 19.07.2016 tarihli dilekçe ekinde müvekkilinin meslek lisesi diploması, kalfalık ve ustalık belgelerinin sunulduğunu, davacının davalı şirketin ARGE bölümünde çalıştığının tanık beyanlarında sabit olduğu, ürün demolarının orjinallerinin müvekkilinde bulunduğunu, bu deliller karşısında ispat külfetinin davalı tarafa düştüğünü, yine TPE tarafından dosyaya gönderilen belgelerin dava konusu ürünün yeni olmadığının ortaya koyduğunu ileri sürülmüştür.
TPE’den gelen 30.09.2014 tarihli cevabi yazıdan dava konusu faydalı modelin 2011/08874’de kayıtlı olduğu, 09.09.2011 tarihinden itibaren 10 yıl süreli olarak geçerli olduğu, faydalı model sahibinin davalı şirket, buluşu yapanlarında diğer davalılar olduğu buluşun “çok fonksiyonlu rodlu bilgisayar destekli fiksasyon sistemine ilişkin olduğu görülmüştür.
Dosya içeriğinden davacının 01.08.2001 ila 05.08.2014 tarihleri arasında davalı şirkette çalıştığı ve işten çıkarıldığı anlaşılmıştır.
Davacının demo ürün diye iddia ettikleri metaryelleri kapalı zarf içerisinde dosyaya sunduğu görülmüştür.
Yargılama sırasında alınan 3.08.2015 tarihli 3 kişilik bilirkişi raporunda davacının faydalı model konusu buluşun kendisine ait olduğuna ilişkin tanık ifadeleri dışında somut kanıtlar ortaya koyamadığından gerçek hak sahibi sayılamayacağı, bu dava konusu faydalı modelin daha önce kamuya sunulduğunu gösteren herhangi bir delil de bulunmadığından söz konusu faydalı model belgesinin hükümsüzlüğü için bir nedenin bulnmadığı yönünde görüş bildirilmiş, aynı bilirkişi heyeti tarafından verilen 24.05.2016 tarihli ek raporda ise davacı işcinin buluş yaptığını, davalı iş verene bildirmesi gerektiği ancak eğer bu bildirim kurucu nitelikte ise yazılı bildirim yapmadığından, açıklayıcı ise tanık dışında başka somut delil sunulmadığından davacının hak sahibi sanılamayacağı, ürün demolarının kiminle ne zaman gerçekleştirildikleri tam anlamıyla tespit edilemediğinden değerlendirmeye alınmasının uygun olmadığı ayrıca dava konusu faydalı modelin daha önce kamuya sunulduğu iddia edilmiş ise de; dava konusu faydalı modelin yabancı patent ile biçimsel olarak benzerlik göstermekte ise de, küçük de olsa bir yenilik katması nedeniyle yenilik özelliğine sahip olduğu yolunda görüş bildirilmiştir.
29.04.2015 tarihli duruşmada dinlenen tanık …; aynı iş yerinde çalıştıklarından dolayı davacıyı tanıdığını, davacının mevcut tıbbi aletteki küçük bir parçayı değiştirerek yeni bir kilitleme sistemi oluşturduğunu, değiştirdiği kısmın sıkma aparatı olduğunu, davacının ARGE bölümünde çalıştığını, tanık … ise;kendisinin aynı iş yerinde ARGE nin tasarım kısmında, davacının da ARGE imalat kısmında, davaya konu cihazın daha önce bulunmuş olduğunu, patenti bulunduğunu, aletin mevcut halinde kilit kısmının düz çekme şeklinde olup davacının bunu yivli set haline getirerek kilitlenebilirlilik özelliği kazandırdığını, bu buluş için davacıya ilave bir ödeme yapılmadığını bildirmiştir.
GEREKÇE:
Dava, 551 Sayılı KHK uyarınca açılmış faydalı modelin hükümsüzlüğü ve sicilden terkini talebine ilişkin olup, ayrıca davacı vekilince verilen ıslah dilekçesi ile hükümsüzlük ve sicilden terkin talebinin kabul görmemesi halinde dava konusu faydalı modelin davalılarla birlikte davacının da müşterek malik olduğunun tespiti ve sicile tescili talebine ilişkindir.
Faydalı model belgesinde ıslah dilekçesinde belirtilen gerçek kişilere de davanın yönetilmesi zorunluluğu bulunduğundan ve dava şartı olduğundan davaya dahil edilmiş olmalarından usule aykırılık görülmemştir.
İstinaf yargılaması aşamasında dava konusu buluşun demolarıyla ilgili olarak aşama aşama gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği ve bunun tek bir kişi tarafından yapılmasının mümkün olup olmadığı konusunda rapor aldırılması yoluna gidilmiş, dosyaya 06/03/2018 tarihinde sunulan iki kişilik bilirkişi raporunda; dava konusu olan faydalı modele konu ” çok fonksiyonlu rodlu bilgisayar destekli fiksasyon sistemi ” başlığındaki buluşun bir tasarım geliştirme prosesi bağlamında her biri konusunda uzman farklı disiplin ve görevleri olan bir ekip tarafından tasarlanabileceği, bu nitelikteki bir buluşun bir tek kişinin çalışması ile oluşturulmasının tasarım sistematiği ve ürünün yapısına uygun bulunmadığı, iddiacı tarafın tasarım geliştirme prosesi içinde görevi bağlamında çalışmalar yaptığı yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.
Davalı vekili 15/12/2014 günlü dilekçede; davacının Ar-Ge bölümünde mühendislerin denetiminde ve talimatına göre çalıştığını sadece freze kısmı ile ilgilendiğini, demoları yasaya aykırı olarak ele geçirdiğini savunmuş ise de, ürünün geliştirilme aşamasından nihai ürün aşamasına kadar olan süreci kapsadığı bilirkişi raporu ile anlaşılan demo içeriklerinin davacı tarafından ibrazı nedeniyle usülsüz ele geçirildiğini davalı kanıtlamakla yükümlü olup aynı demoların suretini dahi ibraz edememiştir. Davalı ilk cevabında iddiayı tümden inkar ettiği halde yukarıda belirtilen dilekçede arge departmanında çalıştığını kabul ederek çelişkili beyanda da bulunmuştur. Dinlenen tanıklar da daha önce bilinen bir mekanizma üzerinde davacının faydalı modele konu değişikliği arge departmanınıda yaptığını belirttikleri gibi Yine davacıya 2012, 2013 yılında 10biner liralık ödül verildiği iddia edilmiştir.
Tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde, gerek ilk derece mahkemesinde yapılan yargılamada dinlenen tanıklar, alınan bilirkişi raporu ve gerekse istinaf aşamasında alınan bilirkişi raporu ve yukarıda tartışılan deliller dikkate alındığında davacının davalı şirket nezdinde 01.08.2001 ila 05.08.2014 tarihlerinde çalıştığı, davalıya ait AR-GE departmanında buluşu diğer gerçek kişi davalılarla birlikte gerçekleştirdiği ancak başvuruda davacının buluşu yapanlar bölümünde gösterilmediği kanaat ve sonucuna varılmıştır.
Davacıya buluşun gerçekleştirildiği arge departmanında görev verilmesi nedeniyle buluş hizmet buluşu mahiyetindedir. Mahkeme kararında bilirkişi raporuna atıf yapılarak işçinin buluşu yaptığını yazılı olarak işverene bildirmediğinden söz edilmiş ise de, buluş zaten görevlendirme sonucu işverenin bilgisi dahilinde gerçekleştirildiği halde davacının bilgisi dışında tescil edilmiştir.
551 sayılı KHKnin 18.maddesi ile öngörülen bildirim yükümlülüğü işverenin hizmet buluşu hakkındaki haklarını talep etmesine imkan vermek, ve buluşu anlamasına ve değerlendirmesine imkan verecek teknik problem ve çözümü hakkında işvereni aydınlatmak içindir. Burada buluşun bizzat işveren tarafından oluşturulan ve davacının da dahil olduğu bir ekip tarafından gerçekleştirildiği, iş verenin seçimlik hakkını kullanarak buluşu adına da tescil ettirdiği, kararnamenin 19. Maddesiyle tanınan hakkını kullandığı, düzenlemeleri göz ardı ederek davacıyı dışlamak suretiyle faydalı model tescilini gerçekleştirdiği anlaşıldığından kararname hükümlerini kendisi ihlal etmiştir. 28, maddeye göre işveren hizmet buluşuna patent verilmesi için yaptığı başvuru ve eklerinin suretlerini işçiye vermek ve işçinin talebi üzerine inceleme sırasındaki gelişmeleri ona bildirmekle yükümlüdür. İşveren belirtilen hükümlere aykırı davranarak buluşu adına tescil ettirirken davacıyı tamamen dışlamış olduğundan başvuruda buluşu yapanların belirtilmesine ilişkin kararnamenin12 ve 44. Maddesi gereğince adının buluş yapanlar arasında yer aldığını talep hakkı var ise de, buluş hizmet buluşu olup bir ekip tarafından gerçekleştirildiğinden işveren de tescil ettirmekle yasanın kendisine tanıdığı hakkı kullanmış olmakla davacı faydalı modelin hükümsüzlüğünü isteyemez. Davacının talep edebileceği haklar kararnamenin 22 ve devamındaki maddelerinde düzenlenen bedel isteme haklarından ibarettir.
davacının ıslah dilekçesi de dikkate alınarak buluş yapanlar arasında olduğunun tespitine karar verilmesi gerekir. Ancak ilk derece mahkemesince bu yön gözardı edilerek yazılı şekilde davanın tümden reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, davacı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin İstinaf talebinin KISMEN KABULÜNE,
2- İstanbul 2.FSHHM’nin 06/10/2016 gün, 2014/189 Esas, 2016/167 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Davacı vekilinin 23/11/2014 tarihli ıslah dilekçesi dikkate alınarak 551 sayılı KHK’nun 12. Ve 44.maddesi dikkate alınarak davalı şirket adına tescilli …numaralı faydalı modelin buluşu yapanları arasında davacının da bulunduğunun TESPİTİNE, karar kesinleştiğinde tescil belgesinde davacının isminin de buluş yapanlar arasında düzeltilmesi için kararın bir örneğinin TPMK’ye GÖNDERİLMESİNE, Davacının diğer taleplerinin reddine,
4-Alınması gereken 35,90 TL harçtan, peşin yatırılan 25,20 TL’nin mahsubu ile bakiye 10,70 TL harcın davalılardan alınarak hazineye irad kaydına,
5-Davacı lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir edilen 3.145,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalılar yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir edilen 3.145,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
7- İlk derece yargılamasında davacı tarafından yapılan 25,20 TL başvurma harcı, 25,20 TL peşin harç, 25,20 TL ıslah harcı, 3,80 TL vekalet harcı, 336,50 TL posta ve tebligat gideri ve 1700 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.115,90 TL yargılama giderinin takdiren 1/2’si olan 1.057,95 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
8-İlk derece yargılamasında davalılar tarafından yapılan 15,50 TL vekalet harcı ve 122,50 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 138,00 TL yargılama giderinin takdiren 1/2’si olan 69,00 TL’nin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
9-Davacı yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 3.145,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
10-Davalılar yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 3.145,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
11-Talebi halinde istinaf peşin harcın davacıya iadesine,
12-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan 79,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı ve 156,00 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 235,70 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
13-Davalılar tarafından istinaf aşamasında yapılan masrafların üzerlerinde bırakılmasına,
14-İstinaf incelemesi duruşmalı yapıldığından ve birden fazla duruşma icra edildiğinden davacı lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir edilen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
15-Gerek ilk derecede gerekse istinaf aşamasında taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarının artan kısımlarının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.11/04/2018